Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in BM Genel Sektereri Kofi Annan ile görüşmesinden - New York, BM Genel Merkezi, 28 Temmuz 1997

Sayın Kofi Annan!

Öncelikli olarak benim şahsım için ve temsil ettiğim Azerbaycan Cumhuriyeti için sarfettiğiniz içten kelimelerden dolayı Size şükranlarımı sunarım. Ben Başkan Bill Clinton'un daveti üzerine ABD'ye gerçekleştirdiğim resmi ziyaretten ve New York'ta BM Genel Sekreteri ile görüşmekten memnun kaldım. Sayın Kofi Annan, ben Sizi BM Genel Sekreterliği gibi yüksek bir göreve atanmanızdan dolayı birkez daha yürekten kutlarım ve dünya halkları arasında birlik ve beraberliğin, yoğun ilişkilerin, barışın, huzurun sağlanması alanında evrensel sorunların çözümünde Size başarılar dilerim.

Bu nüfuzlu uluslararası örgütte sıcak karşılandığımın memnunlukla altını çizerek nükleer silahların denenmesinin tamamen yasaklanmasına ilişkin anlaşmanın burada imzalanmasını tarihi bir gelişme olarak değerlendirir ve beyan ederim ki, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti barışçı bir ülkedir ve o, uluslararası kamuoyu tarafından onaylanan hukuk normlarına hep büyük saygı duyar.

BM üyesi olan Azerbaycan Cumhuriyeti'nin karşılaştığı en acılı sorunlardan biri Ermensitan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan'a saldırısı sonucu ülke topraklarının yüzde 20'sinin işgal altında tutulması, bir milyonu aşkın vatandaşımızın yerlerinden, yurtlarından zorla sürülerek çadırlarda zorlu ve dayanılmz koşullar içinde yaşamasıdır. Bu saldırı sonucunda Azerbaycan'ın ekonomisi ve kültürü büyük yağmalara ve yıkımlara uğramış, onbinlerce sivil yaşamını kaybetmiş, yaralanmış ve esir düşmüştür.

Sayın Genel Sekreter, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin saldırısı sonucunda ülkemize vurulan zararla ilgili somut bir izlenim edinmek, sorunun asıl içeriği hakkında bilgi sahibi olmak için önümüzdeki Azerbaycan haritasına bakmak yeterlidir. Azerbaycan'ın işgal edilmiş topraklarının yüzölçümü 16 bin km2'dir, bunun ise sadece 4 bin km2'si Dağlık Karabağ'a ait. Tüm bunlara rağmen, Azerbaycan sorunun barış yoluyla çözümünden yanadır. Ne yazık ki, Ermenistan tarafı, BM Güvenlik Konseyi'nin sorunun çözümü ile ilgili kararlarını umursamıyor ve Azerbaycan topraklarının işgalini sürdürüyor. Fakat Azerbaycan, sorunun barış yoluyla çözümüne yönelik çabalarını bir an bile azaltmıyor. İşte bu amaçla da, 12 mayıs 1994'te Ermenistan ile sağlanmış olan ateşkes anlaşmasını düzenli olarak uyguluyor ve bundan böyle de uygulayacaktır. Biz AGİT üyesi ülkelerin devlet ve hükûmet başkanlarının geçen sene aralık ayında Lizbon'da düzenlenen zirve toplantısında bu sorunun barış yoluyla çözümüyle ilgili kabul ettiği ilkelere çok değer veriyoruz ve onları kılavuz edinerek, barışın sağlanması için fiili adımlar atmaya hazırız. Biz Azerbaycan topraklarının kısa sürede işgalden kurtulmasını, bağımsız devletimizin toprak bütünlüğünün sağlanmasını, mültecilerimizin kendi yerlerine geri dönmelerini istiyoruz ve bunun için hep barışçı girişimlerde bulunuyoruz. Fakat Ermenistan kendi saldırgan niyetlerinden vaz geçmek istemiyor ve dünya ülkeleri tarafından kabul edilmiş ilkeleri yerine getirmeyi ihmal ediyor.

Sayın Genel Sekreter, birkez daha belirtmek isterim ki, biz dünyanın üç büyük nüfuzlu devletinin-ABD'nin, Rusya'nın, Fransa'nın AGİT Minsk Grubu eşbaşkanlığını üstlenmesinden son derece memnunuz ve devlet başkanları Bill Clinton, Boris Yeltsin ve Jacques Chirac'ın Denver'de imzaladıkları ortak bildiriyi sorunun kısa sürede çözümü alanında önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz.

Ben Rusya'dan Ermenistan'a yasadışı yollardan büyük miktarda silah sevkiyatının altını özellikle çizmek isterim. Uluslararası örgütlerin, özellikle BM'nin bu konuya ciddi önem vermesi gerekir. Nitekim savaş sırasında, ateşkesin uzun bir süre devam ettiği dönemde Ermenistan'ın büyük miktarda silah elde etmesinin bu sorunun barışçıl çözümü, genel olarak tüm bölgede huzurun sağlanması açısından çok büyük bir tehlike oluşturduğu kimseye sır değildir.

Eski Sovyetler Birliği üyesi, yeni bağımsızlık kazanmış cumhuriyetlerden sadece Azerbaycan'da her hangi yabancı ülkeye mensup silahlı kuvvetler ve askeri üsler bulunmuyor. Acaba, bu olgu kendi başına Azerbaycan'ın gerçek bir bağımsızlık kazandığının göstergesi değil de, nedir? Birkez daha belirtirim ki, Azerbaycan'ın bağımsızlığı kalıcı ve sarsılmazdır.

Halihazırda Azerbaycan'da sosyopolitik durum istikrarlıdır, demokratik hukuk devletinin kurulması ve reformların uygulanması alanında büyük çalışmalar yapılıyor. Piyasa ilişkileri yolunu tercih eden ülkemizin ekonomisi ile uluslararası birlik arasında sıkı bağların kurulması alanında pekçok başarı kazanmış bulunuyoruz.

Hazar'ın Azerbaycan'a ait sektöründeki yatakların ortak işlenmesi için birçok devletin nüfuzlu şirketleri ile imzalanmış anlaşmalar Azerbaycan'ın zengin doğal kaynaklarının ortak değerlendirilmesi alanında büyük olanaklar sunmuştur. Ülkemize büyük oranda yatırımların yapılması yakın senelerde yeni tesislerin kurulmasına ve demek ki, yeni işyerlerinin açılmasına pekçok yardımı dokunacaktır. Belirtirim ki, cumhuriyetimizin kapıları yabancı işadamlarına açıktır ve Azerbaycan'da onların faaliyeti için her türlü ortam sağlanmıştır.

Sayın Kofi Annan!

BM'nin farklı kuruluşları ile ülkemiz arasındaki işbirliğinin mevcut durumundan memnun kaldığımı belirterek, BM'nin kalkınma programı çerçevesinde cumhuriyetimizde gerçekleştirilen önlemleri çok takdir ediyorum ve Sumgayıt'ın serbest ekonomik bölge ilan edilmesi için yapılan çalışmaların çok büyük önemi olduğunu vurguluyorum.

Sayın Kofi Annan! Görüşmemizin sonunda Sizi - BM'nin saygıdeğer Genel Sekreteri'ni resmi ziyaret için Azerbaycan'a davet ediyorum.

Sayın Genel Sekreter, cumhuriyetimiz adına Size çok güzel bir Azerbaycan halısı hediye ediyorum.