Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Bakü 1 Nolu Termik Santrali`nde yeni gaz türbinli üretim ünitesinin temel atma töreninde yaptığı konuşma - 28 Ağustos 1999


Sayın Bayanlar ve Baylar!

Sayın dostlar, misafirler!

Azerbaycan'da, Bakü'de yeni, modern teknoloji ve araçlarla donatılmış enerji tesisinin, buhar türbinli santralin temelinin atılması nedeniyle sizleri yürekten kutluyorum.

Bu, Azerbaycan'ın sosyo-ekonomik, sosyo-politik yaşamında çok manidar ve büyük bir önem arz eden bir gelişmedir. Bu gelişme ekonomi ve halkın sosyal durumunun iyileştirilmesi alanında bağımsız Azerbaycan devletinin izlediği düzenli politikanın en çarpıcı bir örneğidir. Bu, Azerbaycan devletinin, ülkemizin ekonomik potansiyelinde önemli yeri bulunan enerji tesislerinin geliştirilmesi ve cumhuriyetimizin enerji potansiyelinin genişletilmesi programının düzenli bir şekilde uygulandığını gösterir. Bu, Azerbaycan devletinin vatandaşlarımıza, onların refahının iyileştirilmesine yönelik sürekli ilginin ve ihtimamın güzel bir örneğidir.

Bugün buradaki temel atma töreni aynı zamanda Azerbaycan devletinin kendi ekonomisini geliştirme, halkın refahını artırma, sosyal sorunları çözme, dünya ülkeleri ile yakın işbirliği kurma, yabancı yatırımı Azerbaycan'a çekme ve Azerbaycan'ın kapılarını yabancı yatırıma açmaya yönelik kabul ettiği ve uyguladığı geniş programın bir parçasıdır.

Biz bu programı her yıl, her ay düzenli olarak uyguluyor ve dünyanın ekonomik yönden gelişmiş dev ülkeleri ile, yüksek teknik ve teknolojiye sahip ülke ve şirketleri ile işbirliğini genişletiyor ve geliştiriyoruz.

Bugün burada bu enerji tesisinin göstergeleri hakkında çok ayrıntılı bilgi verildi. Biz bu elektrik santralini İsviçre'nin ABB şirketi ve Alman Bankası ile, yani bu ülkelerle işbirliğimiz sonucunda yapmayı başardık.

Azerbaycan’ın geçiş dönemini yaşadığı şu dönemde, yani ülke ekonomisinde çok sıkıntıların bulunduğu bir dönemde Azerbaycan devleti, benzer adımlar atmak suretiyle kendi serbest ekonomisini, piyasa ekonomisini kurma ve dünyanın tüm ülkeleriyle sıkı bir işbirliği yapma kararlılığını bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Bu elektrik santralinin birinci ünitesinin inşası ve tamamlanması için buraya 55 milyon dolarlık yatırım yapılacağı söylendi. Biz bu çalışmayı İsviçre'nin ABB şirketi ile Almanya bankasının ortaklaşa hazırladığı kredi ve fizibilite etütleri temelinde yapıyoruz.

Müslüm İmanov, bu elektrik santralinin hangi ünitelerden ibaret olduğunu anlattı. Sanırım buraya yapılan yatırım Azerbaycan ekonomisinin geliştirilmesi, halkımızın sosyal ve ekonomik durumunun iyileştirilmesi bakımından çok değerli sonuçlar sağlayacaktır. Bu nedenle biz tam bir kararlılık içinde bu adımı attık ve umarım, biz bunu gerçekleştireceğiz.

ABB Şirketi Başkan Yardımcısı burada beyan etti ki, 2000 yılının Ekim ayında bu program uygulanacaktır, bu, beni ziyadesiyle mutlu etti. Zira, bir düşünün, 1999 yılının Ağustos ayı sona ermek üzeredir ve 2000 yılının Ekim ayında ülkemiz yeni, çağdaş teknoloji ve araçlarla donatılmış, büyük ekonomik potansiyele sahip santraldan enerji temin edecektir. Bu, hem nüfusumuzun elektrik enerjisi ihtiyacının karşılanması, hem buradaki büyük petrol-yağ fabrikasının ısı ve enerji ihtiyacının karşılanması ve genel olarak, Azerbaycan'ın elektrik enerjisi potansiyelinin büyük bir gelişme kaydetmesi için uygun ortamı sağlayacaktır.

