Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Bakü Tütün Fabrikası`nın açılış töreninde konuşması - 1 Şubat 2000


scotch egg
scotch egg
scotch egg
temp-thumb
temp-thumb
temp-thumb

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Biz bugün Azerbaycan`da piyasa ekonomisinin, ekonomik politikamızın uygulanması ile ilgili önemli bir olaya tanık oluyoruz. Bugün faaliyete başlayan ve açılışına katıldığımız çağdaş, uluslararası teknoloji ve araçlarla donatılan ve standartlara uygun şekilde yeniden yapılan ve hizmete sunulan Bakü tütün fabrikası, Azerbaycan`da girşimciliğin, özelleştirmenin, piyasa ekonomisinin uygulanmasının çarpıcı bir örneğidir.

Ben sigara içmiyorum, genelde, sigara içenlerin bu alışkanlığını da tasvip etmiyorum. Aslında bana kalırsa, hiç kimse sigara içmesin isterim. Ama bu, bizim elimizde değildir. Dünyanın her yerinde bir kısım insan bunu alışkanlık edinmiştir. Nitekim sigaraya ihtiyaç vardır. O yüzden bu alanda üretimi artırmak ve insanların ihtiyaçlarını karşılama dolayısıyla, her devletin, hükümetin görevidir. Eğer bu, bizim görevimiz olmasaydı, ben bugün ne açılış törenine katılır, ne de sigara üretiminin artırılmasını tasvip ederdim.

Son yıllarda Azerbaycan tarımında tütün üretimi özel bir yer işgal etmektedir. Tabii ki, tütün her iklim koşulunda yetişmez. Bunun için özel iklim koşulları ve toprağa ihtiyaç vardır. Ancak Azerbaycan arazisinde öyle bölgeler vardır ki, orada tütün yetişiyor ve üstelik yüksek verimli, kaliteli tütün üretiliyor.

1970`li yıllarda ben bu konuyla çok ilgilendim. Çünkü o zaman biz hepimiz SSCB devletinin sınırları içinde bulunuyorduk. O dönemde SSCB`nin ulusal ekonomisinde farklı cumhuriyetlerde, bölgelerde bir takım tarımsal ürünlerin üretimi planlanıyordu ve uygulanıyordu.

Azerbaycan tarımında tütün eski zamanlardan üretilmektedir. Ama Sovyetler Birliği`nde tütüne talep artınca, buna ihtiyaç olduğu için - nitekim Sovyetler Birliği topraklarının geniş olmasına rağmen, çok az bölgede tütün yetiştirmek mümkündü - tütün üretiminin her geçen yıl artırılması isteniyordu. O yüzden de Azerbaycan için her yıl yeni hedefler belirleniyor ve bu hedef miktarı her geçen yıl artıyordu. Biz de bu hefei tutturmya çalışıyorduk.

Hatırlıyorum, 1970`li yıllarda Azerbaycan`da yaklaşık 25 bin ton tütün üretiliyordu. Ancak 1980 yılında biz tütün üretimini 55-60 bin tona çıkardık. Tütün üretimi yapan bölgeler, ilçeler, işletmeler çok büyük gelir elde ediyordu. Zira devlet, tütün yaprağını alırken çok para veriyordu. Bu nedenle tütün üretilen bölgelerde, illerde köylülerin tütün üretimine yönelik ilgisi giderek artıyordu. Hatta birçok yerde - o dönemde bunlar işletmeler, kolhozlar, sovhozlarda yapılıyordu - insanlar hatta kendi evlerinin bahçelerinde bireysel olarak tütün üretimi yapıyor, fermentasyon için bunu tütün fabrikalarına veriyor ve büyük miktarda gelir elde ediyorlardı.

