Azerbaycan Cumhurbaşkanı onuruna Fransa Dışişleri Bakanı Hervé de Charette`in verdiği resepsiyonda Cumhurbaşkanı`nın konuşması - Paris, 14 Ocak 1997


Sayın Bakan Hervé de Charette, Bayan de Charette!

Sayın bakanlar, senatörler, Fransa Parlamentosu üyeleri, sayın bayanlar ve baylar!

Fransa Cumhuriyeti`ne resmi ziyaretimin ikinci günü sona ermek üzeredir. Ben buraya sayın Fransa Cumhrubaşkanı Jacques Chirac`ın daveti üzerine geldim. İki gün içinde biz burada büyük ve verimli çalışma yapmayı başardık, bunlar Fransa ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine bir zemin hazırlayacaktır.

Ben ve beraberimdeki şahıslar Paris`e geldiğimiz andan içten konukseverlikle, güzel bir şekilde ağırlandık ve biz burada, Paris`te, Fransa`da kendimizi çok iyi hissediyoruz.

Fransa eski tarihi, zengin gelenekleri bulunan büyük bir ülkedir. O, dünya uygarlığına çok büyük katkılarda bulunmuştur. Fransa, Fransız halkı, Fransa kültürü her yerde, dünyanın tüm ülkelerinde her zaman ilgi çekmiştir. Azerbaycan halkı da Fransa`ya, Fransız halkına derin saygı duymaktadır.

Fransa`nın tarihi ve Fransız halkının dünya kültürüne yaptığı büyük katkılar, tüm dünyada olduğu gibi, Azerbaycan`da da gayet iyi biliniyor. Biz Fransız halkının demokrasi ilkelerinin oluşmasına ve benimsenmesine yaptığı katkıları çok takdir ediyoruz. Yeni Fransa`nın temelini atan Fransız Devrimi sadece Fransa, Fransız halkı için değil, hem de tüm insanlık için tarihi bir olaydır. Fransa`nın seçkin adamları Diderot`un, Montesquieu`nün, Jean-Jacques Rousseau`nun işleyip geliştirdikleri demokrasi ilkeleri devlet, ülke yönetiminde demokratik ilkelerin hazırlanması ve yerleşmesi için bir zemin oluşturmuştur.

Genç bağımsız devlet olan, demokratik gelişme yolunu izleyen Azerbaycan, Fransa demokrasisinin birikiminden ve seçkin Fransızların geliştirdikleri, Fransızların birçok kuşakları tarafından gerçekleştirilen zengin mirasının hepsini etkin bir biçimde kullanıyor.

Fransa güzel bir ülkedir. Fransa dünya kültürünün beşiğidir. Fransa Yeryüzünün tüm insanlarının ilgisini çeken bir ülkedir. Fransızlar her zaman kendilerinin bilgeliği, üstün yeteneği, zekası ile ün salmışlar ve Franszıların birçok kuşakları insan uygarlığını zenginleştirmişler. Bu yüzden de Fransa`ya gelmek, güzel Paris kentinde bulunmak herkes için, keza bizim için büyük bir olaydır.

Bu iki gün içinde burada karşılaştığımız konukseverlik, sıcak ortamdan dolayı sizin hepinize şükranlarımı sunmak istiyorum. Davet için, dün yaptığımız güzel görüşme için, verimli sohbet için ve Azerbaycan hakkında, Fransa-Azerbaycan ilişkileri hakkında sarfettiği güzel sözler için Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac`a teşekkürlerimi ifade etmek istiyorum.

Cumhurbaşkanı Jacques Chirac devrimizin seçkin siyaset ve devlet adamıdır. Onun yoğun faaliyeti, yaşam yolu ve Fransa Cumhuriyeti`nin güçlenmesi için yaptığı çok büyük katkıları biz gayet iyi biliyoruz. Cumhurbaşkanı Jacques Chirac dünyada barışın, dünyanın birçok bölgelerinde istikrarın pekiştirilmesine büyük katkılarda bulunmuş, böylece Yeryüzünün birçok ülkelerinde derin saygı kazanmıştır. Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile görüşme benim için ve beraberimdeki kişiler için büyük bir olaydı. Bizim aramızda dostluk ilişkileri oluştuğunu düşünüyorum. Ben buna çok değer veriyorum ve bu ilişkilerin gelişmesi için herşeyi yapacağım.

