Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, “İnstitutional İnvestor” dergisi editörü Stephen King ve Cicel More’ye röportajı- New York, 27 Temmuz 1997


Gazeteci: Sayın Cumhurbaşkanı, zaman ayırıp bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim. Muhtemelen ziyaret sırasında çok yorulmuşsunuzdur, buna rağmen bizimle görüşmeyi kabul ettiniz. Bu nedenle biz çok memnunuz ve Sizinle görüşmek bizim için çok büyük bir şereftir.

Haydar Aliyev: Çok teşekkür ederim.

Gazeteci: Sayın Cumhurbaşkanı, izin verirseniz, röportajdan önce biraz kendimden bahsetmek isterim. Ben kısa bir süre - 10 gün kadar Bakü'de ziyarette bulundum. Bu arada  Bakü ziyaretimin nedeni Washington'da düzenlenen, Azerbaycan'da bankacılık ve finans işlerine ilişkin konferansa katılmaktı. Bu konferansta ben Azerbaycan devletini temsil eden temsilcilerle bir araya geldim ve cumhuriyetimizin ekonomik durumu hakkında bilgi edindim.

Okuyucularımıza sizin bölge ve Azerbaycan hakkında detaylı bilgi verme fırsatını buldum. Ben Azerbaycan'da, Bakü'de 10 gün kaldığımı belirttim ve bu süre zarfında çeşitli şirket yetkilileri ile bir araya geldim. Bazı bakanlıklarda temaslarda bulundum. Nitekim ülkeniz hakkında bir miktar bilgi edindim.

Biz Eylül'de Azerbaycan hakkında rapor yayınlayacağız. Bu rapor Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası'nda yayınlanacaktır. Biz mali konularda makaleler yayınlıyoruz. Toplam okuyucu sayımız 140 bin civarındadır.

Sizin bu ziyaretiniz güzel bir fırsattır. Azerbaycan ekonomisinin gelişimi böyle bir raporun hazırlanması için iyi bir fırsat sunmaktadır ve bence bu, okuyucuların ilgisini çekecektir.

Vaktinizi fazla almak istemiyorum, sorulara geçelim.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, Amerika Birleşik Devletleri'ne hoş geldiniz! Size birkaç soru sormak istiyorum. Bu sorular Azerbaycan'ın ekonomik ve finansal olanakları, Azerbaycan'a yatırımların çekilmesi ile ilgili olacaktır.

Sayın Başkan, birinci sorum şu: Amerika Birleşik Devletleri'ne resmi ziyaretinizin başlıca amacı nedir?

Cevap: Teşekkür ederim. Ben derginizle ilgili bir takım bilgiler edindim ve sizin Azerbaycan'ı ziyaret ettiğinizi biliyorum. Sanırım, derginiz, hakikaten çok saygın bir dergidir. Eğer derginizde Azerbaycan hakkında yazılara yer vermek istiyorsanız, ben bunu memnunlukla karşılıyorum.

Sorunuza cevabım şu, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Sayın Bill Clinton'un daveti üzerine ben bu ülkeye resmi ziyarete geldim. New York'ta ilk görüşmemi sizinle yapıyorum.

Soru: İkinci sorum şöyle: Azerbaycan'da geniş olanaklar bulunmaktadır. Azerbaycan, petrol bakımından zengindir, henüz keşfedilmemiş çok sayıda petrol yatağı vardır. Sanayi, tarım, enerji alanında da ülkeniz geniş olanaklara sahiptir. Ancak bilindiği üzere, günümüzde Azerbaycan yatırımcıların ilgi odağı olmuştur. Sizin Devlet Petrol Şirketiniz bazı yabancı ülkelerin petrol şirketleri ile anlaşmalar imzalamıştır. Bu gelişmeyi nasıl sürdürmeyi düşünüyorsunuz?

Cevap: İşte gördüğünüz gibi sürdürmek istiyoruz. Yani biz kendi iç olanaklarımızı değerlendiriyoruz. Fakat şimdiki aşamada Azerbaycan'a yabancı yatırımın gelmesi ülkemizin ekonomik potansiyelinin geliştirilmesi ve cumhuriyetimizin bundan kazanç sağlaması bakımından büyük önem arzetmektedir diye düşünüyoruz.