Bugün ben burada etrafı dolaşırken derin düşüncelere daldım. Bilindiği gibi, bugüne dek burada bize hizmet veren termal merkez – ki bir zamanlar kendisine Azerbaycan'da TEC-1 derlerdi - bu yüzyılda Azerbaycan endüstrisinin ünlü buharlı elektrik santralidir. Elde olan bilgilere göre, bu santral yüzyılın başlarında, 1902 yılında inşa edildi. Sonraki dönemlerde, özellikle 1920, 1950, 1970 yıllarında bu santralde bazı modernize çalışmaları yapıldı ve bize büyük hizmetleri oldu. Bu enerji tesisi neredeyse yüz yıldır bize hizmet vermektedir. Bunun inşası, bir yüzyıl boyunca kullanımı, eski zamanlarda da Azerbaycan'ın dış ülkelerle ekonomik ilişkilerinin, hiç kuşkusuz,  bir kanıtıdır. Bununla birlikte 20.yüzyılın tüm dönemlerinde Azerbaycan'da elektrik enerjisinin üretimi ve ülkemizin enerji ihtiyacının karşılanması meselesinin ne denli önemli olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Bu elektrik santrali büyük hizmetler vermiştir. O yüzden de ben onca yıl burada çalışan, faaliyet gösteren, hizmet eden tüm enerji uzmanlarına, sanayicilere, tüm uzmanlara teşekkür ediyorum.

Hatırlıyorum, 1970'li yıllarda biz Azerbaycan endüstrisinde modernizasyon programını düzenli bir şekilde uyguluyorduk. Şuan bulunduğumuz yer Bakü'nün bir zamanlar Karaşehir olarak adlandırılan büyük bir bölgesidir. Bilindiği gibi, eskiden de, 19.yüzyılda ve 20.yüzyılın başlarında, Azerbaycan petrol endüstrisinin çok büyük sıçrama yaparak geliştiği sırada burada dönemin ihtiyaçlarına uygun işletmeler kurulmuştu. Bu işletmelerin çoğunu önceden Azerbaycan petrolüne ilgi gösteren Avrupa şirketleri ve Azerbaycanlı girişimciler, işadamları kurdular.  Onlar Azerbaycan halkına, ülkesine, devletine paha biçilmez hizmetlerde bulundular.

O zaman burada yapılan bu sanayi tesisleri tabiatıyla dönemin teknolojik olanaklarına sahipti. Zamanla, dünyada teknoloji değişim kaydettikçe bu fabrikalar, buradaki üretim tesisleri, elektrik santralleri, kendi hizmetlerinin yanı sıra, Azerbaycan ekonomisine her geçen yıl daha fazla zarar veriyordu. Vahim olan şu ki, bunlar Azerbaycan'ın, özellikle Bakü'nün havasına, iklimine, yani ekolojisini etkiliyordu.

Ne var ki o dönemlerde, henüz yüzyılın başlarında Bakü'nün bu kısmına Karaşehir denmesi bir rastlantı değildir. Şimdiki gençler bunu pek bilmezler, unutmuşlardır. Ama biz hatırlıyoruz - bu Karaşehir gerçekten siyah bir şehirdi. Bakülüler şehrin bu bölümüne Karaşehir derlerdi. Ve bu, bir tesadüf değildir.

Hatırlıyorum, 1938 yılında Bakü'ye ilk geldiğimde henüz çok gençtim. Bakü'nün birçok yerini tanımak istiyordum. Karaşehir’de Nizami parkı vardı. Eskilerde bu parkı Nobel Kardeşleri  yaptırdıydı. Bana orasının çok güzel bir yer olduğunu söylediler. Ben oraya gitmek için tramvaya bindim. Şimdiki gibi hatırlıyorum, Karaşehir sınırına ulaştığında ben tramvayda artık dayanamadım. Böyle bir ortamda hiç yaşamayan birisi olarak ben çeşitli kimyasal maddelerin kokusuna, etkisine tahammül edemedim.


Bu, benim o dönemle ilgili anılarımdır. Fakat sonraki dönemde ben Azerbaycan'ın yönetimine geldiğimde sanayi kuruluşlarını pekçok kez ziyaret ederel bunların artık  zamanının geçtiğine kanaat getirdim ve söyledim, Karaşehir’deki fabrikaların, diğer üretim tesislerinin yeniden yapılandırılması programını düzenledik ve 1970 yıllarında bunu gerçekleştirdik.

Hatırlıyorum, 1970'li yılların başında ben bu dev programı detaylı olarak anlattığımda Karaşehr’in kurtulacağını, tamamen güzelleşeceğini, güzel konutların inşa edileceğini bildirdim. 25 yıl önce söylediğim bu kelimeler ve uygulamaya başladığım bu program çok güzel sonuç verdiği için bugün mutluyum. O dönemin üretim tesislerinden, şehrin havasını zehirleyen fabrikalardan burada artık eser kalmamıştır. Ama bir şeyler kaldıysa bile, biz onları da bertaraf edeceğiz. Ne var ki bu eski tesislerden biri işte budur. Yineliyorum, halk arasında buna hep TES-1, yani 1 nolu termal santral derlerdi. Şimdi bu, 100 yaşını dolduruyor. Biz kendisine veda ediyor, hoşçakal diyoruz. Burada ilan edildiği gibi, bunun yerine en üstün teknoloji ile donatılmış ekonomik yönden verimli, gücü bundan kat kat fazla olan, çevreye zararsız yeni bir termal santral inşa edilecektir.

