Sayın Milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı!
Bugün bana duyduğu büyük güvenden dolayı Ulusal Meclis`in üyelerine, Azerbaycan`ın Yüksek Sovyeti`ne şükranlarımı sunarım ve sizleri temin ederim ki, tüm olanaklarımı kullanarak bu ağır yükü taşımaya calışacağım ve bu görevi onurla yerine getirmek için çaba göstereceğim. Belirtmek istiyorum ki, Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bugünkü zor, karmaşık ve gergin durumunu tüm sorumluluğumla anlıyorum. Bu görevi üstlenirken sorumluluğumun bilincindeyim ve bunların hepsini esas alarak elimden geleni yapacağım. Benim burada büyük bir konuşma yapmak gibi niyetim yok. Ancak birkaç kelime mutlaka söylemeliyim. Yüksek Sovyet`in Başkanı olarak Azerbaycan halkının tarihi başarısı olan Azerbaycan Cumhuriyeti`nin devlet bağımsızlığını korumayı, pekiştirmeyi, geliştirmeyi en temel görevlerimden biri olarak görüyorum. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin devlet bağımsızlığı 1918 yılında kurulmuş ilk Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti`nin geleneklerinin temelinde, çağdaş talepler doğrultusunda, dünyada yaşanan süreçlere uygun olarak sağlanmalıdır. Ben bu alanda daima çalışacağım ve yaşamımın bundan sonraki bölümünü sadece ve sadece Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bağımsız bir devlet olarak kalkınmasına adayacağım, bundan hiç kimse kuşku duymasın. Bununla ilgili olarak şunu belirtmek istiyorum ki, benim fikrimce, Azerbaycan Cumhuriyeti, bundan böyle ne olursa olsun, bağımsızlığını kaybetmeyecek, yeniden hiçbir devletle birleştirilmeyecek, hiçbir başka devletin boyunduruğu altına girmeyecektir. Eski Sovyetler Birliği`nin yeniden kurulacağı, Azerbaycan Cumhuriyeti`nin birliğe yeniden üye olacağı gibi ihtimallerle ilgili bazı söylentiler, fikirler dolaşıyor. Bunların hepsi kuruntulardır. Ben bu düşünceleri kabul etmiyorum ve Azerbaycan`ın tüm vatandaşlarına bu düşünceleri reddetmeleri için çağrıda bulunuyorum.
Cumhuriyet çok büyük ve zorlu görevlerle karşı karşıyadır. Bağımsızlığı, egemenliği temin etmek için Azerbaycan Cumhuriyeti`nin Ermenistan tarafından işgal edilmiş toprakları geri alınmalıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin toprak bütünlüğü sağlanmalı, savaş sona ermeli, barış temin edilmelidir. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin vatandaşları barış ve huzur içinde yaşayarak kendi devletlerini kendi istedikleri gibi kurmalılar. O yüzden de bu konu öncelikli konulardan biridir. Şu meseleler ileride de Yüksek Sovyet`in ilgi odağında bulunmalıdır. Bu konuda sizi tam temin ederim.
Dün açıklanan, Amerika Birleşik Devletleri`nin, Rusya`nın ve Türkiye`nin girişimi sonucu imzalanan belge bizim savaş durumundan yavaş yavaş kurtulmamız yönünde ilk adımımızdır. Azerbaycan Cumhuriyeti`nin tüm topraklarının sahibi olması ve bizim halkımızın savaş durumundan kurtulması için herhalde bu konuda ileride daha büyük önlemlerin alınması gerekir.
Nitekim Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bağımsızlığı en temel amacımızdır. Bağımsız Azerbaycan`da demokrasi geliştirilmelidir. Siyasal çoğulculuğa geniş olanaklar tanınmalıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti`nde anayasanın ihlaline, yasaların çiğnenmesine izin verilmemelidir. Devlet kuruculuğu ve toplumun oluşması yalnız demokrasi prensipleri uyarınca gerçekleştirilmelidir. Siyasette ve ekonomide serbestlik ilkesi, hürriyet, insan özgürlüğü, insan haklarının korunması ve serbest ekonomi, pazar ekonomisi prensipleri uygulanmalıdır. Yani bizim cumhuriyetimiz bir yıl önce başladığı yolda ilerlemeye devam etmelidir. Bu yol doğru bir yoldur ve cumhuriyetimiz bu yolda daha kararlılıkla ilerlemelidir. Emin olmalısınız ki, ben bu yola hep bağlı kalacağım.
