Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Azerbaycan Cumhuriyeti`nde eğitim ‎reformları devlet komisyonunun toplantısında açılış ve kapanış ‎konuşması -‎ 17 Mart 1999 ‎

Azerbaycan`da eğitim reformlarını gerçekleştirmek üzere bir yıl önce özel komisyon ‎oluşturulmuştur. Verilen bilgilere göre, komisyon artık kendi çalışmasını tamamlamış ve eğitim ‎reformları ile ilgili önerilerini hazırlamıştır.‎

Biz Azerbaycan`da reformların yapılmasında bir takım uluslararası kuruluşların yardımından ‎yararlanıyor ve onların tavsiyelerini, önerilerini göz önünde bulunduruyoruz. Bu bakımdan Dünya ‎Bankası ile Azerbaycan`ın işbirliği özel bir önem taşımaktadır. Biz birçok alanda reformlar ‎gerçekleştirmek için Dünya Bankası ile işbirliği yapıyoruz ve Dünya Bankası Azerbaycan`a ‎yardımlarda bulunuyor.‎

Eğitim alanında reformların gerçekleştirilmesinde de Dünya Bankası ile işbirliği yapıyoruz ve ‎kendisinin tavsiyeleri dikkate alınıyor. Ben çok memnunum, zira Dünya Bankası temsilcileri bugün ‎Azerbaycan`da bulunuyorlar, Eğitim Bakanlığı ve eğitim reformlarını yapmak üzere ‎oluşturulmuş komisyon üyeleriyle işbirliği yapıyorlar. Bugün de ortak toplantı yapıyoruz.‎

Önce Eğitim Reformları Komisyonu Başkanı, Eğitim Bakanı Misir Merdanov`u ‎dinlemeliyiz diye düşünüyorum. Daha sonra görüş alışverişinde bulunmalıyız.

Kapanış konuşması

Azerbaycan`da eğitim alanında reformların yapılması ve yeni eğitim yasasının düzenlenmesi ‎bizim çalışmamızın temel bölümlerinden birini oluşturuyor.‎

Eğitim her devletin, ülkenin, toplumun yaşamının, faaliyetinin önemli bir alanıdır. ‎Azerbaycan`da iki milyon çocuk, genç orta okullarda ve yüksek öğrenim kurumlarında eğitim ‎alıyor. Sekiz milyonluk nüfusun iki milyonu, yani tüm nüfusun ¼`ü öğrenim görüyor. Eğer, ‎eğitim alan çocuğun, gencin arkasında aile bulunduğunu ve ailenin de nüfusun şu iki milyondan ‎geriye kalan bölümünü oluşturduğunu göz önünde bulundurursak, şu durumda eğitim alanı, ‎toplum üyelerinin, nüfusun, hemen hemen büyük çoğunluğunun bu sistemle ilgisinin olduğu bir ‎alandır. Şu anlamda ki, kimin çocuğu, oğlu, kızı öğrenim görmüşse,- ki herkesin çocuğu, kimin ‎evde çocuğu, oğlu, kızı varsa, hepsi eğitim alıyor, - Azerbycan`da bu böyle olarak ‎görülmüştür, çoğunluk eğitimli kişilerden oluşuyor. Bu yüzden de eğitim alanı toplum ‎üyelerinin, hemen hemen, büyük çoğunluğunu hem ilgilendiriyor, hem de onların şu veya ‎bu şekilde katılımını gerektiriyor, yahut katılımına bağlıdır. Üstelik eğitim çok karmaşık ‎bir alandır. Eğitim alanı ne sanayidir, ne tarım, ne de ticarettir. Bu toplumun özel, entelektüel ‎yönünü yansıtan bir alandır. Böyle durumda eğitim sistemine karşı çok dikkatli davranmak ‎ve bu sistem konusunda çok hassas bir yaklaşımın olması gerekmektedir. Bu tür ‎isteklerin her ülkede olduğunu düşünüyorum. Ne var ki geçiş dönemini yaşayan ülkeler, bir sosyo-politik ‎düzenden öbürüne geçiş yapan ülkeler bu konuda daha dikkatli olmalı, daha titiz ve duyarlı ‎davranmalıdırlar.‎

