Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in İsrail`in ulusal bayramı dolayısıyla düzenlenen resepsiyonda konuşması - 11 Mayıs 2000

Sayın Büyükelçi!

Sayın bayanlar ve baylar!

Sizi, İsrail devletinin kuruluşunun 52. yıldönümü, İsrail halkının ulusal bayramı vesilesiyle yürekten kutlar, size ve dost İsrail ülkesinin tüm vatandaşlarına barış, huzur ve mutluluk dilerim.

52 sene önce İsrail devletinin kurulması dünyada büyük bir olay oldu. Geçtiğimiz yıllarda İsrail devletinin varlığını sürdürmesi, gelişmesi ve uzun yüzyıllara dayanan sıkıntılardan sonra Yahudi halkının, nihayet, kendi ülkesinin, devletinin olması bu olayın - yani 52 sene önce yaşanmış olayın Yahudiler için ve tüm insanlık için ne kadar önemli olduğunu göstermiştir.

Biz biliyoruz ve sayın büyükelçi burada şunu çok haklı olarak belirtti ki, İsrail devletinin kurulması zor koşullar altında gerçekleşti. Ancak o devletin bugünkü düzeye ulaşması da kolay olmadı. Bu bir kez daha şunu gösteriyor ki, dünyada her ulus, her halk bağımsız, özgür olmak istiyor, kendi toprağında, kendi vatanında özgür yaşamak istiyor. Yahudi halkı uzun yüzyıllar boyunca böyle bir olanaktan yoksun kaldı. Fakat onlar ulusal özelliklerini, ulusal geleneklerini asla unutmadılar ve kendi bağımsız devletine kavuşacağı umudunu asla kaybetmediler.

Ortadoğu'da İsrail devletinin kurulması ve ardından yaşanan çeşitli süreçler nedeniyle silahli ihtilaflar oldu, savaş çıktı, kanlar döküldü. Fakat İsrail devleti kendi bağımsızlığını korumayı başardı ve bu ihtilaflar da giderek son buldu ve bulmaktadır.

Biz Azerbaycan'da İsrail devletini bir dost devlet ve Yahudi halkını bir dost halk olarak görüyoruz. Aynı zamanda İsrail'in komşuları olan Arap ülkeleri de bizim dostlarımızdır. Biz Ortadoğu'da İsrail'in çevresindeki ihtilafın kısa sürede sona ermesini ve İsrail ile çevresinde bulunan tüm Arap ülkeleri arasında barışın, huzurun sağlanmasını çok istiyoruz. Bunun güzel bir örneği vardır. 20 sene önce Mısır ile İran arasında, ardından İordaniya ve İsrail arasında barış anlaşması imzalandı. Biz o bölgede İsrail'in kendi bağımsızlığını korumasını, İsrail Devleti'nin bundan böyle de güçlenmesini ve gelişmesini istiyoruz. Bunun yanı sıra biz Filistinlilerin de, Arapların da kendi isteklerine, dileklerine ulaşmalarını, onların da kendi topraklarında bağımsız yaşama, bağımsız devlet kurma hakkını elde edebilmelerini istiyoruz.

Yahudi halkı dünyanın en çok sıkıntı çekmiş ve büyük soykırımlara uğramış bir halkıdır söylenebilir. İkinci Dünya savaşı, Alman faşizmi dünyanın birçok halklarına facialar yaşattı. Fakat en büyük trajediye Yahudiler maruz kaldılar.

Ne var ki bu kayıplar, Yahudilere karşı yapılmış bu vahşetler, barbarlıklar asla onların iradesini kırmadı. Onlar kendi devletini kurdular ve onun sınırlarını aşarak dünyada bilimin, kültürün, ekonominin gelişmesinde çok önemli yer edindiler .

Azerbaycan ve İsrail arasında bulunan dostluğun derin kökleri vardır. Azerbaycan'da Yahudiler yüzyıllar boyunca ikamet ettiler, Azerbaycan'ın eşit haklara sahip insanları olarak yaşadılar. Azerbaycanlılar, asla onları burada herhangi yabancı halkın temsilcisi olarak görmediler. Bizim halkımız, Azerbaycan'da yaşayan Yahudilerin 19.yüzyılın sonu ve 20.yüzyılın başlarından itibaren şimdiye kadar Azerbaycan biliminin, kültürünün, sağlık alanının, ekonominin, sanayinin gelişmesinde büyük hizmetlerde bulunduğunu ve çok silinmez izler bıraktığını asla unutmayacaktır.

