Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in, Bakü’nün Nesimi İlçesi’nde (Samet Vurgun sokağı) başkentin ilk özel ortaokulunun açılış töreninde yaptığı konuşma - 1 Eylül 2001


Sevgili çocuklar!

Sayın eğitim çalışanları!

Sayın veliler!

Bugün Azerbaycan'da yeni eğitim öğretim yılı başlıyor. Azerbaycan'ın tüm okullarında, yüksek okullarında, tüm öğretim kurumlarında ders başı yapılıyor. Bu her halkın, her milletin hayatında önemli bir olaydır. Nitekim toplum eğitim olmadan gelişme kaydedemez. Eğitimsiz halk, modern koşullarda bile elindeki fırsatları değerlendirmek istediğinde pekçok sorunla karşılaşır. Bu nedenle eğitim her insan için gereklidir ve dolayısıyla her insan çocukluk ve gençlik yıllarında bu eğitimi almalıdır.

Azerbaycan'da eğitimin, yirminci yüzyılda çok hızla geliştiğini ve okuma yazma bilmeyen çocuğa, gence, insana pek rastlanmadığını büyük gururla söyleyebilirim. Halkımızın tamamının eğitimli, tahsilli olması bizim büyük başarımızdır. Fakat şunu da biliyor olmalısınız, dünyanın tüm ülkelerinde, hatta coğrafi açıdan bize yakın ülkelerde bile insanların, gençlerin hepsinin eğitimli olduğu söylenemez. Bu, bizim büyük bir başarımızdır. Bu arada görevimiz eğitimi daha da geliştirmek, kalitesini artırmaktır. Tabiatıyla bunu bizim öğretmenler, eğitimciler yapıyorlar. Azerbaycan, kalabalık bir öğretmen kitlesine sahip bulunuyor. Kalabalık bir eğitim çalışanı kitlesi var ve bizim eğitim potansiyelimiz, yani çocukların, gençlerin eğitim alarak hayatın çeşitli alanlarında faaliyetlerde bulunması için Azerbaycan'ın olanakları geniştir. Azerbaycan'da oluşan eğitim sistemi, 20.yüzyılda oluşmuş olan eğitim sistemi bizim en büyük zenginliğimizdir ve biz 21.yüzyıla bağımsız bir devlet olarak, işte  bu servetle, işte bu büyük potansiyelle başladık.

Bağımsız Azerbaycan'da her insanın özgür, hür yaşayarak, kendi evladını, kendi çocuğunu okutacağı, yetiştireceği ve böylece halkımızın bilgi ve kültür düzeyinin artmasına katkıda bulunacağı konusundaki  inancım tamdır. Eğitim düzeyimiz ne kadar yüksek olursa bile biz bununla yetinmemeliyiz. Hayat, büyük bir süreçtir. Bu süreçte başarılı olmak için insan çağdaş düzeyde bir eğitim almalıdır. Bu arada eğitim sürekli geliştirilmelidir. Tüm bunlar Azerbaycan'ın eğitim çalışanlarına düşen görevlerdir.

Bugün fırsattan yararlanarak, ben tüm halkımızı, Azerbaycan vatandaşlarını yeni eğitim yılının başlamasından dolayı tebrik ediyor, eğitim çalışanlarına başarılar, çocuklara, gençlere okulda pekiyi notlar almalarını diliyorum.

Azerbaycan, şimdi bağımsızlığının 10. yıldönümünü kutluyor. Bu 10 yıl Azerbaycan'ın hayatında çok karmaşık, zorlu bir dönem oldu. Ancak bu meşakkatli yoldan başarıyla geçtiğimizi ve özgür, bağımsız halkımızın, bağımsız, demokratik, laik devletimizin  ileride de gelişmesi için iyi bir zemin oluşturduğumuzu büyük memnuniyetle söyleyebiliriz.

Bağımsız bir devlet olan Azerbaycan, son yıllarda yeni ekonomik ve politik bir düzen uygulayarak, dünyanın tüm ülkelerinin, özellikle batılı ülkelerin deneyimlerinden faydalanmaya çalışıyor ve nitekim eğitimin de gelişmesi için bu tecrübeden yararlanılması gerektiğini düşünüyor. Biz devlet olarak bunu yapıyoruz. Böyle bir ortamda devlet okullarının yanı sıra Azerbaycan'da özel eğitim kurumları da açılıyor. Bu, çağdaş dönemin icaplarıdır. Biz bu olayı olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyoruz.

