Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, Türkiye Cumhuriyeti’nin 79.kuruluş yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende yaptığı konuşma - Gülistan Sarayı, 30 Ekim 2002

Sayın Büyükelçi!

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Sizleri Türkiye Cumhuriyeti`nin 79.kuruluş yıldönümü dolayısıyla tebrik eder, kardeş Türk halkına barış, huzur ve refah dilerim.

Türkiye Cumhuriyeti`nin kurulması 20.yüzyılın en büyük tarihi olaylarından biridir. Birinci Dünya Savaşı`ndan sonra, Osmanlı İmparatorluğu`nun çökmesinin ardından dünyada oluşan zorlu bir ortamda, Türkiye için çok zor bir dönemde Türkiye`nin önemli insanları - büyük Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları 1923`te Türkiye Cumhuriyeti`ni kurdular. Bu, büyük tarihsel olaydır, zira uzun yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu`nda yaşayan halk, artık hangi yolda yürümesi gerektiğini o zaman çok net anladı. Bunu yapan Atatürk ve silah arkadaşları tarihi bir misyonu gerçekleştirdiler.

Kurulmasından sonra Cumhuriyetin, her geçen yıl sürekli olarak gelişme kaydetmesi çok sevinçli bir durumdur. Oysa o yıllarda dünyada çok zorlu süreçler yaşanmış, Birinci Dünya Savaşının yaraları henüz kapanmamışken faşizm gibi vahim bir cereyan ortaya çıkmış, buna rağmen Türkiye Cumhuriyeti, tercih ettiği yolu izlemiş, yaşamış, gelişmiş, kendi prensiplerini korumuş, uygulamış ve büyük, muazzam, kudretli bir devlete dönüşmüştür.

İkinci Dünya Savaşında izlemiş olduğu doğru ve düzgün politika Türkiye Cumhuriyeti`ni birkez daha ağır sınavlara girmesini engelledi. Biz bugün Türkiye Cumhuriyeti`nin 79.kuruluş yıldönümünü kutlarken kıvançla söyleyebiliriz ki, Türkiye, dünyada büyük bir devlettir, güçlü ekonomiye sahip, demokratik, laik hukuk devletidir, dünya birliğinde kendi yerini almıştır ve dünyada yaşanan süreçlere aktif olarak katılmaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti ekonomisi, özellikle, 1970-1980`li yıllarda çok hızla gelişti. O yıllar dünyada, bilhassa eski Sovyetler Birliği`nde Türkiye mucizesi diye bir anlayış ortaya çıktı. Herkes bu mucizeyi çözmek istiyordu. Türkiye`nin birikimlerini inceliyor, tecrübesinden istifade etmeye çalışıyordu. Bu, sıradan bir şey değildir. Bu, Türk halkının ve liderlerinin dünyada yaşanan süreçlere ne kadar uyum sağladığını gösteriyor. Piyasa ekonomisinin geliştirilmesi alanında o yıllarda uygulanan reformlar sonucu Türkiye, büyük bir sıçrama yaptı.

Biz Türkiye ile hep iftihar ettik. Halkımız, Azerbaycan halkı kimi zaman Türkiye`den çok uzak kaldı, Türkiye`yi yakından göremedi, orada yaşanan olaylara pek vakıf olamadı, buna karşın Türkiye`ye, Türk halkına hep büyük sevgi duydu. Bunun nedeni açıktır. Bizim halklarımız aynı kökene mensuptur, çok değerli ortak tarihimiz vardır. Dilimizin, dinimizin, örf ve geleneklerimizin aynı veya benzer olması hep bizi yakınlaştırdı. Bu yüzden, belittiğim gibi, halkımız Türkiye`ye hep sevgi, özlem ve kavuşma isteği ile yaşadı.

Nihayet, Azerbaycan bağımsızlığını kazandığında ve hatta kazanmak üzere olduğunda Türkiye ile Azerbaycan arasında ilişkiler gelişmeye başladı. Türkiye, Azerbaycan`ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke oldu. Tanımak ne kelime. Azerbaycan`ın bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürmesi için Türkiye, ilk günlerden itibaren bize elinden gelen yardımı etti. Nitekim bizim tarihi dostluğumuz, kardeşliğimiz, geçmişte tüm alanlarda bulunan çok güzel ilişkilerimiz devletlerarası ilişkiler zemininde gelişmeye başladı.