Şimdi cumhuriyetimizin gergin bir durumda bulunmasının temel nedenlerinden biri 4 Haziran`da Gence`de baş göstermiş olaylardır. Olaylar dehşet vericidir, kanlar dökülmüş, cinayet işlenmiştir. Tüm bunlarla ilgili soruşturmalar yapılmalı ve yasaları ihlal eden tüm kişiler, cinayetin sanıkları, hangi taraftan olursa olsun, yasaların önünde cevap vermelidir. Bu konuyla milletvekili-soruşturma komisyonu ilgileniyor. Bizim ise oluşmuş bu gerginliği kısa sürede ortadan kaldırmamız gerekiyor. Dün Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey`le görüşmelerimiz oldu, Gence`de de ben beraberimdeki heyetle birlikte ve yalnız olarak bir takım görüşmeler yaptım. O yüzden, sanıyorum, bizim tüm çabalarımız bu gerginliği, bu çatışmayı ortadan kaldırmamızı sağlayabilecektir. Ama ben hep söyledim ve bir daha söylüyorum: hal ve şartlar ne olursa olsun ben güç kullanılmasından yana olamam. Bu gerginlik, kargaşa yalnız barışçıl yoldan, uzlaşma yolu ile, karşılıklı anlayış yolu ile, görüşmeler yolu ile çözume kavuşturulmalıdır. Düşünüyorum ki, bizim halkımızın bilgeliği, nüfuzlu adamların, Azerbaycan`ın aydınlarının, Azerbaycan`ın aksakallarının ortak çabası ve bizim hepimizin ortak çalışmalarımız, kuşkusuz ki, bunları sağlayabilecektir.
Biz Azerbaycan`da demokratik bağımsız cumhuriyet kurarak, uygar toplum uğruna mücadele verip tüm laik, evrensel değerlerden faydalanmalıyız. Biz Azerbaycan`ın uzun yıllar, yüzyıllardan sonra ilk kez bağımsızlığını kazandıktan sonra tüm dünyada kendi tarihi başarılarını, kendi ulusal geleneklerini gözler önüne serebilmesi için çalışmalıyız. Sanıyorum, Azerbaycan halkının bu bağlamda hem tarihi, hem de çağdaş potansiyeli son derece büyüktür. Bunların hepsi etkin bir biçimde değerlendirilirse, Azerbaycan hem bağımsız demokratik devlete dönüşecek, hem de bizim toplumumuz tam demokratik, yasal, evrensel değerlerin temelinde kurulacak demokratik bir topluma dönüşecektir. Bunun için bizim hem ilmimiz, hem kültürümüz, hem tarihi geleneklerimiz, hem de dini kaynağımız olan İslâm dini – tüm bunlar hepsi bir arada çok büyük temel oluşturmaktadır. Görevimiz tüm bunların etkin bir biçimde kullanılmasından oluşuyor.
Azerbaycan`da gerginlik yalnız Karabağ sorunu, yani Ermenistan`ın Azerbaycan`a saldırısı ile ilgili nedenlerden kaynaklanmamaktadır. Şimdi Gence olayları oldu. Ne yazık ki, gerginliğin nedenlerinden biri de Azerbaycan`da uzun yıllar boyunca bir arada yaşayan uluslar, etnik gruplar arasındaki ilişkilerin biraz bozulmasıdır. Azerbaycan on yıllar, yüz yıllar boyunca bu topraklarda yaşayan tüm insanların Vatanı oldu, bundan böyle de Vatanı olmalıdır. Azerbaycan Cumhuriyeti`nde yaşayan her vatandaş ulus, din, siyasi görüş ayrımı yapılmaksızın eşit haklara sahip olmalıdır. Eğer bu kavramları kılavuz edinebilir ve bunları uygulayabilirsek, biz Azerbaycan Cumhuriyeti`nde yaşayan tüm halkların, tüm ulusların tam birliğini temin edebiliriz. Bu bizim öncelikli görevlerimizdendir. Sanıyorum, biz bunu başaracağız.
Geçen bir yıl içinde dış politika alanında çok çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Ancak yapılması gereken işler daha fazladır. Sanıyorum, Azerbaycan Cumhuriyeti`nin demokratik bir devlet olarak tüm devletlerle eşit haklara dayalı ilişkiler kurması gerekiyor. Herhangi bir devletin iç yapısının, iç politikasının hangi doğrultuda olmasına bakılmaksızın, biz iyi ililşkiler kurmalıyız. İlk önce, yakın komşularımızla gerekli kültürel, ekonomik, devlet ilişkileri geliştirilmelidir. Bu açıdan Türkiye Cumhuriyeti ile olan ilişkilerimiz, kuşkusuz ki, cumhuriyetin vatandaşları tarafından beğenilmektedir. Komşu İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerimiz iyileştirilmeli, geliştirilmelidir. Rusya çok büyük bir devlettir, bizim kuzey komşumuzdur. Kuşku yok ki, Rusya ve Azerbaycan arasında bağımsızlık prensipleri çerçevesinde sürdürülen ilişkilerimiz bundan böyle daha iyi, daha kapsamlı, verimli bir biçimde gerçekleştirilmelidir. Bir zamanlar eski Sovyetler Birliği`ne üye olmuş, günümüzde ise bağımsız olan tüm devletlerle - Ukrayna, Beyaz Rusya, Gürcistan, Orta Asya devletleri, Kazakistan, Baltik devletleri, Moldova ile daha geniş kapsamlı, karşılıklı ilişkiler kurmalıyız. Bizim için bu, çok önemlidir. Çünkü bu devletlerle bizim ekonomik ilişkilerimiz, kültürel ilişkilerimiz, insani ilişkilerimiz uzun yıllar, yüzyıllar boyu çok sıcak olmuştur. Bu ilişkileri koparamayız, tam tersi geliştirmemiz gerekiyor. Kuşkum yok ki, sırf böyle bir politika Azerbaycan Cumhuriyeti`nin bağımsız bir devlet gibi teşekkül etmesine ve gelişmesine yardımcı olacaktır.
Azerbaycan Cumhuriyeti artık uluslararası alana açılmıştır. Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri`nin Azerbaycan Cumhuriyeti`ne karşı olumlu yaklaşımı hepimizi sevindiriyor ve sanıyorum, ilişkilerin daha da genişlemesi ve geliştirilmesi gerekir. Tüm Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimiz genişletilmelidir. Özellilkle, İngiltere, Fransa, Almanya ile. Tüm müslüman ülkeleri ile, Arap ülkeleri ile, Türkçe konuşan ülkelerle bizim ilişkilerimiz daha hızla geliştirilmelidir. Kısacası, ben, sadece olarak, dış politika konusunda kendi tutumumu belirtmek istiyorum. Yüksek Sovyet`in Başkanı olarak bu yönde faaliyet göstereceğim, bizim cumhurbaşkanımızın faaliyetinin, Yüksek Sovyet`in, hükümetin faaliyetinin başarılı olması için çalışacağım.
