Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Ankara`da dünya ülkelerinin Türkiye Büyükelçileri ve diplomatik temsilci heyetlerin yetkilileri ile görüşmede konuşması - 9 Şubat 1994

Azerbaycan hakkında, muhtemelen, bilginiz vardır. Fakat bazı düşünceleri benden duymanız sizin için yararlı olurdu. Şimdi Azerbaycan'ın sosyo-politik yaşamında istikrar sağlanmıştır. Birkaç ay önce Azerbaycan'da bulunan kaos son bulmuştur. Dış politikaya gelince ise, Azerbaycan tüm ülkelerle karşılıklı yarara dayalı, eşit ilişkiler kurma ilkesini kılavuz edinmiştir ve biz kendi dış politikamızı bu doğrultuda belirliyoruz. Azerbaycan, olanaklar çerçevesinde, tüm uluslararası kuruluşlarda faaliyetlere katılmaya çalışıyor ve uluslararası camiada bağımsız bir devlet olarak yerini almıştır. Cumhuriyetimiz tüm devletlerle bağımsız ikili ilişkiler kuruyor, bununla birlikte komşu ülkelerle ilişkilere daha fazla özen gösteriyor. Azerbaycan'ın Türkiye ile ilişkileri özel önem arz etmektedir. Bildiğiniz üzere, Azerbaycan'ı Türkiye'ye bağlayan tarihi bağlar uzun yüzyıllara dayanıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını dünyada ilk defa Türkiye Cumhuriyeti tanıdı. Azerbaycan halkını ve Türkiye halkını bağlayan ulusal kökler, örf ve adetler, dil ve kültür yakınlığı iki devlet arasındaki ilişkileri daha önemli kılmaktadır.

Azerbaycan, Bağımsız Devletler Topluluğu'na katılmıştır. Eski SSCB ülkesi ve günümüzde ise bu kuruluş üyesi olan oniki cumhuriyetten biri olarak Azerbaycan, bu devletlerle zamanla oluşmuş ekonomik, kültürel, bilimsel ve teknik ilişkileri pekiştirme yolunu izliyor.

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorun, son altı yılda Ermenistan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırısı nedeniyle ortaya çıkmıştır. "Karabağ Sorunu" olarak ortaya çıkan sorun şimdi artık Ermenistan ile Azerbaycan arasında kanlı bir savaşa dönüşmüştür. Bu savaş sonucunda Ermenistan silahlı kuvvetleri bir takım olanaklardan yararlanarak Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etmiştir. Eski Dağlık Karabağ İli şimdi tamamen Ermenistan silahlı kuvvetlerinin kontrolü altındadır. Bunun yanı sıra eski Dağlık Karabağ İli'nin çevresinde bulunan birkaç rayon (red.idari birim) da Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. Azerbaycan-İran sınırının bir bölümü Ermenistan silahlı kuvvetlerinin denetiminde bulunuyor. Tüm bunların sonucunda bir milyonu aşkın Azerbaycanlı evini, barkını, yurdunu bırakarak mülteci durumuna düşmüştür ve çok zorlu koşullarda yaşıyor.

Azerbaycan, bu savaşı bitirmek istiyor, tüm olanaklardan yararlanarak bu sorunu barışçıl yoldan çözmeye çalışıyor. Bunun için Azerbaycan, öncelikli olarak, BM'in, onun Güvenlik Konseyi'nin olanakları konusunda çok umutludur, AGİK'in, onun Minsk Grubunun olanaklarından, Amerka Birleşik Devletleri, Türkiye, Rusya dahil olmak üzere büyük devletlerin olanaklarından faydalanmaya çalışıyor ve bu doğrultuda birçok diplomatik adım atmıştır. Maalesef tüm bu çalışmalarımız henüz bir sonuç vermemiştir. Savaş yapılıyor, operasyonlar sürüyor, yine kan dökülüyor. Şunu da bilmeniz önemli, savaş Azerbaycan toprağında yapılıyor. Ermenistan ile Azerbaycan arasında süren bu savaşta Ermenistan, kendi toprağının bir karışını bile kaybetmemiştir.

Biz bu savaşı bitirmeye çalışıyoruz. Bizim bu konuda yine de yalnız ve yalnız barış amacına, barış yoluna, barış görüşmelerine öncelik tanıdığımızı birkez daha belirtirim. Bu sorunun barışçıl yoldan çözüme kavuşması için dünya birliğinin daha fazla çaba göstereceğini ve Azerbaycan ile Ermenistan arasında savaşın son bulacağını, Azerbaycan'ın bağımsızlığının, toprak bütünlüğünün tam anlamıyla sağlanacağını umuyorum.

Ne yazık ki Ermenistan tarafı sorunu şiddet yoluyla, zor kullanarak çözmek istiyor, işgal ettiği toprakları elinde tutmaya ve Azerbaycan'ın yeni topraklarını ele geçirmeye çalışıyor. Böylece kendi isteklerini Azerbaycan'a kabul ettirmek için uğraşıyor. Biz ise, hiç kuşkusuz bunu asla kabul edemeyiz.

Biz barış görüşmelerine öncelik tanımakla birlikte Azerbaycan topraklarını savunmak için gerekli önlemleri alıyoruz. Son aylarda bu alanda yapılan çalışmalar sonucu Azerbaycan topraklarının güvenliğini sağlama fırsatı oluşmuştur ve sanırım bu olanaklar daha da genişleyecektir. Fakat siz, diplomatlar dış politika adamları olduğunuz için şunun altını birkez daha çizerim, Azerbaycan savaş istemiyor, onu bitirmeye çalışıyor. Bunun için koşulan şartlar şudur, Ermeni silahlı kuvvetleri işgal ettiği topraklarımızı boşaltmalı, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, sınırlarının dokunulmazlığı yeniden sağlanmalı, Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışı tesis etmek için görüşmeler yapılmalıdır.

Konuşmamın başında söyledim, Azerbaycan'da istikrar sağlanmıştır. Bunun yanı sıra size aktarmak istediğim şudur ki, Azerbaycan, tüm devlet kuruculuğunu, toplumda değişimleri sadece ve sadece demokratik ilkeler temelinde gerçekleştirme kararlılığı içindedir. Biz Azerbaycan'ı demokratik hukuk devleti gibi biçimlendirip geliştirme yolunda ilerliyoruz. Azerbaycan, uluslararası demokrasinin tüm olanaklarını değerlendirerek bundan böyle de demokrasi yolunu izleyecektir. Azerbaycan'da laik, uygar, hukuk toplumu kurmayı düşünüyoruz. Cumhuriyette çok partili düzen sağlanmış, tüm partilere tamamen bağımsız faaliyet gösterme olanağı sunulnuştur. Etnik köken, din, dil farkı gözetmeksizin tüm vatandaşlar aynı haklardan yararlanıyorlar. Azerbaycan'da insan hakları güvence altına alınmıştır ve bu alanda tüm önlemler alınacaktır.

Kısacası, Azerbaycan Cumhuriyeti demokrasi yolunu izliyor. Ekonomi alanında bizim yolumuz serbest ekonomi yoludur, ekonomik reformlar yapmak suretiyle Azerbaycan'ı dünyanın gelişmiş ülkelerinin ekonomisine yakınlaştırma yoludur.

Sanırım, benim bu kısa konuşmam sizde Azerbaycan hakkında bir takım izlenimler oluşturmuştur. Onun için daha fazla zamanınızı almak istemiyorum.