1992 yılında Azerbaycan`da kabul edilen eğitim yasası sonucunda bu önemli ‎alana, ne yazık ki, büyük darbe vurulmuştur. Esefle belirtirim ki, eğitim alanı ile ilgili şahıslar ve ‎eğitim çalışanları Azerbaycan`ın eğitim sistemine vurulan bu darbeyi şimdiye kadar ‎incelememiş, araştırmamış ve gereken değerlendirmeyi yapmamışlar. Geçiş döneminde ‎ekonomiye vurulan darbe, yahut yaşamımızın birçok başka alanına vurulan darbe ‎ortadadır, toplum bunu biliyor. Mamafih eğitim sistemine de büyük zarar verilmiştir. ‎

Biz şimdi yeni eğitim yasasını kabul etmek üzereyiz. Eğitim yasası, Ulusal Parlamento`da ‎görüşülmüş, tartışılmak üzere kamuoyuna sunulmuştur. Eğitim yasasının kamuoyunda ‎tartışmaya açılmasını çok doğru buluyorum. Ben artık söyledim, ülke nüfusunun neredeyse ‎büyük bir çoğunluğu eğitimle alakalıdır, eğitimle bir bağlantısı vardır. Bu nedenle her ‎vatandaş, Azerbaycan`ın yeni eğitim yasasını beğenip beğenmediği konusunda kendi ‎görüşünü açıklamalıdır.‎

Bunun yanı sıra biz eğitim alanında reformlar programını düzenledik. Burada bize Dünya ‎Bankası yardımcı oluyor, bizimle işbirliği yapıyor. Anladığım kadarıyla, bizim eğitim reformları ‎komisyonu ve Dünya Bankası temsilcileri şimdi bu konuda aynı görüşü paylaşıyorlar, yapılmış ‎olan eğitim reformları programının tasarısı günümüz koşullarına uygundur. Ben bu tasarıyı ‎dikkatlice inceleyeceğim ve sizin görüşünüzü uygun bulursam tasarıyı ‎onaylayacağım.‎

Böylece belge fiili çalışmaların başlaması için hazır hale gelecektir.‎

Bu vesileyle birkaç şey söylemek istiyorum. Azerbaycan`da eğitim sisteminin tarihi çok eskidir. ‎Fakat Azerbaycan`ın eğitim alanında büyük değişiklikler, büyük bir gelişme 20.yüzyılda ‎kaydedilmiştir. 20. yüzyılın başlarında Azerbaycan`da okul sayısı pek fazla değildi, yüksek ‎eğitim kurumu yoktu. Mevcut okullar hemen hemen tek bir ilke, bir sistem temelinde ‎kurulmuştur. O sıralarda Azerbaycan Rusya İmparatorluğu`nun yönetiminde idi, bu yüzden laik ‎ilkelere dayalı eğitim sisteminde, Rusya`da uzun yüzyıllardan beri uygulanan eğitim sistemi temel alınmıştır. Rusya İmparatorluğu`nun çöküşü üzerine 1918 yılında Azerbaycan`da ilk Halk ‎Cumhuriyeti kurulmuştur. Halk Cumhuriyeti döneminde eğitim alanında bazı işler yapılmış, ‎Bakü Devlet Üniversitesi açılmıştır. Bu, Azerbaycan`da ilk yüksek eğitim kurumuydu. Onlar eğitim yasasaını kabul etmişler miydi acaba, bilemiyorum? Bundan haberiniz var mı? ‎Galiba haberiniz yok. Ben de kesin bir şey söyleyememem, fakat komisyon üyeleri, bakan benim ‎sorumu cevaplarlar diye düşünüyordum. Galiba bilmiyorsunuz. Ben, onların eğitim ‎yasasını kabul etmediklerini düşünüyorum, öyle ki eğitim alanında ciddi adımlar atmaya ‎fırsatları olmamıştır. Sanıyorum, Halk Cumhuriyeti`nin büyük hizmeti, Azerbaycan`da ilk ‎yüksek öğretim kurumunun açılmış olmasıdır. Ayrıca bu üniversite, ‎Azerbaycan`da daha önceden yaşanan sosyo-politik süreçlerin mantıksal bir sonucu üzerine ‎kuruldu.‎

