Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Fransa`yı resmi ziyareti sırasında Paris`te düzenlenen basın toplantısında yaptığı açıklama - 21 Aralık 1993


Sayın bayanlar ve baylar, ben artık üçüncü gündür Fransa'da, Paris’te bulunuyorum. Ben bu ziyaret ve sonuçlarından son derece memnun kaldım ve bugünlerde az da olsa Paris'i, onun önemli yerlerini, eşsiz mimari anıtlarını tekrar gezip dolaşma, çağdaş Fransa'nın, çağdaş Paris'in doludizgin yaşamını izleme fırsatını bulduğum için mutluyum. Fakat en önemlisi, elbette, bu süre zarfında çok faydalı ve verimli görüşmeler yaptım, temaslarda bulundum. Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterand ile yaptığım görüşme ve bunun sonuçlarına göre imzalanan antlaşma - Fransa ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında dostluk, karşılıklı güven ve işbirliği antlaşması özel bir önem arzetmektedir.

Bugün ben Fransa Dışişleri Bakanı Sayın Alain Juppe ile bir araya geldim. Biz çok verimli bir görüşme yaptık. Biz hem Cumhurbaşkanı, hem Dışişleri Bakanı ile Fransa ve Azerbaycan arasında ilişkilerin daha da genişletilmesi, bölgemizdeki anlaşmazlığın giderilmesi konularını, özellikle Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan'a saldırısı ve bununla ilgili Azerbaycan Cumhuriyeti'ndeki durumu masaya yatırdık. Biz Fransa’nın, keza Sayın Cumhurbaşkanı François Mitterand ve Dışişleri Bakanı Sayın Alain Juppe’nin kendi olanaklarını kullanarak bu sorunun barışçıl yöntemlerle giderilmesine yardım edeceği konusunda anlaşmaya vardık.

Biz Ermenistan silahlı birliklerinin işgal ettikleri Azerbaycan topraklarından çekilmesi, cumhuriyet sınırlarının, toprak bütünlüğünün dokunulmazlığının sağlanması şartıyla Azerbaycan'a yönelik silahlı saldırının durdurulması konusunun barışçı çözümünden yanayız. Bununla birlikte, biz Dağlık Karabağ sorunuyla ilgili görüşmelerin yapılmasının gerekliliğini yabana atmıyoruz. Şu da çok önemli, hem Fransa Cumhurbaşkanı, hem Dışişleri Bakanı sınırların dokunulmazlığını, şiddet ve silah zoruyla başkasının topraklarının işgalinin kabul edilemez olduğunu, her devletin, aynı zamanda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin toprak bütünlüğünün sağlanmasına ilişkin uluslararası ilkeleri bir kez daha teyit ettiler.

Bugün ben Fransa iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldim. Ben kendilerine ve aynı şekilde bu ülkenin Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanına da bildirdim ki, tüm alanlarda, öncelikle ekonomi, ticaret, bilim, teknoloji, kültür alanlarında karşılıklı yararlı işbirliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarda Azerbaycan, tüm dünyaya, özellikle Fransa’ya açıktır. Aslına bakılırsa, bu, dün imzaladığımız sözleşmede belirtilmiştir. Ben iş dünyasının temsilcileri ile görüşmede Azerbaycan'ın ekonomik potansiyeli, ülkenin doğal kaynakları, sanayi potansiyeli hakkında detaylı bilgi verdim. Bunlar Fransa ile işbirliği için, karşılıklı yarar esasına dayalı olarak Fransa'nın Azerbaycan ekonomisine yatırım yapması için olanaklar sunuyor.

Bugün ben Diplomasi Akademisi'nde görüşme yaptım, dün diplomasi muhabirleri ile bir araya geldim. Ben bu görüşmelere büyük önem addediyorum, zira bunlar bana Azerbaycan, onun çağdaş durumu, Azerbaycan devleti ve toplumunun gelecek gelişme yolları, cumhuriyetin ne denli zor bir durumda olduğu konusunda Fransa kamuoyunu bilgilendirme fırsatını tanıdı.

Ben burada bulunduğum sırada Azerbaycan ile Fransa arasında ilişkilerin son derece zayıf olduğuna, Fransa'da Azerbaycan’a ilişkin bilgilerin oldukça kısıtlı olduğuna kesin kanaat getirdim. Bazen önyargılı bilgiler ülkemiz, Azerbaycan devletinin çalışmaları hakkında yalan ve yanlış izlenim uyandırmaktadır. Bu yüzden Fransa gezisinin, iki ülke liderleri arasında sıkı bağların, ikili ilişkilerin daha da geliştirilmesi için bir temel oluşturmakla birlikte Fransa'da Azerbaycan'ın daha iyi tanıtımı  açısından büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Şu günler zarfında tüm bunları yapmaya muvaffak olduğumuzu düşünmüyorum. Fakat görünen şu ki, kendi açımızdan çok zorunlu olduğunu düşündüğümüz bu çalışmanın temelini atmayı başardık.

Bugün ve yarın görüşmeler yapılacaktır. Örneğin, yarın ben Fransa Senato Başkanı ile bir araya geleceğim. Ardından  biz yurda döneceğiz. Fakat şu günlerde burada yaptığımız tüm çalışmalar kendi sonuçlarını verecektir. Biz Azerbaycan ile Fransa arasında çok yönlü işbirliğinin gelişmesi, Azerbaycan'ın Fransa'da daha iyi temsil edilmesi için bugün sağlanmış olan olanakları maksimum şekilde verimli kullanımı bakımından gelecekte de her şey yapacağız.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, siz Azerbaycan ile Karabağ arasındaki çatışmanın beş yıldan beri devam ettiği bir dönemde iktidara geldiniz. Ayrıca  Siz, Dağlık Karabağ da dahil olmak üzere tüm tarafların diyaloga katılmasına izin verdiniz. Eylül'de Ter-Petrosyan ile görüşmeniz oldu. Ben bazı Ermeni siyasetçilerle bir araya gelirken onlar Ter-Petrosyan’ın bu görüşmesini takdir ettiklerini söylediler. Ayrıca iki aydan sonra savaşın biteceğini bildirdiler. Onların anlattığı kadarıyla, hem ekonomik, hem siyasi nedenlerden dolayı bu kaçınılmaz olacaktır. Çünkü savaşta olan her ülke ekonomik açıdan sıkıntı çekiyor ve sosyal kriz yaşıyor. Barış anlaşmasının imzalanması Azerbaycan'ın çıkarına olurdu. Fakat Ter-Petrosyan ile Ekim ayında yapılacak görüşmeniz Moskova'daki isyan yüzünden ertelendi. Şimdi  Ermenistan siyasi iktidar çevrelerinin pek iyimser olmadığı yönünde bir izlenimi oluşmuştur. Şunu bilmek isterim, peki siz şimdi barış anltaşmasının imzalanmasının Azerbaycan'ın çıkarına olmadığı görüşünde misiniz?

Haydar Aliyev: Ben sorunun son bölümüne katılmıyorum. Çünkü Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan ile görüşme askıya alınmadı. Ben hep diyalogdan yana oldum. Ben  Azerbaycan ile Dağlık Karabağ'daki egemen güçler arasında temas ve diyalogun kurulmasını gerçekten istedim. Eylül'de Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan ile bir araya geldim ve daha sonra da kendisiyle buluşmaya hazırdım. Fakat bu buluşma benden kaynaklanmayan nedenlerden dolayı gerçekleşmedi, öte yandan Ekim'de Ermenistan, Azerbaycan'a yönelik silahlı saldırısını  yoğunlaştırdı. Ermeni silahlı birlikleri Fuzuli, Cebrail, Kubadlı ve Zengilan bölgelerine taarruza geçti, onları işgal etti. Bu saldırılar sırasında Levon Ter-Petrosyan ile birkaç telefon görüşmem oldu. Kendisi saldırıların durdurulacağı vaadinde bulundu. Fakat onun vaatleri hep lafta kaldı. Bunu  yapamadığı için mi, yoksa başka nedenleri mi vardı, bunu bilemem. Bu konuda diyalogumuz sürüyor.

Ben bu tutumlarından geri adım atmadım. Fakat görüşmeler yapıldığı sırada, Azerbaycan ile Dağlık Karabağ arasında ateşkes anlaşmasının imzalanmasından sonra daha bir saldırı düzenlendi ve bu saldırı Zengilan İli’nin işgali ile sonuçlandı. Bu bölgenin insanları kışın soğuğunda Araz Nehrini yüzerek geçip İran topraklarına sığınmak zorunda kaldılar. Düşünsenize, Zengilan İli’nin yaklaşık 60 bin nüfusu Araz’ı yüzerek İran'a geçti, daha sonra  İran üzerinden Azerbaycan'a döndü ve şimdi cumhuriyetin çeşitli bölgelerinde barınıyor. Onların çoğu çadırlarda yaşıyor. Ancak bu duruma izin verilmemeliydi. Onun için ben bu tutumumdan taviz vermedim. Fakat, tekrar ediyorum, biz savaşın durdurulması hakkında görüşmeler yaparken ve anlaşma elde edildikten sonra yeni saldırılar başladı. Bu saldırılar durumu tabiatıyla zorlaştırdı.

Soru: İzninizle kendimi tanıtayım: üniversite tarih bölümü, eski doktora öğrencisi, şimdi Sorbonne Üniversitesi yüksek lisans öğrencisi Abil Kerimov. Ben size iki soru sormak istiyorum. Birinci soru siyasi niteliktedir. Fransa’da Azerbaycan Cumhuriyeti'nin çıkarlarını zedeleyecek girişimleri önleyecek bir siyasi temsilciliği henüz yok. Bu yüzden, fiili önlemlerin alınması, özellikle Fransa'da siyasi temcilsiliğimizin açılması iyi olurdu. Bu konular Sayın Mitterrand ile görüşmenizde ele alındı mı? İkinci soru, kültür sorusudur. Bildiğim kadarıyla, siz Fransa Cumhuriyeti ile kültürel ilişkiler, kültürel mübadele hakkında anlaşma imzaladınız. Beni öğrenci değişim programları ilgilendiriyor. Bu değişim programı fiilen gerçekleşme düzeyi ne kadar? Nitekim, bildiğim kadarıyla, Fransız hükümetinden burs alan tek Azerbaycanlı öğrenci benim. Ben geçen yıl sözlü sınavı geçtim, burada, Fransa'da ikinci yılım ve ülkemizle, hemen hemen hiçbir bağlantım yoktur. Şu anda "Azerbaycan 1918-20'li yıllarda savaş sonrası dönemde  barışçıl çözüm süreci sisteminde" konulu tez çalışması yapıyorum.


Haydar Aliyev: Fransa'da Azerbaycan Büyükelçiliği'nin açılması konusu artık çözüldü. Azerbaycan'da Fransa Büyükelçiliği faaliyet göstermektedir. Burada, Paris'te de büyükelçilik faaliyet göstermelidir, fakat karşılıklı anlaşma temelinde. Büyükelçiliğimizin hala açılmamış olması bizim hatamız. Bu konunun yakında çözüleceğini düşünüyorum. Onun için bunu Fransa Cumhurbaşkanı ile müzakere etmeye gerek duymadım. Kültürel mübadele, öğrenci değişim programına gelince, evet, biz ekonomik, bilimsel, teknik, kültürel işbirliği anlaşması imzaladık. Anlaşmada, öğrenci değişimleri de, tabii ki, öngörülüyor. Zannediyorum ki, bu anlaşma uyarınca ilgili bakanlık ve genel kurumlarımız aynı konularla yakından ilgilenecekler. Bugüne kadar böyle bir anlaşma yoktu. Anlaşılan, bu yüzden bu konularla ilgilenme fırsatı olmadı. Büyükelçilik açıldıktan sonra ve biz anlaşmanın maddelerini uygulamaya başlayınca bu sorunlar çözülecektir.

Soru: İzvestiya Gazetesi. Sayın Cumhurbaşkanı, siz Rusya'yı çok iyi tanıyorsunuz, bilhassa önceki faaliyetlerinizden dolayı.  Nitekim geçenlerde Rusya'da yapılan seçimlerin sonuçları ve Jirinovski'nin başarısı hakkındaki yorum ve düşüncelerinizi almak isterim. Bu seçimlerin sonucu Rusya ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri etkiledi mi? Bu seçimlerin sonuçlarından herhangi bir ders çıkardınız mı, Azerbaycan siyaset meydanında  bir anlamda Jirinovski'nin görüşlerine yakın görüş açısına sahip figürler var mıdır ? Teşekkür ederim.

Haydar Aliyev: Ben şimdi Rusya'daki seçimlerin sonuçlarını değerlendirmek veya bu konuda analiz yapmak istemezdim, zira daha Rusya kendisi bunları incelemeli ve değerlendirmelidir. Bu  seçimlerden sonra Azerbaycan ile Rusya arasındaki ilişkilerin değişip-değişmediği sorusuna gelince, buna yanıtım şu: Hayır, değişmedi, ilişkiler aynen devam edeiyor. Azerbaycan'da görüşleri itibariyle Rusya Liberal Demokrat Partisi liderinin görüşlerine yakın olan insanların bulunması sorusuna gelince, halihazırda Azerbaycan'da 40 kadar parti bulunuyor. Çoğunun görüşlerini ben bilmiyorum. Bu yüzden bu tür insanların bulunup bulunmadığını söyleyemem. Bu konuda herhangi bir şey söylemekte zorlanıyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, ben Paris'te insan haklarını ve Azerilerin haklarını savunmadan sorumlu Azerbaycan kurumunu temsil ediyorum. Size dört sorum olacak. Sayın Cumhurbaşkanı, siz yurtdışında yaşayan Azerileri düşündünüz mü, onlara Azerbaycan vatandaşlığı verilme olasılığı ile ilgili ne düşünüyorsunuz? İkinci soru – malumunuz üzere, Dağlık Karabağ'daki durum Fransa'da sürekli tartışılıyor, ne var ki gece gündüz Ermeni propagandası yapılıyor, bizim programların yayını ise kesiliyor. Onun için bilmek isterim, Cumhurbaşkanı Mitterrand ile görüşmede bu programların yayınının kesilmesi konusuna değindiniz mi? Üçüncüsü, siz Rusça konuşuyorsunuz ...

Haydar Aliyev: Ben hemen son sorunuzu cevaplayayım, neden Rusça konuşuyorum. Gerçekten güzel bir dilimiz var ve ben Azerbaycan dilini seviyorum. Bu, Azerbaycan'ın resmi dilidir, ülkemde sadece Azerbaycan dilinde konuşuyor ve açıklamalar yapıyorum. Fakat burada, Fransa'da, öncelikle, bir araya geldiğim insanlar arasında Rusça bilen pek çok kişi olduğunu gördüm. Yani onlar böylece ilk ağızdan bilgi alıyorlar. İkincisi, Sayın Mitterrand'ın çevirmeni ancak Fransızca’dan Rusça’ya ve Rusça’dan Fransızca’ya çeviri yapıyor. Dolayısıyla ben buradaki mevcut kuralı bozmak istemedim. Ayrıca, İngilizce, Fransızca dilleri gibi aynen Rusça da dünyaca ünlü dillerden biridir. İşte demin şık bir bayan Fransızca konuşma yaptı, ben de kendisine neden benimle Azerice konuşmadığını sorabilirdim.

Şimdi ikinci soruyu - Azerbaycan'ın sınırları dışında yaşayan Azerilerle ilgili soruyu cevaplıyorum. Konu şu ki, ülke sınırları dışında yaşayan Azerilerin sayısı az değildir. Çoğu şu anda bağımsız olan Azerbaycan topraklarında hiç yaşamamış bile. Buna rağmen, ülkemizin sınırları dışında yaşayan Azeri eğer Azerbaycan vatandaşlığına geçmek istiyorsa, zannediyorum, burada hiçbir engel olmayacaktır.

Burada  Ermeni yandaşlarının Dağlık Karabağ’la ilgili oldukça çok program yaptıkları, Azerilerin yapmak istedikleri programların kesilmesi sorusuna gelince, bu, Sayın Mitterrand ile tartışılacak bir konu değildir. Bilindiği üzere, Fransa'da Azerilerin sayısı oldukça azdır, Ermenilerin sayısı ise epey fazladır, üstüne üstlük çoğu iş dünyasında, devlet organlarında, basında yeterince üst düzey görevlerde bulunuyorlar. Anlaşılan Ermeniler bu durumdan faydalanıyorlar. Dolayısıyla Fransa'da yaşayan Azeriler Fransa'nın sosyal ve siyasi yaşamında daha fazla baskı uygulamalıdırlar. Böyle olursa, Azerilerin burada yayınlarını kesemezler. Ben bu programların yapılması için her türlü yardımı yapacağım.

Azerbaycan mültecilerine göndermek istediğiniz insani yardım konusunda ben Dışişleri Bakanı’na talimat verdim. Bugün kendisine bir kez daha hatırlattım, bu yardımı gönderebilmeniz için sizinle mutlaka temas kurmasını söyledim.

Bugün benim Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı ile bir görüşmem var. İlginize teşekkür ederim. Bence, ilişkilerimiz devam edecektir. Basın çalışanlarına saygılarımı sunar ve etnik kökenlerine bakılmaksızın tarafsız bilgi vereceklerini umarım. Çok teşekkür ederim.