Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev´in, Türkiye´nin Adalet ve Kalkınma Partisi Başkanı Recep Tayyip Erdoğan onuruna verilen yemekte konuşması - 7 Ocak 2003


Sayın Erdoğan!

Sayın Bakanlar!

Sayın misafirler, arkadaşlar!

Sizi Azerbaycan`da birkez daha içtenlikle ve yürekten selamlıyorum ve Azerbaycan`a bu ziyaretinizden büyük memnunluk duyuyorum.

Biz bugün az bir zamanda çok işler yaptık. Birincisi, Sayın Erdoğan`la bizzat tanıştık. Biz bir zamanlar İstanbul`da da görüşmüştük, beraber yemek de yemiştik. O başka. Fakat şimdi Sayın Erdoğan Türk hükümetinin lideridir, seçimlerde beklenmeyen büyük bir başarı elde etmiş Adalet ve Kalkınma Partisi`nin başkanıdır. Bizim şimdiki görüşmemiz tamamen farklı bir nitelik taşımaktadır ve bu, doğaldır.

Sayın Erdoğan, ben sizinle başbaşa yaptığımız görüşmeden, fikir alışverişinden çok memnunum. Bizim görüşlerimiz uyuşuyor ve şimdiye kadar olduğu gibi, bugün siz de, ben de Türkiye-Azerbaycan ilişkilerini herşeyden önde tutuyoruz. Ben bunu sizinle yaptığım görüşmeler sonucunda anladım.

Bu ziyaretin alışılmışın dışında olan niteliği şu ki, Sayın Erdoğan parti başkanı olarak, kendi partisini iktidara taşımış, parti üyelerini devlet görevlerine atamıştır, onlar Büyük Millet Meclisi`nde, hükümette yer almışlar ve kendisi de onları yönetiyor. Bu, tamamen doğaldır. Zira söylediğim gibi, Türkiye`nin tarihinde böyle bir başarı önceleri çok ender olarak görülmüştür. Her defasında böyle olay, yani bir partinin tek başına iktidar olması Türkiye`ye çok büyük başarılar getirmiş, Türkiye`nin gelişmesini ve Türkiye`nin kalkınmasını sağlamıştır.

Halkın şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi`ne oy verirken bu umutlarla yaşadığını düşünüyorum ve partinin halkın bu umutları gerçeğe dönüştüreceğine hiç kuşku duymuyorum. Sayın Erdoğan, böyle bir ortamda sizin Azerbaycan`ı ziyaretiniz, tekrar söylüyorum, çok önemlidir. Demek ki, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri Türkiye politikasında yine öncelikli bir konumdadır. Bizim politikamızda özel bir yer tutmaktadır ve bu da bizi memnun etmektedir.

Önümüzde büyük bir yol var. Azerbaycan genç ve bağımsız bir devlettir. Biz 11 senedir bağımsızlık koşulları altında yaşıyoruz, sorunlarımız var. En büyük sorun Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığı, Azerbaycan topraklarının Ermenistan silahlı kuvvetlerince işgal edilmesi ve işgal altındaki topraklardan bir milyondan fazla Azerbaycan vatandaşının zorla göç ettirilmesi, onların çadırlarda yaşamalarıdır. Bu sorun bizim, Azerbaycan devletinin büyük yarasıdır. Biz bu sorunu çözmeye çalışıyoruz. Bu konuda biz hep Türkiye`den görüş alıyoruz, Türkiye`nin desteğine güveniyoruz. Türkiye bizim yanımızdadır. Fakat ne yazık ki, henüz bunu çözebilmiş değiliz. Ama bizim bunu çözeceğimize inanıyorum.

Bağımsız Azerbaycan`ın, genç devletin önünde diğer sorunlar da bulunuyor. Şimdi biz piyasa ekonomisine geçiş yapmışız. Türkiye piyasa ekonomisinin özelliklerini iyi biliyordur. Eski dönemlerde Türkiye bu dönemi yaşamıştır. Şimdi biz de yaşıyoruz. Fakat eğer bizim topraklarımız işgal edilmeseydi, bağımsız devletimizin önünde olan diğer sorunları daha kolay ve başarılı bir şekilde çözebilirdik. Fakat buna rağmen biz ilerliyoruz.

Azerbaycan ekonomisi 1996 yılından başlayarak her geçen yıl gelişmektedir. Biz 2002 yılında da yeni başarılar elde ettik. Bizim 2003 yılı için büyük planlarımız var. Fakat şimdilik Azerbaycan`da piyasa ekonomisini tam yerleştirmek, özelleştirmeyi sona erdirmek için, girişimciliğin gelişmesi, her girişimcinin verimli çalışması için uygun ortamı sağlamak için yapılacak çok işlerimiz var.

Biz gelişme yolumuzun bir bölümünün yabancı yatırımın Azerbaycan`a çekilmesi olduğunu düşünüyoruz. Bu alanda da çok işler yapmışız, petrol ve gaz sektörüne büyük yatırımlar yapılmıştır. 2002 yılında Azerbaycan`a 2 milyar dolar yatırım yapılmıştır. Şunu kabul edin, küçük bir ülkeye, toplam nüfusu 8 milyon olan bir ülkeye 2 milyar dolar yatırım yapılması, - ki bunun 1 milyar 700 milyon doları yabancı yatırım, 300 milyon doları ise iç yatırımdır, - büyük bir çalışmadır. Fakat bu da bizi tatmin etmemektedir. Yatırımın yapılması alanında biz Türkiye`nin, Türk işadamlarının Azerbaycan`a gelişini daha cazip kılmak istiyoruz.

