Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, Azerbaycan-Kazakistan devletler ve hükümetler arası belgelerin imza töreninin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklama - 10 Haziran 1997

Sayın Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev !

Beni Kazakistan'a, Kazakistan Cumhuriyeti'ne resmi ziyarete davet ettiğiniz için Size teşekkür ediyor ve bunun Kazakistan - Azerbaycan ilişkilerinde, Azerbaycan'ın hayatında önemli bir olay olduğunu düşünüyorum. Sayın Nursultan Abişoviç, geçtiğimiz Eylül ayında Azerbaycan'a yaptığınız resmi ziyaret gerçekten Kazakistan ile Azerbaycan arasında yeni ilişkilerin temelini attı. Halklarımız ortak tarihsel köklere, zengin ortak geçmişe, zengin benzer geleneklere sahip bulunuyorlar. Geçmişin yanı sıra tarihimizde yaşanan olaylar da bizi birbirimize bağlıyor. Fakat Kazakistan ve Azerbaycan bağımsızlığını elde ettikten sonra ülkelerimizin ve halklarımızın yaşamında tamamen yeni bir aşama başlandı. Nursultan Abişoviç, bu yeni aşamada sizin Azerbaycan ziyaretiniz ülkelerimiz arasında, devletlerimiz arasında tüm alanlarda etkin işbirliğinin yeni dönemini oluşturdu.

Aynı ziyaret sırasında Bakü'de imzalanan önemli belgeler şimdi uygulanıyor, işbirliğimize katkılarda bulunuyor. Ne var ki burada, Kazakistan'da, Almatı’da yaptığımız bugünkü görüşme sizin Azerbaycan ziyaretinizle başlanan çalışmanın bir devamıdır.

Nursultan Abişoviç, tüm alanlarda, özellikle ekonomi alanında etkin işbirliği için büyük olanaklara sahip olduğumuz konusunda Size katılıyoruz. Hazar Denizi’ndeki ortak sınırımız ve önceki ekonomik ilişkilerimiz, Azerbaycan ile Kazakistan arasındaki ekonomik işbirliği bize pek çok seçenek sunuyor, elverişli bir zemin oluşturuyor. Ayrıca bugün imzalanan belgeler bu çalışmanın gerçeğe dönüşmesini sağlıyor. Ben Kazakistan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanları tarafından imzalanan iki belgeye daha büyük önem addediyorum. Diğer belgelerin de, kuşkusuz, çok büyük önemi vardır ve sizin tamamlayıcı belgeyi de hesaba katarsak toplam 16 değil, 17 belge imzalandı. Ne var ki bu, işbirliğimizin anlaşmadan doğan yasal zemini açısından büyük bir potansiyel oluşturuyor ve ben işbirliğinin gelişmesi ve derinleşmesi için iki tarafın da bu olanakları etkin bir şekilde kullanacağına inanıyorum.

Nursultan Abişoviç, ben Sizin düşüncelerinize tamamen katılıyorum, Azerbaycan ile Kazakistan bir çok uluslararası, bölgesel konuda, BDT ve onunla ilgili sorunların çözümünde aynı tutumu sergiliyorlar ve bu yaklaşım, gerçekten bize kendi ulusal sorunlarımızı çözme ve gerek Avrasya bölgesinde, gerekse BDT coğrafyasındaki işbirliğine etkin katkılarda bulunma fırsatını sunuyor.

Kazakistan'a davet ettiğiniz için Size bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Umarım, hem bugün hem önümüzdeki saatler ülkelerimize, halklarımıza daha büyük yenilikler kazandıracak, hayırlara vesile olacaktır.

Soru: Sayın Nazarbayev, Azerbaycan ile Kazakistan arasında stratejik ortaklığın sebebi nedir ve yeni imzaladığınız bildiri hangi olanakları sunuyor? Ekonomik süreçlere engel olan Karabağ sorununun çözümü tüm bölgede güvenliğin ve istikrarın sağlanmasına ne tür katkıda bulunabilir?

