Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Norveçli gezgin Thor Heyerdahl`ı ve beraberindeki kişileri kabul ederken yaptığı görüşmeden - 2 Eylül 2000, Cumhurbaşkanlığı Sararyı

Haydar Aliyev: Azerbaycan`a yeniden hoş gedliniz! Ben sizin Azerbaycan`ın büyük dostu olduğunuzu düşünüyorum. Hatırlıyorum, çok önceleri, Azerbaycan henüz bağımsız olmadığı dönemlerde, 1981 senesinde Azerbaycan`a ilgi duyarak ilk defa buraya geldiniz. Ben o sırada Azerbaycan`ı yönetiyordum.

Hatırlıyorum, benim ağabeyim Hasan Aliyev ile sizin özel ve yakın dostluğunuz vardı. O dönemlerde biz sizinle karşılaştık, çok detaylı görüşmeler yaptık. Sonraki yıllarda biz birkaç kez daha görüştük. Oslo`da sizinle görüşme ve müzenizi ziyaret etme fırsatını bulduğum için çok memnunum.

Size herhalde söylemişlerdi, - her defasında Norveç`ten buraya herhangi bir heyet geldiğinde size hep selam gönderiyorum. İşte şimdi de gelmişsiniz, hem de görüyorum ki, büyük bir heyetle gelmişsiniz. Duydum ki, sizin kişiler burada çok değerli arkeolojik araştırmalar yapıyorlar. Tüm bunlar bizim ülkelerimiz, halklarımız arasındaki ilişkilerin gelişmesi anlamına geliyor. Bunlar başlıca olarak bilimsel alanda sağlanan ilişkilerdir. Biliyorsunuz ki, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra Azerbaycan ile Norveç arasında devletlerarası çok iyi ekonomik işbirliği ilişkileri sağlanmıştır. Norveç`in "Statoil" şirketi burada çok büyük çalışmalar yapıyor. Sadece bir tek "Statoil" değil, eğer yanılmıyorsam, burada 30- 40`tan fazla Norveç şirketi faaliyette bulunuyor - büyükelçilik temsilcisi onu muhakkak biliyordur. Bizim bu ilişkiler gelişme kaydetmektedir.

Ben Oslo`da bulunduğum sırada başbakanla biz Norveç ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin bir anlaşma imzaladık. Sizin ülkenin kralı ile benim çok önemli görüşmelerim oldu. Ülkenizin Başbakanı Sayın Stoltenberg önceleri enerji bakanı olduğu dönemlerde Azerbaycan`ı birkaç defa ziyaret etmiştir. Bunlar da Azerbaycan ile, bağımsız Azerbaycan devleti ile Norveç arasında sağlanan ekonomik ilişkilerdir.

Ben Norveç şirketlerinin burada kendi ekonomik faaliyetlerinin yanı sıra, Azerbaycan`da insani çalışmalar yapmalarından ve bilimin birkaç alanına, eğitimin birkaç alanına katkılarda bulunmalarından çok memnunum. Bunlar hepsi bizim ülkelerimizi daha da yakınlaştırıyor , dostluk ilişkilerini sağlıyor.

Ben yirmi sene önce sizinle Bakü`de görüştüğümüzde belki siz ve sizin dışınızda çok az kişi Norveç`te Azerbaycan`ın varlığını, Azerbaycan`ın nasıl bir ülke olduğunu biliyordu. Çoğu kimse bunu bilmiyordu. Çünkü Azerbaycan bağımsız bir devlet değildi, Sovyetler Birliği`nin içinde bulunan bir cumhuriyetti. Fakat şimdi Norveç`te Azerbaycan`ı iyi tanıyorlar, Azerbaycan`da da Norveç`i iyi tanıyorlar.

İki gün önce televizyonda "Sabah" programında - ben televizyonu tesadüfen açmıştım,- bizim sanat adamlarının - şarkıcı Nazperi Dostaliyeva ve Siyaviş Kerimli`nin Norveç`te gezide bulunduklarını, çok değerli çalışmalar yaptıklarını ve orada Norveç korosu ile birlikte şarkı söylediklerini izledim.