Bugün bir olguyu hatırladım. Aşağı yukarı 1970`li yılların ortalarıydı. Azerbaycan`ın dağlık bölgesi olan Kelbecer`de o sırada esasen hayvancılıkla uğraşırlardı. Orada bitki yetiştirme çok az gelişmişti. Bu nedenle köy halkının, yani tarımda çalışan kişilerin bir kısmının maddi durumu düşük, gelirleri azdı. Orada belirli bir alanda tütün yetiştirilmesini önerdiler. Bazıları orada tütün yetişir, bazıları yetişmez dediler. Ancak, hatırlıyorum, biz bir karar aldık. Aynı ilçede ilk önce 500 dönüm arazide tütün ekimine karar verdik ve bunu yaptık. Tabii ki 500 dönüm pek büyük bir alan değildir. Ancak iki-üç yıl aradan sonra bu bölgenin yöneticileri ve köylüleri, yani halkı kenilerine böyle bir fırsat sunulduğu için çok teşekkür ettiler. Çünkü 500 dönüm arazide yetiştirilen tütünden büyük gelir sağlamışlardı.

Böylece, Azerbaycan`da tütün üretiminin artması bir yandan SSCB devletinin talebi üzerine gerçekleşmekle birlikte, öte yandan, bu alan kazançlı olduğundan tütüncülük yapan işletmeler, insanlar bu konuda çok heveslilerdi. Tüm bunlar kısa bir sürede tütün üretiminin artmasına neden oldu. Biz tütün fermentasyon fabrikaları inşa ettik. Fakat biliyoruz ki, her malın en yüksek değeri son ürününde anlaşılır. Tütünün son çıkış ürünü sigaradır.

Ben şunu da söylemeliyim, o dönemlerde bizden tütün hammadesini talep ediyorlardı, alıyorlardı, ancak Azerbaycan`da bu hammaddenin son çıkış ürünü olan sigara üretimine izin vermiyorlardı. Onlar SSCB`nin birçok yerinde - Moskova, Leningrat ve başka şehirlerde büyük sigara fabrikalarının bulunduğunu bahane ederek Azerbaycan`da yeni bir sigara fabrikasının inşasına gerek olmadığını söylüyorlardı. Böylece, yaptığımız işin ve üretmiş olduğumuz hammaddenin en büyük gelirini sigara üretimi yapan şu fabrikalar elde ediyordu.

Bu arada biz tütünün kalitesini de yükseltmeye çalışıyorduk. Hatırlıyorum, o yıllarda Amerika`dan davet edilen uzmanların yardımıyla Azerbaycan`ın Zakatala İlçesi`ndeki birkaç çiftilkte Virginia türünün yetiştirilmesi alanında çalışmalar yapıldı. Bizde küçük bir sigara fabrikası vardı. O dönemlerde buna sigara değil, papiros derlerdi. Hatırlıyorum, bu fabrika şehrin merkezinde bulunuyordu. Biz Cumhuriyet Sarayı`nı inşa ettikten sonra orada bulunan yapıları yıktık, bir meydan oluşturduk. Şimdi orada Merkez Bankasının binası bulunuyor. Aynı yıllarda orada İnşaat Bankası da inşa edilmişti. O binayı da biliyorsunuzdur. İşte o civarlarda küçük bir sigara fabrikası vardı. Hatta biz o zamanlar bu fabrikanın üretimini genişletmek istiyorduk. Buna bile izin vermiyorlardı. Sonunda, biz isteğimize ulaştık, bu tütün fabrikasının yapımına başlandı ve tamamlandı.

Ben sadece, belirli bir tarihsel dönemi size anlatmak istedim. Tabiatıyla o zamanlar bu tütün fabrikasında Sovyetler Birliği`nin düşük kaliteli sigaraları üretiliyordu. Fakat insanların ihtiyacı sağlanıyordu. Şimdi dışarıdan getirilen Philip Morris ve diğerleri - ben bu sigaraların isimlerini pek bilmiyorum, çünkü bununla ilgilenmiyorum - o dönemde yoktu. Ve dışarıdan bir kutu sigara getiren kişiye herkes büyük şaşkınlıkla bakardı.

O zaman insanlar bu sigarayı içiyorlardı. Böylece, bu tütün fabrikasının tarihçesi hakkında size birkaç bilgi verdim.

Azerbaycan`ın, bağımsızlığını kazanmasının, ülkemizde piyasa ekonomisinin uygulanmasının ardından biz tabii ki her işletmenin yeni makine, yeni teknolojiyle donatılmasına ve üretimin kalitesinin artmasına çalışıyorduk. Aynı şekilde bu tütün fabrikası da bizim ilgi odağımızda oldu. Ancak şimdi siz kısa bir sürede tamamlanan yeni üretim tesisini gördükten sonra o dönemde bunu yapamayacağımızı muhtemelen anlamışsınızdır. Çünkü öncelikli olarak çok büyük yatırıma ihtiyaç vardı, ikincisi bizim yabancısı olduğumuz ve elimizin yetmediği modern bir teknoloji gerekiyordu.

