Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in ABD Eski Dışişleri Bakanı Larry Eagleburger`le görüşmesinden - 22 Kasım 1999

Haydar Aliyev: Ben Sizin fırsat bulup birkaç saatliğine de olsa Azerbaycan`ı ziyaret etmenizden çok memnunum. Dün bana sizin Kuveyt`te bulunduğunuzu ve bizi ziyaret edip görüşme fırsatınızın olduğunu söylediler. Ben bundan çok memnunum. Fakat ne yazık ki, ikinci kezdir sizin Azerbaycan geziniz çok kısa sürüyor.

Ben geçen defa sizi ve hanımınızı Azerbaycan`a uzun süreli ziyarete davet ettim. Bu davet halen geçerlidir. Bugünkü görüşmemiz ise olağanüstü bir görüşmedir. Çok teşekkür ederim. Hoşgeldiniz!

Larry Eagleburger: Sayın Cumhurbaşkanı, teşekkür ederim. Bir dahaki sefere Azerbaycan`da o kadar uzun süre kalacağım ki, biran önce benim gitmemi isteyeceksiniz.

Haydar Aliyev: Yeter ki Siz gelin.

Larry Eagleburger: Havanın iyi olmasını beklemem gerekir.

Haydar Aliyev: Hayır, biz sağlarız. Bu, sadece, sizin beklenmedik bir ziyaretinizdir. İşte bu yüzden. Fakat siz onun zamanını önceden belirlereniz, biz iyi bir hava sağlarız.

Larry Eagleburger: Sayın Cumhurbaşkanı, ülkenize böyle gelmemin, beklenmedik ziyaretimin temel amaçlarından biri Sizin son zirve toplnatısında sergilediğiniz önderlik tutumunu nasıl bir hayranlıkla izlediğimizi Size aktarmaktır. Ben şunu da Size söylemeliyim ki, Amerika Birleşik Devletleri basın organlarında bizzat Sizinle ilgili çok haber yaptılar. Siz bunu gerçekten de hakediyorsunuz. Bu zirve toplantısı sırasında pekçok bilgiler yayımlandı ve Siz kamuoyu için oldukça çok açıklamalarda bulundunuz. Ben fırsattan istifade ederek bu zirve toplantısındaki rolünüzden dolayı Sizi kutluyorum.

Benim anladığım kadarıyla, bu ziyaretiniz sırasında birçok konularda büyük ilerlemeler kayedilmiştir,- boru hatları, Sizin komşularınızla olan ilişkileriniz konusunda. Eminim, Başkan Clinton da bizzat Sizin oynadığınız role çok büyük değer biçmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, şunu bilmek isterim,- Siz kendiniz bu zirve toplantısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz bunun başarılı bir zirve toplantısı olduğu görüşüne katılıyor musunuz?

Haydar Aliyev: Çok teşekkür ederim, Sayın Arkadaşım. Benimle ilgili, şu son toplantıdaki faaliyetimle ilgili söylediğiniz güzel kelimeler için teşekkür ederim.

Larry Eagleburger: Sayın Cumhurbaşkanı, bunlar içten söylenen kelimelerdir.

Haydar Aliyev: Ben biliyorum, siz içinizden gelmeyen şeyleri söylemezsiniz.

Larry Eagleburger: Ben artık diplomat değilim. Bu nedenle kelimeleri, gerçekleri yüzünüze söylüyorum.

Haydar Aliyev: Çok teşekkür ederim. Gerçekten, ben size bu zirve toplantısının tüm önceki AGİT zirvelerinden çok faklı olduğunu söyleyebilirim. Öncelikli olarak, zirve toplantısında onaylanan belgelerin hem konusu, hem de önemi bakımından. Zira bu belgeler artık 21.yüzyıla ilişkindir ve, tabiri caizse, 21. yüzyılda Avrupa ve AGİT çerçevesinde yaşama, kurma, geliştirme Anayasası ve benzeri belgelerdir.

Beyanname - şimdi onu biz İstanbul Şartı olarak isimlendiriyoruz - çok önemli bir belgedir ve gerçekten bugün de, yakın gelecekte de, tabii, uzak gelecekte de ülkelerin güvenliğini sağlamak, barışı tesis etmek, demokrasiyi geliştirmek, insan haklarını korumak ve teröre, bölücülüğe, aşırılığa ve başka benzeri durumların yaşanmasına geçit verilmemesi ile ilgili bu beyannamede çok ciddi, çok önemli fıkralar yer almaktadır.

İkinci belge - siyasi bildiri de bugünkü gerçekleri yansıtıyor, Avrupa`da, genel olarak dünyada yaşanan gerçekleri yansıtıyor ve AGİT`in kapsadığı bölgelerde sorunların çözüme bağlanması için çok önemli hükümleri barındıryor.