Polat Bülbüloğlu (Azerbaycan Kültür Bakanı): Sayın Cumhurbakanı, onlar orada bir dizi konserler vermişler.

Haydar Aliyev: Evet, bu, çok enteresan bir çalışmadır. Şimdi bizim ilişkilerimizin ne denli genişlediğinin farkındasınız. Fakat bunun temelini 1981 yılında Sizinle ben attık. Sanırım, 21.yüzyılda bu ilişkiler daha da gelişecektir. Siz de ben de bu ilişkilerin gelişmesi için direksiyonun başında bulunacağız.

Hoşgeldiniz! Bu seferki ziyaretinizin nedenlerini az çok biliyorum, fakat bunu sizin bana söylemenizi rica ediyorum. Buyurun.

Thor Heyerdahl: Sayın Cumhurbaşkanı, ben de Sizin gibi ilk görüşmemizi çok iyi hatırlıyorum: o dönemler öyle dönemlerdi ki, karmaşık dünyada biz hem arkadaştık, hem düşmandık. O dönemlerde Batı`da ben, Batı`daki tüm insanların iyi, Doğu`da ikamet eden tüm insanların ise kötü olduğunun öğretildiği bir ortamda doğup büyüdüm, biz böyle bir ortamda eğitildik.

Bu zorlu dönemde Alman nazileri ansızın benim ülkemi işgal ettiler. Sonra Almanlar daha bir yanlış yaparak Sovyetler Birliği`ne saldırdılar. Ben özgür Norveç askeri güçlerine katıldım ve orada paraşütçü olarak görev aldım. Beni ilk defa Arktika`ya yolladılar. Beklenmedik bir şekilde bu savaş sırasında Sovyetler Birliği bizim müttefikimize, Almanya ise düşmanımıza dönüştü. Ben paraşütle Murmansk`a indikten sonra Rus sovyet ordu birlikleri ile birlikte Norveç`e geldim. O zaman bu kişilerin aynen Amerikanlar, İngilizler ve bilhassa Norveçliler gibi olduğunu anladım. "Soğuk Savaş" yıllarında beni birkaç defa Moskova`ya davet ettiler, Moskova`da Bilimler Akademesi`nde tez savunmamı yapmamı sağladılar.

Böylece, işte o dönemden itibaren benim Rus ve diğer Sovyet bilimadamlarıyla temaslarım başladı. O dönemde ben hem ressamlar, çiftçiler, yaşamın farklı alanlarında çalışan kişilerle biraraya geldim. Moskova temaslarımın sonunda Lomonosov Madalyası ile ödüllendirildim. Sonra ben Sovyetler Birliği`nin Bilimler Akademisi üyeliğine seçildim. Ben o sırada hem de New York Akademisi üyesiydim.

İşte o dönemden itibaren Batı`da edindiğim çok sayıda arkadaşların yanı sıra, Doğu`da da kendime çok arkadaş buldum ve beni o dönemlerde Azerbaycan Bilimler Akademisi`ne davet ettiler. Biz hepimiz biliyorduk ki, Azerbaycan Bilimler Akademisi Coğrafya Enstitüsü Başkanı Akademisyen Hasan Aliyev ülke liderinin kardeşiydi. Bizim onunla ilk dönemden kısa sürede arkadaş olmamız şaşırtıcıdır. Şunu da söyleyeyim ki, Sizin ağabeyinizle birlikte ben Azerbaycan`ın bölgelerini ziyaret ettim, çeşitli bölgelerde oldum. Ve bizim ülkelerin arasındaki ilişkilerin çok eski kökenlere dayandığı yönünde ilk düşünceleri asıl ondan öğrendim. Onun girişimi üzerine ben Gobustan`a gittim, oradaki yazıları gördüm ve böylece bizde, Norveç`te bulunan bu kabil yazılarla onları karşılaştırmaya başladım.

