Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`i n AGİT Minsk Grubu`nun yeni atanmış ABD`li özel temsilcisi Carey Cavanaugh ile yaptığı görüşmeden - Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 1 Eylül 1999


Haydar Aliyev: Ben bugün AGİT yetkilileri ile bir görüşme yaptım. Demin AGİT Demokrasi Enstitüsü ile uzun süre görüşmede bulundum. Şimdi de AGİT Minsk Grubunun temsilcisi ile bir araya geliyorum. Bunlar birbirinden farklı şeylerdir denilebilir. Fakat ikisinin de AGİT'le bağlantısı bulunuyor.

Ben sizi Azerbaycan'da selamlıyorum. Bildiğim kadarıyla, siz Minsk Grubu'na Amerika Birleşik Devletleri Başkanı'nın, Dışişleri Bakanlığı'nın temsilcisi olarak atanmışsınız. Demek ki, biz doğrudan işbirliği yapacağız. Siz geldiğiniz için çok sevindim. Buyurun, sizi dinliyorum.

Carey Cavanaugh: Sayın Cumhurbaşkanı. Bizi böyle ağırladığınız için çok teşekkür ederim. Tekrar Azerbaycan'da bulunmaktan çok memnunum. Ben dört sene önce Azerbaycan'ı ziyaret ettim. Burada en son bulunduğum dönemden bu yana şu malum anlaşmazlık hâlâ çözüme bağlanmış değildir. Fakat Sizi temin etmek isterim ki, hem Amerika Birleşik Devletleri, hem de tüm uluslararası kamuoyu bu sorunun çözümlenmesi için ellerinden geleni yapmaya hazırlar. Bu konu her zaman beni düşündürüyor. Biz son dönemlerde pozitif yönde yaşanan dönüşümleri, gelişmeyi çok dikkatle izliyoruz.

Ben biliyorum, sırf bu sorun yüzünden Kafkasya bölgesinde bir takım ekonomik ilerlemeler durdurulmuştur. Biz sorunun çözümü için uygun adımlar atılırsa, işbirliği, ekonominin gelişmesi, kalkınma ve genel gelişim için burada iyi olanakların sağlanacağına inanıyoruz.

Ben bugün Azerbaycan'dayım, yarın Türkiye'ye gideceğim. Ardından Ermenistan'ı ziyaret edeceğim. Ben Amerika Birleşik Devletleri'nin görüşmeleri yürüten özel temsilcisi olarak burada bulunuyorum. Haftaya ben Minsk Grubundaki meslektaşlarımla birlikte Oslo'da temaslarda bulunacağım. Bizim Oslo gezimizin amacı Norveç Dışişleri Bakanı, AGİT Dönem Başkanı Sayın Vollebaek'in Bakü'yü ziyaretinden önce ona gerekli bilgileri vermektir.

İzninizle, bizi sıcak karşıladığınız için bir daha şükranlarımı sunmak istiyorum. Bu konuda bir gelişme sağlamak için önümüzdeki yıllarda Sizinle, hükümetinizle, ülkenizle hep beraber çalışacağımızı umuyoruz.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim. Sizi bu önemli göreve atanmanızdan dolayı kutluyorum. Bu sorunun çözümü için Amerika Birleşik Devletleri temsilcisi olarak sizin, Minsk Grubu'ndaki önceki temsilcilerden daha aktif olacağınızı temenni ediyorum.

Genel olarak, Minsk Grubu hemen hemen geçen sene sonundan itibaren çok pasif bir yaklaşım sergilemektedir. Sadece Minsk Grubu değil, Minsk Grubu eşbaşkanları, keza Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa. Bu, bizi kaygılandırıyor.

