Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Türkiye`den Bakü`ye dönüşte Bine havaalanında gazetecilerin sorularına cevabı - 2 Kasım 1999


Haydar Aliyev: Siz dün televizyon izlemişiniz, yaptığım görüşmeleri gördünüz, muhtemelen herşeyi biliyorsunuz.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, yaptığınız görüşmelerle ilgili ne söyleyebilirsiniz?

Cevap: O kadar fazla görüşme yaptım ki, onları burada anlatabilirim. Bunları muhtemelen televizyonda izlemişsinizdir. Ben Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel ile birlikte dün sabah erkenden Kocaeli`de, İzmit`te, yani depremin merkez üssü olan bölgede incelemelerde bulunduk, orada depremzedelerle bir araya geldik, onlar için inşa edilmiş prefabrik evleri gezdik, çadırlardaki insanları, onların durumunu gördük, enkazları gezdik. Orada pekçok görüşme yapıldı. Deprem nedeniyle Kocaeli Üniversitesi yeni eğitim öğretim yılına henüz başlamamıştı. Dün onların eğitim öğretim yılının başlama töreni yapıldı. Biz Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile beraber bu törene katıldık, ikimiz de birer konuşma yaptık.

İki işadamı orada depremzedeler için prefabrik konutlar inşa etmişler. Fakat onlar kalıcı konutlar olarak da kullanılabilir. Biz bu konutları da gezdik. İnsanlarla, yani orada yaşayan kişilerle de bir araya geldik.

Tabii, büyük bir trajedidir, felakettir, bir hayli kişi hayatını kaybetmiştir, pekçok yaralı var. Fakat insanların morali yüksektir. Türkiye Cumhuriyeti, ulusu, hükümeti, halkı depremin yol açtığı hasarları gidermek, çöken binaların yerinde yeni evler inşa etmek için çok büyük çalışmalar yapıyorlar. Onların belirli eylem planları vardır. Örneğin, bu ay sonuna kadar bir planları var,- pekçok insanın hazır, yahut prefabrik konutlara taşınmalarını sağlamak. Prefabrik konutlar ne oluyor? Prefabrik konutlarda üç-dört oda, banyo, su, televizyon, radyo bulunuyor. Ben gidip bunları gördüm. Bu çalışmaları bu ay zarfında bitirecekler. Önümüzdeki iki-üç ay için de planları vardır. Kışın soğuklar gelene kadar pekçok işleri tamamlamaya çalışıyorlar.

Tüm bu görüşmeler benim için büyük önem taşıdı. Onlar da çok sevindiler. Ben onlara yardım götürmüştüm. Yaklaşık 100 bin dolar değerindeki bu yardımı - ki yapılan yardımların bir arada toplanması için orada Lojistik Dağıtım Merkezi bulunuyor - onlara verdim. Herkes bunu biliyor. Sonra ben Ankara`ya gittim. Orada bana Atatürk Uluslararası Barış Ödülünün verilme töreni yapıldı. Törenin Türkiye`nin 4-5 televizyon kanalında yayınlanarak haberinin buraya kadar ulaştığını diyorlar. Siz bunları biliyorsunuz.

Bugün sabah ise ben terör eylemleri sonucu yaralanan, hastanede tedavi gören askerleri ziyaret ettim. Onların çoğu Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde tedavi oluyor. Ben onları da ziyaret ettim. Orada yaklaşık 61 bu tür hasta var. Ben hemen hemen hepsiyle görüştüm, onlara moral verdim, hediyeler ettim. Çoğu 20, 22, 23, 24, 25 yaşında genç çocuklardır. Fakat bu askerlerin hepsinin morali yüksekti. Vatan uğruna savaşmış bu insanlardan birinin bacağı, birinin kolu yok, birinin gözü görmüyor. Başka ağır yararlılar da var. Fakat onların da morali son derece yüksek. Zira bunu vatan için yapmışlar, gazi olmuşlar ve bundan dolayı gurur duyuyorlar. Ben onları kutlayarak taburcu olduktan sonra gelip tatil yapmaları için Azerbaycan'a davet ettim.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile bizim hem Kocaeli`de hem Ankara`da çok temaslarımız oldu. Biz hep bir aradaydık. Biliyorsunuz, kendisi dün 75 yaşını doldurdu. Ben kendisini orada kutladım. Daha sonra beni evine davet etti. Onun akrabaları, kardeşleri, büyük bir ailesi var. Ben ve oğlum İlham şehir dışında onun ailesi ile bir araya geldik. Doğum gününü hep beraber, aile ortamında kutladık, yani orada başka bir tören yapılmıyor.

Bugün ben Türkiye Başbakanı Bülent Ecevit ile bir görüşme yaptım. Aslında ben onların hepsiyle dün akşam buluştum. Zira ödül töreninin ardından orada bir kokteyl düzenlenmişti. Kokteylde insanlar bir saat boyunca ayaküstü sohbet ediyorlar. Fakat bugün özel bir görüşmemiz oldu. Biz çok kapsamlı görüşme yaptık, güzel şeylerden konuştuk.

Türkiye-Azerbaycan dostluğu en üst düzeydedir ve bundan böyle de en üst düzeyde seyredecektir. Benim de, onların da isteği, temennisi budur. Atatürk Uluslararası Barış Ödülü de asıl bu vesileyle, Azerbaycan`a, onun bağımsız devletine, halkımıza ve barışı sağladığım için bana verildi.

Atatürk`ün söyle bir cümlesi vardır: "Yurtta sulh, cihanda sulh." Ben ilk defa 1993 yılında yurtta, yani ülke içinde barışı tesis etmeye çalıştım ve bunu başardım. Cihanda ise barışın bir bölümü Kafkasya`dadır. Ermenistan ile Azerbaycan arasında süren savaşı, yani daha fazla kan dökülmesini önledim. Bunu Türkiye`de çok takdir ediyorlar. Onun için beni böylesine yüksek ödüle layık gördüler.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı AGİT İstanbul Zirvesi'nden önce Robert Koçaryan ile görüşme planlanıyor mu?

Cevap: Bilmiyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, Bülent Ecevit ile görüşmenizde kendisinin yakında Moskova'ya yapacağı geziyi görüştünüz mü?

Cevap: Biliyorum, gidecek, biz bu konuyu kendisiyle görüştük. Teşekkür ederim.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Türk Dünyası