Biz 11 yıldır bağımsızlık dönemini yaşıyoruz. Bir kaç gün önce bağımsızlığımızın 11. yıldönümünü kutladık. Bu yıllar bizim için hiç kolay olmadı. Biz zorlu, meşakkatli, fakat şerefli bir yoldan yürüdük. Şerefli bir yol diyoruz, zira biz bağımsız bir devlet olarak yaşadık. Biz bunu her şeyin üstünde tuttuk ve hep öyle kalacaktır. Her şeyden değerli oldu ve hep öyle olacaktır. Bağımsızlık döneminde Türkiye ile Azerbaycan hep yan yana oldular. Türkiye, Azerbaycan`a her türlü yardımlarda bulundu.

Bugün Türkiye ve Azerbaycan`ı birbirinden hiçbirşey koparamaz. Günümüzde Azerbaycan`da pekçok Türk vatandaşı ikamet ediyor ve aynı şekilde Türkiye`de pekçok Azerbaycan vatandaşı yaşıyor. Burada bir sayı söylemek mümkün değildir. Zaten buna gerek yoktur. Bu, doğal bir süreçtir. Ancak konu sadece bu değildir. Konu şu ki, devletler olarak biz birbirimize sıkı bağlarla bağlıyız ve aramızda yoğun ilişkileri var.

Türkiye Cumhuriyeti`nin dünyaya sergileyecek çok güzel başarıları vardır: en üst düzeyde kurumsallaşan piyasa ekonomisi, demokrasi, hukuk devleti düzeni, eğitim, sağlık ve diğer tüm alanlarda elde ettiği başarılar. Bunların yanı sıra, Türkiye`nin en önemli başarılarından biri de çok güçlü, kudretli orduya sahip olmasıdır. Türk Ordusu, büyük Atatürk`ün Türk halkına bıraktığı en büyük nimetlerden biridir. Türk halkı, ordusuyla gurur duyuyor. Keza biz de gurur duyuyoruz. İki sene önce Türkiye Silahlı Kuvvetleri Komutanı önderliğinde Türk Yıldızları`nın Azerbaycan`ı ziyareti ve burada sergiledikleri büyük başarılar hem Azerbaycan`a büyük manevi destek oldu, hem de Türk ordusunun, çok yetenekli askerlerinin gücünü tüm dünyada bir kez daha gözler önüne serdi.

Biz devletin kurulması, ekonominin geliştirilmesi, ordunun yapılanması ve bir çok başka alanda Türkiye ile çok sıkı işbirliği yapıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye`nin tecrübesi pek çok durumda bize örnek teşkil etti ve bağımsız devletimizde yeni yapıların, demokratik kurumların sağlanması açısından bize çok katkısı oldu. Bütün bunlardan dolayı bugünkü bayram sadece Türkiye`nin bayramı değil, bizim de bayramımızdır. Bunu zaten başka şekilde değerlendiremeyiz.

Dostluk, kardeşlik ilişkileri hem bugün, hem ileriki yıllarda Azerbaycan`a büyük bir destek sağladı ve hep öyle olacaktır.

Ermenistan`ın Azerbaycan`a yaptığı saldırı sonucu Azerbaycan`da yaşanan durum bizi tedirgin ettiği kadar Türkiye`yi de hep tedirgin etmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye, bizimle hep beraber bu sorunun çözümü için uğraştı. Minsk Grubu üyesi olan Türkiye, bu durumdan çok faydalandı ve bugün de bizimle işbirliği yapmaktadır. Azerbaycan`ın bu acıklı sorununun çözümü için Türkiye`nin, Azerbaycan`a asla yardımını esirgemeyeceğine ve hep Azerbaycan`ın yanında olacağına eminim. İşte bu yüzden biz Ermenistan-Azerbaycan sorununun barış yoluyla çözümüne ulaşacak ve ne pahasına olursa olsun Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü yeniden sağlayacak, işgal edilmiş toprakları kurtaracağız. Uzun yıllar boyunca çok zorlu koşullarda yaşayan vatandaşlarımızın kendi yerlerine geri dönmesini sağlayacağız.

Ben bugün çok büyük duygularla sizinle birlikte bu bayramı kutlamaya geldim. En derin kardeşlik duygularıyla hepinizi, tüm Türk halkını, Türkiye Cumhuriyeti`ni, hükümetini bir kez daha içtenlikle kutluyorum. Türkiye`nin 21.yüzyılda da hep önde giden ülkelerden biri olacağına ve Türkiye-Azerbaycan dostluğunun, kardeşliğinin ebedi ve sarsılmaz olacağına dair inancımı belirtmek istiyorum.

Bayramınız kutlu olsun!

Çeviri 1 Kasım 2002 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır