Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Türkiye`nin Bakü Büyükelçisi Ahmet Ünal Çeviköz ile yaptığı görüşme - Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 25 Aralık 2002

Haydar Aliyev: Görüyorsunuz, değil mi, nasıl bir kış bastı, ama?!

Ahmet Ünal Çeviköz: Sayın Cumhurbaşkanım, Azerbaycan`da 30 senedir böyle soğuk bir hava görülmedi diyorlar.

Haydar Aliyev: Fakat bana Türkiye`de de çok şiddetli bir kış olduğunu söylediler.

Ahmet Ünal Çeviköz: Evet, Türkiye`de de kış çok şiddetli geçiyor. Özellikle İstanbul`da, Ankara`da ve Doğu Anadolu`da çok soğuktur.

Haydar Aliyev: Hatta İstanbul-Ankara yolu bir süre trafiğe kapanmışmış. Sonra bana 7 bin köy yolunun da ulaşıma kapandığını söylediler.

Ahmet Ünal Çeviköz: Son dönemlerde tüm dünyada iklimde esaslı değişiklikler görülmektedir. Bu, Türkiye ve Azerbaycan`da da etkisini gösteriyor.

Haydar Aliyev: Bize kış lâzım. Aksi takdirde, bizde neden yok diye sorgulardık.

Ahmet Ünal Çeviköz: Tabii, bunun Azerbaycan`da tarım için yararlı olduğunu söylüyorlar. Bu bakımdan, tabii ki, kış sevindiriyor.

Haydar Aliyev: Hem ekin için, hem doğa için, hem ormanlar için - herşey için yararlıdır. Bize yaşam açısından bir takım zorluklar çıkarmaktadır. Fakat bunlar geçicidir. Eğer temel konuları dikkate alırsak, bu, sadece Azerbaycan`ın tarımı için değil, tüm doğası için gereklidir. Zira biz uzun yıllardır Azerbaycan`da doğru dürüst bir kış görmedik.

Geçmiş dönemlerde Rusya`da büyük bir aktör vardı - Arkadi Raykin, orijinal komik oyunlarıyla insanları güldürürdü. O, eskiden iyi olan şeylerin şimdi artık iyi olmadığını anlatırdı. Önceleri kış tam bir kıştı, fakat şimdi kış değil derdi. Başka şeyler de söylerdi, fakat bunu hep söylerdi. Azerbaycan`da da böyle olmuştu.

Ben dün Nahçıvan`a telefon ettim. Ben çocukluğumu, gençliğimi Nahçıvan`da geçirdim. Orada kış çok sert geçerdi, eksi 30 dereceyi bulan soğuklar 20-30 gün sürerdi. İki ay boyunca karı sokaklardan temizlemek mümkün olmazdı. Fakat sonra orada da iklim değişti.

Benim gençliğim orada geçti, sonra, biliyorsunuz, bir süre Nahçıvan`da yaşamaya başladım. Tabii ki, bu yerlere kıyasla oraya kar yağardı, kış olurdu. Başka yerlere benzemezdi. Fakat o dönemlerde gördüğüm kışı ben sonra hiç görmedim. Şimdi bana aynı ben gördüğüm kışın geri geldiğini söylüyorlar..

Ahmet Ünal Çeviköz: Nahçıvan Doğu Anadolu`ya yakın olduğu için iklimi de aynı. Bu sene kış çok çetin geçiyor.

Haydar Aliyev: Bu geçip gidecek, fakat bunun çok faydası dokunacak.

Keyfiniz iyi. Türkiye`de de işler iyi gidiyor. Yeni hükûmet kurulmuştur.

Ahmet Ünal Çeviköz: Sayın Cumhurbaşkanı, teşekkür ederim. Ben bunları konuşmak için Sizinle görüşmek istiyordum. Zaman ayırıp beni kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Bildiğiniz üzere, bu sene 3 Kasım`da yapılan seçimlerden sonra Türkiye`de yeni, tek parti hükûmeti kuruldu, yeni parlamento seçildi. Son yıllardan farklı olarak, ilk defa tek parti hükûmeti kuruldu. Bu hükûmetin kurulması, ülkemizin istikrarı, parlamentoda bazı yasaların daha kolay kabulü bakımından çok yararlı ve önemli bir olaydır.