Bugün burada gördüğüm okul mu yoksa eğitim kompleksi midir, ben ismini tam bilmiyorum, ancak tüm bunlardan anlaşılan şu ki, bu, çocukların gelişmesi, yüksek eğitim alması, çeşitli alanlarda yeteneklerini sergilemesi yahut bunları geliştirmesi ve gelecekte kendi fıtrî yeteneklerine, arzularına uygun bir meslek edinmesi bakımından çok üstün düzeyli, çok değerli bir komplekstir.

Şimdi tüm Azerbaycan ekonomisinde özelleştirme yolu izleniyor. Uluslararası tecrübeler gösteriyor ki, özelleştirme, özel mülkiyet ekonominin daha hızlı gelişmesini sağliyor. Ne var ki bu süreç de çok zorlu ve karmaşık bir süreçtir. Ancak biz bu sürecin içindeyiz, bu yolu izliyoruz ve hep bu yolda ilerleyeceğiz. Son yıllarda Azerbaycan'da özelleştirme programlarının uygulanması, piyasa ekonomisinin yaygınlaşması, ekonomik reformların yapılması, kırsal alanlarda toprak reformunun uygulanması, devletin kuruluşu ve hukuk alanında reformların gerçekleştirilmesi sonucunda Azerbaycan, günümüzde yeni bir ekonomik düzen yolunda, piyasa ekonomisinin uygulanması yolunda ilerliyor. Biz bunların çok önemli sonuçlarını görüyoruz. Doğru, bu sürecin sıkıntılarını da yaşamıyor değiliz, belli bir toplumsal tabakalaşma oluşuyor. Ancak tüm bu reformların, önlemlerin başlıca sonucu ülkenin her vatandaşının kendi refahını güvence altına alma olanağını edinecek olmasıdır.

Bazı sıkıntılar vardır. Gerçekleştirilen reformlar sonucunda bazı insanların işinden olması, özellikle Ermenistan silahlı kuvvetlerinin Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal etmesi, işgal altındaki topraklardan bir milyondan fazla soydaşımızın zorla göç ettirilmesi, çoğunun çadırlarda barınması – tüm bunlar ülkemizin, toplumumuzun acılı sorunlarıdır. Bunların çoğu geçiş döneminin sorunlarıdır, yalnız bizim ülkemiz, cumhuriyetimizle bağlantılı  sorunlar değildir. Bunlar eski sosyalist ekonomik sistemden yeni ekonomik sisteme, Batı'da olumlu sonuçlar vermiş ekonomik sisteme geçiş yoluyla ilgili sıkıntılar, aynı şekilde belli bir dönemde öne çıkan olumsuz durumlardır. Ancak biz tüm bu sıkıntıların geçici nitelikte olduğuna ve bunları gidereceğimize tamamen eminiz. Azerbaycan ekonomisi, 1996 yılı itibariyle gelişme kaydetmektedir ve bu gelişme hızı her geçen yıl artıyor, insanların refah düzeyi artıyor, özel sektör genişliyor, gelişiyor ve bunların sonucunda yeni özel işletmeler kuruluyor, ticarette, tarımda özel sektör çok yüksek rakamlar elde ediyor. Tüm diğer alanlarda da aynı durum söz konusudur.

Bu arada ülkede, toplumda özel sektörün gelişmesi bazı özel öğretim kurumlarının oluşmasına da neden oluyor. Ekonomimizin, ekonomi politikamızın temel doğrultusu ve ana eksenini oluşturan tüm bu reformların sosyal odaklı uygulamalar olduğunu belirtirim. Her vatandaşın, tüm vatandaşlarımızın sosyal sorunlarının çözümünü amaçlıyor. Biz bu yolda ilerliyoruz ve hep ilerleyeceğiz.

