Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Ankara`da Çankaya Köşkü`nde onuruna verilen yemekte konuşması - 8 Şubat 1994


Çok saygıdeğer Süleyman Demirel!

Çok saygıdeğer Nazmiye Hanım!

Sayın konuklar, dostlar!

Aziz dostum, kardeşim Süleyman Bey, Size ve bu salona toplanan tüm konuklara sesleniyorum. Resmi ziyaret için beni Türkiye`ye davet ettiğiniz için ve buraya gelmem vesilesiyle bana gösterdiğiniz ilgi ve saygı için Sizlere derin teşekkürlerimi sunarım. Çok teşekkür ederim! Bu, uzun yıllardan beri aramızda süregelen dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin yeni bir göstergesidir.

Sayın Süleyman Demirel, Türk dünyasının önemli bir şahsiyetidir, tüm dünya politikacılarınca tanınmış ve büyük bir itibar kazanmış zattır. Sayın Süleyman Demirel ilk kez yirmi beş sene önce tanıştığım için çok mutluyum. Aramızda dostluk ve kardeşlik ilişkileri oluştu. Geçtiğimiz süre zarfında bu ilişkiler kopmadı, zedelenmedi. En nihayetinde, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra bu dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin daha da genişlemesi için çok büyük olanaklar ortaya çıktı.

Değerli kardeşim Süleyman Demirel, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye halkına önemli hizmetlerde bulunmuş, büyük bir itibar kazanmıştır. Ayıca kendisi, Azerbaycan halkının, Azerbaycan vatandaşlarının saygı ve sevgisini kazanmıştır. Azerbaycan Cumhuriyeti bağımsızlığına kavuştuğu dönemde Sayın Süleyman Demirel önemli faaliyetlerde bulunmuş ve Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bağımsızlığının tüm dünyada tanınması için büyük çalışmalar yapmıştır. Azerbaycan halkı bunu asla unutmayacak ve bu, Azerbaycan`ın tarihine, bağımsız Azerbaycan devletinin tarihine artık kazınmıştır.

Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin tarihi eskilere uzanıyor. Biz, Süleyman Bey`in de dediği gibi, iki ülkeyiz, ancak bir halkız. Yüzyıllar boyunca ne denli zorluklar yaşansa da, ne savaşlar, mücadeleler yapılsa da, tarihi kökenlerimiz arasındaki bağ asla kopmadı. Sürekli bir etkileşim sağlandı. Ne var ki bazı yıllarda insanlar birbirini görmeye, temas kurmaya hasret kaldılar. Fakat yine umutlarını kaybetmediler.

1992 yılında Sayın Süleyman Bey ile beraber Türkiye ve Azerbaycan arasında inşa edilen köprünün açılışına katıldık. İnsanlar bu köprüyü umut köprüsü, hasret köprüsü olarak adlandırdılar. Bu, bir rastlantı değil, zira uzun yıllar, 70 yıl boyunca Azeriler Türkiye`deki kardeşleri ile ilişkilerden yoksun bırakıldılar ve Türkiye`ye hep büyük özlem, büyük umutla baktılar. Azerbaycan, bağımsızlığını kazandıktan sonra yeni olanaklar oluştu. Kalpten kalbe olan köprüler daha da güçlendi ve ülkelerimiz arasında köprü kuruldu. Bu köprü gerçekten bir umut köprüsü, hasret köprüsü olarak tarihe geçti.

Halklarımızın kardeşlik, dostluk ilişkileri, milli geleneklerin aynı kökten gelmesi bugün bizim için hem bir emsal teşkil etmekte, hem de bugünümüz ve yarınımız için çok büyük bir temel oluşturmaktadır. Egemenliğini kazanan Azerbaycan, bağımsızlığını güçlendirmek, kalıcı, ebedi kılmak için uğraşmaktrdır. Bu çalışmada tüm dünya birliğinin yardımına, dünyanın adil insanlarının yardımına muhtacız. Keza bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti, Türkiye halkı ile ilişkileri Azerbaycan halkı, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti için çok büyük önem arzediyor ve biz buna çok güveniyoruz.

Bugünkü görüşmelerimiz son yıllarda Azerbaycan ve Türkiye arasında gelişen ilişkilerin devamıdır. 70 yıl birbirinden ayrı kalan halklarımızın kısa sürede birbirine kavuştuğunu, kenetlendiğini ve sanki bu 70 yılda hiç ayrı kalmadığını büyük gurur ve memnunlukla söyleyebiliriz. Kalplerden kalplere giden yollar devletler arasında ilişkilere dönüştü ve geçtiğimiz yıllarda bu alanda çok çalışma yapıldı. Önümüzde bu çalışmalara hızlı bir şekilde devam etme, ilişkilerimizi daha da genişletme, derinleştirme görevi bulunuyor. Bu amaçla ben Sayın Süleyman Demirel`in davetini kabul ettim ve büyük bir heyetle size, Türkiye`ye geldik, Ankara toprağına indik. Ben ve beraberimdeki Azerilerin burada kendimizi ülkemizde, evimizde gibi hissettiğimizi büyük gurur ve heyecanla söylemek isterim. Biz bir yabancı ülkeye, yabancı devlete geldiğimizi düşünmüyoruz. Biz kardeşimizin evine geldik ve bu ülkede kendimizi tam özgür ve son derece mutlu hissediyoruz.