Sonraları sizin ülkenize defalarca yaptığım ziyaretler sonucunda şöyle bir yargıya vardım, büyük ihtimalle ülkelerimiz arasında ırmak sistemleri aracılığıyla - Hazar Denizi`nden Volga, Don ırmaklarına geçerek ve oradan Baltik Denizi aracılığıyla Norveç`le bağlantıların olduğuna ilişkin kökleri araştırmam gerekir.

Şunu da söyleyeyim ki, İzlanda isimli küçük bir ada benim dikkatimi tekrar Azerbaycan`a yöneltti. O esnada İzlanda Cumhurbaşkanı beni ve hanımım Jaclyn`i kendi ülkesine davet etti ve yeni çevrilen saqalar (red.iskandinav hikâye veya masalı, destan) hakkında bilgi edinmemi istedi. Onlar hakkında bilgi edindikten sonra ihtimallerim giderek kesinlik kazanmaya başladı, 800 sene önce İzlanda ile bu bölge - Kafkasya arasında ve Türk toprakları olarak bilinen bu bölgeler arasında coğrafi açıdan yakınlık olmuştur. Sonraki araştırmalar daha vikingler döneminde bile şimdiki ülkelerimiz arasında temasların ve ilişkilerin mevcut olduğunu doğrudan kanıtladı.

İzlanda 9.yüzyılda Norveç`ten ayrılmıştır. O dönemden itibaren İzlanda ile ilgili tüm belgeler muhafaza edilmiştir.

Sonra ben dünyanın diğer ülkelerinin bilimadamları ile işbirliğimi sürdürdüm. Bugün büyük, geniş kapsamlı araştırmalar sonucunda ülkelerimiz arasındaki bağlantıların hatta vikingler döneminden bile eski tarihlere kadar uzandığına ilişkin bir yargıya varmış bulunuyorum.

Nitekim Azerbaycan`a şimdiki ziyaretimin temel amacı sizin bilimadamları ile ortak çalışmalar yaparak, onlarda viking dönemi öncesi Azerbaycan`la ilgili ne tür bilgilerin bulunduğunu öğrenmek, bu alanda onlarla işbirliği yapmaktır. Burada edinğim bilgiler sonucunda şu yatgıya varım ki, İskandinav ülkelerinde bulunan kral aileleri sırf Azerbaycan kökenlidirler. Onların ataları milattan önce birinci yüzyılda veyahut milattan sonra bu memleketten, bu ülkeden gelmişler.

Sayın Cumhurbaşkanı, tüm bunlarla birlikte şunu da söylemeyi bir borç biliyorum, Sizinle tanışma şerefine nail olduktan sonra ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin böylesine geniş bir yelpazede gelişmesi ve pekişmesi beni çok sevindiriyor. Ülkelerimiz arasında giderek daha yoğun ve sıkı ilişkilerin oluşmasından çok memnunum.

Biliyorum, Sizin ülkenizde alt kesimlerden tutun da üst kesimlere - hükümet düzeylerine kadar kişiler arasında devletimizle ilgili bilgiler yaygınlık kazanmaktadır ve ülkemiz hakkında daha fazla bilgi edinmektedirler. Aynı şeyleri Norveçliler konusunda da söyleyebilirim. Şunu da söyleyeyim ki, sırf sizin resmi Norveç gezinizden sonra ülkemizde Azerbaycan hakkında bilgiler daha da yaygınlaşmıştır. Şimdi insanlar Azerbaycan`ı daha iyi tanıyorlar.

Ülkemizin kralı ile özel görüşmemiz sırasında o, bana Sizinle yaptığı görüşmeyi iyi hatırladığını söyledi ve Sizi bir daha görürsem onun özel selamını Size iletmemi rica etti.

