Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Türk Dili konuşan ülkelerin güvenlik birimleri başkanları ile görüşmesinden - Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 26 Mart 1999


Haydar Aliyev: Sayın dostlar, sizi selamlıyorum ve sizin - Türkçe konuşan ülkelerin istihbarat teşkilatı yöneticilerinin bir araya gelerek başlıca sorunlarınızı görüşmenize sevindim!

Bildiğim kadarıyla, bu anlamda ilk görüşme İstanbul`da yapılmıştır, ikinci görüşme Bakü`de düzenleniyor. Bu, iyi bir gelenektir ve ortak girişimlerimizle uyumludur. Biliyorsunuz, Türkiye Cumhurbaşkanı, dostumuz Süleyman Demirel`in girişimi ile 1992 yılından bu yana Türk dili konuşan ülkeler devlet başkanlarının görüşmeleri yapılmaktadır. Bu görüşmeler her sene düzenlenmektedir ve onların büyük fayda sağladığını söylemeden edemem. Geçen sene böyle bir toplantı Kazakistan`da yapıldı, biz sorunlarımızı görüştük, ardından Kazakistan`ın yeni başkentinin tanıtım törenine katıldık. Sıradaki görüşme bu sene Haziran ayında Bakü`de yapılacaktır. Böylelikle, Türk Dili konuşan ülke devlet başkanlarının görüşmeleri, devletler arası ilişkilerin ve işbirliğinin, özellikle kültür, eğitim, bilim, ekonomi alanında işbirliğinin daha da geliştirilmesine büyük yarar sağlayan yıllık görüşmeler, olağan bir düzen üzerine oturtulmuştur. Nitekim, bu bağlamda Türk dili konuşan ülkelerin özel servis birimleri başkanlarının görüşme biçimi takdir edilmeli ve desteklenmelidir.

Kanımca, artık siz bunun gerekliliğini arak bir araya geliyor, temas kuruyor, konuları görüşüyorsunuz. Eminim, siz buna giderek daha fazla ihtiyaç duyacaksınız. Tabii ki, bu, devletlerimizin çıkarları ile tam bir uyum içindedir. Özellikle şimdi, dünyanın böylesine karmaşık bir döneminde, ülkelerimizin bağımsızlık yolunu izledikleri, kendi kaderini önceye oranla, Sovyetler Birliği sınırları içinde bulunduğumuz döneme oranla bağımsız olarak belirlediği bir dönemde özel güvenlik birimlerinin faaliyeti ile ilgili konular ortaya çıkmaktadır. Uluslararası terör, aşırıcılık, uyuşturucu maddelerin yaygınlaşması ve çok uluslu bir nitelik kazanan birçok diğer suçlar tüm ülkeleri bilhassa kaygılandırıyor. Ülkelerimizde yaşanan ve tabii ki, dış etkenlere sıkı bağlı olan çeşitli süreçler de buna ilave edilmektedir. Devletlerimiz, onlardan herbiri diğer bazı ülkelerin şu veya bu ölçüde büyük ilgisini çekmektedir. Bu ise ülkelerimizde sabotaj eylemlerin yapılması şartını gündeme getirir. Herhalde biz bunu ülkemizin örneğinde söyleyebiliriz. Bu yüzden de özel güvenlik birimlerinin çabalarının koordinasyonu, işbirliği, tecrübe değişimi, karşılıklı yardım son derece büyük önem taşımaktadır.

Azerbaycan'ın bağımsızlık kazanmadan önce ve kazandıktan sonra yurtiçi siyasi durumumuzu göz önünde bulundurursak, bu hususta Azerbaycan`ın belki daha karmaşık bir ülke olduğunu düşünürüz. Öte yandan, bildiğiniz üzere, Azerbaycan, Ermenistan tarafından zorla savaşa sürüklenmiştir. 10 yıl öncesinde Ermenistan, Azerbaycan`ın Dağlık Karabağ ilini kendine ilhak etmek amacıyla toprak üzerine meşru olmayan isteklerini gerçekleştirmeye çalışarak savaşa başlamış ve Azerbaycan`a silahlı saldırıda bulunmuştur. Siz bunun tarihçesini biliyorsunuz. Bilirsiniz ki, Ermenistan silahlı kuvvetleri Azerbaycan topraklarının yüzde 20`sini işgal etmiştir ve bir milyonu aşkın Azerbaycanlı yaşadıkları yerlerden sürülmüştür ve onlar çok zorlu koşullarda, çadır kamplarında yaşıyorlar.