Bugün her şeyi açıkça söylemek gerekir. Son 3-4 yılda bu tütün fabrikasının bizim başımızı çok ağrıttığını söyleyebilirim. Bu tesisi alan ve işletmeye açan şirketin eskiden burada çalışan kişilerin hepsini hala çalıştırması beni memnun etti. Sanırım, onların temsilcileri de burada bulunuyorlar. Ne var ki kendileri de hatırlayacaklardır, ben de asla unutmam, son 2-3 yılda bu tütün fabrikası bazı mafya gruplarınca farklı amaçlar için kullanıldı.

Bir yabancı şirket geldi, burada ortak bir işletme kuruldu, biz buna güvendik, bununla ilgili bana bilgi verdiler. Bu yabancı şirketin yardımıyla ortak işletmenin buradaki üretim sürecini yeniden düzenleyerek çağdaş düzeye ulaştırabileceğini düşündük. Maalesef, onlar taahhüt ettikleri görevleri yerine getirmediler. Doğru, buraya bazı ekipmanlar, filan getirdiler, az bir yatırım yaptılar. Ancak iş yapmadılar. Yine vurguluyorum, burada bazı mafya grupları bir yandan bu fabrikada gelir sağlamaya, öte yandan Azerbaycan`da sosyo-politik durumu bozmaya çalıştılar.

Söz konusu şirket ve buradaki temsilcileri bu fabrika işçilerinin neredeyse çoğunluğunu işten çıkardı, onlar da şikayetçi oldular. Hatırlıyorum, 1999 yılında, biz bu şirketle çalışmaya başlamadan önce her 10 günde, 15 günde bir bu fabrikadan 100, 150, 200 kişiyi kışkırtarak Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Sarayı`nın önüne yolluyorlardı. Onlar gelip saatlerce orada bekler, niçin işten çıkarıldıkları, maaş alamamaları, durumlarının kötü olması gerekçesiyle yakınıyorlardı. Tabiatıyla bu insanların şikayet etmeye hakkı ve gerekçeleri vardı. Fakat konu şudur ki, bazı güçler bunu fırsat biliyor, yalnız ortalığı birbirine katmak istiyorlardı.

Emniyet organlarının bazı çalışanları da bu fabrikaya uğrar olmuş, burayı suistimal ederek yasadışı gelir elde etmişler. Hatta muhalefet partilerine mensup bazı güçlerin bile, bence, bu fabrikada çıkarları vardı. Muhtemelen, onlar da burada birşeyler kazanıyorlardı. O yüzden de insanları kışkırtarak şikayetçi olmaya yolluyorlardı. Hatta birkaç defa bu konuyu Milli Meclis`in gündemine taşıyarak, hükümetin bu fabrikayı neden çalıştıramadığı vesaire yönünde bazı konuşmalar yaptılar.

Nihayet, European Tobacco şirketi ve Başkanı Nazar Nesri burada çalışmaları yürütmek için başvuruda bulundu. Fakat bugün itiraf etmeliyim ki, bazı çevrelerde bulunan bizim çeşitli memurlarımız, bu şirketin fırsatlarından yararlanmak istemediler, çeşitli engeller çıkardılar, şartlar koştular. Nitekim bunları da işten soğutup uzaklaştırmak istediler.

Devlet Emlak Komitesi eski yöneticileri, bizim diğer kurumlarda, hatta Bakanlar Kurulu`nda çalışan bazı kişiler kendi özel amaçlarını gerçekleştirmek adına veya kendi şartlarının şirket tarafından yerine getirilmesi için bu sorunu çözmüyorlardı. Böylece, burada durum kötüye gidiyor , insanlar sıkıntı çekiyor, dert yanıyordu. Bazı kişiler de bunu suiistimal ediyordu. En sonunda, burada bulunan Nazar Nesri bana geldi, ben kendisi ile görüştüm. O, bazı önerileri olduğunu bildirdi. Bu önerileri merak ettim ve gerçekten çok ilginç buldum. Devlet Emlak Komitesi, Bakanlar Kurulu`nu bu konuyu araştırmaları ve acil önlemler almaları için görevlendirdim. Çünkü, söylediğim gibi, fabrika çalışanları her hafta şikayette bulunuyorlardı.

