Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Çin`in milli bayramı dolayısıyla verilen resepsiyonda konuşması - 30 Eylül 1999

Sayın Büyükelçi!

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Sizleri Çin Halk Cumhuriyeti'nin milli bayramı - Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 50.yıldönümü vesilesiyle yürekten kutluyorum. Büyük Çin halkına barış, huzur ve mutluluk diliyorum.

Tercümanımız olmadığı için üzgünüm ve bu yüzden de muhterem Büyükelçi konuşmasını Rusça olarak yaptı. Çin Halk Cumhuriyeti ve onun muhterem Bakü Büyükelçisi'ne saygımdan dolayı ben konuşmamı Rusça olarak sürdüreceğim.

50 yıl önce Çin toprağında tarihi anlamda son derece önemli bir olay yaşandı. Çin’in köklü, çok zengin bir tarihi vardır. Bunların hepsini tüm dünya, aynı şekilde biz Azeriler iyi biliyoruz. Fakat 1949 yılında yaşanan olay her şeyi kökünden değiştirdi ve Çin halkı kendi seçtiği yolu, yani bağımsız bir politika yürütme, kendi ülkesinin gelişmesi için çabalama, kendi halkına daha iyi koşulları sağlama yolunu izledi.

Sayın Büyükelçi, konuşmasında Çin halkının geçtiğimiz 50 yılda ve özellikle son 20 yılda kazandığı büyük başarılara dair çok inandırıcı, etkili rakamlar ve örnekler sundu.

Biz her halkın seçtiği yola büyük saygı duyuyoruz. Halkın seçtiği yol kendisini ilgilendirir. Hiç kimse buna dışarıdan asla müdahale etmemelidir diye düşünüyoruz. Bu yüzden Çin halkının seçtiği yol Çin'in milli çıkar ve geleneklerine tam uygundur ve doğal olarak tüm dünyada, keza Azerbaycan'da saygı ve takdirle karşılanmaktadır.

Çin halkı, son yıllarda ekonomik ve sosyal reformlar yaparak büyük başarılara ulaşmıştır. Şu anda dünyada yeniden yapılanma, gelişme süreci yaşanmaktadır. Geride kalan ülkeler diğerleri ile aynı hizaya gelmek istiyorlar. Ekonomik yönden gelişmiş ülkeler diğer küçük ülkelere destek olup yardım etmeye çalışıyorlar. Bağımsızlığını yeni kazanan ülkeler kendi gelişme yolunu - meşakkatli, zor, fakat doğru olan yolu izliyorlar.

50 yılda Çin halkı kendisinin, bu ülkenin seçtiği düzenin ideolojik ilkelerini klavuz edinerek pekçok yaşam biçimini denedi. Çin'in son on yılda yaptığı reformlar bilhassa Çin açısından gerçekten çok başarılı, çok verimli oldu. Bu yüzden bütün ülkelerde her şeyin tek bir modelini uygulamamak lazım. Küçük ülkeler büyük ülkelerin sahip oldukları her şeyi taklit etmemelidirler. Gelişmiş ülkelerde başarılı yönetimin, ekonomik faaliyetin başarıyla sonuçlanmış çeşitli biçimlerinin aynısını diğer ülkelere de uygulamamak gerekir.

Dünyada kendi gelişiminin çeşitli aşamalarında, düzeylerinde bulunan çok  sayıda ülke vardır. Tabiatıyla her ülke kendi gelişme yolunu buna uygun olarak kuruyor ve kurmalıdır. Hiç kimse buna karışmamalıdır. Çin, işte bu anlamda kendi bağımsızlığını elde etmiştir. Ben bu kelimeyi daha geniş anlamda söylüyorum. Yani, Çin her zaman büyük bir devlet oldu. Fakat 1949 yılından sonra Çin'in egemenliği ve bağımsızlığı Çin halkının çağdaş çıkarları doğrultusunda yeni bir biçim kazandı. Ne var ki Çin, ihraç edilenleri taklit etmedi, kendi yolunu - milli çıkarlara, tercih edilen milli değerlere uygun reformlar yolunu izledi ve sonuçlara ulaştı.

Çin Halk Cumhuriyeti'nin 50. kuruluşyılında Çin halkını bu büyük başarılarından dolayı  yürekten kutlar ve Çin Halk Cumhuriyeti yönetimine, Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Sayın Jiang Zemin’e bu yolda yeni başarılar dilerim.

Azerbaycan, bağımsızlığını kazandıktan sonra Çin Halk Cumhuriyeti ile ülkemiz arasında dostluk ilişkilerinin kurulduğunu büyük bir memnunlukla söyleyebiliriz. Biz buna çok değer veriyor, çok önemsiyoruz. Biz bunu istiyorduk ve bugün bunu sağlamış bulunuyoruz.

Evet, ülkelerimiz coğrafi olarak birbirinden uzak ülkelerdir. Ne var ki ortaçağ ve öncesinde İpek Yolu, Çin'den, Japonya'dan ta Avrupa'nın en uç noktasına kadar uzanarak bu yolun üzerinde bulunan tüm ülkeleri bağlıyordu, oysa günümüzde – 20.yüzyılın sona erdiği, insanlığın teknolojik alanında çok büyük ilerleme sağladığı bir dönemde bu mesafenin hiçbir önemi yoktur.