Belirttiğim gibi, bizim bugünkü toplantımız Azerbaycan ekonomisinin, bizim ekonominin çok önemli bir dalı olan enerji alanının gelişmesi üzerine yapılıyor.

Artık söylendiği üzere, önceki dönemlerde, yani 1970'li yıllarda Azerbaycan'da uyguladığımız ekonomik politika sonucunda, Sovyetler Birliği'nin sınırları içinde bulunan Azerbaycan Cumhuriyeti, bağımız olarak kendi ihtiyacını karşılamak için elektrik santrallerinin inşasını ve hizmete almayı başardı. Bunun 20.yüzyıl Azerbaycan tarihinde ve Azerbaycan ekonomisi tarihinde en önemli başarılardan biri olduğunu cesaretle ve büyük gururla söylüyorum. Nitekim Azerbaycan, bağımsızlığını kazandıktan ve bağımsız bir devlet olarak yaşamaya başladıktan sonra, yani eski Sovyetler Birliği'nin enerji sisteminden koptuğu sırada, eski SSCB üyesi birçok cumhuriyetten farklı olarak Azerbaycan’ın kendi elektrik santrallerinin yardımıyla ülkesinin - hem sanayi, hem tüm üretim alanlarının, hem de halkın ihtiyaçlarını karşılayacak elektrik enerjisi potansiyeline sahip olması ve bunu sağlamış olmamız bir tesadüf değildir.

Bu iş kolay olmadı. Biz bunun için çok çalışıyorduk ve bu çalışmaları gerçeğe dönüştürmek kolay değildi. Zira yeni bir elektrik santrali kurmak için Sovyetler Birliği'nin devlet bütçesinden büyük bir tahsisatın yapılması, paranın alınması gerekiyordu. Üstelik bunu her zaman vermezlerdi. Sorarlardı: “Yeni elektrik santralleri sizin neyinize gerek, Sovyetler Birliği'nin tek bir elektrik enerjisi sistemi bulunuyor, ne kadar istiyorsanız oradan elektrik enerjisi temin edebilirsiniz.” Ancak biz ilerisini düşünüyorduk. Bizim düşüncemiz şuydu, bu öyle bir alandır ki, Azerbaycan’ın bu konuda  kendi bağımsızlığını sağlaması, yani kimseye muhtaç olmaması gerekir. Biz bunu sağladık.

Öte yandan, para aldıktan sonra bu elektrik santrallerinin inşası, montajı, yapımı da kolay olmadı. Eğer biz o yıllarda yoğun bir tempo içinde çalışmasaydık, her gün  bu konuyla ciddi bir şekilde ilgilenmeseydik bu dev elektrik santrallerini inşa edemezdik ve bugün biz böylesine büyük bir servete sahip olamazdık. Yani biz bu doğrultuda da çalışmalar yaptık.

Bunların hepsi bize geçmişten kalan bir mirastır. Azerbaycan, bağımsız bir devlet olarak bağımsızlığını kazandığında, bağımsız bir şekilde varlığını sürdürme hakkını edindiği için gurur duyabiliriz. Bunun başlıca koşullarından biri de Azerbaycan'ın bağımsız elektrik enerjisi sisteminin, potansiyelinin bulunmasıydı.

Eğer bu alan gelişmeseydi tabiatıyla biz geçmişte elde ettiğimiz başarıları da kaybedebilirdik. Ancak biz bu alanı geliştiriyoruz. Şimdi Azerbaycan'da sanayi sektöründe, kuşkusuz, çok büyük zorluklar vardır. Biz ekonomik reformlar yapıyoruz. Bu ekonomik reformların büyük sıkıntılara yol açtığını biliyorsunuz. Bu tür büyük üretim tesislerini, keza elektrik santrallerini yapmaya  Azerbaycan'ın devlet bütçesi, bütçe olanakları el vermiyor. Ne var ki biz bundan da çıkış yolu bulduk. Bu yol da şudur ki, biz dünyanın ünlü banka ve büyük şirketler ile diğer alanlarda işbirliği yaptığımız gibi, elektrik enerjisi alanında da çok yakın işbirliği yapıyoruz.

Burada bu projeler hakkında bilgi verildi. Evet, ben gurur duyuyorum ki, vaktiyle Kür nehri üzerinde Şemkir su elektrik santralinin temelini attım ve onu yaptırdım. Ne var ki günümüzde bu, Azerbaycan'a hizmet ediyor.