İhtilaf henüz bitmemiştir, böyle olmakla birlikte mayıs 1994`te biz ateşkes sağladık. Ne var ki sorunu ve onun sonuçlarını henüz bertaraf etmiş değiliz. Halihazırda biz sorunu barışçıl yoldan çözmek için etkin bir çalışma yürütüyoruz, Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün sağlanması, Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgal altındaki Azerbaycan topraklarını boşaltması ve vatandaşlarımızın önce yaşadıkları yerlere geri dönmesi için uğraşıyoruz. Bu, karmaşık, zorlu bir süreçtir, fakat biz sorunun sırf barışçıl yoldan çözülmesi çizgisini izliyoruz.

İhtilaf durumu, 80`li yılların sonlarından itibaren Azerbaycan`da yurtiçi siyasi ortamın karmaşık bir hal almasına yol açtı. Bu, ülkemizde iktidarın değişmesine, 1993 yılında iç savaşa neden oldu. İç savaş, Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü tehlikeye düşürdü, Azerbaycan felaketin, bölünmenin eşiğinde gelmişti. Biz iç savaşı önlemeyi başardık, ne var ki iş bununla bitmedi. 1994 yılında Azerbaycan`da darbe girişimi oldu, 1995 yılında silahlı darbe girişimi oldu. Bu olaylar Azerbaycan`daki çeşitli aşırıcı unsurların faaliyetlerinin yanı sıra bazı yabancı devletlerin özel servislerinin eylemleri ile bağlantılı idi. Bundan yola çıkarak biz devletlerimiz arasında işbirliğinin bilhassa zorunlu olduğunu düşünüyoruz.

Örneğin, geçenlerde Taşkent`te, Özbekistan`da korkunç terör saldırıları yapıldı. Biz, bu Orta Asya ülkesinde güçlü, yıkılmaz iç siyasi istikrar bulunduğunu, orada devletin yönetimi bakımından istikrarın sağlandığını sanırdık. Buna rağmen teröristlerin ne denli yöntemlere el attıklarına bir bakın?!

Bu yüzdendir ki özel servislerin faaliyetlerinin eşgüdümü zamanın ihtiyacıdır. Yineliyorum,- ki muhtemelen siz bu konuları daha detaylı görüşmüşsünüz, - benim siyasi anlamda, devletin tutumu bakımından buna yaklaşımım şudur, devlet yapısını, bağımsızlığı pekiştirmek için, ülkelerimizde ekonomik reform planlarının gerçekleştirilmesi ve ekonomik, sosyal, politik reformların uygulanması için ülkelerimizde piyasa ekonomisinin şekillenmesi, demokratik, laik hukuk devletinin kurulması sürecinin yanı sıra, yurtiçi siyasi istikrar gerekir. Gerek ülkelerimizdeki baltalama faaliyetleri, gerekse terör gibi azgın eylemlerin düzenlenmesi bakımından ülkelerimizi, halklarımızı dışarıdan yapılan her türlü girişimlerden korumak gerekir.

Bu yüzden de sizin bu görüşmenizi takdir ediyorum, inanıyorum ki, bu görüşmeler geleneksel bir nitelik taşıyacaktır. Eminim, ülkelerimizin özel servis kurumları ne kadar çok temasta olsalar, karşılıklı çalışmalar yapsalar, birbirine yardım etseler, devletlerimiz bir o kadar güçlü olur ve biz ülkelerimizin önünde bulunan hedefleri bir o kadar başarıyla gerçekleştiririz.

Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra bağımsızlığını kazanmış ülkemiz için tehdit unsuru şudur ki, Azerbaycan`ın bağımsızlığı tehlike altında olmasa bile öyle bir durumdadır ki, bağımsızlığımızın her zaman savunulup kollanmasına ihtiyaç var. Önceki yönetim biçimlerine geri dönmek için bağımsızlığımızı bozmaya yönelik çeşitli girişimler yapılıyor. Biz bunu Azerbaycan`a yaklaşımda hissediyoruz. Düşünüyorum ki, böyle bir durum diğer ülkelerde de şu veya bu ölçüde mevcuttur.

Bu yüzdendir ki, görev, bağımsızlığın pekiştirilmesinden ibaret. Azerbaycan`da biz bağımsızlığı sağlam, dönmez, sonsuz kılmayı görevimiz olarak görüyoruz. Bunun için ise halklarımızı, ülkelerimizi olası her türlü suç ve saldırılardan korumak gerekir.

Ülkelerimizde özel güvenlik birimleri büyük tarihi geçmişe sahiptir. Fakat onların faaliyetinde en karmaşık, büyük sorumluluk gerektiren dönem bağımsızlık kazandığımız dönemden sonraki dönemdir. Biz bağımsızlığı sağlamakla, herhalde, tarihi başarılar kazandık. Bu bağımsızlığı koruyup sürdürmek, ülkelerimizi sonsuza dek bağımsız kılmak, bir daha asla diğer ülkelerin denetimine geçmemesini sağlamak bizim onursal işimizdir. Azerbaycan`da biz görevi asıl bu şekilde belirliyoruz.

Ben size bunu söyleyebilirim. Herhalde siz de bana birşeyler söyleyecekdiniz. Kısacası, sizi selamlıyorum, başarılı çalışmalarınızdan dolayı kutluyorum.

Miktat Alpay (Türkiye Cumhuriyeti Milli İstihbarat Teşkilatı Birinci Başkan Yardımcısı): Sayın Cumhurbaşkanı, bu toplantıyı Süleyman Demirel`in ve Sizin girişiminiz üzerine başlattık. Fakat burada sayın bakanlar başta olmakla elbirliğiyle daha ileriye gidilmesinin mümkün olduğunu gördük. Azerbaycan`da bu işbirliği altı devletin işbirliği anlamına gelecek kadar güzel oldu. Çok iyi anlaşmalar imzalandı ve bunu yapma şerefi bize nasip oldu. Zannedersem, Türk dili konuşan devletlerin girişimleri başkalarına da örnek teşkil etmektedir. İnanıyorum, bundan sonra Kazakistan`da yapacağımız görüşme daha verimli olacak, bizi daha ileriye götürecektir.

Rustam İnoyatov (Özbekistan Milli Güvenlik Servisi Başkanı): Haydar Aliyeviç, Özbekistan İçişleri Bakanı Zakircan Almatov ve ben Bakü`ye gelmeden önce cumhurbaşkanımızı ziyaret ettik. İslam Abüdlganiyeviç'in Size çok selamı vardı, en iyi dileklerini sundu. En önemlisi ise, geziden önce bizden değil bugünkü konfransta, ileride de Azerbaycan Milli Güvenlik Bakanlığı ile verimli çalışma yapmamızı istedi. Bugün biz yalnız Özbekistan`ı değil, Azerbaycan`ı da tedirgin eden birçok hususlarda uzun vadeli karşılıklı çalışmaların yapılması ile ilgili anlaşma imzaladık. Çalışmamızın birçok aşamalarını belirledik. Bizim çalışmalarımız ise ileride gerek Azerbaycan`ın, gerek Özbekistan`ın bağımsızlığının güçlendirilmesi işine katkıda bulunacaktır.

Biliyorsunuz, Özbekistan`ın çevresinde pek sağlıklı olmayan bir ortam mevcuttur,- Afganistan`da savaş devam ediyor, Tacikistan`da durum gergin. Bunun dışında da bazı hususlar vardır. Ve bunlar Özbekistan`ın hem dünyada, hem BDT'de bağımsız bir siyaset izlemesini etkiliyor. Bu nedenle dün biz cumhurbaşkanının şöyle bir talimatını aldık, Azerbaycanlı meslektaşlarla, tabii ki eğer arzu ederlerse, ortak çalışmayı daha üst düzeyde, tam bir güven ortamında organize etmek gerekir. Karşılıklı ilişkilerimiz yeni, daha üst düzeye çıkacaktır. Zira Azerbaycan`ın da, Özbekistan`ın da çok fazla ortak çıkarları bulunmaktadır. İlginize teşekkür ederim.