Böylece, Azerbaycan ile Norveç arasında ilişkilerin ve temasların ileride daha da gelişeceğini ve güçleneceğini umuyorum ve temenni ediyorum. Azerbaycan`da Norveç`in 30 değil, 30`dan fazla şirketi ve ekonomik kuruluşu temsil olunacaktır. Sizin ülkenizle Norveç arasındaki karşılıklı yararlı işbirliğinden her iki devlet kendi çıkarlarına uygun biçimde yararlanacaktır.

Haydar Aliyev: Sağ olun, teşekkür ederim. Ben sizin söylediklerinzin tümüne katılıyorum. Bizim ülkeye ve onun tarihine ilginizi çok takdir ediyorum.

Doğal olarak Siz, dünyanın büyük bir bilimadamı, büyük bir gezgini olarak öncelikle kendi halkınızın atalarının nereden geldiğini araştırıyorsunuz ve araştırmalar sonucunda bunun izlerini Azerbaycan`da bulmuşsunuz. Tabii ki, Sizin bu aramalarınız, bilimsel araştırmalarınız, arkeolojik etkinlikleriniz Azerbaycan bilimadamlarıyla ortaklaşa yapılmalıdır ve bilimsel araştırmaların sonuçları da birbirine uymalıdır.

Tarih bilimi, özellikle eski çağ tarihi hiçbir zaman siyasallaştırılmamalıdır. Ne yazık ki, şimdi biz, dünya, keza bizim bölge öyle bir devirde yaşıyoruz ki, bu devirde kişiler tarihi çeşitli konjoktürel politik amaçlara uygun biçimde diledikleri gibi yazıyorlar. Eski Soveyetler Birliği`nde bu olay böyleydi. Zira Sovyetler Birliği`nde, Sovyet iktidarı döneminde bilim, özellikle tarih bilimi idealize edilmişti. Şimdi biz bundan kurtulmuş bulunuyoruz.

Örneğin, Güney Kafkasya bölgesini ele alırsak, biliyorsunuz ki, 12 sene önce Ermenistan Azerbaycan`a yönelik toprak talebi ile askeri saldırıya başlamıştır. Bu ihtilafa, savaşa dönüşmüştür ve şimdi de devam ediyor. 1994 yılına kadar Ermenistan askeri birlikleri çeşitli nedenlerle Azerbaycan topraklarının yüzde 20`sini işgal etmeyi başardılar. Bu ihtilafın nedeni - tabii ki savaşı, ihtilafı Ermenistan başlatmıştır - Azerbaycan`ın sınırları içinde bulunan Dağlık Karabağ İli`nin güya Ermenistan`a "ait" olmasıdır. Bazıları tarihin farklı dönemlerini sahteleştirerek böyle bir görüş ortaya koymuşlar. Fakat tarih objektif olarak değerlendirilirse, tarih düzgün bir biçimde incelenirse, bunların yalan olduğu anlaşılacaktır. Bunun kökü yine de Sovyetler Birliği`nin yapısına, düzenine kadar uzanıyor, yani onunla bağlantılıdır. Bilhassa Sovyetler Birliği kurulduğu sıralarda Moskova`da birlik cumhuriyetlerinin haritalarını istedikleri şekilde çizdiler. Yani şu anlamda ki, gücü fazla olan kimse şu haritayı kendi çıkarına uygun olarak çizdi, gücü az olan kimse bundan yoksun kaldı. Yani adaletsizlik, haksızlık yapıldı.

Genel olarak, güçlü birinin güçsüz birine eziyet etmesi, yahut çok şeylerden yoksun bırakması yeni bir olgu değildir. Fakat şimdi 20. yüzyılın sona erdiği bir dönemde, dünyada yaşanan tüm değişiklikler göz önüne alınarak, önceki negatif durumların bundan böyle yaşanmaması gerekir. Bu nedenle de herşeyde tarafsızlık sağlanmalıdır. Tarafsızlık, ayrı ayrı şahısların kişisel görüşlerinin değil, gerçeklerin, doğru bilgilerin, delillerin temel alınması demek.