Bir düşünün, ben talimat verdikten sonra bile, bahsettiğim bu kuruluşlardaki bazı kişiler kendi çıkarlarını gözetecek ki bu sorunun çözümüne engel oldular. Sonradan bana bildirdiler ki, hatta bu fabrikada çalışan bazı güçler - buradan yasadışı gelir sağlayarak ortalığı birbirine katan kişiler - burada gerçek iş yapacak gerçek bir şirketin ortaya çıktığını görünce, kendilerinin bu fabrikayı özelleştireceklerini ve yeniden yapacaklarını beyan ettiler. Tabii ki, bu pek inandırıcı değildi. Böyle birşey mümkündü de, neden 3-4 yıl hem kendilerini hem bizi üzdüler.

Ben tüm bu hususları bildiğim için, işte bu European Tobacco şirketinin - benim bizzat görüşerek görevlendirdiğim ve bu fabrikayı yeniden kurmayı, burada yüksek kaliteli ürün üretmeyi üstlenmiş olan şirketin - bu fabrikayı bizim devletin yasaları çerçevesinde özelleştirmiş olmasına bugün çok sevindim. Bu özelleştirmeden Azerbaycan bütçesine belirli bir gelir sağlandı. Burada verilen bilgilere göre, işletmede eskiden çalışan kişilerden hiçbirini, tabiri caizse, sokakta bırakmadılar ve ben buna çok sevindim. Onların bir kısmını şimdi istihdam ediyorlar, öbür kısmına ise ödenekler veriyorlar, yakında bu insanları da istihdam edecekler. Onlara bunu şart koştuğumu ve kendilerinin de bu şarta uyduklarını belirtmek isterim. Yani insanlar çalışıyor, iş ortamı bozulmadı, yeni bir işletme kuruldu. Buraya büyük miktarda yabancı yatırım yapıldı. Dolayısıyla bunların da çok olumlu sonuçları olacaktır.

Biliyorsunuz, son 5 yılda biz Azerbaycan`a yabancı yatırımın çekilmesi sürecini geliştirmeye çalışıyoruz. Biz bu alanda büyük başarılar elde ettik. Bu süre zarfında Azerbaycan`a 5 milyar dolardan fazla yabancı yatırım yapıldı. Ne var ki bunun büyük bir kısmı petrol sektörüne yapıldı. Bizim bu alanda önemli başarılarımız oldu ve bu başarılar gelecekte daha fazla olacaktır.

Biz petrol dışı sektörün dış yatırımlar açısından daha cazip olması için çalıştık, bugün de çalışıyoruz ve bundan sonra da çalışacağız. Bunun için hem fırsatlar hem yatırımcılar mevcuttur. Azerbaycan`da yatırım yapılacak alanlar, şirketler, olanaklar da vardır. Eğer biz bu alanda istenen başarıyı yakalayamıyorsak, demek ki, bizim çeşitli hükümet organlarındaki memurlar tarafından bu sürecin uygulanmasına engel çıkartılıyor.

Edindiğim pekçok bilgiye göre, bazı yatırımcılar Azerbaycan`a gelerek kendi tekliflerini sunuyor, ancak bazı kurumlarda - ki onların yardımıyla bunu yapmaları mümkündür - yatırımcılara büyük şartlar koşuyorlar. Yani buradan kar elde etmek veya rüşvet almak ya da kendilerine belli bir yüzde pay istiyorlar. Yatırımcı ölçüp biçiyor ve buradan bu geliri sağlamayacağını anlayınca çekip gidiyor.