Tüm bunlar, Azerbaycan halkı barışçı bir halk olduğu için sağlanmıştır. Azerbaycan halkı, asla bir ulusa karşı kötü niyetler besleyen, olumsuz tavır içinde bulunan bir halk olmamıştır. İşte bunun için de Yahudiler Azerbaycan'da yüzyıllar boyunca özgürce yaşadı, kendi hayatlarını kurdu, Azerbaycan'da yaşamın tüm alanlarında faaliyet gösterdi ve Azerbaycan'ın gelişmesinde aktif yer aldılar. Bugün de bağımsız devletimizde Yahudiler Azerbaycan'ın eşit haklı vatandaşları olarak yaşıyorlar. Onlar burada kendi ülkeleri, vatanlarında gibi yaşıyorlar.

Azerbaycan devleti bağımsızlığını kazandıktan sonra ülkemiz ile İsrail arasında hükümetlerarası ilişkiler hep gelişme kaydetmiştir. İsrail hükümetinin, devletinin birçok temsilcileri pekçok kez Azerbaycan'ı ziyaret ettiler, kendileri ile birçok iş görüşmesi yaptık. Devletler arası, hükümetlerarası ilişkilerin geliştirilmesi için istişareler yaptık, gerekli önlemleri aldık. 1977 yılında İsrail Başbakanı Sayın Netanyahu Azerbaycan'a kısa ziyaret yaptı, onu ağırladık. Bizim çok önemli temaslarımız oldu ve tabii ki, bu görüşmeler İsrail-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi için düzenlenmişti.

Geçen sene kasım ayında İstanbul AGİT Zirvesi'nde İsrail Başbakanı Barak ile bir araya geldik. Biz çok verimli görüşmeler yaptık ve İsrail-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi konusunda çok önemli görüş alışverişinde bulunduk.

Ben Azerbaycan-İsrail ilişkilerine özel önem vererek uluslararası kuruluşlarda İsrail hükümetinin, devletinin başkanları ile sürekli görüşmeler yaptım. Amerika Birleşik Devletleri'nde, başka ülkelerde uluslararası kuruluşların zirve toplantıları sırasında benim eski başbakanla da çok verimli görüşmelerim oldu.

1997 yılında resmi ziyaret için Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunduğum sırada New York'ta ABD'nin Musevi örgütlerinin, Amerika'nın tüm eyaletlerinde bulunan Yahudi topluluklarının üst düzey konferansı yapılıyordu. Biz çok önemli görüşmeler yaptık, temaslarda bulunduk. Daha sonra onların arasında Azerbaycan'ı ziyaret edenler oldu. Tüm bu görüş ve toplantılarda onların hepsi Azerbaycan'ın yaklaşımlarını, özellikle Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığının, Dağlık Karabağ sorununun çözüme bağlanması ile ilgili ülkemizin konumunu desteklediklerini bildirdiler ve onların bize hep yardımcı olduklarını bugün de söyleyebilirim.

Bu olgular, İsrail ile Azerbaycan arasında, Azerbaycan ile tüm dünya Yahudileri arasında dostluk ilişkilerinin bulunduğunun çok çarpıcı örnekleridir. Biz bu ilişkilerin ileride de gelişmesini istiyoruz, bunun için biz kendi payımıza gerekli çalışmaları yapıyoruz ve yapacağız. Umarım, İsrail-Azerbaycan ilişkileri giderek daha geniş alanları kapsayacak ve her iki tarafa yarar sağlayacaktır.

Sayın Büyükelçi Milman, Azerbaycan'da görev süresinin dolduğunu ve birkaç hafta sonra Azerbaycan'ı terk edeceğini bildirdi. Bu konuda söyleyebilirim ki, birincisi, ben üzüldüm. Nitekim Sayın Büyükelçi Milman bu üç sene zarfında İsrail-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi, yaygınlık kazanması için çok işler yaptı. Tabii ki, kendi ülkesi için de çok değerli çalışmalar yapmıştır, bununla birlikte İsrail-Azerbaycan ilişkilerinin geliştirilmesi yönünde yaptığı çalışmalarla Azerbaycan'a da çok yarar sağlamıştır.

Sayın Büyükelçi Milman, bu büyük hizmetinizden dolayı ben size teşekkür eder ve gelecek çalışmalarınızda yeni yeni başarılar dilerim.

Bu önemli gün, bayram nedeniyle sizin hepinizi birkez daha kutluyorum, İsrail devletine, İsrail halkına bağımsızlık yolunda, önündeki büyük ve zorlu sorunların çözüme bağlanması yolunda başarılar diliyorum. İsrail halkına saadet, mutluluk diliyorum. Teşekkür ederim. 

Çeviri 12 Mayıs 2000 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır