Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, Azerbaycan ve Türkiye cumhuriyetleri arasında petrol alanında işbirliğine ilişkin sözleşmenin üst düzey yetkililerin katılımıyla gerçekleşen imza töreninde konuşması - Gülistan Sarayı, 12 Nisan 1995


Türkiye Cumhuriyeti Sayın Başbakanı, kardeşimiz Tansu Çiller!

Türkiye Cumhuriyeti bakanları, sayın konuklar, bayanlar ve baylar!

Türkiye Başbakanı Sayın Tansu Çiller bugün kısa bir çalışma ziyareti için Azerbaycan’a gelmiştir. Bu ziyaretin amacı hem kısa temaslarda bulunmak, hem de özellikle Hazar Denizi’nin Azerbaycan’a ait sektöründe bulunan yatakların işlenmesi için Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı arasında bir sözleşmenin imzalanması ile ilgilidir. Ben sizin adınıza ve şahsım adına Azerbaycan’a ilk defa gelmiş olan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, kardeş ülkenin ünlü devlet adamı, cumhuriyetimizin saygıdeğer ve değerli dostu, kardeşimiz Tansu Çiller’i içtenlikle selamlıyorum ve Azerbaycan’ı ziyaretinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum.

Bildiğiniz üzere, 20 Eylül 1994 tarihinde burada, Gülistan Sarayı’nda Asrın Anlaşması isimli anlaşma imzalanmıştır. Söz konusu anlaşma, Hazar Denizi’nin Azerbaycan sektöründe üç petrol yatağının -Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarının- dünya devi şirketlerle ortak işlenmesi üzerinedir. Türkiye şirketi de bu anlaşmaya katılmış bulunmaktadır. Bu belge imzalandığı sırada Türkiye şirketi projede % 1.75’lik paya sahip oldu. Yani Türkiye ta başından bu anlaşmada vardı. Ardından Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kontrolündeki % 20’lik payı düşündük. Türkiye, bununla ilgili bize bir başvuruda bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı, değerli dostumuz ve kardeşimiz Sayın Süleyman Demirel bana bir mektup yolladı ve özel bir istekte bulundu. Başbakan Sayın Tansu Çiller de bu konuyla ilgili bana bir mektup gönderdi. Bunları ve Türkiye ile Azerbaycan arasında dostluk, kardeşlik ilişkilerini göz önüne alarak, bunların daha da gelişmesi temennisiyle Cumhuriyetimiz aynı anlaşmadaki payının yüzde 5’ini Türkiye Cumhuriyeti’ne, bu ülkenin şirketine devretmeyi kabul etti. Artık bu konuda görüşmeler tamamlandı, bir takım belgeler hazırlandı ve bugün bu belgelerin imza töreni için toplanmış bulunuyoruz. Şimdi ben Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi Başkanı Natik Aliyev ve Türkiye Petrolleri Şirketi Başkanı Sıtkı Sancar’ın bu belgeleri imzalamalarını istiyorum.

Sayın Başbakan Tansu Çiller!

Sayın bakanlar, konuklar, bayanlar ve baylar!

Bugün burada, Bakü’nün Gülistan Sarayı’nda yeni ve tarihi bir olayın gerçekleştiğini söyleyebilirim. Hazar Denizi’nin Azerbaycan sektöründeki yatakların işlenmesi ile ilgili imzalanmış anlaşmanın kapsamı daha da genişliyor. Dost ve kardeş Türkiye petrol şirketleri, tüm Türkiye Cumhuriyeti bizim bu büyük çalışmamıza, 30 sene için yapılmış anlaşmaya dahil oluyor. Bu sorun, şimdi imzalanmış sözleşmelerle çözüldü. Ben sizin hepinizi, özellikle Türkiye’den gelmiş konuklarımızı, Başbakan Tansu Çiller’i bu olay vesilesiyle kutluyorum ve bunun Türkiye ile Azerbaycan arasında dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin daha da gelişmesi bakımından büyük bir adım olacağından emin olduğumu belirtmek istiyorum.

Dostluk ve kardeşlik ilişkilerimiz yüzyıllara dayanıyor. Bizim ortak kökenlerimiz, örf ve adetlerimiz, tarihi geçmişimiz vardır. Tüm bunlar eski dönemlerde de bizi birlikte yaşamaya, topraklarımızı korumaya imkan vermiştir. Son yıllarda bu, yeni sonuçlarını veriyor. Gerçekten de, yüzyıllar boyunca aynı yerde bulunan, aynı kökten gelen halklarımız, Sayın Tansu Çiller’in tabiriyle ifade edersek, aynı annenin çocukları 70 sene sonra tekrar kavuştular, birlikte el ele tutuşarak ilerliyorlar. Ayrılık bizi ne kadar kahretse de, incitse de, zorlasa da, birbirimizden tamamen koparamadı. Tüm tarihi ilişkilerimiz kısa süre zarfında yeniden kuruldu, dostluğumuz, kardeşliğimiz göz önündedir, tüm dünyaya sergilendi ve sergilenmektedir.

Bugün Azerbaycan için Türkiye’nin en yakın dost ve kardeş ülke olduğunu birkez daha söyleyebilirim. Aynı kökten gelmemiz, aynı din ve kültürü paylaşmamız bizim bugünümüz ve geleceğimiz açısından büyük bir zemin ve temel oluşturuyor. Geçen sene ve bu sene biz tüm Doğunun, tüm Türk halklarının büyük şairi Muhammed Fuzûlî’nin 500. doğum yıldönümünü kutladık. Bu yıldönümünün hem Azerbaycan hem Türkiye hem diğer Türk Dili konuşan ülkelerde törenlerle kutlanması bir tesadüf değildir. Bu olayın kendisi başlı başına gösteriyor ki, 500 sene önce de biz beraberdik. Fuzûlî gibi büyük bir şairimiz var. Kendisi büyük bir kültür mirası bırakmıştır. Hem Türkiye hem Azerbaycan’da bugünkü kuşaklar bu kültür mirasından yararlanarak kültürümüzü, bilimimizi, tüm yaşamımızı geliştirmeye çalışıyorlar.

Azerbaycan, bağımsız bir devlet olarak genç bir ülkedir. Üç yılı biraz aşkın süredir biz bağımsız bir devlet olarak varlığımızı sürdürüyoruz. Fakat bugün şunu büyük memnunukla belirtmek isterim ki, cumhuriyetimiz bağımsızlık için uğraş verdiğinde Türkiye, her zaman bizi desteklemiş, bize arka çıkmış ve Azerbaycan bağımsızlığını duyurunca dünya ülkeleri arasında ilk olarak Türkiye Azerbaycan’ın bağımszılığını tanımış, böylece cumhuriyetimizin dünya ülkeleri tarafından tanınmasının önünü açmıştır.

Sayın Tansu Çiller şunu çok doğru söyledi, birçok ülkelerde Azerbaycan büyükelçilikleri, temsilcilikleri henüz bulunmadığı için biz Türkiye temsilcilerinin ve büyükelçilerinin hizmetlerinden faydalanıyoruz. Ben Türkiye Cumhuriyeti temsilcilerinin, büyükelçilerinin her yerde ve her zaman Azerbaycan temsilcilerine yardımcı olduklarını ve uluslararası kuruluşlarda cumhuriyetimizle ilgili tüm sorunların çözümünde Türkiye’nin çok ilkesel bir tutum izlediğini, bize destek olduğunu ve yardım ettiğini şükranla söyleyebilirim.

Azerbaycan, yedi seneyi aşkın bir süredir Ermenistan’ın saldırısına uğramıştır. Ermenistan, topraklarımızı işgal etmek, Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesini ele geçirmek için cumhuriyetimize silahlı saldırıda bulunmuştur. Ermenistan silahlı kuvvetleri bazı nedenler yüzünden Azerbaycan toprağının bir bölümünü işgal etmeyi başarmıştır. Halihazırda cumhuriyetimizin topraklarının yüzde 20’si Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgali altında bulunuyor. Bu topraklardan bir milyonu aşkın vatandaşımız göç etmek zorunda kalmıştır. O yıllarda Azerbaycan’ın haklı sesini dünyaya duyurmak, Ermenistan’ın silahlı saldırısını dünyanın tüm ülkelerine, halklarına, uluslararası örgütlere anlatmak için büyük yardıma, desteğe ihtiyacı vardı. Bu konularda da ve genel olarak, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısı konusunda Türkiye, her zaman çok ilkesel, çok kararlı bir yaklaşım izledi, cumhuriyetimizi hep destekledi, Ermenistan’ın saldırısını hep kınadı, Ermenistan’ın saldırgan bir ülke oluğunu vurgulayarak buna göre davrandı.

Tüm bunlar doğaldır, bundan dolayı birkez daha bizim yakın dost, kardeş ülkeler olduğumuzu, eski ve bugünkü ilişkilerimizin bizi bu tür ilişkiler içinde yaşamaya sevk ettiğini söylüyorum. Azerbaycan’da Türkiye ve onun halkına karşı büyük saygı ve sevgi duyulduğunu Türkiye’de de çok iyi biliyorlar. Bizim bu ilişkilerimiz her geçen gün gelişiyor, ekonomi, eğitim, bilim, kültür ve diğer alanlarda bulunan ilişkilerimiz sürekli gelişme kaydediyor. Bu hem Azerbaycan halkının hem Türkiye halkının bugünü ve geleceği için çok önemlidir.

Bugün biz bu sözleşmeyi imzaladık. Türkiye’nin burada Azerbaycan petrolünün çıkarılmasına yatırım yapması ve Türkiye’nin bu anlaşmada aktif bir şekilde rol alması hem Azerbaycan hem Türkiye için ekonomik yönden büyük önem arzetmektedir. Fakat, ülkelerimizin bugünü ve geleceği için, dostluk ve kardeşlik ilişkilerimizin pekişmesi ve gelişmesi için bunun manevi önemine paha biçilemez. Sanırım, bu da demin imzaladığımız sözleşmenin temelini oluşturuyor.

Bu sözleşmeye göre, 30 sene boyunca Hazar Denizi’ndeki Azeri, Çırak ve Güneşli yataklarından petrol çıkarılacak, ihraç edilecek, kullanılacak ve Azerbaycan ekonomisine büyük yarar sağlayacaktır. Kuşkusuz ki, bu petrolün ihraç edilmesi konusu da var. Bunun üzerine bir takım görüşmeler yapıyoruz. Biz petrol ihraç boru hattının Türkiye üzerinden geçmesinin her açıdan ve bizim açımızdan uygun olduğu kanaatindeyiz. Biz bu konuda da kendi düşüncemizi söyledik ve bundan böyle de söyleyeceğiz.

Böylece, ülkelerimiz ve halklarımız arasında bulunan ilişkilerin ileride daha da gelişmesi için yeni bir adım atılmıştır. Bu vesileyle sizin hepinizi birkez daha kutluyorum.

Sayın Tansu Hanım, sizi kutlar ve Azerbaycan halkına gösterdiğiniz saygı ve sevgi, yardım ve içten yaklaşımınızdan dolayı teşekkür ederim. Türkiye Başbakanı, büyük bilimadamı, toplum ve siyaset adamı olarak sizi Azerbaycan’da çok sevdiklerine ve cumhuriyetimizi ziyaretinize çok memnun olduklarına emin olabilirsiniz. Siz Azerbaycan’da her zaman büyük saygı ve sevgiyle karşılanacaksınız.

Bu ziyaretiniz çok kısa oldu. Ben resmi ziyaret için sizi Azerbaycan’a davet ettim ve daha uzun süreli resmi ziyaretinizi sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Sizi birkez daha kutluyorum, size esenlik ve mutluluklar diliyorum. Türkiye halkına saygı ve sevgilerimi gönderiyorum. Buradan, Hazar Denizi’nin kıyısından, Gülistan Sarayı’ndan Ankara’ya, İstanbul’a ve tüm Türkiye’ye Azerbaycan halkının selamlarını yolluyorum.

Kısa inceleme yazısı

PETROL STRATEJİSİ