Bir zamanlar Azerbaycan'da enerji ağının geliştirilmesi için büyük bir program yaptığımız için gurur duyuyorum. Bu arada aynı programın büyük bir bölümünü yeni hidroelektrik santralinin - Yenikent hidrolik santralinin yapılması oluşturuyordui. Biz o yıllarda, 1970'lerde Kür nehri üzerinde kurulacak Yenikent hidroelektrik santralinin projesini yaptık, onaylattık. Şemkir hidroelektrik santralinin ardından bu hidrolik santralin inşasına başlayacaktık. Ancak ne yazık ki, bu konu SSCB henüz mevcut olduğu dönemde - 1980'lerin sonunda ertelendi, SSCB çöktükten, Azerbaycan bağımsız bir devlet olduktan sonra pek kimse bunları, kuşkusuz, önemsemedi.

Müslüm İmanov burada çok doğru söyledi, bazı kimseler elektrik santrallerini modernleştirmek, geliştirmek, onarmak yerine elektrik kablolarını koparıp satıyorlardı. Ben hem bir zamanlar ikamet ettiğim Nahçıvan'da, hem Azerbaycan'ın çeşitli yerlerinde buna bizzat tanık oldum. Nahçıvan'da elektrik yoktu. Özerk cumhuriyet kuşatma altında, neredeyse elektrik enerjisi olmadan varlığını sürdürüyordu. Azerbaycan'da kargaşa, kaos döneminde, karışık zamanlarda, zorlu yaşam şartlarında insanlar geceleri gidip elektrik kablolarını kesiyor, bunları komşu ülkelerde satıyorlardı. Ben bunu orada gördüm. Ancak aynı durum sadece Nahçıvan'da değil, Azerbaycan'ın diğer bölgelerinde de yaşanıyordu.

Ben 1993 yılında buraya, Bakü'ye geldiğim sırada, çalışmaya başladığımda hem 1993, hem 1994 yılında bu olaylar hakkında  bana bilgi verdiler. Bunlar hangi sebepten yaşanıyordu? Çünkü Azerbaycan'da sosyal ve politik durum istikrarlı değildi, cumhuriyetimizde 1988 ve 1989 yıllarında başlayan anarşi, zorbalık ve yutriçinde bulunan kaos henüz devam ediyordu ve bunların  önlemek zordu.

Ama biz bunları önledik. Evet, önledik. Birincisi, Azerbaycan'da sosyal ve politik istikrarı sağlamak için önledik. İkincisi, biz devletin bütün bu alanlara yönelik tutumunu ortaya koymak için önledik. İnsanlara, maddi zorluklar içerisinde yaşayan insanlara da  şunu anlatmayı başardık: Bugün elektrik kablosunu koparırsan, kendi evinde sen elektrikten mahrum kalacaksın, bunu yapma. Anladılar. Yineliyorum, bir yandan düzenin pekiştirilmesi, sosyo-politik istikrarın temini, diğer yandan insanların bir düşünce olarak o zor dönemden kurtulması ve her insanın artık kendi ülkesini, toprağıni, halkıni, devletini düşünmesi günümüzdeki normal koşulları sağladı.

Ancak bu, yeterli değildi. Azerbaycan'ın elektrik ağını geliştirmemiz gerekiyorduk. Bu nedenle biz, ilk önce, bir zamanlar projesi hazırlanan Yenikent hidroelektrik santralinin inşasıyla ilgili pekçok araştırma yaptık. Ben henüz 1994 yılında İngiltere'de resmi ziyarette bulunurken Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile temaslarda bulunduk, ardından Dünya Bankası ile görüşmeler yaptık. Bunların sonucunda 100 milyon dolarlık kredi alıp Yenikent hidrolik santralinin yapımına başladık. Orada inşaat normal ilerliyor. Doğru, bazı hatalar yapıldı ve biz bunu ciddi bir şekilde eleştirdik. Nitekim bugün Müslüm İmanov, söz konusu hataları ortadan kaldırdıklarına ilişkin burada bir rapor sundu. Fakat bundan böyle hata yapmazsanız iyi olur. Dolayısıyla o hataları gidermeniz için biz de sizi cezalandırmayız. Bugün inşaatta öyle bir aşamaya gelindi ki, yakında  Kür nehrinin yatağını değiştirme çalışması yapılacak, ardından elektrik santrali inşaatının ikinci aşamasına geçilecek. Bu, bizim için çok büyük bir başarıdır.

Yahut, - burada artık söylendi, - Kuzey elektrik santrali. Bu ektrik santrali de uzun zaman önce kuruldu. Eğer yanılmıyorsam, bunun ekipmanları bir zamanlar, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra harp tazminatı olarak Almanya'dan getirtildi ve buraya kuruldu. Kuşkusuz, bu santral uzun süre hizmet vermiştir. Ancak bugünkü ihtiyaçlara cevap veremiyor ve orada istediğimiz kadar elektrik üretemiyoruz. Orası eskimiştir, yenileme işleri yapmak, yerine büyük, çağdaş bir elektrik santrali inşa etmek gerekir.