Sayın Hervé de Charette, son dönemlerde Fransa-Azerbaycan ilişkilerinin genişlemesi ve derinleşmesi için yaptığınız büyük çalışmadan dolayı size teşekkür ediyorum. Siz Fransa dışişleri bakanlığı görevini yürütürken, Fransa ile Azerbaycan arasındaki ilişkilerin böyle üstün düzeye taşınması için kısa sürede çok iş yaptınız. Sayın Hervé de Charette, geçen sene ekim ayında Sizin Azerbaycan`ı ziyaretiniz bizim ilişkilerimizde yeni bir aşamayı başlattı ve sizinle yaptığım görüşme, ilişkilerimizdeki bir çok sorunları, bölgemizle ilgili problemleri açıkça konuşmamız işbirliğimizi başarılı bir şekilde sürdürebilmemiz için zemin sağladı, ben bundan memnunum ve bunun için minnettarım.

Merhum François Mitterrand`ın daveti ile Fransa`ya yaptığım ilk ziyaretten bu yana üç sene geçti. O zaman biz Fransa ile Azerbaycan arasında dostluk ve işbirliği anlaşması ve bazı diğer belgeler imzaladık. Fransa ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri geliştirmek ve derinleştirmek için geçtiğimiz üç yıl içinde bir takım çalışmalar yapılmıştır. Fakat şimdiki görüşme, özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Jacques Chirac ile görüşme, Dışişleri Bakanı Sayın Hervé de Charette ile toplantılar ve görüşmeler, Senato başkanı, Ulusal Parlamento başkanı ile, Fransa`nın diğer devlet adamları ile görüşmelerim Fransa-Azerbaycan ilişkilerinde yeni bir sürecin başlangıcıdır.

Fransa`nın Azerbaycan`ı bir işbirliği ortağı olarak görmesinden memnunum ve bizim değerli bir ortak olacağımız konusunda sizi temin etmek isterim. Biz tüm alanlarda - ekonomi, kültür, politika, insani yardım konularında Fransa ile Azerbaycan arasındaki işbirliğini genişletme ve derinleştirme tutumunu izliyoruz. Biz Azerbaycan`da demokratik, uygar, hukuk devleti kuruyoruz ve devlet kuruculuğu, demokrasi, piyasa ekonomisi, özgür girişimciliğin sağlanması ile ilgili tecrübe ve birikime ihtiyacımız var. Bu amaçla biz Fransa`nın zengin tecrübesinden yararlanıyoruz ve yararlanacağız. Asıl bu, bizi Fransa ile yoğun işbirliğine teşvik ediyor.

Fransa ile Azerbaycan arasında ekonomik işbirliği için büyük olanaklar bulunmaktadır. Biz bu yönde bazı adımlar attık. Azerbaycan`ın petrol yataklarının ortak işlenmesine ilişkin Fransa`nın Elf Aquitaine ve Total şirketleri ile Azerbaycan ulusal petrol şirketi arasında dün Elysee Sarayında Cumhurbaşkanı Jacques Chirac`ın katılımıyla imzalanmış olan anlaşma ekonomi alanındaki işbirliğimizin önemli bir sayfasıdır. Siz herhalde biliyorsunuz, Fransa`nın Elf Aquitaine şirketi daha geçen sene haziran ayında diğer çokuluslu şirketlerle birlikte büyük petrol anlaşmasına katıldı. Bu şirketler konsorsiyum oluşturdu ve Azerbaycan`ın büyük petrol, doğal gaz yatağının işlenmesine başladılar. İşbirlği ile ilgili birçok başka projeler de var, Sayın Hervé de Charette bunları anlattı. Ben beyan ederim ki, bu projelerin gerçeğe dönüşmesi için biz tüm önlemleri uygulayacağız.

Azerbaycan genç, bağımsız bir devlet olarak, ne yazık ki, iç ve dış kaynaklı birçok zorluklarla karşılaştı. Biz iç zorlukları kendi olanaklarımızla gideriyoruz ve ben bunları gidereceğimize eminim. Bu bakımdan biz ekonomik reformların uygulanmasına, devlet mülkiyetinin özelleştirilmesine, Azerbaycan ekonomisini geliştirmek için yabancı yatırımların ülkeye çekilmesine büyük önem veriyoruz. Biz ülkemizi tüm dünyaya açtık. Ben burada birkez daha beyan ederim ki, Azerbaycan`da ortak çalışmalar yapmak, ortak ticaret işi yapmak isteyenlerin hepsi özgür bir biçimde ülkemize gelebilir ve özgür işbirliği için uygun koşullardan yararlanabilir.