İşbirliğimizi başarılı buluyorum. Biz elbette işbirliğimizin daha verimli olmasını istiyoruz. Biz buna çalışıyoruz. Ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti tarafından da benzer bir isteğin olduğunu hissediyoruz. Ne var ki her şeyin birdenbire gelişmediğini kabul etmek lazım. Bunun için zamana ihtiyaç var. Zamanla kuşkusuz daha yoğun ve yakın bir işbirliğinin sağlanacağını düşünüyorum.

Çin'de, Pekin'de Azerbaycan Büyükelçiliği'nin uzun zamandan beri faaliyette bulunması Azerbaycan’ın Çin Halk Cumhuriyeti ile dostluk ilişkilerini geliştirme isteğinin bir kanıtıdır. Bilindiği üzere, genç bir devlet olan Azerbaycan tüm ülkelerde, dünya ülkelerinin çoğunda büyükelçilik açmak için büyük miktarda parasal kaynak ve olanaklara henüz sahip bulunmamaktadır. Biz bunu çok istiyoruz, ama olanaklar el vermiyor. Ne var ki biz beş, hatta altı yıl önce böyle koşullar altında Çin'de Azerbaycan Büyükelçiliği’ni açma kararını aldık. Bunun başarılı işbirliğimize ivme kazandıracağını düşünüyorduk. Ne mutlu ki Çin Halk Cumhuriyeti de Azerbaycan'a ilgi göstererek burada kendi büyükelçiliğini açtı. Bu büyükelçilik uzun zamandır başarıyla faaliyet gösteriyor. Bütün bunlar bizim işbirliği yaptığımızı ve yapacağımızı tekrar tekrar kanıtlamaktadır.

Sayın Büyükelçi, biz de aynen sizin gibi düşünüyoruz: Her ülke - hem büyük hem küçük ülke kendi yolunu izlemeli, Çin dahil tüm diğer ülkelerin yoluna saygı göstermelidir. Bu yüzden bize de bu tür saygıyla yanaşmalarını dileriz.

Toprak bütünlüğü ilkesi en önemli konudur ve Sayın Büyükelçi, siz buna da değindiniz. Bu, sadece bizim ve sizin sorununuz değildir. Bu, uluslararası hukuk sorunudur ve Birleşmiş Milletler’in temel ilkelerinden biridir. Bu nedenle biz her ülkenin, - kendisine yönelik tutumumuz ne olursa olsun, - kendi toprak bütünlüğünü, sınırlarının dokunulmazlığını sağlama olanağının bulunmasını istiyoruz. Biz aynısını Çin'e diliyoruz ve Azerbaycan'ın da toprak bütünlüğünün sağlanması ve pekiştirilmesi için uğraşıyoruz.

Bazı  Azerbaycan bölgelerinin Ermeni silahlı birlikleri tarafından işgal edilmesine ilişkin 1992 ve 1993 yıllarında BM Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararları hatırlıyoruz. Çin Halk Cumhuriyeti'nin de daimi üyesi olduğu Güvenlik Konseyi, tüm daimi üyelerinin oybirliğiyle kabul ettiği bu kararlarda Ermenistan silahlı birliklerinin işgal edilmiş Azerbaycan topraklarından koşulsuz olarak çekilmesi öngörülüyordu. Ancak maalesef bu kararlar yerine getirilmemiştir.

Bugün biz Çin'e teşekkür ediyoruz, zira o dönemde, Ermenistan silahlı birlikleri tarafından Azerbaycan topraklarının işgali konusu tartışıldığı sırada Çin, işgal güçlerinin oradan koşulsuz olarak çekilmesi için oy verdi. Bununla birlikte, Çin'in daimi üyesi olduğu ve kritik oy hakkının bulunduğu Güvenlik Konseyi kararlarının uygulanması konusunda başarılı olmasını isteriz. Bu bakımdan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde pek çok eksiğin bulunduğunu esefle söylemek durumundayız. Şu durumda ben bunu Güvenlik Konseyi'nin her hangi üyesine yönelik olarak söylemiyorum, genel anlamda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne yönelik düşüncelerimizi aktarıyorum.

Biz Çin’ın de kendi toprak bütünlüğünü tam anlamıyla sağlaması gerektiğini düşünüyoruz ve sanırım, Çin Halk Cumhuriyeti de aynı şekilde Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün sağlanmasını destekliyor ve bu tutumunu sürdürecektir.

Ben 1994 yılında Çin'e yaptığım resmi ziyareti,  pek çok görüşme ve temasları, özellikle Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Sayın Jiang Zemin ile olan görüşmemi, imzaladığımız uluslararası belgeleri, Şangay gezimizi, reformların uygulanması ile ilgili bilgileri büyük samimiyetle hatırlıyorum. Bütün bunlar beni çok etkiledi. Tabiatıyla, Çin'in tarihi, gidip görme fırsatı bulduğum büyük Çin Seddi bende güçlü bir izlenim bıraktı.

Kısacası, 1994 yılından sonra aramızda daha sıkı ilişkilerin kurulduğunu düşünüyorum. Ben bu ilişkilere değer veriyorum. ÇHC Başkanı Sayın Jiang Zemin ile benim aramda oluşan kişisel ilişkilere değer veriyorum ve bu ilişkilerin başarıyla gelişmesi için her şeyi yapacağım.

Sizleri bayram dolayısyla bir kez daha kutluyorum!

Büyük Çin halkına başarılarının devamını, mutluluk, barış ve huzur diliyorum!

Çeviri 1 Ekim 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.