Bizzat ben kendim çok mutluyum, zira Azerbaycan Halkı, Azerbaycan Devleti adına, bağımsız Azerbaycan adına İstanbul Şartı`nı imzaladım. Bu, Azerbaycan`ın bağımsız ve dünya devletleri ile eşit haklı bir devlet olduğunu birkez daha gözler önüne serdi. Bu şartın bizim için en büyük önemi şudur ki, burada devletlerin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının korunması çok önemli maddelerle tespit edilmiştir.

Tekrar söylüyorum, biliyorsunuz, AGİT 25 sene önce Helsinki`de ilk bildiriyi kabul etmiştir. Ardından - 1990 yılında Paris Şartı kabul edilmiştir. Şimdi ise -1999 yılında İstanbul Şartı onaylanmıştır. Fakat Paris Şartı kabul edildiği esnada AGİT üyesi devletler bu sayıda değildi. Daha sonra dünyada büyük değişimler yaşandı: Varşova Paktı dağıldı, Sovyetler Birliği çöktü, Soveytler Birliği üyesi 15 cumhuriyet kendi bağımsızlığını ilan etti. Varşova Paktı üyesi Avrupa ülkelerinde çok ciddi dönüşümler yaşandı. Hatta bir zamanlar Varşova Paktı`na üye olan üç ülke şimdi NATO üyesidir. Bunlar hepsi kısa bir dönem içinde, kısa bir zaman diliminde dünyada yaşanmış pozitif gelişmelerdir. Ben şimdi Azerbaycan`ın da bu kuruluşta yer almasından onur duyuyorum. Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak kendi sözünü söylüyor, kendi görüşünü aktarıyor ve kendi dileklerini gerçekleştirmeye çalışıyor.

Zirve toplantısının bir özelliği de şudur ki, bence o, çalışma düzenin sağlanması açısından ve genel olarak konu bakımından benim katıldığım önceki zirve toplantılarından daha üstün idi.

1994 yılında ben Budapeşte Zirvesi`ne, 1996 yılında Lizbon Zirvesi`ne katıldım. Kuşkusuz ki, onların her birinin tarihte kendine özgü yeri bulunmaktadır. Fakat İstanbul Zirvesi`nde daha önemli belgeler kabul edilmiştir ve üstelik bu, 20.yüzyılın sonunda yapılan en son zirve toplantısıdır, bundan böyle 20.yüzyıl içinde daha bir zirve toplantısı yapılmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti ve bizim dostlarımız, aynı zamanda bu zirve toplantısının Organizasyon Komitesi oradaki çalışmayı da çok iyi düzenlemişlerdi, iş ortamı da iyiydi. Zira "Çırağan sarayı” tüm olanakları açısından böyle bir zirvenin yapılması için çok uygun bir yerdir.

Biz birçok diğer ülkelerden farklı olarak, bu zirve sırasında büyük tarihi bir çalışma yaptık. Bu da sonunda Bakü-Ceyhan petrol boru hattı, petrol borusu projesinin, yani onun anlaşmasının imza töreniydi. Biz beş sene çok zorlu ve sıkıntılı yollardan geçerek bugünlere geldik.

Tabii ki, Azerbaycan`ın burada rolü çok büyüktür. Zira birincisi, petrol Azerbaycan`ın petrolüdür. İkincisi, eğer Azerbaycan 1994 yılında büyük bir anlaşmayı - "Yüzyılın anlaşması”nı imzalamasydı, tabii ki, şu petrolün üretimi ve dünya piyasalarına ihracı konusu da bugün olmazdı. Üçüncüsü, kuşkusuz ki, beş sene içinde bu boru hattının, petrol boru hattının gerçekleşmesine çok büyük engeller çıkarıyorlardı ve dışarıdan bize çok baskılar yapılıyordu. Bazıları ise bunun ekonomik açıdan verimli olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlardı. Bazıları güya Hazar Denizi`nde bu denli büyük petrol rezervlerinin bulunmadığı, bu nedenle de böylesine pahalı bir petrol boru hattının inşasına gerek olmadığı yönünde açıklamalar yapıyorlardı . Maalesef, bu tür yazılar Amerika Birleşik Devletleri`nin bazı gazetelerinde de yayımlanıyordu.

Fakat biz dünyaya şunu kanıtladık ki, Hazar Denizi`nde çok büyük petrol rezervleri bulunmaktadır ve bilhassa Hazar Denizi`nin Azerbaycan sektöründe artık keşfedilen ve işlenen, üretilen petrol rezervleri bulunmaktadır, onun ihracı için böyle bir petrol boru hattı çok gereklidir ve zorunluluk arzetmektedir.

Ben orada belgeleri imzaladıktan sonra kendi konuşmamda da söyledim, bugün de tekrarlamak istiyorum: kuşkusuz ki, biz - Türkiye Cumhuriyeti ile Azerbaycan bununla ilgili çok işler yaptık. Gürcistan da, tabii ki, bu boru hattının onun toprakları üzerinden geçmesi için gerekli koşulları sağladı. Fakat bu boru hattı ile ilgili anlaşmanın imzalanmasında Amerika Birleşik Devletleri`nin ve bizzat Başkan Bill Clinton`un özel rolü vardır ve özel çalışmaları bulunmaktadır.