Bilindiği üzere, geçen sene Kasım ayında Minsk Grubu'nun yeni bir öneri ileri sürdü. Sorunun, yani Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözüme bağlanması için "ortak devlet" ilkesini, formülünü öne sürdü. Biz bunu kabul etmedik ve kabul edemeyiz de. Zira biz bunu defalarca söyledik ve işte bunu önerenler de itiraf ediyorlar ki, bu fomülün kabulü Dağlık Karabağ'a üstü kapalı bağımsızlık statüsünün verilmesi demektir. Ben birkaç defa söyledim: "Eğer siz hepiniz gerçekten de aynı görüşü savunuyorsanız, gelin görüşünüzü açık açık söyleyin, Dağlık Karabağ'a bağımsızlık tanımak gerekir diye. Fakat bunu farklı bir biçimde yansıtmayın."

Tabii ki, Ermenistan bu formülü onayladı ve böylece, çok adaletsiz bir durum ortaya çıktı. Ermenistan bu formülü onaylamıştır ve bunun propagandasını yapmaktadır. Azerbaycan ise bunu tasvip etmiyor. Fakat Minsk Grubu da bir kenara çekilip olanları izliyor. Bizim bu öneriyi kabul etmememizin ardından Minsk Grubunun yeni bir öneri hazırlayacağı - hem Ermenistan, hem de Azerbaycan açısından uygun bir öneri hazırlayacağı beklentisi içindeydik. Fakat ne yazık ki, bu, böyle olmadı.

Burada bizi kaygılandıran bir husus da söz konusudur. Bilindiği üzere, 1996 yılında AGİT Lizbon Zirvesi'nde Dağlık Karabağ sorununu, Ermenistan-Azerbaycan anlaşmazlığını çözmek için ilkeler tespit edilmiştir. Bu ilkelerin temelinde Minsk Grubu eşbaşkanları, onların temsilcileri sorunun çözümü içn kararın paket belgeler halinde alınması gerektiği yönünde bir öneri hazırladılar. Biz temelde bunu kabul ettik ve ben 1 Ağustos 1997'de Washington'da, Beyaz Saray'da Başkan Bill Clinton'la yaptığım görüşmede bizim bu öneriyi kabul ettiğimiz yönünde bir açıklamada bulundum. Fakat Ermenistan bunu onaylamadı. Bunun üzerine Minsk Grubu hemen yeni öneriler hazırlamaya başladı. Bu, doğaldır ve Minsk Grubunun, onun eşbaşkanlarının bu sorunun çözüme bağlanması için gerçekten yoğun bir çalışma içinde bulunduklarının bir göstergesiydi.

1997 yılının eylül veya ekim ayında sorunun aşamalı çözümü önerisini sundular. Azerbaycan bunu kabul etti. Ermenistan'da da bu öneriye yönelik çok büyük ilgi ve memnunluk söz konusuydu. Bu, bizi çok memnun etti. Ekim 1997'de Strasbourg'da Avrupa Konseyi üyesi ülkelerin devlet başkanlarının toplantısında ben Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrosyan'la bir araya geldim. Biz bunu masaya yatırdık ve hatta şu ortak açıklamayı yaptık ki, sorunun çözüme kavuşması için ileride biz bu ilkenin temelinde çalışabiliriz.

Fakat sonra Ermenistan'da sizin de bildiğiniz şu olaylar yaşandı. 1998 senesinin ilk yarısında iktidar değişti. Cumhurbaşkanı istifa etti, yeni cumhurbaşkanı seçildi. Ardından Minsk Grubu faaliyetine bir süre ara verdi. Nihayet, kasım 1998'de Minsk Grubu tarafından şu "ortak devlet" fomülü önerildi. İki ay sonra bu öneri sunulalı bir yıl olacaktır. Biz bunu tasvip etmedik. Ermenistan bunu onayladı ve onun propagandasını yapmaktadır.

