Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev´in, SOCAR ile ABD´nin "Moncrief oil" ve Türkiye´nin "Petoil" şirketleri arasında "Mishovdag" ve "Kelameddin" yataklarının ortak işletilmesi ile ilgili sözleşmenin imza töreninde konuşması - Washington, 12 Eylül 2000


Sayın Senatör Bayan Hutchison!

Sayın Senatör Gramm!

Sayın Senatör Stevens!

Sayın arkadaşlar!

Sayın bayanlar ve baylar!

Ben sizin hepinizi burada, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkenti Washington'da, Capitol'da, bu tarihi binada, tarihi örgütün bulunduğu bir yerde içtenlikle selamlıyorum. Size hem kendi selamımı hem de tüm bağımsız Azerbaycan'ın selamını iletiyorum ve hepinize en iyi dileklerimi sunuyorum.

Biz bugün Amerika Birleşik Devletleri ile Azerbaycan arasında ilişkilerin gelişmesi ve ilerlemesinde yeni önemli bir olaya tanık olduk. Azerbaycan kendi bağımsızlığını kazandıktan sonra, 1994 yılından itibaren ülkemizin enerji rezervlerinin- hem Hazar Denizi'nin Azerbaycan sektöründe bulunan petrol ve doğal gaz yataklarının, hem de karada bulunan petrol ve doğal gaz yataklarının dünyanın büyük petrol şirketleri ile, öncelikli olarak Amerika Birleşik Devletleri'nin büyük petrol şirketleri ile ortak işlenmesi sürecine başladık. İlk adımlarımız çok zorlu, yıpratıcı oldu. Büyük direnişlerle, büyük baskılarla karşılaştı. Fakat bunlara rağmen biz kendi irademizden taviz vermedik ve bu alanda izlediğimiz yolun doğru olduğunun bilincine vararak bu yolda ilerledik ve bugün de ilerliyoruz.

20 Eylül 1994 tarihinde biz ilk büyük anlaşmayı imzaladık. Dünyanın 11 büyük petrol şirketi - ki onların çoğunu Amerika Birleşik Devletleri şirketleri oluşturuyordu - bir araya gelip konsorsiyum oluşturdular ve Azerbaycan devleti ile, Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi (SOCAR) ile ilk anlaşmayı imzaladılar. Bu anlaşma dünyada büyük yankı uyandırdı, tartışmalara neden oldu ve birileri bu anlaşmaya "Asrın mukavelesi" ismini verdi. Herhalde ben bu ifade ile ilk kez Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Bill Clinton'un bu anlaşma vesilesiyle bana yazdığı mektupta karşılaştım. Ardından "Asrın mukavelesi" ismi, şöyle demek uygunsa, dünyada "vatandaşlık" kazandı.

Zor bir dönemdi. Biz bağımsızlık kazanalı henüz üç yıl olmuştu. Ermenistan ile Azerbaycan arasında savaş yapılıyordu. Biliyorsunuz, savaş Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı toprak talebi ile ilgili idi ve ne yazık ki, çeşitli nedenlerden dolayı bu savaş sonucunda Ermenistan silahlı kuvvetleri Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etmeyi başardılar. İşgal altındaki topraklarda bir milyonu aşkın Azeri zorla yerinden, yurdundan kovuldu. Onlar hâlâ çadırlarda yaşıyorlar.

Ben hatırlıyorum. 20 Eylül 1994 tarihinde biz bu anlaşmayı Bakü'de, Gülistan Sarayı'nda törenlerle imzaladık, o sırada Azerbaycan'ın başbakanlığını yapan, fakat aslında çok negatif bir insan, biz bunu bir iki güne yırtıp atacağız demişti. Anlaşmayı yırtıp atamadılar. Fakat aynı güçler bu anlaşmanın önüne geçmek için, Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerimizin oluşmasını önlemek için bir hafta sonra Azerbaycan'da askeri darbe girişiminde bulundular. Fakat halkımız bağımsız Azerbaycan devletini, onun cumhurbaşkanını savundu. Silahsız bir milyon vatandaş Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın çevresinde toplandı. Bu nedenle silahlı kişiler bize hiçbir şey yapamadılar.

Sonraki dönemler de bizim için çok zorlu geçti. Zira hem Azerbaycan'ın içerisinde bulunan bazı güçler, hem Azebaycan'ı kendi baskısı altında tutmak isteyen ülkeler Azerbaycan'ın Amerika Birleşik Devletleri ile oluşan ve hızla gelişen ilişkilerini istemiyorlardı, bunu engellemek istiyorlardı.

Geçen altı yıl boyunca biz bu yolda ilerleyerek çok büyük direnişlerle karşılaştık. Eğer ben bu hikayeyi size anlatırsam, beş altı saat beni dinlemeniz gerekecektir. Fakat ben bunu yapmıyorum. Sadece şunu söylemek isterim ki, biz çok zorlu koşullarda bu çalışmalara başladık. Şimdi ise biz galibiz. İzlediğimiz yolda çok büyük başarılar elde ettik.

Bugün 20.anlaşma imzalanıyor. Onların bir kısmı Azerbaycan'da imzalandı. Ben 1997 yılında Washington'da bulunduğum sırada Beyaz Saray'da dört anlaşma imzalandı. "Moncrif oil" ile anlaşma geçen yıl bu binada imzalandı. Şimdiye kadar bunların sayısı 19'du. Yirminci bugün imzalanıyor. Bunların büyük bir geleceği vardır. 21.yüzyılda bizim evlatlarımız, bizden sonra gelen kuşak bunları çok verimli değerlendirecektir. Fakat biz şimdiden bunun olumlu sonuçlarını görüyoruz.

Evet, biz Çırak yatağından erken petrolün alınmasını amaç edindik ve 1997 yılında oradan erken petrolü elde ettik. Çok güzel, çağdaş petrol üretim sahası yaptık. Şimdi orada 10 milyon tondan fazla petrol üretilmiş ve iki boru hattı ile - Bakü-Novorossisk, Bakü -Supsa petrol boru hatları ile bu petrolü eş zamanlı olarak naklediyoruz.

Ana ihraç petrol boru hattı ise Bakü-Tiflis-Ceyhan'dır. Bunun üzerinde birkaç yıl çalıştık ve Amerika Birleşik Devletleri Hükûmeti, Başkanı ve bakanları bu alanda çok çalıştılar. Nihayet, biz geçen yıl Kasım ayında İstanbul'da, AGİT zirvesi sırasında bu anlaşmayı imzaladık. Dört cumhuriyetin cumhurbaşkanı ile birlikte Amerika Başkanı Bill Clinton da ona imza koydu.

Bizim parlamentoda artık bu anlaşmayı onaylamışlar. Şimdi biz Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının inşasına başlıyoruz. Bu projenin de önüne geçmek istiyorlar. Fakat bizim irademiz çok güçlü. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, onun Hükûmeti, Kongresi bu projeye çok büyük önem veriyor. Şimdi bizim için zorlukların üstesinden gelmek öncekinden daha kolaydır. O dönemde yalnızdık. Fakat şimdi Azerbaycan'da dünyanın 14 ülkesini temsil eden 30 büyük petrol şirketi çalışıyor.

İmzalanan anlaşmalar gereği Azerbaycan'a bu alanda 60 milyar dolar kadar yatırım yapılacaktır. Bu çalışmaların yaklaşık yüzde 30'u Amerika Birleşik Devletleri şirketlerine ait. Siz bazı şirketlerinizi elinizde tutamadınız. Zira "Asrın mukavelesi"nin temelini atanlardan biri olan AMOCO Şirketi BP ile birleşti. ARCO da BP ile birleşti. Fakat bu, sizin bileceğiniz iş. Biz buna karışmıyoruz. Önemli olan şudur ki, biz bu şirketlerle işbirliği yapıyoruz. Fakat bir şirket daha fazla şirketi elinde bulundurunca doğal olarak o, herşeyi kontrol ediyor. Dün öğrendim, Chevron Şirketi şimdilik bağımsızlığını koruyor.

Bağımsızlık bizim için çok kutsal bir kavramdır. Biz bağımsızlığı göz bebeğimiz gibi koruyoruz ve koruyacağız. Eğer Azerbaycan kendi bağımsızlığını kazanmasaydı, şimdi biz bu tür büyük çalışmalara kalkışamazdık. Ben de Washington'da, Capitol'da sizinle birarada bulunamazdım. Azerbaycan'ın bağımsızlığı, Azerbaycan-Amerika dostluk, işbirliği ilişkileri tüm bu anlaşmaların gerçekleşmesinin bir güvencesidir.

Son beş yılda Amerika Birleşik Devletleri şirketleri Azerbaycan'a 1 milyar 600 milyon dolar hacminde yatırım yapmıştır. Bunun 1 milyar 400 milyon doları petrol sektörüne yapılmış. Beş yılda Azerbaycan'a toplam 5.2 milyar dolar değerinde yabancı yatırım yapılmıştır. Yani kalkınmamız için çok güzel bir zemin hazırlamışız. Bu çalışmalarımızda biz Amerika Birleşik Devletleri'ne güveniyoruz. Düşünüyoruz ki, Amerika Birleşik Devletleri, hükûmeti bizi asla zor durumda bırakmayacaktır.

Geçen yıl biz burada Moncrief oil Şirketi ile bir anlaşma imzaladık. Bu şirketle ilgili bana bilgi verdiklerinde birçok seçkin kişiler şirket hakkında, onun tarihi hakkında çok güzel şeyler söylediler. Bu şirket bir aileye ait ve bu aile de ABD'de çok büyük saygı görmektedir. Bu bizim için çok önemlidir. Anlaşmanın imzalanması önerisi geldiğinde, doğal olarak, bizim bir takım sorularımız oldu. Fakat onları da çözdük ve bugün de büyük sevinçle sizinle birlikte ikinci anlaşmanın imza törenine katılıyorum.

Moncrief Oil'in hem birinci, hem ikinci anlaşması Azerbaycan'ın karada bulunan petrol yatakları ile ilgilidir. Bizim uzmanlar, jeologlar düşünüyorlar ki, 1848 yılından bu yana Azerbaycan'da petrol sanayi yöntemi ile üretiliyor. Azerbaycan'da karada bulunan petrolün yüzde 70'i henüz elde edilmiş değil. Bu yüzden Moncrief Oil Şirketinin işte bu yataklara ilgi duyması bizim için somut olarak hem bu olgudan dolayı, hem de gelecek çalışmalarımız açısından çok önemlidir. Emin olabilirsiniz, diğer anlaşmalardan farklı olarak ben bu anlaşmanın gerçekleşmesi ile özel ilgileneceğim ve gerekli tüm yardımları yapacağım.

Ben bu gelişme nedeniyle sizi kutlarım. Moncrief oil Şirketine Azerbaycan'da başarılar dilerim. Bugün imzalanmış anlaşmanın fiili sonuçlarını yakında göreceğiz, bundan hiç kuşkum yok.

Sağolun. Teşekkür ederim.

Kısa inceleme yazısı

PETROL STRATEJİSİ