Bugüne kadar uygulanan ve yüksek başarılara imza atan devlet eğitim sistemi bundan sonra da gelişecek, yaşayacak ve gençlerin, çocukların çoğu, doğal olarak, devlet eğitim kurumlarına gidecekler. Azerbaycan Cumhuriyeti devlet bütçesinde eğitime - orta öğretim, yüksek öğretime tüm diğer alanlardan daha fazla kaynak tahsis edilmesi bir rastlantı değildir. Azerbaycan'da iki milyon kadar çocuğun, gencin okullarda, yüksek okullarda öğrenim görmesi bir tesadüf olmasa gerek. Bizim 400 binden fazla eğitim çalışanımızın olması da bir rastlantı değildir. Tüm bunlarla devlet bilhassa ilgileniyor ve bundan sonra da öyle olacaktır. Bu arada eğitim sisteminde, devlet okullarında, devlet üniversitelerinde kusurlar, eksiklikler bulunuyor. Hala bazı eğitim kurumları çocuklara, gençlere çağdaş dönemin kritelerine uygun eğitim verilemiyor. Bazı yerlerde kusurlar endişe verici boyutta. Biz bunların kararlı bir şekilde giderilmesi için uğraşıyoruz ve hep uğraşacağız. Bununla birlikte özel eğitim kurumlarının açılması da Azerbaycan'da yeni bir gelişmedir ve biz bunları destekliyoruz. Benzer özel eğitim kurumlarının Azerbaycan gençlerinin bir çoğunun yüksek eğitim almasına katkısı olacağını düşünüyorum.

Mamafih bir şeyi vurgulamak isterim ki, bir bütün olarak eğitimin bir ticaret  alanına dönüşmemesi gerekir. Bunu herkesin bilmesi lazım. Ne yazık ki, geçtiğimiz yıllarda ülkemizde bu konular henüz tam rayına oturmadığı için bazı yerlerde özel üniversiteler veya özel okullar kuruldu. Ne var ki konuyu araştırırken bunu kuranların daha fazla para kazanma amacı güttüğünü anlıyorsun. Başka üniversitelere, okullara kıyasla daha kaliteli eğitim verme amacı taşımıyor. Bu, bizi endişelendiriyor. Günümüzde ticaret alanı, yani özel sektör ekonomimizde önemli yer tutuyor. Fakat eğitim alanı kutsal bir alandır. Zira eğitim alanı, çocukların, gençlerin ileride gerçek bir  vatandaş, üst düzey uzman olarak yetişmesini sağlamak üzere kurulmuştur. Eğer özel üniversiteleri, özel okulları kuran kişilerin başka amaçları varsa, yani onlar bundan daha fazal gelir elde etme konusuna öncelik veriyorlarsa, üstelik çoğu zaman eğitimin kalitesi bizim devlet üniversitelerinden, devlet okullarından düşüktürse, bu hem halka, hem çocuklara, hem de milletimize karşı bir ihanettir. Buna kesinlikle izin veremeyiz!

Eğitim sektörü, Azerbaycan'ın geleceğini sağlayan bir sektördür. Her milletin, her ülkenin istikbali gençlerdir. Biz gençlerimize ne kadar kaliteli eğitim verirsek, yüksek eğitim verirsek, meslekleri mükemmel bir şekilde öğrenmelerini sağlarsak, bağımsız Azerbaycan'ın geleceği ve demek ki, bağımsız Azerbaycan'ın ekonomisi, bilimi, eğitimi bir o kadar iyi gelişecek, insanların refahı bir o kadar artacaktır.  Nitekim bugün ben bu özel eğitim kompleksinin açılışına sırf bu amaçla katıldım. Birincisi, bu özel okulun nasıl bir yer olduğunu, hangi olanaklara sahip olduğunu ve burada eğitimin nasıl yapılacağını görmek istedim. İkincisi, sadece bu okula değil tüm özel eğitim kurumlarına söyleyeceklerim vardı, bunları ifade etmkek için geldim. Bu bizim devletimizin politikasıdır. Bu politika, yani özel eğitim kurumlarının da kalitesinin yüksek olması en önemli faktördür. Bu böyle olmazsa, biz benzer özel eğitim kurumlarının açılmasına izin vermeyeceğiz.