Biz bunun için de pekçok girişimde bulunduk, çok araştırmalar yaptık. Japonya'ya resmi ziyaretim sırasında yaptığımız çalışmalarda belli bir sonuca ulaştık. Japon hükümeti bize 320 milyon dolar tutarında iki bölümden oluşan, çok avantajlı - 40 yıl vadeli kredi verilmesi kararını onayladı. Artık bunun projesi hazırlanıyor,  uygulamaya başlanacaktır. Burada bildirildi, ancak ben kendi görüşümü ifade etmek istiyorum: Bu, hem elektrik enerjisi potansiyelimizin gelişimi açısından büyük bir olay olacak, hem de Azerbaycan'da çağdaş teknik araçların ve teknolojinin sağlanması yönünde önemli bir adımı oluşturacaktır. Tabiatıyla Bakü'nün, Azerbaycan'ın ekolojisinin iyileşmesine katkısı olacaktır.

Veya, Mingeçevir hidroelektrik santrali. Uzun zaman önce inşa edildi, 1954-55 yıllarında hizmete alındı ve Azerbaycan'a çok büyük hizmetlerde bulundu. Ben hatırlıyorum, Mingeçevir hidroelektrik santrali inşa edildiği zaman biz hepimiz bunu yüzyılın dev bir inşaatı olarak görüyorduk. Gerçekten o dönemde Kür’den bunca elektrik enerjisini üretmek Azerbaycan için büyük bir önem taşıyordu.

Oysa günümüzde bu, Azerbaycan'ın elektrik enerjisi potansiyelinin sadece yüzde 7’sini oluşturmaktadır. Şemkir hidroelektrik santrali daha büyük kapasiteye sahiptir. Şimdi biz Mingeçevir hidroelektrik santralinin kurulu gücünü artırmak, onu modernize etmek konularıyla ilgileniyoruz. Bunun  için 50 milyon dolar tutarında kredi bulmamız gererkir.

Böylece, bağımsız Azerbaycan'ın yaşamı için önemi olan, üstelik sosyo-ekonomik önem taşıyan bir alanın gelişmesi için kısa bir zamanda ne denli çalışmalar yaptığımızı biliyorsunuz. İnşaat sektörüne yatıracağımız bu paraları üst üste toplarsanız, sonuç 500 milyon dolardan fazla ediyor, yani yarım milyar Amerikan doları yatıracaklar. Bunların hepsi Azerbaycan'ın elektrik enerjisi kurulu gücünü artıracak, verimlilik kazandıracak, biz bu alanda daha rahat edeceğiz.

Burada bir rakam söylendi, o yıllarda Azerbaycan'da kurulan elektrik santrallerinin inşasına yapılan toplam yatırımın bugünkü değeri 2.5 milyar dolar teşkil etmektedir. Evet, o dönemde biz Sovyetler Birliği’nin büyük servetlerinin verimli kullanarak bunu yapmayı başardık. Ancak bugün bağımsız bir devlet olarak - ki şunu yineliyorum, - sürekli bir çok zorlu sorunlar yaşayarak, kısa bir zamanda elektrik enerjisi sistemine 500 milyon dolar tutarında sermaye yatırmak, yatırım yapmak kolay bir iş değildir. Biz buna başardık, bunları yapacağız. Elektrik santralleri inşa edilecek ve onlar Azerbaycan'ın yaşamını temelli değiştirecektir.

Ben burada yapımına başlanan elektrik santralinin inşasını kimin yapacağını sordum. Kuşkusuz tüm bilgi ve  teknoloji - her şey "ABB" şirketi, Alman Bankası ve uzmanları tarafından sağlanacaktır. Ancak bütün inşaat ve montaj işlerini yapanların yaklaşık yüzde 90’ını Azerbaycanlı uzmanlar, işçiler, Azerbaycanlılar oluşturacaktır. Şu durumda biz bu büyük inşaatlarda yeni işyerleri açacak, insanlara maaş verecek, insanların refah düzeyini yükselteceğiz. Bazen çoğu insan olayın bu yönünü farkedemiyor. Yahut demin söyledim, biz elektrik enerjisi sistemine 500 milyon dolar yatırım yapıyoruz. İşte bakın, Azerbaycan vatandaşlarının çalışması, para kazanması, kendi refah düzeyini yükseltmesi için ne denli büyük olanaklar sunuyoruz. Bu da bunun sosyal yönüdür. Bir kez daha söylüyorum, bunun bir diğer yönü şu ki, biz çok uygun ve ucuz elektrik enerjisi alacağız.