Bu eksiklikler bizim çeşitli organlarda, hükümet organlarında bulunmaktadır. Bugün ben bunu açıkça söylüyorum ve hepsini itiraf ediyorum. Bunların bertaraf edilmesini istiyorum. Farklı kademelerde bazı kişiler kendi kişisel çıkarları için Azerbaycan ekonomisinin gelişmesine zarar veriyor, ülke ekonomisinin çeşitli sektörlerine, keza petrol dışı sektöre yatırımın gelmesine engel çıkarıyorlar. Ben bunu sadece aldığım bilgiler doğrultusunda değil, aynı zamanda söz konusu şirketin bu fabrikayı almak için gösterdiği çabalar ve kendi gözlemlerime dayanarak cesaretle söylüyorum.

Eğer ben bizzat bu işe müdahil olmasaydım, bu kurumlara, bazı kişilere bu konunun gerçekleşmesi yönünde kesin, ciddi talimatlar vermeseydim ve bunu denetlemesydim, bugün bu işletme olmayacaktı. Benzer olaylarla ne kadar yatırımcıyı kaçırdığımızı anlamanız için tüm bunları söylüyorum.

Geçen bu 5 yıl zarfında yapılan çalışmalardan sağlanan sonuç nedir? Burada bu konuyu çok detaylı olarak anlattılar. Azerbaycan`a 50 milyon dolar hacminde yatırım geldi, işletme yeniden kuruldu. Burada söylediler, bu işletmede uluslararası standartlara uygun 16 çeşit sigara üretilecektir. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin ihtiyacı karşılanacaktır. Oysa şimdi talebin büyük bir kısmı ithalat yoluyla karşılanmaktadır. Dolayısıyla çeşitli daireler buradan kendine gelir sağlarken Azerbaycan devleti çok az miktarda kar ediyor.

Bu tesiste çalışanlar ve işe yeni alınacak Azerbaycan vatandaşı burada iyi şartlarda çalışacak, yüksek maaş alacaklar. Burada söylendiği üzere, onların bir kısmı Avrupa`ya gönderilerek orada staj yaptı, eğitim aldı. Bu şu demek oluyor, tüm bunlar ileride bu işletmenin tamamen Azeriler tarafından yönetilmesine yol açacaktır.

Burada şirket yöneticileri üretilecek sigaranın bir kısmını ihraç edeceklerini bildirdiler. Kısacası, Azerbaycan kendi üretimini sağlıyor, bu üretim Azerbaycan nüfusunun bu ürünlere olan ihtiyacını karşılıyor. Mamafih üretimde öyle bir düzeye ulaşılıyor ki, cumhuriyetimiz bu sigaraları ithal eden değil ihraç eden ülkeye dönüşüyor.

Bizim yeni ekonomi siyasetimizin, piyasa ekonomisinin, özel sektörün geliştirilmesinin temel ilkeleri budur. Biz bu tesiste bunu net görüyoruz.

Ben bu şirketin üstlenmiş olduğu bir diğer sorumluluğu da çok önemli buluyorum. Onlar Azerbaycan`ın tütün üretilen bölgelerinde tütünün kalitesini artırmak için uğraşacaklar. Öyle ki, - demin söylediler, -tarımda tütüncülükle uğraşan 20 bin insan bu işe alınacaktır. Dilerim, şirketin başkanlarına da söyledim, bir kez daha söylüyorum, ileride bu işletmenin hammaddesinin çoğunu Azerbaycan`da üretilen yüksek kaliteli tütün oluşturur. Ben bütün bunlardan dolayı bugün çok memnunum. European Tobacco şirketinin başkanlarını bu olay nedeniyle kutlar, kendilerine bu çalışmada başarılar dilerim.

Beni en çok sevindiren şey, bu fabrika çalışanlarının işlerine devam etmesi, bu arada öncekilere oranla daha iyi çalışma koşullarının sunulması oldu, onlar daha fazla ücret alacak, daha verimli çalışacaklar. Böylece, nüfusumuzun bir kısmının refah düzeyi de yükselecektir.

Bu tesisin kurulması için ne kadar zorlu yollardan geçilmiş, ne denli engeller bertaraf edilmiş olsmasına rağmen, hala önünde pekçok zorluk bulunuyor. Ben zorluk derken bizim cumhuriyette çeşitli denetim, emniyet organlarının özel sektörün çalışmasına müdahale etmesini kastediyorum. Azerbaycan`da bu konuda açıklar ve kusurlar halen mevcuttur. Ne var ki bu, Azerbaycan`da özel sektörün gelişmesini çok engelliyor, bizim devletin, hükümetin politikasına zarar veriyor. O yüzden bugün ben polis, savcı ve benzeri denetim makamlarının bu işletmenin çalışmasına müdahale etmemesi gerektiğini söylüyorum. Bir tek bu tesisi kastetmiyorum, söylediklerim tüm özel sektörü kapsamaktadır. Emniyet teşkilatları ve diğer denetim makamlarının özel sektörün çalışmasına karışmamasını, engel çıkarmamasını ve buralarda kendileri için yasadışı gelir arayışına girmemesini istiyorum. Yalnız Devlet Genel Vergi Müfettişliği burada kendi işini yapmalıdır. Buraya, keza diğer özel sektörlere polis, savcı girmemelidir. Ne var ki, onların burada işi yoktur. Burası artık şirketin malıdır. Ne üreteceği, nasıl satacağı kendi işidir.

Biz buradan vergi almalıyız. Tabiatıyla, bu tür deneyimli şirketler hem üretimi genişletmeye, hem bir zayiatın yaşanmamasına, hem de kaliteyi yükseltmeye çalışacaklar. Çünkü bu şirket buraya kazanç sağlamaya geldi. Şirket, kendi üretimini geliştirmeli, gelirini artırmalı, vergi borcunu tam vaktinde ödemelidir.

Bugün burada çok elektrik harcandığını söylediler. Şirket, elektriğin, suyun ve üretim için gerekli olan bu tür araçların parasını ödemelidir. Bizim başka bir isteğimiz yoktur. Polisin, savcının, keza diğer kurumların buraya müdahalesine gerek yoktur. Yine söylüyorum, benim bu söylediklerim söz konusu işletmenin şahsında tüm özel sektörü ilgilendiriyor.

Bugün bir kez daha bildiriyorum ki, Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak ben Azerbaycan`da girişimciliğin geliştirilmesi ve bu gelişmenin hız kazanması için her türlü önlemleri alıyorum ve alacağım. Özelleştirme programı uygulanacaktır.

Eski Emlak Komitesi yönetiminin özelleştirme konusunda yaptığı fahiş hatalar bundan sonra faaliyette bulunacak Devlet Emlakı Bakanlığı tarafından yapılmamalıdır. Yabancı yatırımın çekilmesine kimse engel olmamalıdır. Tam tersi tüm hükümet, devlet makamları onlar için uygun koşulları sağlamalıdırlar. Ben yabancı yatırımcılara sesleniyorum: Eğer burada benim bahsettiğim bu engellere, sıkıntılara takılırsanız bana başvurun. Ne kadar çok işim olsa bile bu konuyla bizzat ilgileneceğime söz veriyorum.

İşletmenin personelini kutluyorum. Onlar artık şikayete gelmiyorlar. Bundan böyle bazı bozguncu güçler onları toplayıp Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Bakanlar Kurulu önüne şikayete gönderemezler. Zira çalışanlar burada şimdi daha iyi çalışma koşullarına kavuştular, iyi maaş alacaklar, alıyorlar ve mesleklerini geliştirecekler.

Ben bugün burayı gezerken eskiden burada çalışan kişilerle konuştum ve onların bu değişimden ne kadar memnun kaldıklarını gördüm. Konuşmamın sonunda şunu birkez daha vurgulamak istiyorum, ben sigara içmiyorum. İnsanların sigara içmelerini istemiyorum. Çünkü bu zararlıdır. Ne kadar fazla filtre kullanılsa da, bu yine insanın sağlığına zararlıdır. Sigara içen birinin sigarayı bırakmasının çok zor olduğunu biliyorum. O yüzden de dilerim bu tesis en yüksek kaliteli sigaralar üretir ve bu sigarayı kullanan kişiler daha az zarar görürler.

Ben European Tobacco şirketinin yaptığı çalışmayı bir kez daha çok takdir eder, kendisine ve bu işletmenin tüm çalışanlarına başarılarının devamını dilerim.

Çeviri 2 Şubat 2000 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.

Genel tarihi bilgiler

EKONOMİ

Bilgi notu

Sosyoekonomik kalkınma