Nursultan Nazarbayev: Öncelikle, birer bağımsız devlet olan Kazakistan ve Azerbaycan arasında, halklarımız arasında dostluk kurmamak için hiçbir neden yoktur. Her hangi konuda, her hangi bir yerde birbirimizden hazzetmemek için hiçbir nedenimiz yoktur. Biz birbirini tamamlayan ekonomilere sahip bulunuyoruz. Diyelim ki, Azerbaycan'ın petrol üretimi, petrol ürünlerinin işlenmesi, petrol ekipman ve teknolojisinin üretimi, özellikle denizden petrol çıkarılması alanında çok büyük bir deneyimi vardır. Kazakistanlılar, petrol sahasının ortak keşfi ve işlenmesi, petrol ürünleri imalatı alanındaki şu çok büyük deneyimden neden faydalanmasınlar ki? Biz pekçok kimyasal ürünleri dışarıdan alıyor, bazı gıda ürünleri üretiyor ve Azerbaycan'a her zaman buğday, et ürünleri, demirdışı metal hammadde, demir alışımlar ve sair gönderiyorduk. Günümüzde bu ilişkiler kopmuştur. Ticaret hacmi yaklaşık 40 milyon dolar teşkil ediyor. Biz bu rakamı on katı, yüz katı artırmalıyız. Biz bunu yapacak kapasitedeyiz, öncelikle petrol alanında.

Gelecek yüzyılda, 21.yüzyılın birinci on yılında Kazakistan'ın uluslararası piyasalara açılması için Kuzey Kafkasya petrol boru hattının yanı sıra daha iki-üç petrol boru hattının yapılması gerekecek. Bu yüzden Aşkabat’ı ziyaretim sırasında biz yüklerimizin hepsinin Kafkasya koridoruyla taşınmasından yana bir tavır sergiledik. Şimdi bıza bu koridorla yaklaşık 200 bin ton Kazakistan petrolünün nakledildiğini söylediler. İleride biz Bakü üzerinden Türkiye yakınına Karadeniz kıyılarına petrol sevketmek istiyoruz. Biz Kazak petrolünün direk kendi sınırımızdan Hazar Denizi’nin altından geçecek boru hattıyla Bakü’ye ve oradan Akdeniz’e sevkine ilişkin konuları araştırmaya ve bu alanda işbirliği yapmaya hazırız. Yani, mali sorunlar çözüldüğünde tüm bu seçenekler mutlaka Kazakların katılımıyla ele alınacaktır, çünkü bu tür projeler için çok miktarda petrol gerekiyor.

Azerbaycan'da da çok miktarda petrol bulunuyor. Fakat yatırımcılar işletim için daha uzun vadeli olanaklar isteyecekler. Dolayısıyla ekonomik anlamda son derece büyük ilgimiz işte bundan ibarettir.

Peki güvenlik ne anlama gelir? Güvenlik şu demek, devletler kendi aralarında, örneğin, Azerbaycan ile Kazakistan veya Kazakistan ile Özbekistan, Kazakistan ile Rusya, Kazakistan ile Çin ticaret yapıyor. Bu devletler arasında iyi bir ticaret olursa, ekonomik ilişkiler iyi olursa iki devlet de bu ilişkilerin ve ticaretin devamlı olmasını isteyecektir. Yani iyi ticaret yapan devletler komşu devletlerde istikrarın, barışın sağlanmasını ve işbirliğinin gelişmesini temenni eder. Dolayısıyla, tüm söyledikleriniz görüşmelerimizde masaya yatırılarak herkes tarafından anlayış ve takdirle karşılanıyor.

Soru: Sayın Nazarbayev, siz BDT’nin son zirve toplantısında çok etkili bir konuşma yaparak, BDT ülkeleri arasındaki ilişkiler hakkında sert ifadeler kullandınız. Bilindiği üzere, aynı toplantıda Rusya’nın Ermenistan'a karşılıksız olarak silah göndermesi meselesi de masaya yatırıldı. Ermenistan-Azerbaycan sorununu hesaba katmadan, bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz? Çok teşekkür ederim.