Bizim okullarımız millidir. Bildiğiniz üzere, ben son dönemlerde Azerbaycan'ın resmi dili, ana dili, Azerbaycan dili hakkında birçok kararname imzaladım. Azerbaycan'ın Latin alfabesine geçmesi hakkında kararname imzaladım. 1 Ağustos itibariyle bu, yürürlüğe girdi.  Bunu başardığım için çok mutlluyum. Nitekim bazı kişiler kısa süre zarfında bunun yapılamayacağını savunarak bana cephe aldılar. Fakat oldu. Tüm resmi kurumlarda, kuruluşlarda, eğitim, sağlık, ticaret alanında, her yerde Azerbaycan'ın devlet dili, ana dili, Azerbaycan dili egemen olmalıdır. Bugün bana verilen bilgiler bizim devlet politikası doğrultusunda okulun kurulduğunu gösteriyor, buna çok sevindim. Burada eğitim Azerbaycan dilinde, resmi dilde yapılacaktır. Ayrıca bana bildirdiler ki, bunun yanı sıra burada çocukların daha çok hangi dile heves etmesine bağlı olarak, başka diller - İngilizce, Rusça, Fransızca, Arapça ve başka diller de öğretilecektir. Evet, çocukların, gençlerin istikbalini sağlamak için eğitimde politikamız budur. Her Azerbaycan gencinin – ki  yaşlı insanlara şimdi bunu şart koşmam belki doğru olmaz - öncelikle, kendi dilini, ana dilini bilmesi gerekir. Çünkü bu, annesinin dilidir. Bu, ülkenin resmi dilidir ve gencin bu dilde eğitim alması, bu dilde okumayı yazmayı bilmesi, işte bu dilde Azerbaycan halkının zengin tarihini, zengin kültürünü, yüzyıllar boyunca oluşmuş olan büyük mirasını öğrenmesi gerekir.

Fakat biz halkımızı, milletimizi, gençliği bununla kısıtlamamalıyız. Biz bağımsız bir devlet olarak eşit koşullar altında uluslararası alanda temsil ediliyoruz, dolayısıyla her Azerbaycanlı, Azerbaycan dilini, resmi dilini iyi bilmenin, bunu egemen dil olarak benimsemenin yanı sıra çağdaş dünyanın gerektirdiği koşullar gereğince başka bir dili de - İngilizce, Rusça, Fransızca ve diğer dilleri de bilmelidir. Eğer insan, bağımsız Azerbaycan'da kendi ana dilini, Azerbaycan dilini bilmiyorsa, başka dillerde eğitim alıyorsa, elbette, Azerbaycan için faydalı birisi olamaz. Başka dilleri öğrenmek, benimsemek gerekir. Ancak Azerbaycan dilinde eğitim alması şart. Bu arada Azerbaycan dilinde eğitimin yanı sıra başka dilleri de çok mükemmel öğrenmesini sağlamalıyız.

Bugün ben işte bu bilgileri edindim. Ben birkaç sınıfı gezdim. Bir şeye çok sevindim. Bu, yeni bir okuldur. Kuşkusuz birinci sınıfa çocuklar geliyor. Ancak 8.sınıfa kadar öğrenciler var. Bazıları şimdiye kadar Rusça eğitim görmüşler. Bu asla ayıplanacak bir durum değildir. Ancak şimdi burada kendi eğitimlerine Azerbaycan dilinde, ana dilinde, devlet dilinde devam etmek istiyorlar. Bu, çok güzel bir olaydır. Bu, hem çocukların hem velilerinin asıl Azerbaycanlı, asıl Azerbaycan vatandaşı, ana dilini seven ve içinde bu duyguyla yaşayan insanlar olduğunu gösteriyor.

Ben bu yeni okulun çok güzel araç ve gereçlerle donatıldığına ve burada çok güzel bir ortamın sağlandığına inanıyorum. Böyle bir okul, bugün ettiğim tavsiyeleri yerine getirecek ve böylece gelecek için geniş birikimlere sahip bilgili gençler yetiştirecektir. Ben bu vesileyle okul çalışanlarına başarılar diliyorum. Umarım, onlar bugün bana verdikleri sözlere bağlı kalacaklar.

Burada velileri görüyorum. Her anne-baba için çocuğu, evladı her şeyden değerlidir. Ancak çocuğunu, evladını ne kadar çok seviyorsan, onun eğitimi ile de bir o kadar ilglilenmen gerekir. Eğer çok sevilmesi sonucunda çocuk, genç şımarıyorsa, o, iyi bir eğitim alamaz. Bu nedenle ebeveynlerin de çocuklarına karşı sert olmaları gerekir. Öğretmenler de sert olmalılar. İşte bu durumda biz iyi bir gelecek kuşak yetiştireceğiz. Sizleri bir kez daha kutlar, hepinize esenlikler, başarılar dilerim.