Hatta iş öyle bir hal aldı ki, Amerikan Kongresi'nde, örneğin, Bakü-Ceyhan petrol boru hattı ile ilgili kararlar alındığında kongre üyeleri şöyle bir öneri sundular: eğer Azerbaycan "ortak devlet" ilkesini onaylamazsa, Bakü-Ceyhan petrol boru hattının inşası yasaklansın. Bilindiği üzere, bu öneri kabul edilmedi. Fakat konu bu değildir. Konu bu olgunun özünde. Biz iki kez Minsk Grubunun önerilerini kabul ederken, Ermenistan bunu kabul etmezken hiçkimse Ermenistan'ı, neden o bu önerileri kabul etmiyor diye suçlamadı, kınamadı, suçlu bulmadı. Ama biz Minsk Grubunun önerisini kabul etmediğimizde bize karşı yazılar çıkıyor, bize karşı konuşmalar yapılıyor ve bizi bu formülü kabul etmemiz için zorluyorlar. Bu nedenle bizde Minsk Grubunda da adalete aykırı ilkeler uygulandığı yönünde bir görüş oluşuyor. Öyleyse biz kime inanacağız?

Siz biliyorsunuz ki, Lizbon Zirve Toplantısı'ndan sonra, 1997 yılının başlarında Minsk Grubu yönetiminde değişiklik oldu ve Rusya'nın yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri de, Fransa da Minsk Grubu eşbaşkanları olarak atandılar. Biz Amerika Birleşik Devletleri'ne bu hususta çok güvendik. Bugün de güveniyoruz. Fakat ne yazık ki, artık iki sene geçmiştir, biz burada Amerika Birleşik Devletleri'nin etkili çalışmalarını göremiyoruz. Bu nedenle ben bu kelimeleri size söylemeyi kendime borç bildim. Zira siz Amerika Birleşik Devletleri'nin yeni atanmış bir temsilcisiniz. Biz zamanımızı boşa harcamamalıyız diye düşünüyorum.

Kasım ayında İstanbul'da AGİT'in yeni zirve toplantısı yapılacaktır. Peki biz oraya neyle gidiyoruz? Minsk Grubu ne diyebilir? Siz Oslo'ya AGİT Dönem Başkanı, Norveç Dışişleri Bakanı ile görüşmeye gidiyorsunuz. Ne diyeceksiniz? Ben bu konuda da kendi hoşnutsuzluğumu dile getirmek istiyorum.

Geçen sene AGİT Dönem Başkanı Polonya idi ve AGİT Başkanı, Polonya Dışişleri Bakanı yalnız Aralık ayında Azerbaycan'ı ve genel olarak tüm bölgeyi ziyaret etti. Şimdi başkanlık görevini Norveç yürütmektedir. Burada da biz AGİT Başkanı'nı, yani Norveç Dışişleri Bakanı'nı olsa olsa eylül ayında göreceğiz. Bunlar bizi endişelendiriyor, bizim kamuoyunu tedirgin ediyor.

Siz dört sene önce burayı ziyaret ettiğinizi ve geçen dört senelik süre içinde hiçbir gelişme olmaması nedeniyle üzüldüğünüzü kaydettiniz. Bunun için size teşekkür ederim. Fakat bununla iş bitmiyor. Siz, tabii ki, bu konuda kendi tutumunuzu anlatıyorsunuz. Fakat biz, bizim ülkemiz, yerinden, yurdundan zorla göç ettirilmiş kişiler, çadırlarda yaşayan, yahut başka zorlu koşullar içinde bulunan kişiler daha ne zamana kadar böyle yaşayacaklar?

Son dönemlerde ben Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan'la görüşmeler yaptım. Bunlar da gereklidir. Zira Minsk Grubu etkinsizik sergilediğinde biz başka yöntemler bulmaya çalışıyoruz. Fakat biz görüşmeler yapmış olsak bile, bu, Minsk Grubu'nun bir kenara çekilmesi anlamına gelmemektedir. Biz tüm yöntemleri değerlendirmeliyiz. Biz bunu kendimize borç biliyoruz. Fakat Minsk Grubunun da böyle düşünmesi gerekir.

Bu nedenle de ben rica ediyorum, siz Oslo'da hem kendi meslektaşlarınıza, hem AGİT Başkanı'na söyleyin ki, Azerbaycan'da AGİT Minsk Grubunun faalyeti konusunda büyük bir endişe duyulmaktadır. Ben size bunları aktarmak istedim.

Carey Cavanaugh: Sayın Cumhurbaşkanı, yaptığınız açıklamalar için çok teşekkür ederim. Bunlardan dolayı size şükranlarımı ifade ediyorum. Tabii ki, Sizin söylediklerinizin hepsini Norveç ziyaretim sırasında aktaracağım ve Minsk Grubundaki meslektaşlarımla bir sonraki adımları atmak için, tabii ki, Sizin tüm söyledikleriniz dikkate alınacaktır. Aynı zamanda Minsk Grubu ile işbirliği yaptığınızdan dolayı Size şükranlarımı sunmak istiyorum ve nitekim Minsk Grubu bu işbirliğinin temelinde kendi önerilerini hazırlamayı başarmıştır.

Ben kendim de Lizbon zirvesine katıldım. Bildiğim kadarıyla, şimdi Minsk Grubu bir dizi önerilerin hazırlığı içindedir. Biz hep bir nevi yol ayrımında kalıyoruz, yani hep düşünüyoruz, acaba yeni öneriler mi hazırlayalım, yoksa tarafların kendi aralarında vardıkları uzlaşmaların temelinde mi çalışalım. Şu durumda ve diğer anlaşmazlıkların çözümünde biz, ihtilaf tarafları kapıyı açmak için en iyi anahtarı kendileri bulurlar diyerekten hepgözlemci olarak yer aldık. Sayın Cumhurbaşkanı, fakat bu hiç de Minsk Grubu'nun veyahut uluslararası toplumun sahne arkasına geçeceği anlamına gelmemektedir ve ben bu konuda Size tamamen katılıyorum. Tabii bizim burada ele aldığımız, Sizin karşılaştığınız bu sorun çözülmelidir. Herhangi bir yöntem bulunursa, yani sorunun çözümüne götürecek herhangi bir araç olursa, biz onu değerlendirmeliyiz, bu konuda size tamamen katılıyoruz.

Son dönemde Minsk Grubunda birkaç değişiklik yapıldı. Rusya adına görüşmeleri yürütmek için yeni kişi atandı. Benim anladığım kadarıyla, bu kişi söz konusu ülkenin Dışişleri Bakanı İvanov ile beraber Azerbaycan'a gelecektir. Zaten ben kendim de yeni atanmışım. Ben Rusların adına konuşamam. Fakat ben var gücümle bu çalışmaya katılacağımı kendi adıma söylemek istiyorum.

Şunu da söylemek istiyorum ki, Washington'a dönmeden önce hep Azerbaycan ve Ermenistan'ı ziyaret etmek istemişimdir. Bu yüzden de ben AGİT'in bu konudaki tutumunu belirlemek için buradaki durumu tam anlamak, onun bilincine varmak gerektiği düşüncesindeyim. Bu konuda ilerleme kaydetmek için ne yapılabilir, biz işte Sizden bunu öğrenmek istiyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanı, muhtemelen Siz de Washington gezinizden, orada Başkan Clinton'la, Dışişleri Bakanı Albright'la, onun yardımcısı Talbot'la yaptığınız görüşmeden şunu biliyorsunuzdur, Amerika Birleşik Devletleri anlaşmazlığı çözüme bağlamak için elinden geleni yapmaya hazırdır.

İzninizle, sonda şunu söylemek istiyorum: Umarım, Sizinle çok sık görüşeceğiz.

Haydar Aliyev: Ben de bizim çok sık görüşeceğimizi umuyorum. Şunun altını birkez daha çiziyorum ki, evet, son defa Nisan ayında benim Washington'daki temaslarım sırasında Başkan hem Bill Clinton hem Dışişleri Bakanı Albright gerçekten bu sorunun kısa sürede çözüme bağlanması için çalıştıklarını ve çalışacaklarını bildirdiler. Hatta Başkan Clinton böyle bir ifade kullandı: "Başkanlık dönemim sona erinceye kadar benim bu sorunun çözümünü sağlamam gerekiyor." Ben buna sevindim. Onlara güveniyorum. Fakat henüz ortada birşey yok.