Bizim ekonomimiz çok dallı bir ekonomidir. Bu dalların çoğu artık yabancı yatırımcıların ilgisini çekmiştir. Bu ilgi nedeniyle biz de kendi önerilerimizi sunuyoruz. Ülkemizin petrol ve doğalgaz yataklarına yabancı yatırımcılar daha fazla ilgi duyuyor. Biliyorsunuz, biz Azerbaycan'ın petrol ve doğalgaz yataklarının ortak işlenmesi için birçok yabancı şirketle anlaşmalar imzaladık.

Soru: Bildiğim kadarıyla, Siz bu konuda üç anlaşma imzaladınız, doğru mu?

Cevap: Hayır, altı büyük anlaşma imzalandı. Yani bu anlaşmalar bir çok yabancı şirketiin üye olduğu konsorsiyumlar ile imzalanan anlaşmalardır.

Soru: Yabancı ortaklarınız Azerbaycan'a yeterli oranda yatırım yapacaklar mı, yoksa, siz başka yollara başvuracak mısınız?

Cevap: Hayır, başka yollar aramaya gerek yoktur. Zira bizimle ortak iş yapmak isteyenler ülkemize yatırım yapmak istiyorlar ve artık bunu yapıyorlar. Her anlaşmanın kendi şartları vardır. Bu şartların temel içeriği şundan ibarettir, yabancı şirketler yatırım yapıyorlar ve bu yatırım sonucunda biz ortak bir iş yapıyoruz. Burada elde edilen gelir,  pay sahiplerine hisseleri oranında dağıtılır. Şu anda ülkemize bir hayli yatırım yapılmıştır. Dünyanın birçok ülkelerinin şirketleri ile yaptığımız sözleşmeler gereğince yaklaşık bir milyar dolar tutarında yatırım yapılmıştır.

Soru: Muhtemelen bu bir başlangıç mıdır?

Cevap: Evet. Biz birinci anlaşmayı 1994 yılı sonlarında imzaladık. Yapılan bu yatırım henüz bir başlangıçtır.

Soru: Bazıları Sizin ülkeyi İkinci Küveyt olarak adlandırıyorlar. Gerçekten öyle mi?

Cevap: Biliyorsunuz, ülkemizin kendi ismi var, onun ismi Azerbaycan'dır. Bir zamanlar eski Sovyetler Birliği'nde Azerbaycan, petrol üreten ilk, tek ve en büyük ülke idi. Sonraki yıllarda, yaklaşık 1940, 1950, 1960'lı yıllarda Sovyetler Birliği'nin diğer ülkelerinde yeni petrol yatakları bulundu. Bu yatakların keşfi ve işletiminde Azerbaycan petrölcüleri, bilim adamları ve jeologları yer aldılar. Bu yataklar Tataristan, Başkurdistan, ardından Rusya'nın Orenburg Vilayeti, Sibirya, Tümen Vilayeti’nde keşfedildi. Onlar “İkinci Bakü”, “Üçüncü Bakü”,  “Dördüncü Bakü”  olarak isimlendirildi. Bu  yüzdendir ki, ülkemizin ismi başka yerlerde de ebedileştirildi. Biz eski bir petrol ülkesi olarak ismimizi Kuveyt veya başka isimlere değiştiremeyiz.

Bu soruyu neden sorduğunuzu biliyorum. Galiba, üretilecek petrolün miktarından dolayı  söylüyorsunuz. Kuşkusuz bu anlamda biz belki Kuveyt'ten de fazla petrol üretiriz.

Soru: Son rakamlara bakıldığında, üç milyar varil petrol üretimi, hatta onun dört milyar varile çıkartılacağına ilişkin konuşmalar yapılıyor. Bunlar gerçek veriler midir?

Cevap: Malumunuz üzere,  petrol rezervlerimiz çok zengindir. Ben size bir şey söyleyeyim. Eylül 1994’te imzaladığımız ilk petrol anlaşmasında – ki buna "Yüzyılın anlaşması" da diyorlar - üç yataktan 511 milyon ton petrol üretimi yapılacağı öngörülmüştür. Ancak biz sondaj çalışmaları yaparken oradan 640 milyon ton petrol üretileceği ortaya çıktı. Bu, sadece bir sözleşme ile ilgili veridir. Ne var ki ben size altı sözleşmemiz olduğunu söyledim. O yüzden de şimdiden kesin rakamları söylemek mümkün değildir. Ancak görüyoruz ki, orada önceden hesaplanan, öngörülen, bizim jeologların verdiği rakamlardan daha fazla petrol üretimi beklenmektedir. Her halde, Hazar Denizi'nin Azerbaycan sektöründe çok miktarda petrol bulunuyor. Bu arada genel olarak, Hazar Denizi'nde petrol rezervi oldukça fazladır ve ileride dünyada en fazla petrol üretiminin yapılacağı bir yer haline gelecektir.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, Sizin cevabınız beni diğer bir soruyu - Hazar denizinin bölünmesi ile ilgili soruyu sormaya sevkediyor. Hazar’ın göl mü, yoksa bir deniz mi olduğu tartışılıyor. Bu sorun, bu ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar nasıl çözüm bulacaktır?

Cevap: Gerçekten bu tür tartışmalar yapılıyor. Konu şu ki, Hazar Denizi, eski dönemlerde bir ülkeye - Sovyetler Birliği'ne mensup olmuştur. İran dışında Hazar'a kıyısı olan ülkelerin hepsi Sovyetler Birliği'nin sınırları içinde bulunan cumhuriyetlerdi. Ama bilmelisiniz ki, o sırada bizim bir devletin sınırları içinde bulunmamıza rağmen, Hazar'ın tüm alanlarında petrol üretimi yaygın olduğu için Sovyetler Birliği hükümeti, bu üretimin yapılması amacıyla Hazar Denizi'ni sektörlere böldü. Bu, 1970 yılında yapıldı. Aslında o zamanlar Hazar Denizi'nde petrol üretimi ile uğraşan kurum Azerbaycan'da bulunuyordu. O yıllarda Hazar'ın Azerbaycan sektörünün yanı sıra, Türkmenistan sektöründe de petrol üretim yapılıyor ve bunu da Azerbaycan'a bağlı bir kurum gerçekleştiriyordu. Ancak Hazar Denizi sektörlere bölündüğü için Azerbaycan sektöründe çıkarılan petrol Azerbaycan'ın hesabına, Türkmenistan sektöründe üretilen petrol  Türkmenistan'ın adına kaydediliyordu.

Bu ilke son yıllara kadar uygulandı. Hazar’a kıyıdaş hiçbir ülke bu ilkeden şüphe etmedi, ya da bu konuda rahatsızlığını ifade etmedi. Eylül 1994’te Azerbaycan dünyanın büyük petrol şirketleri ile ilk anlaşmayı - kendi sektöründe bulunan yataklarla ilgili ilk anlaşmayı imzaladıktan sonra Hazar Denizi'nin statüsü ile ilgili meseleler ortaya atıldı.

Hazar’ın göl mü, deniz mü yoksa başka bir su havzası mı olduğunu eskiden pek kimse takmazdı. Ancak biz bu çalışmayı başlattıktan sonra bazıları muhtemelen bu ilkenin kendileri açısından  uygun olmadığı kanısına vardılar. O yüzden bu konu tartışılıyor, Hazar'a kıyısı olan ülkelerin temsilcileri, uzmanları sık sık bir araya gelerek görüşmeler yapıyorlar. Farklı görüşler vardır. Biz Hazar Denizi'nin mineral kaynaklarının, yani deniz dibindeki rezervlerin yalnız sektörler ilkesi temelinde kullanılması gerektiğini düşünüyoruz. Kazakistan da bizimle aynı görüştedir. Fakat Rusya, İran faklı bir görüşü savunuyor. Ne var ki Türkmenistan da Rusya ve İran’ın görüşünü destekliyor. Onun için bu sorun gelecek müzakereler sonucu çözülecektir. Şimdilik biz dünya tecrübesine dayanarak mevcut alternatifi değerlendiriyoruz. Bu da şu, - ki demin size söyledim, - yaklaşık 30 yıl önce saptanmış olan Hazar Denizi sektörünü kullanıyoruz.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, bu petrolün kime ait olduğunu, kimin sektünde bulunduğunu söyleyebilir misiniz?

Cevap: Size söylüyorum, bizim sektörde bulunan petrol bize aittir. Şimdiye kadar hep böyle oldu. Bugün de böyle olmalıdır, gelecekte de böyle olacaktır.

Soru: Tüm uluslararası şirketlerin petrol endüstrisine büyük ilgi duyduklarını vurgulamak gerekir. Diğer sanayi alanlarında durum nedir? Oraya ilgi artıyor mu? Amerika Birleşik Devletleri şirketleri bu alanlara ilgi gösteriyorlar?

Cevap: Gösteriyorlar, gösteriyorlar. Günümüzde doğal kaynaklarımızla ilgili bir başka alan daha var, - bizim altın yataqlarımız. ABD şirketleri Azerbaycan'ın altın yataklarına da ilgi gösteriyorlar. Biz kendileryle temaslarda bulunduk izledik, yakında bu konuda belki bir anlaşma imzalarız.

Soru: Başka hangi endüstri kolunda benzer olanaklar mevcuttur?

Cevap: Tarım ürünlerinin işlenmesi alanı, kimya endüstrisi, metalürji alanında pekçok olanaklar mevcuttur.

Soru: Genel bir soru soracağım: Amerikan sermayesini çekmek için ülkeniz başka ne yapabilir?

Cevap: Ne anlamda? Pekçok şey yapabilir. Öncelikle, mineral kaynaklarla, ikincisi, birçok endüstri kolu - telekomünikasyon, altyapı ve bir çok başka alanlarla.


Soru: ABD’li yatırımcıların ilgisini Azerbaycan neyle çekebilir, diğer ülkelerden farkı nedir? Burada vergi sistemi daha mı iyi, reformlar daha mı iyi uygulanıyor? Başka ülkelere kıyasla  yatırımcılar neden Azerbaycan'a memnuniyetle geliyorlar?

Cevap: Diğer ülkelerden farkı nedir, bunu bilemem. Her ülkenin kendine özgü olanakları vardır. Bir tek şunu söyleyebilirim, Azerbaycan'ın doğal kaynakları, ekonomik potansiyeli ve bu potansiyeli değerlendirmek için elverişli koşulları vardır, - yapılan ekonomik reformlar, Azerbaycan'ın tüm uluslararası yatırımlara açık, vergi sisteminin çok uygun olması. Örneğin, yabancı yatırımcılara özel bir ortamın sağlanması amacıyla bizim mevzuatta öngörülüyor ki, yasada yapılan herhangi değişiklik, Azerbaycan'a daha önceden yatırım yapmış yabancı yatırımcıyı zararı sokuyorsa, bu değişiklik on yıl boyunca söz konusu yatırımcıya uygulanmaz. Yatırımcıların kar transferi için özel şartlar vardır. Örneğin, bizde gümrük vergisi çok düşük tutulmaktadır. Tüm mallara en fazla yüzde 15 oranında gümrük vergisi uygulanmaktadır.

Bir çok başka kolaylıklar da vardır. Azerbaycan'da şimdi özelleştirme yapılıyor. Her yabancı şirket gelip özelleştirmeye katılabilir, Azerbaycan'ın sanayi kurumlarını kendisi yönetebilir. Örneğin, biz kil fabrikasını Büyük Britanya şirketinin, tütün üretimi yapan büyük bir fabrikayı ise Amerikan şirketinin yönetimine verdik.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, özelleştirmeden bahsettiniz. Bilindiği üzere, yerli şirketlerin yanı sıra  yabancı şirketler de özelleştirmeye katılabilirler. Büyük ve orta ölçekli ABD şirketleri özelleştirmede  nasıl bir rol üstlenebilir?

Cevap: İstediği şekilde. Biz bunları özelleştiriyoruz, satıyoruz ve bu şartlarda onu satın alacak durumda olan kişi gelir alır.

Soru: Bu özelleştirme "Prodakşn Servisis Limited"e dayalı olarak mı yapılacak?

Cevap: Şirketler büyük bir işletmeyi, fabrikayı, üretim tesisini alacakları takdirde bu, onların özel mülkiyeti olacaktır.

Soru: Satış açık artırma ile mi yapılacaktır?

Cevap: Evet, açık artırmalar şimdi yapılıyor. Şirketler gelip katılabilirler.

Soru: Her şirket katılabilir mi?

Cevap: Evet.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, bilindiği üzere, ortak olarak imzalanan petrol anlaşmaları gereğince 5 yılda Azerbaycan'ın gelirleri bir hayli artacaktır. Elde edilen gelirleri Siz nasıl değerlendireceksiniz?

Cevap: Gelir olduktan sonra bunun değerlendirilmesi yolları zor değildir ve burada herhangi sorun yoktur.

Soru: Daha çok hangi dalda, alanda kullanacaksınız?

Cevap: Kuşkusuz ki, bu gelirlerin bir bölümü yeni üretim yapmak için kullanılacaktır. Şimdi biz yabancı yatırımları çekiyoruz dahil ediyoruz, ancak gelecekte, gelirimiz çok olunca, belki yabancı sermayeye ihtiyacımız kalmasın. Aynı zamanda bu, cumhuriyet ekonomisinin geliştirilmesine, nüfusumuzun yaşam düzeyinin iyileştirilmesine sarf edilecektir.

Soru: Bu sorum Sizin ziyaretinizla ilgilidir. Bilindiği üzere, bu, Beyaz Saray'a ilk resmi ziyaretinizdir. Sorum 907. Maddeyi konu almaktadır. 907. maddenin Amerika Birleşik Devletleri yatırımlarına olumsuz yönde etkilediği bilinmektedir. Bu madde kaldırılırsa, durum ne olacaktır?

Cevap: Biliyorsunuz, bu, Amerika Birleşik Devletleri’nden bizim en büyük isteğimiz, temennimizdir. 907.madde, 1992 yılında Azerbaycan'a karşı uygulandı, böylece ABD Kongresi tarafından Azerbaycan'a haksızlık yapıldı. ABD, burada çok şey kaybetti. Eğer 907. madde olmasaydı, bizim ekonomik ilişkilerimiz daha da geniş alanı kapsardı. ABD şirketleri ve hükümeti de Azerbaycan'ın ekonomik ilişkilerinden daha çok kâr kazanmış olurdu. Ancak son zamanlarda ABD'de ve özellikle, hükümetinde, Kongre'de 907. maddenin adaletsiz bir madde olduğunun bilincine vardılar ve bunun kaldırılması için Amerika Birleşik Devletleri'nde teklifler öne sürüldü. Birkaç gün önce kongre üyesi King, 907. maddenin kaldırılması için özel bir  karar tasarısı sundu. Ben kongre üyesi King’e çok teşekkür ediyorum.

Kongre ve Beyaz Saray dahil devlet ve hükümet başkanları ile önümüzdeki görüşmelerimde bu konu bizim temaslarımızın ana konularından biri olacaktır.

Soru: Bilindiği gibi, siz rezmi ziyaret için Amerika'ya geldiniz. Washington'da resmi görüşmeleriniz yapılacaktır. Azerbaycan petrol şirketleri ile iyi ilişkiler kuran Chicago ve Houston’a ziyarette bulunacaksınız. Demin bahsettiğiniz diğer sanayi alanlarını konuşacak mısınız?

Cevap: Bir tek petrol alanını değil, diğer alanları da konuşacağız.

Soru: Petrol endüstrisinin yanı sıra başka hangi sanayi alanına çok yatırım yapılmasını isterdiniz?Cevap: Tarım ürünleri üretimi, kimya endüstrisi, metalürji alanına yatırımcıların gelmesini isteriz. Bizim çok geniş olanaklarımız bulunuyor.

Soru: Biliyorsunuz, yakında Sumgayıt Projesi gerçekleştirilecektir?

Cevap: Siz galiba, Sumgayıt’ta serbest ekonomi bölgesinin oluşturulmasını kastediyorsunuz? Evet, biz buna çok büyük önem veriyoruz. Düşünüyoruz ki, bu, gerçeğe çok yakındır ve yaşama geçirilmesi mümkündür. Sumgayıt, genç bir kenttir. 45 yıl önce kuruldu. Bunun kurulmasına neden orada büyük sanayi tesislerinin inşa edilmesidir. Orada petrol endüstrisi için borular üreten dev bir boru fabrikası bulunuyor. Bu fabrikanın modernize edilmesi ve üretimin modernleştirilmesi çok önemlidir ve bu, bizim bölgede petrol endüstrisinin hızlı gelişimi ile bağlantılıdır. Sumgayıt’ta büyük bir alüminyum fabrikası var, bunun geliştirilmesi de çok önemlidir. Bu kentte petrol ve doğalgaz ürünlerinin işlenmesi, kimyasal madde üretimi için büyük bir kimya tesisi bulunuyor. Bu fabrikaların yeniden yapılandırılması ve modernize edilmesi bizim için çok büyük önem arzetmektedir. Ayrıca Sumgayıt’ta dokuma fabrikaları vardır.

İşte bir kentte ne kadar farklı alanların bulunduğunu görüyorsunuz. Bir  zamanlar Sumgayıt’ta yapılan bu sanayi tesislerinin geliştirilmesi için serbest ekonomi bölgesinin geniş olanaklar sunacağını düşünüyoruz. Ben Amerikan şirketlerini de bu kente – Sumgayıt’a davet ediyorum. Çünkü başka ülkelerin şirketleri, özellikle Japon şirketleri bu bölgeye çok büyük ilgi duyuyorlar. Biliyorsunuz ki, Japonya, Amerika'nın en büyük rakiplerinden biridir. Günümüzde  Japon şirketleri petrol yataklarının yanı sıra diğer alanlara da çok büyük ilgi gösteriyor ve çok iyi teklifler sunuyorlar. Amerikan şirketleri geç kalırsa, Japon şirketleri onların yerini dolduracaklar.

Gazeteci: Doğru söylüyorsunuz, Amerikan şirketlerine bunu söylemek lazım.

Haydar Aliyev: Ben size söyledim, siz de bunları derginizde yazın.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, biliyorum, vaktinizi çok aldık. Ama ben size hassas bir soru sormak istiyorum. Ne dersiniz, Ermenistan-Azerbaycan sorunu istikrarı bozar mı yoksa bir barış yolu bulunacak mıdır?

Cevap: Bu sorunun tarihçesini biliyorsunuz. Dokuz sene önce Ermenistan, Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ İli’ni ele geçirmek için ülkemize karşı silahlı saldırıda bulundu. Bu silahlı saldırı sonucunda Azerbaycan'ın hem Dağlık Karabağ İli hem de bunun çevresinde bulunan bir çok bölge - ülke topraklarının yüzde 20'si Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edildi. İşgal altındaki topraklardan bir milyondan fazla Azerbaycan vatandaşı  kendi yerlerinden zorla göç ettirildi. Şimdi onlar çadırlarda zorlu koşullarda yaşıyorlar. İşgal altında tutulan topraklarımızda bizim çok zengin doğal kaynaklarımızın, verimli topraklarımızın, sanayi işletmelerimizin bulunduğunu biliyorsunuzdur. Bunların hepsi tahrip edildi ve biz çok büyük maddi hasara uğradık. Buna rağmen biz savaş istemiyoruz. Üç sene önce biz ateşkesi sağladık, şimdi savaş yoktur. Biz ancak barışın tesisini ve işgal altındaki topraklarımızın boşaltılmasını, Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasını istiyoruz.

Biliyorsunuz, bu konu artık birçok uluslararası kuruluşta  ele alındı. AGİT Minsk Grubu bu sorunun barışçıl yoldan çözülmesi konusuyla ilgileniyor. Minsk Grubu eşbaşkanlarından biri de Amerika Birleşik Devletleri’dir. Beyaz Saray'da ve genel olarak Amerika'da yapacağım görüşmelerde bu sorunun barışçı yoldan çözüm meselesi bizim temaslarımızın ana konusu olacaktır.

Umarım, Amerika Birleşik Devletleri Ermenistan-Azerbaycan sorununun barış yoluyla çözümü için bize yardımcı olacaktır. Biz barış istiyoruz.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, Amerika Birleşik Devletleri’nin bu konuyla ilgileneceğine inanmak için bir nedeniniz var mı?

Cevap: Evet. Başkan Sayın Bill Clinton bana bu konuyla bizzat yakından ilgileneceğini söyledi. 8 ve 9 Temmuz tarihlerinde Madrit'te yaptığımız görüşme sırasında Sayın Bill Clinton bazı açıklamalarda bulundu. Ben size teşekkür ediyorum.

Gazeteci: Sayın Cumhurbaşkanı, çok teşekkür ederim. Biz ziyaretinizin başarılı geçmesini diliyoruz.

Çeviri 30 Temmuz 1997 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.

Bilgi notu

DEMEÇLER