Bu bakımdan Azerbaycan hem Sovyetler Birliği kurulduğu sırada, hem daha sonraki dönemlerde ve hem de son on yıl içinde çok büyük haksızlıklara uğramıştır. Tabii, herkesin tüm bunların üzerinde düşünmesi gerekmektedir. Herkes tarihin kişisel amaçlara uygun olarak yapılamayacağını bilmelidir. Tarih gerçeği yansıtmalıdır. Bunlar benim genel görüşlerimdir. Benim söylediğim bu kelimelerin sizin yaptığınız çalışmalarla hiçbir bağlantsı yoktur. Burada hem solumda, hem de sağımda tarihçiler oturuyolar. Ben fırsattan yararlanarak, bu konu üzerine kendi görüşlerimi aktarıyorum.

Bazen ayrı ayrı tarihçiler arasında kişisel görüşlerinden dolayı silah düellosu değil, söz düellosu yapılıyor. Bunların son bulması gerekir.

Devletler arasındaki ilişkilerde, politikada uzlaşma denen bir kavram var. Fakat tarihin doğru yazılmasında uzlaşma söz konusu olamaz. Yani "sen bunu onayla, ben de şunu ve ikimiz de ortak bir görüşe varalım". Tarih gerçek demektir, bunun yanı sıra burada çatışmaya da izin verilmemelidir. Uzlaşma ve çatışma birbirine zıt kavramlardır. Fakat tarih biliminde, tarihsel araştırmalarda bunlar olmamalıdır. Yani ne o taraf, ne de bu taraf için değiştiremeyiz. Gerçekleri söylemeliyiz, fakat bu mümkün olmadığı takdirde, gerçeği yansıtmayan bir söz söyleyip sorun çıkarmak yerine hiç konuşmamak daha iyidir.

Sizin araştırmalarınız, görüşleriniz gerçekten çok değerlidir. Milattan önceki dönemleri ancak bilimadamları biliyorlar. Diğerleri, keza politikacılar bunları o denli derinden bilmiyorlar. Siz buraya ilk geldiğinizde öne sürdüğünüz "İskandinav ülkeleri, keza Norveç halkları kendi eski dönemlerini bu ülkede geçirmişler, yahut buradan oraya göç etmişler" yönündeki görüşünüzü daha hiçkimse, hatta bizim tarihçilerimiz, araştırmacılarımız bile söylememişlerdi. Bilmiyorum, belki de söyleyen olmuştur. Fakat bence kimse söylememişti. Bu, sizin buluşunuzdur.

Tabii ki, sizin bu bilimsel varsayımlarınız Azerbaycan`da hem tarihçilere, hem de bilimsel görüşlerinizi bilen kişilere gurur vermiştir. Şu anlamda ki, biz gerçekten çok eski bir tarihe sahip bulunuyoruz. Bizim topraklarda binyıllar önce yaşayan kişiler dünyanın başka yerlerine, yahut bölgelerine göç etmişler ve yeni halklar oluşmuştur, yahut onlar gelişmişler. Bunlar her ülke için gerçekten gurur vericidir. Ben sizin bu konudaki araştırmalarınızın öncelikli olarak gerçeklere dayanmasını, ikincisi de gerçekten kendi ülkenizin, halkınızın tarihinin ve aynı zamanda Azerbaycan halkının, bizim bölgemizin tarihinin şimdiye kadar açılmamış sayfalarını açmanızı diliyorum.

Bana söylediler ki, bizim Şeki rayonunun (red. rayon-idari birim ) Kiş köyünde yapılan arkeolojik kazılar çok şaşırtıcı sonuçlar sağlamıştır. Bunu bana bizim tarihçiler söylemişler. Belki biraz derinlere inerseniz daha fazla şeyler bulabilirsiniz.

