Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vekili, Azerbaycan Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti`nin Başkanı Haydar Aliyev`in bildirisi - Bakü, 5 Temmuz 1993

Ben 2 Temmuz 1993 yılı tarihli bi+ldirimde ABD, Rusya, Türkiye devletlerinin, BM, AGİK ve uluslararası kamuoyunun dikkatini Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarına yönelik yoğun saldırıları sonucu oluşmuş duruma çekerek saldırının durdurulması için gerekli önlemleri almaları yönünde onlara çağrı yapmıştım. Karabağ sorunun barışçıl yoldan çözümlenmesi için girişim başlattıklarından dolayı bu devletlerin çabası sonucunda BM Güvenlik Konseyi`nin 822 sayılı kararının uygulanmasının gerekliliği belirtilmişti.

Bilindiği üzere, AGİK Minsk Konferansı Başkanı Sayın M.Raffaelli 5 Temmuz`da Azerbaycan`a gelecekti. Cumhuriyet yönetimi Sayın Raffaelli`yi ağırlamaya hazırlanarak gerekli önlemleri almış ve onun programını onaylamıştı. Çok büyük üzüntü ve şaşkınlık içinde kaydederim ki, buraya davet edilmiş devletlerin büyükelçileri, yani onların temsil ettikleri devletler gerekli önlemleri almamışlar. Bunu beyan ederek şu gerekçeye dayanıyorum ki, 2 Temmuz`dan sonra Ermenistan silahlı birliklerinin Azerbaycan topraklarına yönelik saldırıları durmak bir yana, hatta 3-4 Temmuz`dan itibaren daha yaygın bir hal almıştır.

Bu yüzden biz ABD, Rusya, Türkiye devletlerinin bu doğrultudaki çalışmalarının ne olduğunu bilmiyoruz. Bununla birlikte biz Sayın Raffaelli`nin Azerbaycan gezisine çok büyük umut besliyorduk. Sayın Raffaelli`nin gezisi ve öngörülmüş takvimin uygulanması Ermenistan birliklerinin saldırlarını durdurur inancındaydık. Ne yazık ki, bugün bize Sayın M. Raffalle`nin Bakü`ye gelmeyeceğini ve genel olarak gezisini ertelediği yönünde bir bilgi ulaştı. Sayın M. Raffaelli`nin aldığı kararın nedenleri bize belli değildir. Onun bu adımına biz bir anlam veremiyoruz, bu karar nedeniyle rahatsızlığımızı ve endişelerimizi ifade ediyoruz. Daha sonra M. Raffaelli`nin bu kararını yabancı ajansların güya Ermenilerin Akdam`ı işgal etmesi ile ilgili yaydıkları habere dayanarak aldığı belli oldu. Eğer büyük siyasi, diplomatik adımlar bir takım ajansların verdikleri pek güvenilir olmayan ve araştırılmamış haberlerin temelinde alınıyorsa bu, sadece olarak, bizi şaşırtıyor ve biz bunu anlayamıyoruz. Nitekim Sayın M.Raffaelli`nin kendi planından geri adım atması ve bölgeye yapılması öngörülen çok önemli gezisini ertelemesi şu demek oluyor ki, Azerbaycan`ın umut bağladığı AGİK artık anlaşmazlığın çözüm sürecinden uzaklaşmak suretiyle kendisinı tecrit ediyor ve bizi Ermenistan`la yalnız başına savaşmak zorunda bırakıyor. Bu ise sorunun sivil yöntemlerle çözüm perspektiflerine önemli bir biçimde zarar veriyor ve bölgede savaşın daha da şiddetlenmesi demek oluyor. Şu durumu kabullenmek ise kesinlikle mümkün değil. Bunun önüne geçmek için ABD, Rusya, Türkiye üstlendikleri görevi yerine getirmeliler ve verdikleri sözlere bağlı kalmalılar. Bu ülkelerin büyükelçilerinin 2 Temmuz sonrasında bu çalışma konusunda sergiledikleri tavır bizi hiçbir şekilde memnun edemez. Eğer büyük devletler bu girişimi üstenmişlerse ve onlar her zaman Azerbaycan Hükümetini Karabağ sorunun barışçı yoldan çözümüne davet etmişlerse, onların da kendi yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekiyor. Birleşimiş Milletler Güvenlik Konseyi`nden soruna müdahale etmesini, kendi olanaklarından ve yetkilerinden yararlanarak gerekli önlemleri almasını rica ediyoruz.

2 Temmuz`dan bu yana Ermenistan silahlı birliklerince yapılan saldırılar sonucunda birçok köyler ve yerleşim alanları işgale uğramış, tahtip edilmiş, yakılmıştır. Pekçok insan hayatını kaybetmiş, çoğu kimse kendi yaşadıkları yerleri terk etmişler ve halihazırda çöllerde çok zor koşullar altında yaşıyorlar. Bunların hepsi, kuşkusuz Ermenistan`ın bilhassa şimdi, bugünlerde çok keskin sadırgan bir tavır izlediğini gösteriyor. Belirtmek istediğim şu, biz yine de Ermenistan tarafının yaptığı askeri saldırının barışçıl yöntemlerle önlenmesi için tüm olanakları değerlendirmeye çalışmışız. Bizzat ben doğrudan Ermenistan Cumhuriyeti`nin yöneticileri ile, Rusya`nın Özel Talimatlar Büyükelçisi V. Kazimirov`la, ABD ve Türkiye`nin Azerbaycan büyükelçileri ile telefon görüşmeleri yaptım, sadırının hemen durdurulmasını rica ettim, sorunun rahat bir ortamda barışçıl yoldan çözümüne davet ettim. Ne yazık ki, bunlar bir sonuç vermemiştir ve Akdam, Fuzuli, Cebrayıl bölgeleri yönünde kanlı çatışmalar şimdi bile sürmektedir.

Biz rica ediyoruz, şu zorlu durumda herkes kendi üzerine düşen görevi gereğince yerine getirsin. Aynı zamanda buraya katılan dış ülkelerin temsilcileri de dahil hiçkimse tüm bunların Ermenistan silahlı birliklerinin sadırıları olmasından kuşkulanmamalıdır ve bu başka türlü değerlendirilemez. Düşünüyoruz ki, böylesine trajik bir durumda bu büyük devletlerin kendi ciddi önlemlerini almaları gerekiyor. Bildiriyi tamamlayarak şunu birkez daha kaydetmek istiyoruz ki, biz Sayın Raffaelli`nin acele gelmesini istiyoruz ve Sayın Raffaelli`nin misyonunun gerçekleştirilmesi konusunda Azerbaycan adına tam garanti veriyoruz. Fakat bu güvencenin her iki tarafça sağlanması gerek. Eğer gerçekten de Ermenistan Cumhuriyeti ve onun Dağlık Karabağ`da konuşlanan güçleri anlaşmazlığın barışçı yoldan çözümünü istiyorlarsa, onlar da bu konuda güvence vermeliler. Üç büyük devlet - Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Türkiye ve Birleşmiş Milletler Sayın Raffaeli`ye bu güvencenin sağlanması için Ermenistan Cumhuriyeti`ne gerekli baskıyı uygulamalılar. Biz Sayın M.Raffaelli`nin kısa sürede gelip çalışmalara başlayacağını umuyoruz.