Biz Amerika Birleşik Devletleri'nin bu sorunun çözümü için daha etkili çalışmalarda bulunabileceğini düşünüyoruz. Demin size söyledim ve sizin de belirttiğiniz üzere, biz tüm araçları değerlendiriyoruz ve değerlendireceğiz. Fakat taraflar kendileri sorunu doğrudan çözebilmiş olsalardı, arabuluculara gerek kalmazdı ve arabulucuların olması da tarafların doğrudan görüşmelerine engel oluşturmamalıdır ve oluşturmamaktadır. Biz hem o yöntemden, hem de bu yöntemden yararlanmalıyız.

Siz şimdi Minsk Grubunun yeni öneriler hazırladığını söylediniz. Ben bu bilgilerden dolayı memnunum ve biz sabırsızlıkla bekleyeceğiz. Sanırım, bu öneri önceki öneri gibi olmayacaktır.

Carey Cavanaugh: Sayın Cumhurbaşkanı, ben şu önerilerin hazırlanıp hazırlanmadığını şimdi kesin söyleyemem. Fakat son dönemlerde bölgede yaşanan tüm gelişmeler ileriye yönelik çalışmalarda göz önüne alınmaktadır. Madem ki, artık üç öneri masaya konulmuştur, önerilmiştir, o halde yeni önerilerin hazırlanıp, hazırlanmaması ile ilgili bir kararsızlık da olacaktır diye düşünüyorum. Fakat şu kadarını söyleyeyim: Sizin tavsiyelerinizi, keza Cumhurbaşkanı Koçaryan'ın görüşlerini göz önünde bulundurmak için biz tüm hazırlıkları yapmış bulunuyoruz. Tüm bunlar sorunun ortak çözümü açısından olumlu bir cevabın hazırlanmasına katkıda bulunacaktır.

Bunun yanı sıra Size mayın temizleme, karşılıklı güvenin sağlanması ve benzer alanlarda çalışmalara hazır olduğumuzu belirtiyorum. 1994 senesinden başlayarak şimdiye kadar ateşkes düzeninin sürdürülüyor olması çok pozitif bir haldir. Biz, ateşkes düzeninin daha da pekiştirilmesi, taraflar arasında gerginliğin yaşanmaması için bu alanda da yardım yapmaya hazırız. Savunma bakanlarının görüşeceklerini ve ateşkes düzeninin daha da pekiştirilmesi için görüşmeler yapacaklarını duyduğumuzda çok sevindik.

Haydar Aliyev: Evet, Cenevre'de Cumhurbaşkanı Koçaryan'la son görüşmemizde biz hem Ermenistan'ın, hem de Azerbaycan'ın ateşkes düzenini sürdürecekleri yönünde açıklamalar yaptık. Sınır bölgesinde yaşanan ayrı ayrı olayları ortadan kaldırmak için savunma bakanlarına zaman zaman biraraya gelip gerekli önlemleri almaları için talimatlarda bulunduk. Ben Cenevre'den Bakü'ye döner dönmez savunma bakanına bu talimatı verdim. Onlar son defa Astrahan'da Rusya'nın ve birkaç BDT ülkesinin düzenlediği toplantıya katıldıkları sırada biraraya gelmişler, konuşmuşlar. Savunma bakanı bana onların yakında tekrar görüşeceklerine ilişkin bilgi verdi.

Mayın temizleme, karşılıklı güven sağlanması, yahut ekonomik işbirliği – tüm bunlar doğaldır ve biz de bu konuları biliyoruz. Fakat başlıca sorun çözüme bağlanmadığı takdirde, bu konuları görüşmek sadece kuramsal bir nitelik arzedecektir. Konuşabiliriz, fakat pratik anlamda bir iş yapmak pek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle sorun çözülmelidir, yani barış sağlanmalıdır, işgal altındaki topraklar kurtarılmalıdır, Ermeniştan ve Azerbaycan arasında uzlaşma sağlanmalıdır ve yerinden, yurdundan edilmiş Azeri vatandaşlar kendi topraklarına geri dönmelidirler. Temel koşul budur. Bu sağlandıktan sonra mayınlar da temizlenecektir, bunun ardından yollar da açılacaktır, bu yapıldıktan sonra ekonomik işbirliği de sağlanacaktır.