Dış kaynaklı zoruklara gelince burada sorun Azerbaycan topraklarının bir kısmını - Dağlık Karabağ`ı koparmak amacıyla daha 8 sene önce Ermenistan tarafından başlanan silahlı tacizle ilgilidir. Bu taciz kanlı ihtilafa, Azerbaycan topraklarının yüzde 20`sinin Ermenistan silahlı birlikleri tarafından işgaline, aynı topraklardan Azerbaycan`ın 1 milyonu aşkın sakininin kovulmasına neden olmuştur. Bu kişiler dört seneyi aşkın süredir çadır kamplarında yaşıyorlar.

1994 yılının mayıs ayında Ermenistan ile Azerbaycan arasında ateşkes antlaşması elde edildi. Bu ateşkes iki sene sekiz aydır sürüyor. Biz Büyük Barış Anlaşması imzalanıncaya dek ateşkesin devam etmesi için bundan böyle de önlemler alacağız. Biz kesinlikle Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun barış yoluyla çözümünden yanayız ve sorunun bu tür çözümünü sağlamak için kendi adımıza herşeyi yapacağız.

Bu konuyla ilgili üç koşul, geçen sene aralık ayının başında Lizbon Zirvesi`nde AGİT Başkanının bildirisinde kendi ifadesini bulmuş ilkelerdir: Ermenistan Cumhuriyeti`nin ve Azerbaycan Cumhuriyeti`nin toprak bütünlüğü, Azerbaycan sınırları içinde Dağlık Karabağ`a en geniş özerkliğin verilmesi, Dağlık Karabağ`ın tüm nüfusunun güvenliğinin sağlanması. Biz bu ilkeleri onayladık ve Ermenistan-Azerbaycan sorunu barış yoluyla tamamen çözülünceye dek aynı ilkelerin temelinde görüşmeler yapmaya hazırız.

Fakat Ermenistan bu ilkeleri kabul etmiyor. Bu yüzden de AGİT üyesi olan tüm ülkelerin, Minsk Grubu üyesi tüm ülkelerin yardımı ve desteği gerekir. Kuşkusuz, biz Minsk Grubu üyesi Fransa`nın da yardımına ve desteğine güveniyoruz, bu fırsattan yararlanarak belirtmek isterim ki, biz savaş istemiyoruz, biz barış istiyoruz. Biz Ermenistan ile Azerbaycan arasında barışın sağlanmasını, Kafkasya`da, tüm dünyada barışın olmasını istiyoruz ve inanıyoruz ki, tüm barışçı ülkeler ve halklar bu konuda bizi savunacaklar. İnanıyoruz ki, Fransa bizim tüm bu önerilerimizi destekleyecektir.

Fransa ziyaretimiz yarın sona eriyor, ben Vatana dönüyorum. Bugün ise şunu söylemek isterim ki, ben Paris`te, Fransa`da bulunmaktan, Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ile va Fransa`nın diğer devlet adamları ile bu tür verimli görüşmeler yapmaktan ve müzakerelerde bulunmaktan büyük memnunluk duydum ve bu duygularla Vatana dönüyorum. Azerbaycan Fransa`nın dostu olmak istiyor. Siz bize güvenebilirsiniz. Biz güvenilir bir dost olacağız. Fransa-Azerbaycan ilişkilerinin, tüm alanlardaki işbirliğinin ileride de gelişmesi için tüm mevcut olanakları tam olarak değerlendireceğiz.

Fransa`ya mutluluk ve kalkınma diliyorum, tüm Fransızlara barış ve güzel yaşam diliyorum! Büyük Fransa`ya, Fransa Cumhuriyeti`ne, Fransız demokrasisine, Fransız kültürüne, Fransızların şerefine kadeh kaldırmayı öneriyorum! Fransa Cumhurbaşkanı, benim arkadaşım Sayın Jacques Chirac şerefine! Fransa`nın Dışişleri Bakanı Sayın Hervé de Charette`in, Bayan de Charette`in şerefine! Sayın dostlar, sizin sağlığınıza!
 
Teşekkür ederim!
 
Çeviri "Bağımsızlığımız sonsuza kadar sürecektir" Azerneşr, Bakü -1998, VII kitaptan yapılmıştır.