Ancak bunların hepsinden önemli, şimdi Gence`de baş gösteren olaylar, bununla ilgili yaratılan gerginliğin ortadan kaldırılmasıdır. Ben burada Ulusal Meclis`in şu oturumunda, bu kürsüden tüm Azerbaycan vatandaşlarına sesleniyorum, bizim kardeşlerimize, ablalarımıza, evlatlarımıza sesleniyorum ve belirtiyorum ki, bizim cumhuriyetimiz şimdi çok zor durumdadır. Bizim en büyük sıkıntımız, bir daha söylüyorum, işgal altındaki topraklarımızın geri alınması, Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün, egemenliğinin sağlanmasıdır. O yüzden tüm iç ihtilaflar, iç kargaşalar bir tarafa bırakılmalıdır. Ben tüm Azerbaycan halkına hitap ediyorum, ben Gence halkına, Azerbaycan Cumhuriyeti Milletvekili Suret Hüseynov`a çağrıda bulunuyorum, onun silah arkadaşlarına sesleniyorum ve onların hepsini sağduyuya, insani ilişkilere davet ediyorum. Bizim cumhuriyetimizin şimdi buna daha fazla ihtiyacı var ve onlar da bilmeliler, tüm halk da bilmeli ki, şimdi biz hepimiz bir olmalıyız. Azerbaycan`ın bu trajedik döneminde biz büyük felaketle yüz yüzeyiz. Bu aşamada tüm güçler bir bütün haline gelmeli, tüm siyasal partiler, tüm siyasal kurumlar, tüm siyasal ve toplumsal kuruluşlar, tüm insanlar - hepsi kenetlenmelidir. Herkes kini, dargınlığı bir tarafa bırakmalıdır. Hepimiz bir araya gelerek Azerbaycan`ı bu zor durumdan kurtarmalıyız. Sanıyorum ki, Gence ahalisi, Gence çevresindeki bölgelerde yaşayan tüm insanlar benim sesimi duyacaklar, bunu destekleyecekler. Suret Hüseynov benim sesimi duyacak, sağduyulu davranacak ve biz bu beladan tamamen kurtulabileceğiz. Ben sizin hepinizi bu alanda faaliyet göstermeye, birleşmeye davet ediyorum. Ben rica ediyorum, küçük duyguların esiri olmayalım, ufak tefek dedikoduları bir tarafa bırakmak gerekir, tüm bunların zamanı gelecektir. Kimsenin kimseyle herhangi bir problemi varsa, bunların hesabını daha sonra sorar. Şimdi bunların zamanı değildir.
Bununla ilgili olarak bir konuya daha değinmek istiyorum. Bazı çevrelerde benimle ilgili, eğer Haydar Aliyev Azerbaycan`da yeniden herhangi göreve seçilirse, bazı kimselerden öç alacaktır diye bazı söylentiler dolaşıyor. Kimse bir zamanlar ona karşı gelmişse veya kötü muamelede bulunmuşsa, o kişiye kötü davranacak. Ben sizin huzurunuzda tam sorumlulukla söylüyorum ve tüm Azerbaycan halkına ilan ediyorum ki, genel olarak tabiatım itibarıyla ben intikam duygusundan uzak birisiyim. Bunu, sadece olarak, bazı şahıslar yapay şekilde yaratmışlar ve görülüyor ki, yalnız beni lekelemek için değil, genelde bizi parçalamak için. Size söz veriyorum, hiçbir zaman öç almak duygusuna kapılmayacağım. Eğer bir kimse ne zamansa bana iyi davranmamışsa, herhangi birşey yapmışsa, inanın bana, ben onların hepsini çoktan affetmişim. Ben hiçbır zaman o duyguların esiri olmadım ve olmayacağım. Siz bana güvendiniz ve ben böyle bir konuma geldim diye değil. Hayır. Sadece ben bir vatandaş olarak da kimseyle düşman olmayı, öç almayı veya kimseye kötülük yapmayı hiçbir zaman istemedim ve istemeyeceğim. Ancak görev çerçevesinde, kuşku yok ki, hepimiz disipline uymalıyız, hepimiz yasalara uymalıyız, hepimiz kurallara uymalıyız, yasaların üstünlüğünü temin etmeliyiz ve bu yolda ben, kuşkusuz ki, kendi inancımdan caymayacağım.
Sanıyorum, Yüksek Sovyet`le, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey`le birlikte, hepimiz bir araya gelerek bu durumdan kurtulacağız. Sizin hepinizi bu yolda birlik olmaya davet ediyorum.
Teşekkür ederim.