Biliyorsunuz, hükûmetimiz kurulur kurulmaz bazı sorunlarla karşılaştı ve bunlar onun gündeminde başlıca yer aldı. Türkiye`de iç politika alanında uygulanan ekonomik reformlar amacına hizmet edecek şekilde bazı adımlar atıldı. 13 Aralık`ta Avrupa Birliği`nin Kopenhag`da yapılan zirve toplantısının sonunda Türkiye`nin AB üyeliği ile ilgili müzakerelerin başlanması için 2004 Aralık ayı kararlaştırıldı. Tabii, Türkiye istediği sonucu alamadığı için bu karardan memnun değildir. Fakat bu kararın kabulü Türkiye`nin Avrupa Birliği üyeliğine alınmasının ve Avrupa ile ilişkilerinin önünün açık olduğunu gösterdi.

Avrupa Birliği Türkiye ile ilgili aldığı bu kararın yanı sıra Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile de ilgili bir karar kabul etti. Biz bu kararın yanlış olduğunu ve problemin çözümü için yeterli olmayacağını düşünüyoruz. Türkiye Kıbrıs ile iligli atacağı adımları önceden açıkça dile getirdi. Türkiye Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin Avrupa Birliği üyeliğine alınmasını siyasal ve yasal bakımdan tanımayacaktır. Türkiye bu kararı tanımadığını ve onun önemsiz olduğunu tüm dünyaya açıkça beyan etti. Umarız, önümüzdeki dönemlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi arasında görüşmeler sürecek ve bu sorunun çözümü için önemli adımlar atılacaktır. Fakat Avrupa Birliği`nin verdiği karar, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi bu sorunun çözümü açısından bir irade sahibi olmadığı için onu biraz rahatlatacaktır. Bunun ise sorunun çözümüne önemli bir katkıda bulunmayacağını düşünüyoruz.

Ben yeni hükûmetimizin faaliyeti, dış politika alanında yaptığı çalışmalar ve bazı diğer konularda bilgi vermek için Sizinle görüşmek istedim.

Sayın Cumhurbaşkanı, hükümetimizin dış politikası önceki hükümetlerin izledikleri programlara tam uygun biçimde devam ediyor. Bilhassa Kafkasya ile ilgili politikamızın temelini Siz biliyorsunuz. Azerbaycan ile, diğer Türk cumhuriyetleri ile ilişkiler hep ilgi odağı oldu. Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün tanınması, işgal altındaki topraklarının kısa sürede kurtarılması, Dağlık Karabağ sorununun Azerbaycan`ın toprak bütünlüğü çerçevesinde, uluslararası hukuka saygı anlayışı içinde çözümü Türkiye`nin 58.hükûmetinin politika alanlarından birini oluşturuyor. Bu konuda her hangi ek bir açıklamaya gerek yoktur diye düşünüyoruz. Buraya Size bunları söylemek için geldim. Sizin Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Gününüzü ve Yeni yılınızı kutluyorum.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim.

Türkiye`de yaşanan gelişmeler bizi memnun ediyor. Şimdi siz söylediniz ki, Türkiye`de ilk defa yeni tek parti hükûmeti kurulmuştur. Bu, hemen hemen şimdiki kışa benziyor, 40 senedir böyle bir kış görülmedi. Şimdi böye bir kış bastı. Sizde de bilmiyorum, kaç yıldır, bir parti hiç tek başına iktidar olmamıştı, şimdi oldu. Bu, muhtemelen çok önemli bir olaydır. Zira bir parti doğru bir politika izleyerek Türkiye`nin sorunlarını daha başarılı bir şekilde çözebilir.

Sizde uzun yıllar boyunca iktidarda olan koalisyon hükûmetler her zaman belli bir düzeyde çalışmaların engellenmesine neden olmuşlar. Biliyorum, Türkiye`nin tüm ünlü politikacıları uzun yıllardan sonra ilk defa bir partinin tek başına iktidar olmasını çok olumlu karşılamışlar. Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak ben de bunu çok olumlu buluyorum. Parlamentoda da bu iktidarın yanı sıra bir muhalefet kanadı da vardır. Yani bu bakımdan pek bir sorun yoktur. Hem iktidar kanadında hem muhalefet kanadında birer parti var. Diğer partiler parlamento dışında kaldılar. Birincisi, yeni hükûmet ülke ekonomisinin gelişmesini sağlayacak, ikincisi, genel anlamda Türkiye`nin tüm sorunlarını çözecek, onun iç ve dış politikasında yeni bir aşama başlatacaktır. Ben de bunu takdir ediyorum ve seviniyorum. Ben bu konuda ilk önce Sayın Erdoğan`ı kutladım, ona başarılar diledim.