Biz bu çalışmaları gerçekleştiriyor, yatırım yapıyoruz ve amacımıza ulaşacağız. Ne var ki elektrik enerjisinin etkin kullanımı konusunda biz henüz  aynı seviyeye ulaşmış değiliz. Burada çok büyük hatalar, çok eksiklikler bulunuyor. Müslüm İmanov’un başında bulunduğu Azerenerji, muazzam bir kurumdur. Ben bu alandaki çalışmaları olumlu değerlendiriyorum. Açıktır ki, bu çalışmalar sadece bu kuruluş tarafından yapılmadı, bunlar bizim devletimizin, hükümetimizin yaptığı çalışmalardır. Azerenerji Stock Company, bu çalışmalara aktif olarak katılmaktadır. Ancak elektrik enerjisinin etkin kullanımı ve yapılan yatırımın geri dönüşümü alanında işler çok kötü durumdadır.

Biliyorsunuz, geçmişte kurduğumuz elektrik santrallerinden tesislere, fabrikalara, tüm üretim işletmelerine elektrik enerjisi veriliyordu. Ancak çok ucuz fiyata. Vatandaşlar elektrik enerjisini çok ucuza kullanıyorlardı. Tüm bunları devlet üstleniyordu. Oysa şimdi biz piyasa ekonomisi düzenini benimsiyor, piyasa ekonomisini uyguluyoruz. Yapılan her yatırımdan bir sonuç sağlanmalıdır. Biz bunca elektrik enerjisini üreterek üretim tesislerinin, vatandaşların, insanların ihtiyaçlarını sağlayacak, ancak bundan gelir elde edemeyeceksek – o halde her şey çökecektir.

Nitekim bu alana yatırmış olduğumuz 500 milyon doları yapılan çalışmalar sonucunda geri kazanmamız, kredileri ödememiz ve üstelik Azerbaycan devleti için, insanların refah durumunu yükseltmek için gelir elde etmemiz gerekiyor. Basit şema işte budur. Ancak ne yazık ki, çoğu insan hala eski zihniyetle, eski duygularla yaşıyor. Sanırlar ki, elektrik enerjisi onlara bedavadan verilmelidir. Kullanıyor, üstelik sadece aydınlatmak  amacıyla değil, buzdolabı için kullanıyor, evini serinletmek için klima kullanıyor, ne bileyim, yazlığında elektrik makinesi çalıştırıyor, başka çalışmalarda kullanıyor, ancak parasını ödemiyor veya çok az ödüyor. Ne kadar para topluyorsunuz?

Müslüm İmanov: Yüzde  12’sini.

Haydar Aliyev: Düşünün, yüzde 12! Demek, elektrik enerjisi kullanımında toplanan nakit para yüzde12’dir.

Müslüm İmanov: Ancak transfer ödemeler olduğunda yüzde 50 yapıyor.

Haydar Aliyev: İyi hoş, ama yine yüzde 50’si. Geri kalan yüzde 50 ne olacak, peki? Bunu kim ödeyecek? Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak benim başka param, kaynağım yok. Yine söylüyorum, pazar ekonomisi uygulanmaktadır. O yüzden ben sizi birçok kez eleştirdim, bugün de eleştiriyorum. Bu alanda çalışmalarınız tatmin edici değildir.

Bu arada fırsattan yararlanarak tüm Azerbaycan vatandaşlarına sesleniyorum, Azerbaycan'da özel sektörde çalışan iş adamlarına sesleniyorum, Azerbaycan'da sanayi ve diğer üretim sektörü yöneticilerine sesleniyorum. Şu gerçeğin farkına varın. Yüzde 12. Özel sektörden ne kadar elektrik parası topluyorsunuz?

Müslüm İmanov: Sayın Cumhurbaşkanı, özel sektörde yüzde 80-90 oranında.

Haydar Aliyev: Daha kimler hizmet veriyor?

Müslüm İmanov: Çoğunlukla Bakü’de, bizde yok.

Haydar Aliyev: Onlar ne kadar topluyorlar?

Müslüm İmanov: Bana verilen bilgiye göre, onlar da yüzde 80-90’ını topluyorlar.

Haydar Aliyev: Doğru mu söylüyor?

Artur Rasizade: En fazla yüzde 50.

Haydar Aliyev: Yüzde 50!

Müslüm İmanov: Onların bize verdiği bilgiler bu yönde.

Haydar Aliyev: Ne bilgisi! Gerçek olmalıdır. Biliyorsun, bilgi kağıt üzerinde olabilir. Ama bu, para şeklinde bankaya girmeli, bütçeye aktarılmalıdır. Bu aktarılmıyorsa, kağıt üzerinde ne yazıyorsan - yaz, bu böyle olmaz! O yüzden de ben sizden bu alanda bir dönüşüm yapmanızı talep ediyorum. Anladın mı? Dönüşüm yapınız. Aldığımız kredileri geri ödeyelim diye Allah o dolarları bize başka yerden, gökten yollamayacak. Bunu idrak etmeniz gerekiyor.

Müslüm İmanov: Tüm eleştirilerde haklısınız. Doğru, bir takım sıkıntılar bulunmaktadır, enerji sisteminde toplumsal sorunlar var, muhtemelen, halledeceğiz.