Ben İstanbul`da da söyledim, bugün de söylüyorum, yarında söyleyeceğim - eğer Amerika Birleşik Devletleri bizim bölgeye bu denli ilgi ve özen göstermeseydi, "Yüzyılın anlaşması”nın imzalanmasında Amerika Birleşik Devletleri`nin kararlı desteği olmasaydı ve Bakü-Ceyhan petrol boru hattının inşası için yaptığımız çalışmalarda Amerika Birleşik Devletleri`nin desteği, yardımı olmasaydı, özellikle bizzat Başkan Bill Clinton`un bu çalışmaya doğrudan ilgisi ve yardımı olmasaydı biz bunu başaramazdık. Bu nedenle de İstanbul Zirvesi, bu zirve toplantısının konuları dışında, bizim için - Azerbaycan için, Türkiye için, Gürcistan için ve aynı zamanda, bence, Amerika Birleşik Devletleri için büyük bir olay olan Bakü-Ceyhan petrol boru hattı anlaşmasının imzalanması sonucunda daha üst düzeylere ulaştı.

Nihayet, Türkmenistan gazının da Türkiye ve Batı`ya nakli ile ilgili bir belge imzalandı ve biz -Azerbaycan da bunu imzaladık. Bu da büyük bir başarıdır. Siz biliyorsunuz, bu projenin gerçekleştirilmesi için bazı ülkeler, keza Türkmenistan pek istikrarlı bir tutum sergilemiyordu. Biz ise buna başından beri destek verdik. Yine de Amerika Birleşik Devletleri`nin hem bu konuya yaklaşımı, hem yardımı, hem de kuşkusuz Türkmenistan yönetimine verdiği gerekli tavsiyeler böyle bir proje ile ilgili bir takım belgelerin imzalanmasına neden oldu.

Doğru, şimdi yapılan çalışmalar sonucunda Azerbaycan`da büyük petrol rezervlerinin yanı sıra, çok büyük gaz rezervlerinin de bulunduğu ortaya çıkmıştır. Birkaç yıl sonra biz onu ihraç etmek zorunda kalacağız. Bu nedenle işte bu gaz boru hattını biz gerektiği zaman kullanabileceğiz. Bu da bizim için çok önemlidir.

Nitekim düşünüyorum ki, bu zirve Amerika Birleşik Devletleri`nin uyguladığı tüm politikayı-hem devletlerarası ilişkiler, hem barışın sağlanması, güvenliğin sağlanması, demokrasinin gelişmesi alanında uyguladığı politikayı ve aynı zamanda Güney Kafkasya, Hazar Denizi Havzası ve Orta Asya ülkeleri ile ilgili izlenen politikayı bir daha teyit etti. Düşünüyorum ki, onun ne kadar doğru, gerçekçi olduğunu dünyaya sergiledi. Bu nedenle ben sizi - Amerika Birleşik Devleteri`ni, hükümetinizi kutluyorum. Ben İstanbul`da Başkan Bill Clinton`u bu vesileyle kutladım. Fakat tekrar söylüyorum, sizi de kutluyorum. Bu, bizim ortak başarımızdır.

Larry Eagleburger: Sayın Cumhurbaşkanı, bu, öyle bir başarıdır ki, Sizin önderliğiniz olmasaydı onu başaramazdık. Özellikle bu boru hatları ile ilgili. Siz çok haklı olarak söylediniz, bu boru hattının çevresinde dönen konuşmalar, tartışmalar kaç yıldır sürüyor. Kuşkusuz ki, böyle bir ana boru hattı inşa edilmemiş olsaydı, bu bölgede petrolün ihracı çok zor olacaktı, belki de mümkün olmayacaktı. Bu da Sizin kendi açınızdan - Azerbaycan`ın geleceği açısından hiç de az önem taşımamaktadır.

Söylemek istediğim şu, elbet, bu zirve toplantısı başarılı bir zirve toplantısı olmuştur. Fakat birkez daha vurgulamak istiyorum ki, bu zirve toplantısının başarılı olmasında, özellikle boru hattı ile ilgili sözleşmenin imzalanmasında, gerçeğe dönüşmesinde Sizin önderliğiniz olmasaydı bu başarıdan söz edilemezdi. Şunun altını birkez daha çizmek istiyorum, bu büyük olayın gerçekleşmesi nedeniyle, kuşkusuz, Sizi de, Başkan Clinton`u da kutlamak gerekir. Büyük çabalar harcanmıştır. Fakat tüm bunların başında bilhassa Sizin çabalarınız yer almıştır.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim.

"AZERBAYCAN" Gazetesi, 23 Kasım 1999 yılı.