Türkiye işadamları Azerbaycan`da çok işler yapmışlar. Onların çalışmaları bizim şehirde de gözükmektedir. Örneğin bizim havaalanı binasının inşasında Türk şirketleri güzel çalışmalar yapmışlar. Şimdi biz uluslararası havalimanımız olduğu için gurur duyuyoruz. Ama sadece bu değil, başka çok işler yapmışlar. Fakat ileride de onların yapılacak çok işleri var. Umarım, Sayın Erdoğan`la birlikte gelen işadamları ile yarınki görüşme ve orada yapılacak fikir alışverişi yeni olanaklar sunacaktır.

Ben birkaç ay önce Türkiye`de bulunduğum sırada, İstanbul`da Türk işadamlarıyla biraraya geldim ve onları Azerbaycan`a davet ettim. Bunun üzerine Türkiye`nin en büyük işadamı Sabancı Azerbaycan`ı ziyaret etti. Ardından Şarık Tara Azerbaycan`a gezide bulundu, diğerleri de geldiler, büyük görüşmeler yaptık. Şimdi Sayın Erdoğan buraya 150 işadamıyla gelmiştir. Bunların hiç olmazsa 50`si burada iyi bir çalışma gerçekleştirirse, bizim çalışmalarımız önemli oranda ilerleyecektir.

Bizim ülkemiz açık bir ülkedir, herşey alenidir. İsterim ki, Türkiye Azerbaycan`a daha fazla yatırım yapsın, gelip burada iş yapsınlar. Özellikle üretim yapsınlar. Üretim yeni iş yerleri sunacaktır. Bizde çok işsiz var. İşsizlik bizim temel sorunlarımızdan biridir. Bizim üretim alanları kurmamız gerek. Biz kendimiz de bunun için çalışıyoruz ve çalışmalıyız. Yabancı yatırımcıların da bilhassa üretim alanında kendilerini daha fazla göstermeleri gerekiyor.

Ticaret, alım satım alanları çok önemli alanlardır. Bunları da ileriye götürmeliyiz. Sayın Erdoğan şunu doğru buyurdu, 300 milyon dolarlık ticaret hacmi Türkiye ve Azerbaycan için pek etkin birşey değildir. Bizim bunu artırmamız gerek. Fakat bunun yanı sıra yabancı yatırımcıların da Azerbaycan`da üretim alanları kurmaları gerek. Bizdeki işsizlere iş imkanı sağlamak gerek. Onlar için iş sağlanırsa, üretim yapılırsa işadamları yaptıkları yatırımlardan fayda elde edecek, bizim insanlar da iş bulacaklar. Sanırım, bu alanda çok olanaklar var ve biz bu olanakları da değerlendireceğiz.

Ben bunun özellikle altını çizmek istiyorum, bizi sevindiren olay şu, Türkiye`nin yaşamında yeni bir dönem açılıyor, yeni bir aşama açılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına iktidara geçerek büyük işler başarabilir. Ben bugün Sayın Erdoğan`ın anlattıklarından şunu anladım ki, bu çalışmaların artık planları var, onlar gerçekleştirilecek, Türkiye ekonomisi gelişecektir. Türkiye`nin ekonomisi ne kadar çok gelişirse, bunun Azerbaycan`a o kadar çok olumlu etkisi olacaktır. Biz bunu diliyoruz.

Diğer konularda, uluslararası örgütlerde, her yerde Türkiye ile Azerbaycan beraberler ve beraber olacağız. Ermeni diasporuna karşı beraber mücadele verdik, beraber mücadele vereceğiz. Ermenilerin, türklerin güya onlara karşı soykırım yapmaları yönünde düşüncelerine biz hep karşı çıktık. Bizim meclis bununla ilgili olarak Fransa Parlamentosu`na itiraz mektubu gönderdi, başka açıklamalar yaptık ve bundan böyle de yapacağız. Ermeniler Azerbaycan`da Azerileri, Türkiye`de Türkleri katletmişler. Şimdi diyorlar ki, güya Türkler Ermenileri katletmiş, soykırım uygulamışlar. Bu, gerçek değildir, yalandır.

Siz yarın Şehitler Hıyabanı`nı ziyaret edeceksiniz. Orada Türk askerlerinin anısına yapılmış anıtı da ziyaret edeceğinizi düşünüyorum. Bu anıtın anlamı ne? 1918 yılında Kafkasya Türk ordusu Azerbaycan`a geldi. Eğer o, Azerbaycan`a gelmeseydi, Azerileri Ermenilerin kıyımından kurtarmasaydı, Ermeniler burada daha fazla Azeriyi katledecek ve kendi otoritelerini pekiştireceklerdi. Bu nedenle Azerbaycan halkı bir teşekkür göstergesi olarak, birkaç sene önce oraya bu anıtı dikti. Benim arkadaşım, 9.Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile birlikte bu anıtın açılşını yaptık. Şimdi o, bizim Şehitler Hıyabanı olmakla birlikte, aynı şekilde tüm Azeriler`in bir ziyaretgâh yeridir. Biz her zaman bir olduk, bir olacağız ve beraber her yerde mücadelemizi sürdüreceğiz.

Atatürk`ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılından bu yana büyük bir yol almıştır. Bu yol çok onurlu bir yoldur. Bugün Türkiye`de demokratik, laik hukuk devleti var. Bu çok büyük bir iştir. Bu işi Türk halkı, Türkiye politikacıları yapmışlar, bugün de yapıyorlar, ileride de yapacaklar.

Ben istiyorum ki, kadehleri Türkiye Cumhuriyeti`nin şerefine, Türk halkının şerefine, Türkiye-Azerbaycan dostluğuna, kardeşliğine kaldıralım. Teşekkür ederim.