Azerbaycan`da günümüzde uygulanan eğitim sistemi, 1920 yılından sonraki dönemde oluştu. Bu, ‎size, herkese malum Sovyet eğitim sistemidir. Bugün şunu utanmadan, çekinmeden ‎açıkça söylemek lazım. Biliyorsunuz, biz kendi kimliğimizi gözler önüne sermek, sergilemek için ‎hiçbir zaman hiç kimseden çekinmemeli, hiç kimseden utanmamalıyız. Bakan, bunu itiraf ‎etmemiz gerektiğini söyledi. Sadece itiraf etmekle kalmamalı, çok büyük cesaretle, kararlılıkla ‎söylemek gerekir: Azerbaycan`da 1920 yılından bu yana uygulanan eğitim sistemi Sovyet eğitim ‎sisteminin bir parçasıdır.‎

Ben açıkça söylemek istiyorum, bu eğitim sistemi çok iyi bir sistemdir. Herşey kendi sonuçlarına ‎göre değerlendiriliyor. Kısa bir zaman zarfında Azerbaycan`da cehalet ortadan kaldırıldı, ilk ve ‎orta okulların geniş bir ağı oluştu, 10-15 sene içinde Azerbaycan`da birkaç yüksek eğitim ‎kuruluşu, enstitü kuruldu ve tarihsel açıdan kısa bir sürede – ki 1920 ve 1940 yılları ‎arasında pek fazla bir süre yok, toplam 20 sene - eğitim tüm Azerbaycan`ı kapsadı. ‎Azerbaycan`da cehalet ortadan kaldırıldı, insanlar okullarda eğitim aldı ve faaliyetlerde ‎bulundular. Bunun temelinde Azerbaycan`ın büyük bir bilim kuramı oluştu. Bilimsel ‎tesisler kuruldu ve Azerbaycan kültürü gelişti. Bunların hepsi eğitim sisteminin ve onun ‎etkin değerlendirilmesinin bir sonucudur. Şimdi burada bulunanların hepsi, sadece onlar değil, ‎bugün Azerbaycan`da ikamet eden herkes - hem yaşlı, hem orta kuşak, hem de genç kuşak - aynı eğitim sistemi temelinde eğitim aldı, öğrenim gördü‎.

Bu eğitim sisteminin ne denli önemli olduğunu şundan anlamak mümkün, Azerbaycan`da ‎yüksek eğitimli, engin bilgilere sahip, yüksek nitelikli, uzman insanlar var ve onlar toplumun ‎büyük bir bölümünü oluşturmaktadır. Eğer bunlar olmasaydı Azerbaycan`ın ekonomisi bu denli ‎güçlü gelişemezdi. Bunlar olmasaydı, Azerbaycan`ın bilimi gelişemezdi. Bunlar olmasaydı biz ‎bugün Azerbaycan`ı bağımsız bir devlet olark yönetemezdik. Bunlara değer verilmeli ve onca ‎yıl kazandığımız başarıyı hiçbir zaman unutmamalıyız. Bugün eğitim sisteminde reformlar ‎yapmak, dünya eğitim sisteminin normları ile uyumlu hale getirmekle birlikte, 70 sene, ‎yahut yaklaşık 80 yıl kadar süre boyunca uyguladığımız eğitim sistemine farklı değer ‎biçilmesine asla izin vermemeliyiz. ‎

