Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Dünya Ekonomik Forumu`nda konuşması - Davos, 1 Şubat 2002

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Ben sizi burada, New-York`taki 11 Eylül olayları açısından özel bir önem taşıyan Davos Forumu`nda selamlıyorum. 11 Eylül`de Amerika Birleşik Devletleri`nin New-York kentinde yapılmış terör olayından sonra biz hepimiz büyük endişe ve heyecan içindeyiz. Bu nedenle şimdi biz hepimiz uluslararası terörle ortak mücadele için çabalarımızı birleştiriyoruz.

Bunun üzerine Orta Asya`daki, Kafkasya`daki durum özel bir önem kazanıyor. Yeri gelmişken, işte bu toplantı da onların sorunları ile ilgili düzenlenmiştir. Tabii ki, her ülkede, her bölgede çeşitli sorunlar bulunuyor. Bizim hepimiz için aynı derecede önem taşıyan, aynı derecede tehlikeli olan bir problem vardır, bu ise uluslararası terör problemidir.

Uluslararası terörün çeşitli kaynakları vardır. Onlar farklı bölgelerde çeşitli nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Eğer Orta Asya`ya ve Kafkasya`ya bakarsak, o zaman saldırgan ayrılıkçılık gibi bir nedenin bu nedenler arasında daha fazla öne çıktığını görürüz. Ayrılıkçılık, bilhassa saldırgan ayrılıkçılık hangi perde arkasına saklanmış olsa bile, o hem terörü, hem birçok başka unsurları barındırmaktadır. Ayrılıkçılık silah edinmesine, çoğu zaman yasadışı kazanç sağlanmasına,- uyuşturucu maddelerin yasadışı trafiği dahil olmak üzere çeşitli yollardan, - neden olur. Üstelik tüm bunlar ilk önce bölücü eylemler olarak yapılır ve daha sonra ise, tabii ki, terör düzeyine ulaşır.

Bildiğiniz üzere, uzun senelerdir Kafkaslar`ı bölücülük ve bunun sonucu olarak askeri ihtilaflar sarmıştır. Ermenistan ve Azerbaycan arasında Dağlık Karabağ konulu anlaşmazlık, Gürcistan`da Gürcü-Abhaz, Gürcü-Oset anlaşmazlıkları, Kuzey Kafkasya`da, Çeçenistan`da anlaşmazlık. Her yerde de silah, her yerde de ölüm, heryerde de şiddet.

Bölücülük terör halini alır ve üstelik öyle bir tehlike oluşturur ki, ayrılıkçıların ele geçirdikleri topraklar, genellikle, denetim dışı arazilere dönüşür. Örneğin, Azerbaycan`ın Dağlık Karabağ bölgesine bakalım. Bu bölgede anlaşmazlık asıl bölücülük eylemi olarak başlanmış, daha sonraları ise Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir savaşa dönüşmüş ve sonuçta Azerbaycan topraklarında yaklaşık olarak 16 bin kilometre karelik alan kontrol dışı bir alana dönüşmüştür, daha net söylersek, yasadışı silahlı birliklerin kontrolüne geçmiştir. Bu alan hiçbir uluslararası topluluğun, hiçbir uluslararası örgütün kontrolünde değildir. Tabii ki, orada büyük miktarda silah takviye edilmiştir, orada uyuşturucu maddelerin yasadışı trafiği de yapılmış olabilir. Demek ki, burası bir ihtilaf kaynağıdır, terörün kaynağıdır.

Nitekim uluslararası teröre karşı yürütülen mücadelede terörün kaynağını, farklı biçimlerini göz önünde bulundurmak gerekir. Askeri ihtilafların çözüme bağlanması uluslararası terörün ortaya çıkma olasılığını kısıtlama açısından çok ciddi ve önemli bir tedbirdir.

Bu çok önemli konuların müzakeresinde hepinize başarılar dilerim. Teşekkür ederim.

Çeviri 3 Şubat 2002 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.