Bu arada şimdiye kadar sağlanan ilişkilere çok değer vermekle birlikte gelecek çalışmalarımızı da çok tartıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Sayın Başbakan Tansu Çiller ve diğer yetkililerle bugün yaptığımız görüşmelerde işte bu konuları ele aldık ve sanırım, cumhuriyetlerimiz, devletlerimiz, halklarımız arasında ilişkilerin geliştirilmesi için yarın yeni sözleşmeler, belgeler, anlaşmalar imzalanacak ve böylece ilişkilerimizde yen bir aşama, yeni bir sayfa açılacaktır.

Türkiye`nin şimdiye kadar Azerbaycan halkına, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti`ne yaptığı yardımlardan dolayı ben tüm Azerbaycan halkı adına Türkiye halkına, Türkiye Cumhuriyeti`ne ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel`e şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum. İleride daha fazla yardımın yapılacağı konusundaki umutlarımı bu arada dile getirmek istiyorum. Halklarımızın şöyle bir deyimi vardı: Gönül umduğu yere küser. Yani umduğun yerden yardım beklersin. Güvenmediğin bir yerden yardım beklemenin de bir anlamı yoktur. Biz bu duygularla, bu düşüncelerle geldik ve bizi doğru anlayacağınızı umuyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti`nin köklü bir geçmişi vardır. Büyük önder, dahi Mustafa Kemal Atatürk 70 yıl önce günümüzdeki büyük, demokratik Türkiye`nin temelini attı, büyük bir devlet kurdu. Sonra gelen kuşaklar onun işini devam ettirerek Türkiye`yi tüm dünyada nüfuzlu, büyük bir devlet yaptılar.

Yeni Azerbaycan, yani bağımsız Azerbaycan, genç bir devlettir. Dolayısıyla kendi kardeşine, dostuna büyük başarılara imza atmış kardeşine ve dostuna büyük ihtiyacı var. Kuşkum yok ki, kardeş, dost bu yardımı yapmaktan vazgeçmeyecek. Ben bu temennilerle yarınki temaslarımızın devamını bekliyorum, yeni anlaşmaların imzalanacağı beklentisi içindeyim.

Ayrıca bilmelisiniz ki, Azerbaycan, bundan sonra bağımsızlığını asla kaybetmeyecek, bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürecek ve gelişecektir. Bu şu demek oluyor ki, geçmişte kopan ilişkilerimiz bundan böyle asla kopmayacak, sarsılmayacaktır. Azerbaycan`ın önündeki temel sorun, Sayın Cumhurbaşkanı Süleyman Bey`in söylediği üzere, Ermeni işgalcilerine engel olmak, onların işgal ettikleri topraklarımızı kurtarmak, Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü sağlamak, tüm Azerbaycan vatandaşlarının her birine kendi evinde, yurdunda, köyünde yaşaması için uygun ortamı temin etmektir. Azerbaycan`da bir milyondan fazla mülteci bulunuyor. Onlar zor koşullarda yaşıyorlar, fakat dayanıyorlar. Zira şimdi kendi topraklarının, kendi devletinin sahibi olduklarını biliyorlar. Ve bizim görevimiz bunların hepsini gerçekleştirmektir.

Ermeni saldırganlarını topraklarımızdan kovmak için elimizden geleni yapacağımıza emin olabilirsiniz. Biz, kuşkusuz, bundan sonra da sorunu barış, uzlaşma yoluyla, müzakere yoluyla çözerek Ermeni işgalcilerinin Azerbaycan topraklarından çıkması için uğraşacağız. Bu arada güçlerimizi bir araya toplayarak, ordumuzu güçlendirerek topraklarımızı kendimiz savunacağız. Azerbaycan halk,ı bunu yapacak güce sahiptir. Çünkü Azerbaycan halkının kahramanlık örnekleri ile dolu bir tarihi vardır, hürriyet, bağımsızlık uğruna verdiği yüzlerce yıllık mücadele tarihi vardır. Halkımız, Türkiye gibi yakın bir dostumuz, kardeşimiz, destekçimiz olduğu için kendini güvende hissediyor. Azerbaycan halkının bu dostluğa, kardeşliğe daima sadık kalacağına inanın.

Değerli dostum, kardeşim Süleyman Bey! Bu saygı ve sevgi için Sizlere bir kez daha teşekkür ediyor ve buraya toplanan misafirlerin hepsini, Büyük Türkiye Cumhuriyeti`ne, büyük Türk halkının şerefine, Azerbaycan-Türkiye dostluğuna, kardeşliğine, aziz dostum ve kardeşim, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel ve eşi Nazmiye Hanım`a, tüm misafirlere, bütün Türk kardeşlerimize kadeh kaldırmaya davet ediyorum.

Sağ olun, bahtiyar kalın! Size ileride daha güzel günler, ömür boyu mutluluklar diliyorum. Şerefe!

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Türk Dünyası