‎"Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in AGİT'in Lizbon Zirve ‎Toplantısı'ndan Vatana dönerken uçkata ülke gazetecilerine verdiği demeç" (5 Aralık 1996 ‎yılı, Cumhurbaşkanı uçağı) belgesine ilişkin tarihi vesika

Lizbon Zirvesi Azerbaycan açısından özel bir önem arz ederek Dağlık Karabağ anlaşmazlığının çözümünde AGİT devlet ve hükümet başkanlarının diğer zirve toplantılarından farklılık göstermektedir. 2-3 Aralık 1996 tarihlerinde düzenlenen zirve sırasında "21. yüzyıl Avrupası için Ortak ve Kapsamlı Güvenlik Modeli"ne ilişkin Deklarasyondan başka şu yüksek düzeyli toplantıda AGİT'in İsviçreli Dönem Başkanı Flavio Cotty Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ anlaşmazlığı ile ilgili bir de bildiri yayımladı. Bildiride sorunla ilgili şu ilkeler yer alıyordu:

-Azerbaycan ve Ermenistan'ın toprak bütünlüğünün tanınması;

-Azerbaycan'ın sınırları içinde Dağlık Karabağ'a en geniş özerklik statüsünün tanınması;

-Dağlık Karabağ nüfusunun güvenliğinin güvence altına alınması.

Zirveye katılan Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev bu toplantıdaki çalışmaları hakkında daha Bakü'ye dönerken uçakta gazetecilerle yaptığı sohbette bilgi verdi. O, belirtilen ilkelerin zirve toplantısında duyurulmasına kadar geçilen yolu ayrıntılarına dek anlattı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı söz konusu ilkelerin sonuç bildirisinin 20.maddesine alınmasının öngörlüdüğünü, fakat Ermenistan'ın vetosunun buna engel olduğunu, en sonunda bunun AGİT başkanının bildirisi şeklinde duyurulduğu yönünde açıklmalarda bulundu. Haydar Aliyev şu bildirinin de kendi veto hakkını kullanması sonucunda sağlandığını bildirdi.

Lizbon Toplantısı'nda ilkelerin öne sürülmesinde temel amaç Dağlık Karabağ anlaşmazlığı ile ilgili görüşmelerin bu çerçevede yürütülmesiydi. Haydar Aliyev gazetecilere ABD, Avrupa Birliği, Minsk Grubunun eşbaşkanlığı yapan Rusya, Finlandiya'nın yanı sıra Türkiye yöneticilerinin de aynı kurallardan yana olduklarını belirtti. Bu nedenle o, AGİT Başkanının bildirisini Azerbaycan için büyük bir zafer olarak isimlendirdi.

Lizbon Zirvesi'nde 53 devletin kabul etmesine rağmen Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter- Petrosyan ilkelere itirazda bulunarak bir açıklama yaptı. O, toprak bütünlüğü konusuna karşın kendi kaderini tayin etme ilkesini öne sürdü.

Böylece, Ermenistan tarafının belirtilen ilkelere karşı çıkması ileride sonuçsuz görüşmeler dizisinin zeminini hazırladı. Hatta 1997 yılının sonlarında Ter-Petrosyan'ın şu ilkelerin doğrultusunda bir adım olarak görülen aşamalı çözüm yolunu tasvip etmesi iktidarı kaybetmesi ile sonuçlandı. Onun yerine geçen Robert Koçaryan ise Ekim 1999'da Ermenistan Parlamentosu'nda oturum sırasında yapılan silahlı saldırı sonucunda ülke başbakanı ve parlamento başkanının öldürülmesinden sonra Haydar Aliyev'le başbaşa görüşmeler sonucunda sağlanmış olduğu belirtilen uzlaşmadan geri adım attı.

En son, 9-11 Şubat 2006 tarihleri arasında başarısızlıkla sonuçlanan Rambuye görüşmelerinden de belli olduğu üzere, Ermenistan bir takım baskılara rağmen nihayi sonucun sağlanması yönünde her hangi bir olası adım atmamıştır. Haydar Aliyev ise şu adımın önemli ilkelerin göz önünde bulundurulması koşuluyla atılmasına önem verildiğini demecinde açıklamıştır: "...bu ilkeler şimdiye kadar hiçbir belgede yer almamıştır. Minsk Grubunda da bu ilkeleri esas almak için ne denli çaba harcıyor olsak bile, Ermensitan tarafı buna karşı çıktığı için Minsk Grubu da hiçbir şey yapamıyordu".

Tarini vesika 2 Mart 2006'da düzenlenmiştir