Yani ben bu bilgileri aldığımda, bu konuyu incelediğimde, sizin gibi büyük bilimadamları ile biraraya geldiğimde düşünüyorum ki, binyıl sonrasında bile dünya kendi geçmişi ile ilgili bilimde bilinmeyen yeni bilgileri bulacaktır. Bu nedenle de bu büyük çalışmalarda hem size, hem de Azerbaycan bilimadamlarına başarılar diliyorum. Düşünüyorum ki, en gerçekçi, en doğru sonucu siz ortak çalışmalarınız sonucunda alabilirsiniz. Ben size bir daha başarılar diliyorum. Norveç`in Kral Hazretlerine benim selamımı ve saygılarımı iletin. Sayın Başbakan Stoltenberg`e, - Norveç`te benim çok arkadaşım var, genel olarak, onların hepsine,- benim selamımı ve saygılarımı iletin.

Ben burada sizin faaliyetiniz açısından gerekli olan tüm olanakların sağlanmasına ilişkin talimatta bulundum. Eğer herhangi sorun varsa, buyurun, ben onları halledebilirim.

Thor Heyerdahl: Sayın Cumhurbaşkanı, çok teşekkür ederim. İyi dilekleriniz ve Azerbaycan bilimadamlarının bize gösterdikleri ilgi, dostane yaklaşım için teşekkür ederim. Benim umut ettiğim ve dilediğim bunlardı, ki biz zaten onları sağlamış bulunuyoruz.

Tarihte en önemli özelliğin, kavramın bilhassa tarafsızlık ve vicdan olduğu konusunda ben Size tamamen katılıyorum. Bence, bu aslına bakılırsa bilimin tüm alanları ile ilgili bir özelliktir. Düşünüyorum ki, gerçeğin araştırılıp açığa çıkarılması için bilimin farklı alanları arasında da işbirliğinin olmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu nedenle de ben ülkenizin Bilimler Akademisi ile işbirliğimze bilhassa önem veriyorum. Bu işbirliğinde hem coğrafyaçıların, hem bilimin genetik uzmanlarının, bilirkişilerin, dilbilimcilerin, arkeolokların - herkesin birarada çalıştığını belirtiyorum. Herkes uzman olduğu konuda kendi katkısını yapıyor. Böylece, bizim tek başına olarak yaptığımız bilimsel araştırmaların sonuçlarını biraraya getirdiğimizde işte bu işbirliğinden gerçek doğuyor.

Sayın Cumhurbaşkanı, birkez daha teşekkür ederim. Çok sağolun.

Haydar Aliyev: Bizim bilimadamlarının söyleyecek sözü var mı? Söylenenlerin hepsine katılıyor musunuz?

Yerde sesler: Evet.

Toor Seyerstad (Azerbaycan`da Norveç İnsani Yardım Kuruluşu Başkanı): Sayın Cumhurbaşkanı, ben Norveç İnsani Yardım Kuruluşu`nun temsilcisi olarak birkaç kelime söylemek istiyorum. Bizim örgütümüz, Sayın Thor Heyerdahl`ın ve Azerbaycan bilimadamlarının ortak çalışmalarının düzenlenmesinde etkin rol almaktadır. Sizinle görüşmeden özel şeref duymakla birlikte, ülkenizin bu alandaki yararlı çalışmasına katkıda bulunmanızdan memnunluk duyduğumuzu belirtiyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, ben hem Sizin hem de Sayın Thor Heyerdahl`ın aktardığı kelimelere katılarak, şunu belirmek istiyorum ki, bizim ülkelerimiz arasında bu tür temaslar, ilişkiler gerçekten çok fazladır, tarihimizde birbirine yakın olgular bulunmaktadır. Biz asıl olarak bu tarihi öğrenmeli, ondan gerekli sonuçlar çıkarmalıyız.