Haydar Aliyev: Biz geçenlerde İslam Abdülganiyeviç ile telefon görüşmesi yaptık, görüş alışverişinde bulunduk. Sizin buraya geleceğinizi ve daha detaylı görüş alışverişi yapabileceğimizi konuştuk. Çok teşekkür ederim.

Nurtay Abıkayev (Kazakistan Devlet İstihbarat Komitesi Başkanı): Sayın Haydar Aliyeviç, Sizin cumhurbaşkanımıza, halkımıza karşı nasıl kişisel bir tutum içinde olduğunuzu Kazakistan`da biliyorlar. Burada bir arada bulunma fırsatını sunduğunuz için Size teşekkür etmek istiyorum. Biz çok verimli bir çalışma yaptık. Şunu söylemek isterim, cumhurbaşkanlarının sıradaki görüşmesi burada, bizim gelecek görüşmemiz ise Astana`da yapılacaktır. Bizde durum normaldir, tam bir güven ortamında çalışacağız ve cumhurbaşkanlarınca belirlenmiş görevleri gereğince yerine getireceğiz.

Haydar Aliyev: Dün ben Nursultan Abişoviç ile telefonla görüştüm, biz de görüş alışverişinde bulunduk.

Misir Aşirkulov (Kırgızistan Milli Güvenlik Bakanı): Sayın Haydar Alıyeviç, bizi kabul ettiğniz için Size teşekkürümü sunmak isterim. Bu, bizim için büyük bir şeref.

Demin belirttiğiniz üzere, bazı organize suç unsurları çok uluslu niteliğe sahiptir. Bu yüzden de Türk dili konuşan devletler, özel güvenlik kurumlarının birbiriyle yoğun temas içinde bulunması gerektiği kararını almışlar. Kırgızistan, çok yönlü anlaşmanın yanı sıra, Azerbaycan ile ikili sözleşme imzaladı. Biz devletlerimizin güvenliğini sağlamak için Azerbaycan ile yoğun işbirliği yapacağız.

Haydar Aliyev: Ben geçenlerde Asker Akayeviç ile de konuştum. Biz, Haziran`da burada, Bakü`de görüşme konusunda uzlaştık. Halihazırda Paris`te UNESCO`nun konferansı yapılmaktadır. Konferans, Cengiz Aytmatov`un yaratıcılığı ile ilgili düzenleniyor. Ben, bizim Kültür Bakanı Polat Bülbüloğlu`yu konferansa katılması ve sunum yapması için oraya yolladım. Bu arada, bizim Azerbaycan tiyatrosu, Cengiz Aytmatov`un yazar Şahanov ile beraber yazdığı piyesi sahneye uyarlamıştır. İyi bir oyun olduğunu söylüyorlar, muhtemelen Mayıs ayı başlarında gösterime girecektir. Belki biz bu piyesin yazarı ile burada bir araya geliriz. İşte görüyorsunuz, kültür alanında işbirliği çok etkin bir şekilde yürütülmektedir.

Tırkeş Tırmıyev (Türkmenistan Milli Güvenlik Komitesi Başkanı Birinci Yardımcısı): Öncelikle Saparmurad Atayeviç`in iyi dileklerini Size iletmek isterim. Sizin faaliyetinizi Türkmenistan halkı büyük sempati ve derin saygıyla karşılıyor. Ve ilişkilerimizde, bilhassa ekonomi alanında ilişkilerimizde olumlu gelişmeler iyi değerlendiriyor. Umarız, yaşanan tüm olaylar halklarımızın yararına olacaktır. Meslektaşlarımın söyledikleri gibi, özel servisler güvenliğin tesisi, ülkelerimiz arasında güvenliğin sağlanması için herşeyi yapacaklar.

Haydar Aliyev: Geçenlerde Saparmurad Atayeviç ile bir telefon görüşmemiz oldu. Biz işbirliğimizin daha da geliştirilmesini konuştuk. Bu arada, Hazar geçişli Türkmenistan- Azerbaycan-Gürcistan- Türkiye doğal gaz boru hattının inşası alanında çok kapsamlı ortak bir çalışmaya başlıyoruz. Bu, tarihi önem taşıyan bir projedir. Biz bu projenin gerçekleşmesini onayladık. Ben bu konuyla ilgili olarak Saparmurat Atayeviç`e bir mektup yazarak, kendisini tam desteklediğimizi bildirdim. Telefon görüşmemizde biz bu çalışmanın organizasyonu alanında fiili adımların atılması için görüş alışverişi yaptık. Kısacası, ülkelerimiz arasında ekonomik ilişkiler giderek daha da gelişiyor, bizi daha da yaklaştırıyor, diğer tüm ilişkilerimizi güçlendiriyor.

Geçen sene Ekim ayında Ankara`da biz Türkiye Cumhuriyeti`nin 75.yılını kutlarken Bakü-Ceyhan petrol boru hattının inşası ile ilgili çok önemli bir bildiri imzaladık. Bu bildiriyi Türkiye, Gürcistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Kazakistan cumhurbaşkanları imzaladılar. Şimdi bildiri düzenli bir şekilde uygulanmaktadır ve ben inanıyorum ki, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı döşenecek, Hazar petrolü bu boru hattı aracılığıyla Türkye üzerinden dünya piyasalarına ulaştırılacaktır.

Bunun yanı sıra Ankara`da Türkiye ile Türkmenistan arasında doğalgaz hattı ile ilgili bir bildiri imzalandı ve şimdi bu Trans-Hazar doğalgaz boru hattı ile ilgili çalışmaya fiilen başlanmıştır.

Halihazırda biz TRACECA programının yaşama geçirilmesi - büyük tarihi İpek yolunun restorasyonu için büyük bir çalışma yapıyoruz. Hatırlarsanız, geçen sene eylül ayında Bakü`de uluslararası konferans yapıldı. Konferansa İpek yolu güzergahında bulunan 35`i aşkın ülkenin temsilcileri, Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Asker Akayev dahil birçok devlet başkanı katıldılar. Kazakistan ve Türkmenistan`dan çok nüfuzlu heyetler geldi.

Bu, çok büyük bir projedir ve yeri gelmişken belirteyim, Senatör Brownberg`in “İpek yolu” stratejisi ile ilgili önerisi halihazırda Amerika Birleşik Devletleri senatosunda görüşülüyor. Umarız, bu yasa tasarısı onaylanır ve çok büyük yarar sağlar.

Şu anlaşılıyor ki, tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması alanında ekonomik prensiplerimiz de birçok siyasi konulara dayanıyor. Tüm bunlar Orta Asya`yı, Kafkasya`yı, Türkiye`yi ve Avrupa`yı, batıyı coğrafi, coğrafi-ekonomik yönden daha sıkı bağlıyor. Tabii, bu konuda ülkelerimizin özel servis birimlerine çok önemli ve büyük görevler düşüyor. Zira bu projelerin uygulanması ülkelerimiz açıdından ekonomik, sosyal, siyasal anlamda çok büyük önem taşıyor. Bunun yanı sıra, biz biliyoruz ki, bu projelere karşı koyanalar var, pekçok kişi bu projelere engel çıkarıyor veya onların gerçekleşmesini istemiyor. Örneğin, son yıllarda biz Hazar`ın enerji rezervlerinin - petrolün ve doğalgazın - dünya ekonomisinin serveti olması için büyük bir çalışma yaptık. Dev çalışmalara başlanmıştır. Örneğin, biz dünyanın birçok büyük petrol şirketleri ile birçok anlaşmalar imzaladık. Fakat bu, herkesin pek hoşuna gitmiyor, bazıları buna engel olmak istiyor, bazıları ise şimdi bir propaganda yaparak, Hazar`da sanıldığı kadar petrolün bulunmadığını vs. söylüyorlar. Tüm bunlar bizim işimize engel olmak için yapılıyor. Hazar`da ise petrol, gerçekten bol miktardadır, pekçok kuşaklara yetecektir.

Bizim etkin çalışmalarımız, ortak başarılarımız halklarımıza, ülkelerimize, hiç kuşkusuz, güzel olanaklar sağlıyor, ne var ki bunun olmasını istemeyen çeşitli birimlerde memnunsuzluk ve hatta düşman duyguların oluşmasına neden oluyor. İşte bu da bizim daha sıkı kenetlenmemizi, birbirimize yardım etmemizi zorunlu kılıyor. Bu, ise, tekrarlıyorum, özel servis birimlerine çok büyük görevler yüklüyor. Teşekkür ederim.

Çeviri 27 Mart 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Türk Dünyası