Haydar Aliyev: Siz bu türden açıklamaları çok yaptınız. Ancak bu, bizim milli sorunumuzdur, halk sorunumuzdur. Bugün her Azerbaycan vatandaşı devletinin gelişmesi, güçlenmesi için katkıda bulunmalıdır. Her Azerbaycan vatandaşı bizim artık yeni bir ortamda yaşadığımızın, bağımsız bir devlet olduğumuzun, yeni ekonomik düzen kurduğumuzun, yeni ekonomi çizgisni izlediğimizin bilincine varmalıdır. Bu yolda büyük başarılar elde edeceğimize, Azerbaycan ekonomisinde bir gelişme sağlanacağına, insanların refahının yükseleceğine inanıyorum.Biz bunun için elimizden gelenleri yapıyoruz.

Ama her vatandaşın bu şekilde düşünmesi, çaba harcaması gerekir. Bu durumda biz istediğimiz sonuca daha çabucak ulaşırız. Ama, değerli arkadaşlar, değerli yurttaşlar, anlayın, böyle olmadığı takdirde bizim açımızdan büyük sorunlar ortaya çıkacaktır. Bu sorunlar daha sonra sizin sırtınıza binecektir. Zira sorun oluştuğunda siz bizim istediğimiz geliri elde edemeyecek, kendi yaşamınızı bizim istediğimiz kadar iyileştiremeyeceksiniz, keza biz de refahınızı artıramayacağız. Bu süreçler birbirlerine sıkı sıkıya bağlıdır. Sizin bunları bilmeniz gerekir ve bu yüzden ben tüm Azerbaycan vatandaşlarına sesleniyorum: Birincisi, gelin hepimizin ortak malı olan elektrik enerjisini çok etkin ve verimli kullanalım. İkincisi, herkes kullandığı elektrik enerjisinin parasını ödesin. Böylesi daha doğru, daha adaletli olur.

Bildiğiniz üzere, biz beş yıldır yabancı yatırımları ülkeye çekerek Azerbaycan'da petrol sektöründe büyük çalışmalar yapıyoruz ve onlar sonuç veriyor. 20 Eylül’de petrol alanında imzaladığımız ilk anlaşmanın - Asrın Anlaşması olarak bilinen anlaşmanın beşinci yılı doluyor. Biz bunu kutlayacağız, çünkü bu, Azerbaycan'ın 20.yüzyıl tarihinde, hayatında en önemli tarihi olaydır. Bu, bir dönüm noktasıdır. Çünkü işbu anlaşmadan sonra Azerbaycan'ın petrol sektörüne ve diğer sektörlere yabancı sermaye akışı başladı ve bu hâlâ devam ediyor.

Böylece, biz petrol ve doğalgaz alanındaki sorunlarımızın çözümü için büyük bir plan yaptık. 19 büyük anlaşma imzaladık. İkinci sözleşme - Şahdeniz Yatağı’ndan sonuç elde etmiş bulunuyoruz. Orada büyük miktarda doğalgaz rezervlerinin olduğu tespit edildi ve Azerbaycan bunu ölçüp biçiyor ve ben bir talimat vererek, Azerbaycan doğalgazının dünya piyasalarına sevki için izlenecek yollar, yapılacak çalışmalar konusunda benim için öneriler hazırlamalarını istedim. Yani kabaca söylersek, bu işleri rayına oturttuk ve işler tıkır tıkır gidiyor.

Bu arada biz Azerbaycan ekonomisinin tüm diğer alanlarına da yabancı yatırımları çekerek girişimciliğin geliştirilmesi, özelleştirme programının uygulanması ve diğer ekonomik reformlara büyük sermaye yatırımını sağlıyoruz ve bu alanları da geliştiriyoruz.

Biliyorsunuz, bazen sokakta veya bulvarda, çay bahçesinde sohbet eden kötü düşünceli insanlar, ne yazık ki, petrol sektörünün başarılarını görmezden geliyorlar. O kötü düşünen insanlar bu başarıları gördüklerinde çileden çıkıyorlar. Onların gözleri kör olacak, mutlaka, olacak! Eğer bunca büyük çalışmayı görmüyorlarsa, demek ki, onların gözleri yoktur veya tamamen yok olacaktır.

Evet, başka sektörler - inşaat sektörü ve benzeri alanlar bulunuyor. Biliyorsunuz, her sektör kendi çapında önemlidir. Petrol ve doğalgaz sektörü öyle bir sektördür ki, buraya dev yatırımlar yapılarak çok büyük sonuçlar elde etmek mümkündür. Şehir altyapısına ve başka alanlara da yabancı sermaye girişi sağlanıyor. Ancak buraya gelen sermaye hacim itibariyle pek büyük değildir ve dolayısıyla sağlanan gelir ve  sonuçlar da pek büyük olmamaktadır. Fakat bu, gereklidir ve biz bunu yapıyoruz.