Sovyet eğitim sistemi, yerinde saymayarak mükemmel duruma ‎gelmek için sürekli gelişmiş, reformlar uygulamıştır. Örneğin, 30`lu 40`lı yıllarda olan eğitim ‎sistemi sonraki dönemlerde – 60`lı 70`li 80`li yıllardaki eğiim sisteminden farklılık ‎göstermektedir. Bu arada, 1992 yılında Azerbaycan`da iktidara gelen yeni güçlerin ‎kısa bir zaman, yani iki-üç aylık süre içinde böylesine karışık va ‎kapsamlı bir alanla ilgili yasa kabul ettiğini çok üzülerek söylemeliyim.‎

Biz geçiş dönemini yaşıyoruz. 1991 yılında Azerbaycan, bağımsızlığını kazandıktan sonra laik, ‎demokratik hukuk devletinin kurulmasını devlet düzeninin temel öğesi olarak belirledi, piyasa ‎ekonomisini uygulamayı, geliştirmeyi de kendi ekonomisinin temel yönü olarak açıkladı. Ama ‎açıklamaların gerçeğe dönüşmesi için arada büyük bir mesafe vardır. Bir şeyin söylenmiş olması hiç de bunun artık bir gerçek olduğu, uygulandığı anlamına gelmez. Hatta devrimsel ‎değişiklikler bile böylesine eski bir düzeni hemen yenisiyle değiştiremez. Devrimsel değişiklikler ‎genelde eski düzeni yıkar, ama çok farklı bir düzen oluşturmak için zamana ihtiyaç var, ‎yılların geçmesi gerekir. Rusya`da 1917-1920 yıllarında yaşanan devrimi ve ‎eski dönemlerde başka ülkelerde yapılan devrimleri biliyorsunuz.‎

Fakat eğitim sistemi öyle bir sistemdir ki, burada hiçbir devrimsel dönüşüm olamaz. Genellikle ‎bizim yaşamımızın bütün alanlarındaki değişimler evrimsel bir süreç içinde, yavaş yavaş olan ‎değişimler özelliğini taşımaktadır. Onca yıl oluşturulan şeyi bir günde yıkacaksın, daha sonra hiç ‎bilmediğin yeni bir şeyi kuracaksın, buna asla izin verilemez. Fakat 1992 yılında kabul edilmiş ‎eğitim yasası böyle bir özellik taşımaktadır. Onun için bu eğitim yasasının Azebaycan eğitimine ‎büyük darbeler vurduğunu söylüyorum.‎

Şimdi biz yeni eğitim yasasını kabul etmek, eğitimde reformlar uygulamak için bakın ne kadar ‎zaman harcıyoruz. Bir yılı aşkın bir süredir, reformlar düzenleniyor. Ondan daha uzun bir ‎zamandır, eğitim yasası hazırlanıyor. Galiba, bir kere bu eğitim yasasının parlamentoda ‎görüşülmesi yönünde bir girişim oldu, fakat görüşülemedi. Şimdi iki aydır, o, parlamentoda ‎tartışılıyor, onu kamuoyu tartışmasına açmışız. Bu, tam normal bir süreçtir. ‎

Tekrar söylüyorum, eğitim yasası öyle bir yasa, eğitim reformları öyle reformlardır ki, ekonomi, ‎maliye ve öteki alanlardan farklı olarak bunda bütün toplumun katılımı gerekir. Biz ekonomik ‎reformları ekonomi alanındaki yasalarla düzenliyor, belli bir çerçevede görüşüyor ve kabul ‎ediyoruz. Fakat eğtim reformları böyle yapılamaz.‎

Ben Sovyet eğitim sisteminde yaşanan değişimleri de hatırlıyorum. Sovyetler Birliği ‎yönetiminde görev aldığım sırada, Sovyetler Birliği Başbakan Birinci Yardımcısı görevinde ‎çalıştığım sırada SSCB`nin tüm eğitim sisteminin yönetimini üstlenmiştim. O dönemlerde ‎Sovyetler Birliği`nde eğitimi düzenleyen üç bakanlık vardı: Eğitim Bakanlığı, Yüksek Öğretim ‎Bakanlığı, Devlet Mesleki ve Teknik Eğitim Komitesi. Bölgelerde, birlik cumhuriyetlerinde, keza Azerbaycan`da da üç bakanlık vardı.‎

Ben Sovyetler Birliği`nin yönetiminde diğer görevlerimin yanı sıra bu bakanlıkların da başkanlığını ‎yapıyordum. Ben beş sene kadar bu görevi yaptım - 1983 yılının başlarından 1988 yılına ‎kadar.‎

O dönemlerde Sovyetler Birliği`nde «yeniden kurma» diye bir süreç yaşanıyordu, ‎kendisine özgü reformlar gerçekleştiriliyordu. O sırada biz Sovyetler Birliği parlamentosunda ‎okul reformu hakkında yasa kabul ettik. Hatırlıyorum, bu reformları yapan komisyonun ‎başkanlığını ben yürütüyordum. Bu yasayı kabul etmek, onun uygulanması için önemli kararları ‎almak amacıyla 1,5 sene o komisyonla beraber çalıştım. Yasanın parlamentonun oturumunda ‎görüşülmesinden önce iki ay tartışılmak üzere kamuoyuna sunduk, tüm önerileri bir arada ‎topladık. Daha sonra yasayı parlamentonun tartışmasına sunduk, orada kabul edildi ve onaylandı.‎

Şimdi ben bu reformların nasıl bir öneme sahip olduğunu anlatmak istemiyorum. Bunların dönemin koşullarına göre çok ileri düzeyde yapılan reformlar olduğunu düşünüyorum. Bununla anlatmak istediğim ‎şu, günümüzde çoğu kimsenin beğenmediği eski Sovyet düzeninde, güya demokratik olmayan ‎bir düzende bile eğitim konusunda çok hassas bir yaklaşım izleniyordu. Bu yüzden ‎‎- ki ben şunu bizim eğitim alanı çalışanları ve toplumumuz için söylüyorum, - 1992 yılında iki-‎üç aylık süre içinde eğitim yasasını kabul edip yürürlüğe koymak Azerbaycan eğitimine darbe ‎vurulması, Azerbaycan halkına karşı suç işlenmesi demek oluyor.‎

Biz bu acı deneyimden ders almalıyız. Eğitim alanında kabul edeceğimiz yasa ve reformlar ‎konusunda da çok net, duyarlı bir tutum izlemeliyiz. Kanımca bunun için, Azerbaycan eğitim alanında şimdiye kadar edinilen olumlu deneyim ve ‎kendini kanıtlayan, pozitif sonuçlar sağlayan sisteme devam etmeli, geliştirilmeli ve ‎modernleştirilmelidir. Kusurlar, yahut olumsuz deneyim olarak bilinen gelişmeler ortadan ‎kaldırılmalıdır. Uluslararası birikimin Azerbaycan`ın ulusal özellikleri ile uyumlu olan ilkeleri, ‎kuralları eğitim sistemimize uygulanmalıdır. Biz dünyanın tüm ülkelerinde - Batı`da ‎da, Doğu`da da sağlanmış başarıları iyice incelemeli ve onların Azerbaycan açısından olumlu unsurlarını ülkemizin eğitim sisteminde uygulamalıyız.‎

Burada siz de aynı düşünceleri aktardınız ve Dünya Bankası temsilcileri de bu konuda bize katıldılar. Bu arada Dünya Bankası temsilcilerinin Azerbaycan`da günümüze ‎kadar uygulanan eğitim sisteminin pozitif yönlerinin görmesi, bunları takdir etmesi ve ‎bunlardan vazgeçilmesinden yana olmaması beni memnun etti. ‎

Kuşku yok ki, biz tüm uluslararası kuruluşların tavsiyeleri konusunda çok titiz davranmalıyız. ‎Özellikle Dünya Bankası- ki biz işbirliği yapıyoruz, - onun verdiği tasiyelerin, öğütlerin kabulü ‎konusunda çok dikkatli davranmamız gerek. Azerbaycan`ın gerçekleri, ulusal özellikleriyle ‎uyumlu her olumlu öneriyi değerlendirmeli, kendi eğitim sistemimizde uygulamalıyız. Mamafih mevcut eğitim sisteminde elde edilen pozitif sonuçları ve günümüzün, geleceğin ‎koşullarına uygun olan herşeyi sürdürmeli ve geliştirmeliyiz.‎