Nursultan Nazarbayev: BDT ülkeleri basın kuruluşları benim tutumumu iyi bilirler. Eğer Karabağ olaylarını kastediyorsanız, biz, tüm BDT üyeleri ayrıca birer AGİT üyesiyiz. AGİT Helsinki Bildirgesi ve Paris Şartı’nın temel maddesi devletlerin toprak bütünlüğü ile ilgilidir, onlar bölücülüğe karşı çıkıyorlar. Eğer bölücülük tüm yeryüzünde gelişmiş olsaydı, o zaman savaşın olmadığı bir devlet bulamazdınız. Bu yüzden de ben her türlü bölücülüğe şiddetle karşıyım. Biliyorum, Rusya yönetimi de bölücülüğe karşı çıkıyor. Dolayısıyla bu konuda benim tutumumu biliyorsunuz. BDT çerçevesinde, - madem biz devletler topluluğuyuz, - ihtilaf olmamalıdır. Geçtiğimiz zirve toplantısında, oturumun kapalı bölümünde ben bir öneride bulunrak, BDT sınırları içinde - BDT devletleri arasında ve BDT içinde tüm ihtilafların giderilmesi için devlet başkanları arasında özel komite kurulmasını istedim. Ben bu tür ihtilafların bertaraf edilmesi için olanakların bulunduğunu düşünüyorum. Biz bunu yapabilirsek bu, devletlerimizin daha fazla yakınlaşmasına katkıda bulunacaktır. Bu arada, topluluk üyesi devletlerden birine zarar verecek şekilde diğerine ayrıca veya gizlice, yasadışı yollarla silah verilmesi hoş değildir, yani bu, hiçbir kalıba sığmıyor. Umarım, Rusya yönetiminin itirafı bir sonuç verecektir. Rusya yönetimi bu konuyla ilgileneceğine söz verdi ve savcılık olayı araştırıyor. İleride hepimiz bu olayların nasıl sonuçlandığını göreceğiz diye düşünüyorum.

Soru: Sorum Azerbaycan Cumhurbaşkanı’na: Anlaşıldığı üzere, bugün siz petrolün taşınması ile ilgili konuları çözüme bağladınız, ayrıca bir takım anlaşmalar imzaladınız. Bunun yanı sıra ekonominin hangi alanlarında işbirliği yapacaksınız? Ben bu arada Hazar Denizi'nin statüsü konusunu da kastediyorum.

Haydar Aliyev: Bunlar birbirleri ile bağlantılı konulardır. Biz Hazar Denizi'nin statüsü konusunda işbirliği yapıyoruz ve Hazar Denizi konusunda Kazakistan ile Azerbaycan benzer görüşleri paylaşıyor. Son dönemlerde iki yılı aşkın bir süredir, Hazar Denizi'nin statüsünü belirlemek için çeşitli istişareler, toplantılar, görüşmeler yapılıyor. Hazar Denizi'nin statüsünü ilkesel olarak belirlemek gerekir, bununla birlikte artık pekçok şey saptanmış durumda. Henüz Sovyetler Birliği döneminde, yani Hazar Denizi aslında tamamen Sovyetler Birliği’ne ait olduğu dönemde Hazar Denizi’nin sektörleri tespit edilmişti: bu deniz Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Rusya, İran olmak üzere sektörlere bölünmüştü. Bize göre, Hazar’a kıyıdaş her devlet çalışmalarını, özellikle Hazar Denizi’nin dibindeki mineral kaynakların kullanılmasına ilişkin çalışmaları bu sektörlerin içinde yapmalıdır. Tekrar ediyorum, bu konuda Kazakistan ve Azerbaycan'ın tutumu örtüştüğü için memnunum. Sanırım, ileride biz bu konuyu ortak çabalarımızla çözebileceğiz.

Diğer alanlarda işbirliğine gelince, bugün biz 17 belge imzaladık. Cumhurbaşkanı Nazarbayev Bakü'yü ziyareti sırasında 12 belge imzaladık. Bu belgeler hem Kazakistan hem Azerbaycan'da yaşamın çeşitli alanlarını kapsıyor ve işbirliğini zorunlu kılıyor. Dolayısıyla biz bu işbirliğini gerçekleştireceğiz.

Soru: Türkçe konuşan halklar ve devletler Birliği ve Dağlık Karabağ'daki durum hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Haydar Aliyev: Hiç kuşkusuz bu birlik kurulmalıdır. Siz bunu istiyorsunuz, değil mi? Bence, günümüzde Türkçe konuşan halklar, ortak tarihi gelenekler, dil, kültürel ve manevi değerler temelinde işbirliği yapmak için büyük bir fırsat elde ettiler. Bu çalışma Türkçe konuşan ülkelerin devlet başkanları toplantıları kapsamında yürütülüyor ve ben buna büyük önem veriyorum. Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Azerbaycan'ın bağımsızlığını kazanması önemli bir tarihi gelişmedir ve asıl bu, Türkçe konuşan bağımsız, egemen devletlerin kendi aralarında doğrudan ilişkiler kurmak, işbirliği yapmak ve Türk dayanışmasını sağlama olanağını sunmaktadır. Ben bu tür prensipleri tümüyle destekliyorum ve bundan böyle kendi politikamda da bunu uygulamaya devam edeceğim.

Nursultan Nazarbayev: Bu arada benim söylemek istediğim şu, bizim eninde sonunda sosyalizm sendromundan kurtulmamız gerekir. Eğer Minsk’te insanlar bir araya geliyorsa, demek ki, Slavdırlar. Eğer Almatı yahut Bakü'de bir araya geliyorlarsa, burada - Pantürkizm veya Panislamizim kokusu vardır. Bu, tamamen saçmalık. Devletlerimiz bir imparatorluktan kurtulduktan sonra başka bir imparatorluğun egemenliği altına girmeyi düşünmüyor. Totaliter sistemin bizi ortak köklerimizden koparmak istemesi ve aynı kökenden olduğumuzu unutturmaya çalışması tamamen farklı konulardır. Tabiatıyla bu halklar birbirine yakınlık duyuyorlar. Şöyle bir hatırlayalım, Farabi veya Fuzuli'den tutun tüm ünlü şahsiyetler bu halkların insanlarıdır. Onlar herkese mal olmuş insanlardır. Korkut Ata tüm Türk dünyasının ortak değeridir. İşte, bu tarihi inceleyerek, ortak köken, ortak tarih, ortak kültürün temelinde insanların, büyük toplulukların yakınlaşma nedenini bir düşünün. Dolayısıyla bu anlamda herhangi bir kurum genel olarak tüm BDT halklarının birbirine yakınlaşmasını sağlamalıdır. Asya entegrasyonu, Avrupa entegrasyonu konusunda hiç kimse onların herhangi bir prensip gereği toplaştıklarını söyleyemez. Yani ister tüm bu görüşmeler, ister anlaşmalar, herhangi güven, yakınlaşma duyguları tamamen insanlığa hizmet ediyor, bence, insanların yakınlaşmasına ve ileride her hangi olası çatışmanın önlenmesine yönelik güvenlik çalışmalarının yapılmasına katkıda bulunuyor.

Soru: Şimdi petrolün nakli alanında işbirliği bildirisi imzaladınız. Petrolü Azerbaycan üzerinden nasıl taşımayı planlıyorsunuz, açıklar mısınız? Yeni bir boru hattı inşa etmeyi planlıyor musunuz ve Azerbaycan bundan nasıl bir kar sağlayacaktır? Her yıl ne kadar petrol nakletmeyi düşünüyorsunuz?

Nursultan Nazarbayev: Sovyetler Birliği döneminde Kazakistan, Hazar Denizi üzerinden Bakü'ye 7 milyon ton petrol sevkediyordu. Şimdi hiçbiriniz bunu bilmiyorsunuz, belki de unutmuşsunuzdur. Şu anda biz Aktau limanını restore ediyoruz, bunun için özel kaynak tahsis edilecek, burada Feribot ulaşımı ve büyük tankerler için petrol dolum tesisleri kurulacaktır. Biz deniz yoluyla 10 milyon ton kadar petrol nakletmeyi planlıyoruz. Bunu Kafkasya üzeirnden Karadeniz kıyısına taşımak için Bakü'ye sevketmek gerekir. Bu petrolün tüketicisi kimler olur - Bulgaristan, Ukrayna, belki Türkiye olur ve belki de Boğazlar üzerinden taşınır. Bildiğim kadarıyla, bu arada petrol sevkiyatı için Supsa limanı yeniden kuruluyor, burada büyük bir terminal inşa ediliyor. Bu, farklı bir konudur.

Aslında bu, bile yetersizdir, zira Kazakistan, dev bir petrol üreticisi olmayı düşünüyor. Bu nedenle, demin anlattığımız gibi, petrolün önce bu şekilde sevki söz konusudur, ileride Kazakistan'ın sınırından direk Bakü'ye kadar uzanacak ve Hazar Denizi’nin dibinden geçecek boru hattını inşası gerekir. Tüm dünyada böyle yapılıyor. Orada Hazar'ın derinliği 100 metreyi buluyor. Asla kimseyi rahatsız etmeyecektir. Yani doğrudan uzanacak boru hattını döşemek ve sonra petrolün Türkiye, Akdeniz, yahut yine Karadeniz üzerinden taşınması konusunu çözmek gerekir – her türlü seçenek bizim işimize gelir. Biz bu seçeneği desteklediğimiz yönünde belge imzaladık, dolayısıyla, uluslararası yatırımcılara böyle bir şeyin mümkün olduğu ve bu boru hattında büyük miktarda petrolün bulunacağı işaretini verdik. Bu, herkesin yararına olacaktır. Yarara gelince, bu, uluslararası alanda kabul görmüş kriterlere uygun olarak belirlenir. Bir ülke üzerinden ne kadar petrol naklediliyor, her varil için ne kadar ödenecek - bunlar bellidir.

Soru: Demin anlattığınız planlarda Rusya ile ilgili her hangi düşünceniz var mı?

Nursultan Nazarbayev: Öncelikle, Hazar Denizi’nin kıta sahanlığının kullanımı ile ilgili yapılan ihaleye tüm devletlerin yanı sıra öncelikli olarak Rus şirketleri davet ediliyorlar. Bilindiği üzere, bugün Rusya'nın LUKoil şirketi Tengiz projesinde 200 milyon dolar değerinde bir paya sahiptir. Günümüzde LUKoil Şirketi'nin Kazakistan'da yaklaşık yarım milyar ABD doları değerinde yatırımı bulunuyor ve bu yatırımları kendisi ihalelerde kazandı. Hazar boru hattı konsorsiyumuna (HBK ) Kazakistan, Rusya, Umman ve başka devletler katılıyorlar. Örneğin, HBK üyelerinden Rusya, petrol hatlarının bu Güney güzergahından tümüyle faydalanabilir. Kazakistan topraklarında inşa edilen tüm doğalgaz boru hatlarını Ruslar çok büyük yarar sağlayarak kullanabilirler. Şimdi Sarahs-İran-Basra Körfezi demir yolu hattını artık Rusya da kullanıyor. Bu arada Drujba İstasyonu’ndan Rus yüklerinin taşımacılığı yapılmaktadır. Lafı uzatmadan, biz Azerbaycan ve Kazakistan'ı konuşalım, çünkü biz buradayız, eğer herkes burada olsaydı, o zaman herkesi konuşurduk. Burada her hangi tecrit yok, bunun tersi bir durum söz konusudur. Bu arada siz Kazakistan'ın politikasını biliyorsunuz - kapılarımız herkese açıktır.