Norveç İnsani Yardım Kuruluşu olarak Azerbaycan`da 1994 senesinden bu yana faaliyet gösteriyoruz. Bakü, Gence, Şeki kentlerinde çalışmalar yapıyoruz ve burada sizin ülkenin insanları ile çok yakın işbirliği yapıyoruz. Tüm bu işbirliği için, bize sağladığınız ortam için Size en derin şükranlarımı sunuyorum. Teşekkür ederim.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim. Ben şunu söyledim, bir daha belirtmek istiyorum ki, Norveç`in Azerbaycan`da insani konularda yaptığı çalışmaları biliyorum, buna değer veriyorum. Bu yardımların, ilişkilerin bundan böyle daha da artacağını, yaygınlık kazanacağını umuyorum. Teşekkür ederim.

Sayın Heyerdahl, ben Azerbaycan`ın eski çağ tarihi ile ilgili size birkaç kitap hediye etmek istiyorum. Azerbaycan`da sizin ilk dikkatinizi çeken Gobustan olmuştur. Bugün de belirttiniz ki, işte o dönemlerde merhum ağabeyim Hasan Aliyev ile beraber Gobustan`ı ziyaret ettikten sonra Siz Azerbaycan`da bu konulara daha büyük ilgi duymuşsunuz.

Biliyorsunuz ki, biz geçenlerde Azerbaycan tarihinin en büyük destanı, Azerbaycan edebiyatinin en büyük yazılı örneği olan "Kitab-ı Dede Korkut"un 1300.yıldönümünü kutladık. Bu nedenle ben Gobustan`la ilgili, "Kitab-ı Dede Korkut" ile ilgili, Azerbaycan ile ilgili ve diğer konularla ilgili tüm bu kitapları size hediye ediyorum. Doğrudur, onların büyük bir bölümü Azerice, bazıları ise İngilizcedir.

Şu kitap şimdi işgal altında bulunan Azerbaycan toprakları - Karabağ`la ilgilidir. Şu kitap Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş Azerbaycan topraklarından zorla göç ettirilmiş kişilerin yaşamı ile ilgilidir. Onlar bizim bugünümüzü yansıtıyor.

Şu kitap ise Azerbaycan`ın hem geçmişini, hem de bugününü yansıtıyor. Diğer kitap Gobustan`la ilgilidir. Bunlar ise "Kitab-ı Dede Korkut"un yıldönümü nedeniyle basılmış "Kitab-ı Dede Korkut" Destanı ve "Kitab-ı Dede Korkut" Ansiklopedisidir.

Aynı zamanda size - özel arkadaşıma kendimle ilgili kitaplar hediye etmek istiyorum. Bunlar ise benim hayatımla ilgili foto albümlerdir. Sanırım sizin ilginizi çekecektir. Sonra ben size birkaç fotoğraf da vermek istiyorum. Herhalde hatırlıyorsunuz, bu resmi Oslo`da, sizin müzede çekmişler. Bu resimler ise Oslo`da benim sizinle görüşmelerimle ilgilidir.

Bu kitaplar çok ağırdır, sizi zahmete sokmak istemiyorum. Bu nedenle de onları Norveç`in Azerbaycan Büyükelçiliği`ne veriyorum. Tabii ki, siz buradan başka yerlere de gideceksiniz. Ama ben Norveç Büyükelçiliğinden bunları diplomatik postayla Oslo`ya, size göndermenizi rica ediyorum.

Steyn İversen (Norveç`in Azerbaycan Büyükelçi Yardımcısı): Biz bunu memnuniyetle yaparız.

Haydar Aliyev: Görüyor musunuz, sizin kütüphaneyi ne kadar zenginleştirdim. Teşekkür ederim.

Thor Heyerdahl: Sayın Cumhurbaşkanı, çok teşekkür ederim. Ettiğiniz hediyelere eşdeğer olarak ben de size hediye vermek isterim. Ben de kendi müzemden - gezilerim sonucunda elde ettiğim eşyalardan birini Size hediye etmek istiyorum.

Haydar Aliyev: Bu, onlardan daha değerlidir. Teşekkür ederim.

"AZERBAYCAN" Gazetesi, 3 Eylül 2000 yılı.