‎Anladığım kadaıyla bugün bizde eğitim sisteminde reformların temel amacı, Azerbaycan`ın eğtim ‎sisteminin uluslararası eğitim sisteminin standartlarıyla uyumlu hale getirilmesidir. Bir kez daha ‎söylüyorum, Azerbaycan`ın eğitim sistemi son yıllarda pozitif sonuçlar sağlamıştır. Mamafih ‎Azerbaycan eğitim sistemi temelinde öğrenim gören kişilerin ve özellikle üniversite ‎bitirenlerin bilim düzeyi ve bunu kanıtlayan belgelerin dünyanın gelişmiş ‎ülkelerindeki üniversitelerin bilim düzeyi ile uyumlu hale getirilmesi gerekir. Azerbaycan`da öğrenim görmüş ve mühendis ‎diploması almış bir kişinin başka ülkelerde de kabul görmesi ve aynı diploma ile faaliyette bulunması için veya Azerbaycan Tıp Üniversitesi`nde öğrenim gören doktora mesleğini, diplomasını ‎almış kişi her hangi başka bir ülkede kendi diploması ile çalışabilsin diye bunu yapmalıyız. Bu nedenle de onun ‎bilgilerinin, Azerbaycan Tıp Üniversitesi`ndeki eğitimin uluslararası düzeyde, tüm dünyada kabul gören tıp eğitimi düzeyinde olması gerek. Amaç bundan ibaret.‎

Bunların yanı sıra, bir kere daha söylüyorum, şimdiye kadar, onca yıl edinmiş ‎oluğumuz eğitim ilkelerine uyulmalı ve onlar geliştirilmelidir. Eğer biz bu yolu izlersek, kısa ‎bir sürede Azerbaycan`da eğitim sistemini dünya standartlarına ulaştırabiliriz diye düşünüyorum.‎

Ben sizin önerilerinizi- eğitim reformlarının üç aşamada uygulanmasını olumlu buluyorum. Sizin ‎bu önerileriniz benim söylediğim şeyleri tümüyle doğruluyor, yani biz aynı görüşteyiz. 1992 ‎yışında kabul edilen yasadan ben neden bu kadar heyecanla bahsettim? Çünkü biliyorsunuz o ‎yasada analtılan şu: «Varolanı yık, şunu böyle düzenledim, bunu uygula.» Ne var ki bunun uygulanması ‎mümkün değil. Bu arada siz üç aşama öneriyorsunuz. Birincisi 1999 yılı, ikincisi 2004 yılına kadarki ‎dönem, üçüncüsü 2004 sonrası dönem. Çok doğru.‎

Örneğin biz ülkemizde- ki sadece bizde değil, bize benzer ülkelerde de bu böyle - ‎ekonomide değişiklikleri bir sene, iki sene değil, beş sene, on sene içinde uyguluyoruz. Örneğin, ‎piyasa ekonomisine geçiş bir sene içinde mümkün değildir. Yahut özelleştirme, kamu mülkünün ‎özel mülkiyete dönüştürmek - bunu bir senede yapmak mümkün değildir.‎

Biz 1995 yılında Toprak reformu yasasını kabul ettik. Şimdi 1999 yılıdır, Toprak reformu ‎yasasını henüz tam anlamıyla uygulamış değiliz. Ne var ki bugün Toprak reformu yasasını ‎uygularken önümüze yeni sorunlar çıkıyor. Dün Dünya ‎Bankası ile ortaklaşa olarak düzenledğimiz yönetim reformları konulu uluslararası konferansta buları söyledim. Yeni sorunlar çıkıyor ‎ve onları da çözmek için yeni bir program gerekiyor. Bir kez daha söylüyorum, eğer ekonomi ‎alanında reformların uygulanması bir yıl, iki yıl değil, birkaç yıl ve daha uzun bir ‎zaman istiyorsa, eğtim alanında reformlar bundan daha fazla süre ister. Bunu anlamak, bilmek ‎gerekir. Bu yüzden burada devrimsel değişiklikler yapılamayacağını söylüyorum.‎

Ben sizin bu önerilerinizi takdir ediyorum ve çok önemli bulunyorum. Sanıyorum, her aşamayla ‎ilgili önerileri zamanında hazırlayacak ve zamanında yaşama geçireceksiniz. Nitekim belirtmek ‎istediğim şu, madem üç aşama belirlemişsiniz, her aşama için öngörülmüş olan önlemler ‎zamanında uygulanmalı ki, öbür aşamanın süresi uzamasın. Bu, çok titiz bir çalışma ‎gerektirmektedir.‎

Düşünüyorum ki, eğitim reformları komisyonu bununla ilgilenecek ve anladığım kadarıyla, Dünya Bankası da bize ‎yardımcı olacaktır. Dünya Bankası`nın yardımı sadece bağış yapmak ve ‎kredi ayrımaktan ibaret değildir. Bu toplantıya Dünya Bankası temsilcilerinden, uzmanlarından oluşan ‎büyük bir heyetin de katılmış olması ben çok memnun etti. Dünya Bankası`nın bize yardımı uluslararası ‎birikimi Azerbaycan`a uygulamaktır. Biz kendimiz de uluslararası birikimleri inceliyoruz, ‎eğitim alanı çalışanları bununla ilgileniyorlar. Fakat burada da yardıma ihtiyaç var. Bence, Dünya Bankası ile işbirliğimizin temelini de bu oluşturmalı. Kuşkusuz ki, ‎krediler bu çalışmaların yaşama geçirilmesi açısından çok önemlidir, çok gereklidir. Sizin bu ‎kredileri de ayıracağınızı umuyorum. 5 milyon dolar değerindeki krediden sonra büyük bir ‎program kredisi hazırlayacağınızı söylediniz. Ben bunu destekliyor tasvip ediyor ve bu ‎açıklamalarınızı, sözlerinizi icraata dökmenizi diliyorum.‎

Düşünüyorum ki, Azerbaycan`da reformlar bütün alanlarda ilerlem kaydediyor. Dün yönetim konulu uluslararası koferans başladı. Bugün de devam etti, ‎çalışmalar artık tamamlanmıştır. Ekonomi alanında çok ciddi reformlar uyguluyoruz. Eğtim ‎alanında reformlar uygulayacağız. Tıp alanında reformların yapılması için ben bir komisyon ‎kurdum. Bugünlerde muhtemelen onların da önerilerini masaya yatırmalı ve yaşama ‎geçirilmesini sağlamalıyız. Dünya Bankası yardım ediyor mu, etmiyor mu? Beraber ‎çalışıyorsunuz.‎

Sonda bir kez daha beyan ederiz ki, Azerbaycan geçiş dönemini çok etkin bir şekilde ‎değerlendirmeye çalışıyor. Azerbaycan izlediği yolda tutalı bir biçimde ilerliyor. Azerbaycan`da ‎demokratik, laik hukuk devletinin kurulması sürecine devam ediliyor. Azerbaycan`ın ‎ekonomisi piyasa ekonomisi ilkeleri temelinde gelişiyor ve bu pozitif sonuçlarını ‎veriyor. Azerbaycan`da yaşamın diğer alanlarında da, keza eğitim ve tıp alanlarında ‎reformlar bundan böyle de yaşama geçirilecektir. Ben Dünya Bankası`na ve bizim bu ‎çalışmalara katılan temsilcilerine teşekkür ederim. Bizim bu işbirliğimizin bundan böyle daha geniş alanları kapsayacağına ve derinleşeceğine yönelik inancımı belirtmek istiyorum.‎

Sizlere gelecek çalışmalarınızda başarılar dilerim. Teşekkür ederim.