Türkiye`nin Avrupa Birliği`ne katılımı ile ilgili yaşanan süreci biz sizinle birlikte izledik. Şimdiye kadar yaptığı tüm işlerden dolayı Türkiye`nin Avrupa Birliği üyeliğini, Mayıs 2004`te Birliğe üye olacak 10 devletten daha çok hakkettiğini düşünüyoruz. Bu yüzden de Kopenhag`da kabul edilen bu karar sizi üzdüğü gibi bizi de üzdü. Aynı kararın kabulünden önce de biz o süreçlerin farkındaydık. Bazı yerlerde Türkiye karşıtı açıklamalar yapıyorlardı. Bu da bizi endişelendiriyordu. Biz bu süreci büyük dikkatle izliyorduk ve nitekim sizin gibi biz de Türkiye`nin bu defa Avrupa Birliği`ne ilk önce katılacak devletler arasında yer almasını istiyorduk. Fakat ne yazık ki, Kopenhag`da çok büyük haksızlık yapıldı. Ben bunu açıkça söylüyorum. Belki siz bunu söylemekten biraz çekiniyorsunuz. Fakat biz çekinmiyoruz. Burada çifte standartlar gayet açık ortada. Zira böyle bir kararı almaya hiç gerek yoktu. Üstelik, karar Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`ni de kapsamaktadır, yani o da Birliğe katılmalıdır.

Kıbrıs sorunu 28 senedir hâlâ çözüm bulmuş değil. Ben son 7-8 yılda Birleşmiş Milletler`in Kıbrıs sorununun çözümü için herhangi ciddi bir adım attığını görmedim. Fakat şimdi Birleşmiş Milletler Genel Sektreteri Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin Avrupa Birliği`ne katılması için bu sorunu çözmesi önerisinde bulundu. Bu ise şu demek oluyor ki, öneriyi bu sorun çözülsün, halklar gerçekten de huzura kavuşsunlar diye değil de, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`nin Avrupa Birliği`ne katılım yolu açılsın diye yaptı. Biz burada da haksızlığa, çifte standartlara tanık oluyoruz.

Örneğin, bir süre önce, Jiskar d`Estienne`in şöyle bir açıklaması olmuştur ki, Türkiye Avrupa ülkesi değil ve başkaları Avrupa Birliği`ne üye olamaz. Bu, korkunç bir şeydir. Bir yandan, onlar büyük devletler olarak ve uluslararası politikayı belirleyerek dünyada milletler, ülkeler arasında barışın, huzurun sağlanmasını istiyorlar. Fakat öte yandan, bu tür açıklamalar yapıyorlar. Dikkat edin, ne kadar öfke dolu bir düşünce. Böyle bir düşüncen varsa dahi hiç olmazsa, bunu açıkça söyleme. Ama o, açıkça ifade ediyor. Bu da bizi çok rahatsız etti ve ardından gelişen süreçleri izledik. Biz bu konuda Türkiye`ye karşı haksızlık yapıldığını görüyoruz ve buna isyan ediyoruz.

Biz hep Türkiye`nin yanındayız, hep yanında olacağız. Sadece Türkiye ile biz ta eskilerden beri dost, kardeş olduğumuz için değil, hem de şu nedenden dolayı, son 40 yılda demokrasiyi, piyasa ekonomisini geliştiren, NATO üyesi olan, Avrupa`da önemli bir yer edinen Türkiye Avrupa Birliği dışında kalıyor. Böyle haksızlık olur mu?! Ben bunu biliyorum, sizin hükûmetiniz ve hepiniz bu haksızlıkların farkındasınız. Fakat Türkiye hükûmeti, devleti kendi politikasını uygulayacaktır. Sonunda sanırım, ne kadar haksız bir tavır izlemiş olsalar da, onlar Türkiye`nin önüne geçemeyecekler.

Biz Kıbrıs konusunda Türkiye`ye tam destekliyoruz. Siz Kıbrıs konusunda hangi kararı alırsanız alın, - bunu siz bizden daha iyi bilirsiniz,- biz yüzde yüz ondan yanayız, onu destekliyoruz. Zira birincisi, Türkiye`ye, Türk halkına karşı haksızlık yapıldığını biliyoruz. İkinicisi de, şimdi önerilen plan sorunu, meseleyi çözmemektedir. Sadece, şunun peşindeler, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi`ni Avrupa Birliği`ne üye yapmak için geçici olarak birşeyler yapsınlar. Daha sonra Kuzey Kıbrıs da, Türkler de bırakın güç durumda kalsınlar. Biz bunu böyle anlıyoruz, böyle yorumluyoruz. Bu ise, tabii ki, kabul edilemez. Türkiye buna izin vermez. Biz bu konuda da Türkiye`nin politikasını yüzde yüz destekliyoruz ve ileride de destekleyeceğiz. Her zaman buna emin olabilirsiniz.

Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün sağlanması konusunda Türkiye`nin şimdiye kadar yaptığı çalışmaları biz takdir ediyoruz. Eminiz, - bunu bana defalarca söylediler ve ben buna güveniyorum,- Türkye`de hangi partinin, hangi hükûmetin iktidara gelmesine, Türkiye`nin başında kimlerin bulunmasına bağlı kalmaksızın Türkiye hep Azerbaycan`a karşı yapılan haksızlıklara itiraz etmiştir ve bundan böyle de edecektir. O, Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun yalnız ve yalnız uluslararası hukuk kuralları temel alınarak Azerbaycan`ın toprak bütünlüğü ilkesi kapsamında çözümünden yana olmuştur, bundan sonra da olacaktır.

Kimi zaman basında birisi birşeyler söylüyor. Geçenlerde bizim basında güya Türkiye Dışişleri Bakanının bir açıklamasi ile ilgili haber yayımlandı. Ardından böyle söylemediğini, tekzip ettiğini bildirdiler. Doğrusu, bunları duyduğumda bir cumhurbaşkanı olarak pek önemsemiyorum. Bizim bu kişiler hemen ortalığı karıştırmaya başlıyorlar. Özellikle, muhalefet gazeteleri bir yandan kendilerini Türkiye`nin en yakın dostu olarak gösteriyorlar, öte yandan araştırmadan ortalığı telaşa veriyorlar. Ben bunları önemsemiyorum. Zira böyle birşeyin imkansız olduğuna inanıyorum. Ben bu inancımı asla kaybetmeyeceğim diye düşünüyorum. Onun için bu konuda sizin yanınızdayız. Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözümünde en krtitik yardımı her zaman - hem bugün hem yarın - sizin desteğinizle asıl Türkiye yapmalıdır ve Türkiye de yapacaktır. Ben buna güveniyorum.

Ahmet Ünal Çeviköz: Sayın Cumhurbaşkanım, çok teşekkür ederim. Türkiye ve Azerbaycan`ın birbirlerinin en büyük destekçisi olduklarını biliyoruz. Fakat bunları Sizden bir kez daha duymak, Türkiye`nin karşılaştığı sorunlarda Azerbaycan`ın her daim onun yanında olduğunu Sizden bir kez daha duymak bizi çok memnun etti. Sizin de vurguladığınız üzere, Türkiye de Azerbaycan`ın sorunlarının çözümünde en büyük desteği veren ülke oldu. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bu şekilde devam edecektir.

Bazı hükümet üyelerimizin açıklamalarının belli çevreler tarafından yanlış anlaşılması kafaları karıştırmıştır. Fakat Sizin de bunların tamamen yanlış algılandığını söylemiş olmanız beni memnun etti.

Dağlık Karabağ sorunu adil çözüm bulmadığı sürece Türkiye`nin Ermenistan ile ilişkiler politikasında herhangi bir değişiklik yoktur ve olmayacaktır.

Sizin tüm bunları çok iyi bir biçimde yakından izlemiş olmanızı görmek beni bir daha memnun etti. Çok teşekkür ederim.

AZERBAYCAN Gazetesi, 26 Aralık 2002 yılı.