Haydar Aliyev: Ben de aynı şekilde Rusya'ya tüm bu çalışma ve projelerde önemli bir yer öngörüldüğünü düşünüyorum. Örneğin, Eylül 1994’te yabancı şirketlerle imzalanan sözleşme uyarınca erken petrolün ihracı için biz Rusya üzerinden Novorossisk limanına kadar uzanana özel petrol boru hattını inşa ettik. Bu arada aynı petrol boru hattının Azerbaycan topraklarından geçen bölümü artık birkaç ay önce tamamlandı, Rusya'da henüz hazır değildir, oysa bizim anlaşmaya göre, bu petrol boru hattıyla petrolün ihracının artık başlanması gerekiyordu. Biz Rusya yönetimi ile bu konuda görüşmeler yaptık. Onlar petrol boru hattının Ekim ayına kadar tamamlanacağına ilişkin söz verdiler. Dolayısıyla, konsorsiyum sözleşmesi gereğince, erken petrolün ihracı için öngörülen ilk petrol boru hattı işte Rusya üzerinden Karadeniz kıyısındaki Novorossisk limanına kadar uzanacak. Azerbaycan'da petrol şirketlerinin uluslararası konsorsiyumlarıyla beş anlaşma imzalandı. Rusya'nın dev petrol şirketi olan LUKoil bu anlaşmalara etkin bir şekilde katılıyor, büyük bir pay edinmiştir. Geçenlerde Rosneft Şirketi bize başvurdu ve biz Rosneft ve diğer Rus Petrol Şirketleri'nin bu çalışmalara katılımı ile ilgili görüşmeler yapıyoruz. Kısacası, Rusya her şekilde temsil edilmiştir.

Soru: Siz ortak belgeler paketindeki ekten bahsettiniz. Konu neydi?

Nursultan Nazarbayev: Konu petrol makineleri üretimi alanında işbirliği ile ilgili. Bilindiği üzere, tüm Sovyetler Birliği'nde en güçlü, en iyi petrol makine üretim tesisi orada, Bakü'de bulunuyordu. Bu alanı biz de geliştiriyoruz. Fakat uzman değişimi, teknoloji değiş tokuşu, gerekli yedek parça ve petrol üretimi için makinelerin alınması çok önemlidir. Ben böyle düşünüyorum.

Soru: Siz Komsomolskaya Pravda muhabiriyle yaptığınız röportajda Kazakistan'da yatırımcılar için son derece elverişli bir ortam oluşturulduğunu söylediniz. Ne tür koşullar sağlandığını anlatabilir misiniz?

Nursultan Nazarbayev: Bizimkiler hepsi biliyor, onun için fazla zamanınızı almak istemezdim. Ekonomiden sorumlu yardımcım şu an burada. O, yabancı yatırımlarla ilgili yasalarımızı sizlere sunacaktır. Bizim için önem arzeden alanlarda çalışacak yabancı yatırımcılara avantajlar sağlıyoruz. Bu, petrol, doğalgaz ve diğer yeraltı kaynakları da kapsıyor.

Soru : Hazar'ın statüsünün belirlenmesi süreci devam etse de, Kazakistan ve Azerbaycan Hazar Denizi'nde kendilerine ait olduğunu düşündükleri sektörlerde aktif çalışmalar yapıyor. Haydar Aliyeviç , lütfen söyler misiniz, Hazar Denizi’nin sektörlerinin belirlenmesi ile ilgili Türkmenistan ile aranızda yaşanan anlaşmazlıklar size engel oluyor mu?

Haydar Aliyev: Anlaşmazlıklar var, evet olabilir, fakat bunlar bize engel değil ve olamaz. Çünkü biz kendimize ait sektörü biliyoruz ve ayrıca 40’lı yıllardan itibaren Hazar Denizi'nde Azerbaycan petrolcüleri, bilim adamları, jeologları başlıca yatakları keşfetmiş ve Azerbaycan'da hangi yatağın nerede, hangi sektörde bulunduğunu gayet iyi biliyorlar. Dolayısıyla anlaşmazlıklar olabilir, ama onlar bize engelleyemez.