Siz konuşmanızın başında bölgedeki ekonomik işbirliğine değindiniz. Bizim bölgede ekonomik işbirliği yapılıyor. Örneğin, Gürcistan ve Azerbaycan arasında, yahut başka ülkelerle bizim işbirliğimiz vardır. Sadece, Ermenistan'la bizim ekonomik işbirliğimiz söz konusu değildir. Fakat ihtilaf bitmezse, işbirliği sağlanamaz. Bu, mümkün değildir. Bu yüzden ben sizin bunları kendiniz için önceden kesin olarak belirlemenizi istiyorum. Hiçkimse, işte gelin işbirliği yapalım, birbirimizle ticaret yapalım, daha sonra herşey iyi olacaktır diye bir hayale kapılmasın. Hayır, bu mümkün değildir.

Carey Cavanaugh: Sayın Cumhurbaşkanı, ben tüm bunları anlıyorum. Sadece olarak, Siz bizden etkin bir çalışma beklentisi içinde olduğunuzu söylediniz ve ben, bizim yalnız büyük barış konusunda değil, tüm diğer konularda da etkin bir faaliyet içinde bulunma dileğimizi aktarmak istedim.

Haydar Aliyev: Evet, biz bunları biliyoruz. Fakat temel sorunu çözmek gerekir. Amerika Birleşik Devletleri ile bizim ekonomik ilişkilerimiz çok yaygınlık kazanmıştır ve biz büyük geleceğe sahip konuları çözüyoruz. Buraya ABD sermayesi geliyor, yatırımı geliyor, şirketleri burada büyük işler yapıyorlar. Biz tüm bunları yaparak Amerika Birleşik Devletleri'ne şunu kanıtlamak istiyoruz ve bunu hep istedik, biz Amerika Birleşik Devletleri ile dostluk, işbirliği kuruyoruz ve bu ilişkinin daha geniş alanları kapsamasını istiyoruz. Fakat siz bir düşünün, eğer anlaşmazlık son bulmuş olsaydı, barış sağlansaydı, bu işbirliği daha bir yaygınlık kazanır, daha kapsamlı olurdu.

Carey Cavanaugh: Sayın Cumhurbaşkanı, Amerika Birleşik Devletleri'nin buradaki yatırımlarının daha da artmasını, Azerbaycan ile ABD arasında ekonomik ilişkilerin daha da yaygınlaşmasını isterim. Tabii ki, tüm bunların sağlanması için sorunun çözüme bağlanması temel koşullardan biridir. Son yıllar Amerika Birleşik Devletleri iş çevreleri temsilcilerinin, firmaların, şirketlerin Azerbaycan'da faaliyeti çok genişlemiştir. Biz bir ülke olarak, Azerbaycan'ın gelişme sürecinde aktif yer aldık ve ilerideki yıllarda Sizin bizim buradaki ekonomik gelişmelerin çok etkin bir katılımcısı olduğumuza tanık olacağınızı umuyorum.

Ben dört sene önce burayı ziyaret ettiğimi kaydettim. Dört sene içinde Bakü sokaklarında, kentin içinde gözle görülür biçimde büyük değişiklikler meydana gelmiştir. Sizinle görüşmeden önce ülkenizin dışişleri bakanı ile yaptığım toplantıda ona şunu söyledim, Azerbaycan gerçekten zengin bir ülkedir. Azerbaycan insan kaynakları ve doğal kaynaklar bakımından çok zengin, varlıklı bir ülkedir ve tüm bunların geliştirilmesi gerekiyor. Biz de, Amerika Birleşik Devletleri olarak, bu rezervlerin geliştirilmesinde yer alacağız.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim.

Çeviri 2 Eylül 1999 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır