Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, Azerbaycan’da kamu yönetimi reformları konulu uluslararası konferansta konuşması - 16 Mart 1999

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Bugün cumhuriyetimizde başlamış bulunan uluslararası konferans Azerbaycan’da kamu yönetimi reformları ile ilgili olarak düzenlenmiştir.

Son yıllarda ülkemizde bağımsızlığın pekiştirilmesi ve geliştirilmesi alanında ciddi adımlar atılmış ve olumlu sonuçlar elde olunmuştur. Azerbaycan’da demokratik, laik hukuk devletinin kurulması süreci kararlılıkla yaşama geçirilmektedir. Ülke ekonomisinin planlı ekonomik sistemden piyasa ekonomisine geçişi yolunda büyük çalışmalar yapılmaktadır. Piyasa ekonomisi oluşuyor, kurumsallaşıyor ve gelişiyor. Tüm bunlar Azerbaycan’da bütün alanlarda reformların gerçekleştirilmesinin bir sonucudur. Son yıllarda ekonomide reformların yapılması çok yaygınlık kazanmıştır. Özelleştirme programı, toprak reformunun uygulanması, bütün devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi artık olumlu sonuçlarını vermektedir.

Tüm bunlar Azerbaycan’ın ilk demokratik anayasasının, kabul edilen 200’den fazla yasanın ve cumhurbaşkanı kararnamelerinin temelinde yaşama geçirilmektedir. Bunların sonucunda Azerbaycan’da yaşamın bütün alanlarında köklü dönüşümler yapılmıştır. Uygulanan reformlar, yapılan etkinlikler öncelikli olarak ekonominin gelişmesini sağlamıştır.

1990 yılından başlayarak Azerbaycan ekonomisinin gerileme dönemine girdiği, sosyo-ekonomik kriz içinde olduğu bilinmektedir. Söz konusu dönemde ekonomi sürekli bir biçimde yıllık olarak %20 oranında gerileme göstermiştir. Bizim aldığımız önlemler, gerçekleştirdiğimiz reformlar ekonomide makro ekonomik istikrarın sağlanması ile sonuçlanmıştır.

1995 yılında ekonomide istikrar sağlanmış, 1996 yılından itibaren ekonomi büyüme yoluna girmiştir. İşte bunun sonucudur ki, Azerbaycan’da gayri-safi milli hasıla 1996 yılında %1,3 , 1997 yılında %5,8, 1998 yılında %10 oranında büyüme kaydetmiştir. 1998 yılında sanayi ve tarım ürünleri üretimi artmıştır. Mali sistemde uygulanan önlemler iyi sonuçlar vermiştir.

1994, hatta 1995 yılına kadar enflasyon Azerbaycan ekonomisine, mali sisteme büyük zarar vermişti. Alınan önlemler, düzgün ekonomik, mali politika sonucunda bunların önüne geçilmiş, enflasyon tedricen dizginlenmiştir. Son yıllarda, özellikle 1998 yılında enflasyon tamamen ortadan kaldırılmıştır. Hatta 1998 yılında Azerbaycan ulusal para birimi - manat dolar karşısında öyle bir değer kazanmıştır ki, tüketim malları fiyatlarında düşüş ve deflasyon gözlemlenmektedir.

Bütün bunların sonucunda ekonominin tüm öteki alanlarındaki göstergeler de çok sevindirici. Tabii ki, tüm bu başarılara ulaşmak için Azerbaycan’da öncelikli olarak sosyo-politik istikrarın sağlanması gerekiyordu ve bu, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazanmasından sonra oluşan durum açısından özel önem taşıyordu.

1988 yılından itibaren Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığının sonucunda cumhuriyetimizin büyük, gergin sosyo-politik süreçlerin içinde olduğu bilinmektedir. Nitekim Azerbaycan’da istikrar sağlanmamış, çeşitli güçlerin yasadışı iktidar mücadelesi, yasadışı silahlı grupların varlığı ülkemizde iç yaşamın aşırı derecede karmaşık bir hal kazanmasına neden olmuştur. Kuşkusuz ki, bunlar da Azerbaycan’ın ekonomisine büyük zararlar vermiştir. Bu yüzden de Azerbaycan devletinin önündeki temel hedef sosyo-politik istikrarı sağlamaktı. Ve 1994-1995 yıllarında bunu sağladıktan sonra, Azerbaycan’da yakalanmış olan toplumsal siyasal istikrarı perçinledikten sonra ülkede ekonomi alanında ve bütün alanlarda reformların yapılması mümkün olmuş ve bunlar belli olumlu sonuçlar vermiştir. Bunların temelinde Azerbaycan’ın uluslararası saygınlığı artmış, ülkemizin ekonomisine ilgi yükselmiş, cumhuriyetimizde yabancı yatırımların yapılması süreci başlamıştır. Bütün bunlar artan bir çizgide ilerlemektedir.

Geçen sene, 1998 yılında Azerbaycan ekonomisine bir milyar 500 milyon Amerikan doları değerinde yatırım yapıldı. Azerbaycan, kişi başına düşen yabancı yatırım miktarına göre Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleri arasında ilk sıradadır. Genel olarak, Azerbaycan, ekonomik göstergelere göre Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi ülkeler arasında çok saygın bir yer edinmiştir.

Bilindiği üzere, 1998 yılında dünyanın bir takım bölgelerinde çıkmış olan mali kriz öteki ülkelere de yayıldı. Özellikle, Rusya’da yaşanmış olan ve bugüne değin devam eden mali kriz onun çevresinde bulunan ülkelerde, aynı zamanda Azerbaycan’da da etkisini gösterdi. Fakat Azerbaycan’da öteki ülkelerden farklı olarak, son yıllarda uygulanan doğru ekonomik politika, amaca uygun önlemler ve çok ayrıntılı bir biçimde incelenen reformlar sonucunda biz Azerbaycan’ın maliye ve ekonomi alanında öyle bir ortam oluşturduk ki, hatta Rusya’da yaşanan büyük mali krizin ülkemize etkisini hafifleterek önlemeyi başardık.

Belirttiğim gibi, bunların sonucunda Azerbaycan’da ekonomi gelişiyor. Biz özelleştirmenin de olumlu sonuçlarını alıyoruz. Günümüzde Azerbaycan’da özel sektörün gayri-safi yurtiçi hasıladaki payı %55’dir. Sanayi ürünlerinin %26’sı özel sektörde üretilmektedir. Azerbaycan’da tarımsal üretimin %95’i, ticaretin %98’i ve inşaatın %70’i özel sektöre ait. Tüm bunlar ekonominin gelişmesinde de olumlu sonuçların elde olunmasını sağlıyor. Aynı zamanda bu göstergeler Azerbaycan’da ekonomik reformların ve onların arasında özelleştirmenin doğru bir şekilde, etkin olarak uygulandığını gösteriyor.

Bütün bunların yanı sıra, bugüne kadar Azerbaycan’da kamu yönetiminde de reformlar yapılmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiştir. Ekonomik reformlar ve özelleştirme programının uygulanması sonucunda ekonominin yönetimi alanında ülkenin 20’den fazla bakanlığı, devet komitesi, ekonomik birlik ve şirketi tasfiye edilmiştir. Birçok bakanlık ve yönetim organındaki farklı kurumlar kapatılmış veyahut onların faaliyeti piyasa ekonomisi ilkeleri ile uyumlu hale getirilmiştir ve bu sürece devm edilmektedir.

Bunlar bizim yaptığımız işler ve kazandığımız başarılardır. Fakat bu, bir başlangıçtır. Reformlar bütün alanlarda yapılıyor ve yapılmalıdır. Bu reformlar arasında kamu yönetimi reformları vazgeçilmez bir nitelik taşımaktadır.

Genel olarak biz zaman itibariyle reformların yapılması konusundaki çalışmalara Bağımsız Devlet Topluluğu’na üye ülkelerin birçoğundan daha geç başladık. Kimi zaman bu çalışmalarımızı eleştirenler veyahut bu çalışmalarla ilgili önyargılı tutum izleyenler reformların yapılmasında geç kaldığımızı ve böylece reformlara gerekli ilgiyi gösteremediğimizi kanıtlamaya çalıştılar. Biz bu tür spekülatörlere ve Azerbaycan ekonomisini yıkmaya çalışanlara birkaç yıl önce gereken cevabı verdik.  Ayrıca geçen üç senenin verileri gösteriyor ki, Azerbaycan’ı geçiş dönemini yaşayan diğer birkaç ülkeyle kıyasladığımızda yaptığımız çalışmalar çok daha derin bir nitelik taşıyor. Biz tüm önlemleri çok ayrıntılı bir biçimde ele alarak, tartarak yaşama geçiriyoruz ve bunlar olumlu sonuçlar veriyor.

Mamafih reformların, özelleştirmenin yaşama geçirilmesi birçok kusur, eksiklik ve hatta hataları da beraberinde getirmektredir. Örneğin, Azerbaycan’ın tarım sektöründe pamuk üretimi önemli bir yer edinmiştir. Biz toprak reformunu gerçekleştirerek toprağın köylünün özel mülkiyetine geçmesi yönünde ciddi adımlar attık. Biz bunu yanı sıra tarım sektörünün yönetim biçimini değiştirerek tarım ürünleri üretim tesislerini de özelliştirdik ve özelleştiriyoruz. Tüm bunların yapılması gerekiyor. Biz bunu yaptık ve bundan böyle de yapacağız. Fakat ne yazık ki, bu çalışmaların yapılması ile birlikte ortaya çıkan bazı sorunların zamanında tespiti ve kusurların, olumsuz eğilimlerin giderilmesi alanında farklı bakanlıklar ve devlet organlarınca hatalar yapıldı. Bu, pamuk tarımı sektöründe de görüldü.

Cumhurbaşkanlığı, Bakanlar Kurulu geçenlerde bu konuları masaya yatırdılar. Pamuk işleme fabrikalarının özelleştirilmesinin olumlu bir gelişme olmasına rağmen, sonuç verilerinin istenen düzeyde olmadığı, hatta üretimin eski dönemlere oranla çok düştüğü açıkça görüldü. Örneğin, Azerbaycan’da 1998 yılında pamuk üretimi 1997 yılına oranla hayli oranda düşmüştü. Bu arada 1999 yılı pamuk üretimi ile ilgili ön çalışmalar da çok tatmin edici değildir. Buna sebep nedir? Sebep şu ki, toprakları çiftçilere verdikten, pamuk işleme fabrikaları özelleştirildikten sonra devlet, iktidar makamları bu konulardan, hemen hemne elini eteğini tamamen çekti, bu karmaşık ve zor konuları çiftçilere, özel sektöre havale etti. Tabii ki, on yıllar boyunca oluşmuş bir sistemi yok ederek özel sektör, piyasa ekonomisi temelinde yeni bir iş yapmak kolay olmasa gerek. Yapmak bir yana, bu konu tamamen gözden kaçtı. Bu nedenle de günümüzde biz özelleştirmenin, toprak reformunun yaşama geçirilmesi sonucunda pamukçuluk alanında üretimin artması yerine hayli oranda düşmesine ve üstelik tahmin edilemez bir oranda düşüşe tanık olduk.

Dün ben bu konuları masaya yatırdım ve gerekli önlemlerin alınması yönünde talimatlar verdim. Ayrıca bugünlerde gereken belgeler de kabul edilecektir. Zira biz ekonomimizde büyük bir sektörün böyle bir durumda olmasına izin veremeyiz.

Geçenlerde tam açıklığa  kavuşmuş olan tüm bu konuların yanı sıra siz ilginize sunmak istediğim şey şu ki, ekonomilk reformlar, özelleştirme, ekonomi alanında bizim yaptığımız çalışmaların hepsi ekonomiyi geliştirmeye, vatandaşlarımızın refah düzeyini artırmaya, sosyal sorunları çözmeye yönelmiştir ve bu amacı gütmektedir. Yapılan bütün önlemler sonucunda biz bunu başaramıyorsak, o zaman piyasa ekonomisinin uygulanması, özelleştirmenin gerçekleşmesi doğrultusunda yaptığımız çalışmaları, reformları bizzat kendimiz karalamış oluruz. Kuşku yok ki, biz bunlara izin veremeyiz.

Nitekim, bizim şimdiye kadar yaptığımız çalışmalar kamu yönetimi reformlarının daha da derinleştirilmesi zorunluluğunu ortaya koyuyor.

Genel olarak Azerbaycan’da devletin yapılanması ve ekonomik reformların uygulanması süreci konusunda uluslararası örgütlerle - Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu (İMF), Avrupa Birliği ile sıkı işbirliği içerisinde olduğumuzu belirtmek istiyorum. Ben bugün bu işbirliğinin Azerbaycan için iyi sonuçlar sağlıadığının memnunlukla çizmek istiyorum. Biz bu işbirliğinden memnunuz. Ben bugün Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu’na Azerbaycan’a göstermiş oldukları ilgi, özen ve yardım dolayısıyla teşekkür ederim. Bu örgütlerin Azerbaycan’a karşı tutumunu, yardımını ve ilgisini çok takdir ediyorum. Biz uzun vadeli işbirliği kurduk. Bu nedenle biz çeşitli etkinliklerin yaşama geçirilmesi konusunda Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası ile periyodik olarak görüşmeler yapıyor, tavsiyelerini değerlendiriyoruz.

Şimdiye  kadar bu örgütler tarafından verilen bütün tavsiyelerin bize yardımı dokunduğunu bugün söylemek istiyorum. Kimi zaman bazı ülkelerde güya bu örgütlerle işbirliğinin istenen sonucu vermediği yönünde düşünceler ortaya atılmakatdır. Biz böyle düşünmüyoruz. Ben bu işbirliğinin verimli olduğu, Azerbaycan’da ekonomik reformların uygulanmasında büyük önem arzettiği kanaatindeyim. Biz bu işbirliğini bundan böyle de sürdürmek niyetindeyiz.

Biz  kamu yönetimi reformları alanında Dünya Bankası ile bugüne kadar hep işbirliği yaptık ve bu alanda ciddi atılımların yapılması için Dünya Bankası’na yeni bir istekte bulunduk. Onlar bizim isteğimize çok olumlu yanıt verdiler. Biz beraber kamu yönetimi reformları konulu yeni programların düzenlenmesine başladık. İşte bu nedenle ben Aralık 1998’de bu konularla ilgili geniş kapsamlı bir kararname imzaladım, komisyon oluşturdum. Bu komisyon birkaç birimden oluşmaktadır. Bu birimler, kamu yönetiminin bütün alanlarında reformların yapılması için projelerin hazırlanması, tanıtımı ve daha sonra yaşama geçirilmesine yönelik faaliyetlerde bulunmalılar.

Kamu yönetimi reformları, 1999 yılı ve sonraki dönemlerde Azerbaycan’ın önündeki temel görevlerden biridir. Biz buna çok büyük önem veriyoruz. Sanırım, Dünya Bankası’nın yardımı ile biz bu reformları başarılı bir biçimde uygulayacağız.

Biz Azerbaycan’da gerçekleştirdiğimiz bütün çalışmalarda uluslararası birikimlerden, farklı ülkelerde reformların uygulanması alanında sağlanmış olan kazanımlardan yararlanıyoruz. Biz olumlu tecrübe birikimlerini ülkemizin özelliklerine uyarlayarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Fakat negatif sonuçları, birikimleri, hataları da inceliyor, bunları ileride yapmamak için özen gösteriyoruz.

Biz ve öteki ülkelere geçiş dönemini yaşayan ülkelerin yaşamındaki süreçleri şimdi biliyoruz. Örneğin, Rusya’ya bakalım, orası büyük bir ülkedir ve reformların yapılmasına BDT ülkeleri arasında neredeyse, herkesten önce başladı. Fakat bunların gerçekleşmesinde, özellikle ekonomik reformların uygulanmasında yapılan hatalar yüzünden büyük ve zorlu sorunlarla karşılaştı. Biz bunların hepsini detaylı bir biçimde inceliyor, düşünüp tartıyoruz. Tekrar söylüyorum, dünyanın neresinde olursa olsun, kazanılmış olan birikimleri ülkemizde değerlendirmeye çalışıyoruz.

Bugünkü uluslararası konferansın Azerbaycan’da bütün reformların ve özellikle kamu yönetimi reformlarının yaşama geçirilmesi bakımından önemli bir aşama oluşturacağını düşünüyorum. Bu konferansta yapılan müzakereler ve bugüne dek elde olunan birikimin genelleştirilmesi bizim ileriye yönelik çalışmalarımıza katkıda bulunacaktır.

Ben konferansı açıyorum. Konferanstaki çalışmanızda sizlere başarılar diliyorum.

Çeviri  17 mart 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.