Yani biz tamamen doğru, iyi düşünülmüş bir ekonomi politikasını geliştirdik. İlk başta dev bir alanı dünya ekonomisi ile entegre ederek yabancı sermayenin gelmesini sağlıyor ve böylece, bu alanı geliştiriyoruz. Bu alan Azerbaycan ekonomisinin tüm alanları ile bağlantılıdır. Bir düşünün, petrol anlaşmalarının gerçekleşmesi için Azerbaycan'ın pekçok fabrikası, pekçok üretim tesisi - tersane, makina yapım fabrikaları büyük miktarda sipariş aldılar, çok işler yapıyor ve çok gelir elde ediyorlar.

İkinci büyük sektör elektrik enerjisi sektörüdür. Bu sektörün yerini hiçbir şey alamaz. Elektrik enerjisiz insan yaşayamaz, millet, ülke yaşayamaz. Evet, biz buraya da yatırım yapıyoruz, buraya 500 milyon, yarım milyar ABD doları tutarında sermaye aktarıyoruz. Keza bu da bizim yaptığımız çalışmanın parlak bir sonucudur. Bunun  güzel bir örneği bugün temelini attığımız bu elektrik santralidir. Bu çalışmalar, bugün temeli atılan elektrik santrali şu kötü niyetli insanlara, sokakta, sağda solda Azerbaycan ekonomisi hakkında yalan-yanlış iftiralar yaymak isteyen kişilere tutarlı bir cevaptır, şu art niyetli kişilere büyük bir darbedir ve onlar bu darbenin etkisinden asla kurtulamayacaklar.

Ben bugün çok büyük sevinç duyuyorum. Zira ömrümün aşağı yukarı 30 yılını harcadığım elektrik enerjisi alanı Azerbaycan'ın geleceğine yönelik yeni bir adım atıyor ve ben bununla gurur duyuyorum. Bu programların hepsini yerine getireceğimize eminim. ABB şirketi ile, İsviçre ile, Alman Bankası ile başlatmış olduğumuz bu işbirliğinin kısa sürede meyve vereceğine inanıyorum. Bu arada ikinci türbinle ilgili önerilerin değerlendireceği bildirildi. Kuşkusuz, ülkemiz, devletimiz açısından uygun, yararlı şartlar olursa, bunları da kabul edeceğiz.

Bu  küçük bir çalışma, - ki bizim için büyük bir iştir, ama bu ülkeler, yani İsviçre, Almanya için belki küçük bir iştir, - Avrupa ülkeleri ile ne kadar iyi işbirliği yaptığımızı gösteriyor. Bu, Azerbaycan'da başka alanlara da yatırımın gelmesine yol açıyor. Bir ülkye güven varsa, orada sosyo-politik istikrar sağlanmış ise o ülkeye yabancı yatırımlar gelir, o ülkeye krediler verilir. Eğer Alman Bankası buraya kredi veriyorsa, bu krediden kazanç sağlayacağına inanıyordur. Eğer ABB şirketi bizimle iş yapıyorsa, bu işin başarıyla tamamlanacağına inanıyordur.

Bunun temel nedeni nedir? Bunun temel nedeni Azerbaycan'da sağlanmış olan toplumsal-politik istikrar, Azerbaycan devletinin uyguladığı doğru ekonomi politikası, bunun esası Azerbaycan devletinin çok düşünülmüş, düzgün dış politikasıdır. Bunun temeli Azerbaycan'da gerçekleştirilen siyasi, ekonomik reformlardır. Bunun temeli Azerbaycan'da demokratik, laik, hukuk devletinin kurulması sürecidir. İşte bunlardan dolayı dünyanın büyük ülkeleri, büyük şirketlerinin bize kalbi ısınıyor, güveniyor ve buraya geliyorlar, Azerbaycan'a yatırım  yapmak, bizimle işbirliği yapmak istiyorlar. Ayrıca bu şirketleri sadece biz arayıp bulmadık. Biz onları aradık, onlar da bizi aradılar. Buradaki fark şu ki, bizim onlara ihtiyacımız var, onların bize ihtiyacı yoktur. Ne var ki burada bu işi yapmak için uygun ortamın bulunduğunu, bu ülkeye, bu devlete güveneceklerini anladıklarında buraya cesaretle geldiler. Azerbaycan halkının, Azerbaycan devletinin, tıpkı bugünkü gibi, bundan böyle de bu güveni boşa çıkarmayacağına inanıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu önemli olaydan dolayı sizleri bir kez daha kutlarım. Azerbaycan'ın enerji uzmanlarına ve tüm endüstri çalışanlarına saygı ve sevgimi sunar, hepinize esenlik, mutluluk ve gelecek çalışmalarınızda başarılar dilerim. Teşekküer ederim.

Çeviri 29 Ağustos 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.

Genel tarihi bilgiler

EKONOMİ

Bilgi notu

Sosyoekonomik kalkınma