Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in AGİT Minsk Grubu Eş başkanlarını kabulü sırasında yaptığı görüşmeden - Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 8 Mart 2002


Haydar Aliyev: Sayın konuklar, dostlar!

Ben sizi en içten duygularla selamlıyorum ve sizinle yeniden bir araya gelmekten çok memnunum. Biz sizinle, yani Minsk Grubu eş başkanları ile New York'ta bir araya gelip çok kapsamlı bir görüşme yaptık. O dönemlerde siz, bölgeye, aynı zamanda Azerbaycan'a bir gezi yapacağınızı söylediniz. Sizin şimdi gelmiş olmanıza ben çok sevindim. Biz o görüşmelerimize devam edebiliriz.

Dün AGİT Dönem Başkanı Azerbaycan'ı, Bakü'yü ziyaret etti. Biz onunla görüştük, aramızda çok detaylı bir konuşma geçti ve Minsk Grubunun faaliyeti ile ilgili geniş kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk. Sadece Minsk Grubunun faaliyeti üzerine değil, genel olarak AGİT'in Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun çözüme kavuşturulmasına yönelik faaliyeti üzerine çok geniş kapsamlı bir görüşme yaptık. Sanırım, şimdi siz Azerbaycan'a ve bölgeye bir takım önerilerle gelmiş bulunuyorsunuz ve tabii ki, bunları dinlemek, görüş alışverişinde bulunmak çok iyi olurdu.

Ben burada bizim kızları, gazetecileri görüyorum. Bayram gününde onlar neden çalışıyorlar, bunu anlamıyorum. Zira bugün Azerbaycan'da kadınlar bayramıdır ve hiçkimse çalışmıyor. Kadınlar zorla çalıştırılmamalı. Ben kadınların bayramlarını kutlar, onlara sağlık ve mutluluklar dilerim. Eğer şu masanın arkasında bulunan kadınlar da bu bayrama katılacak olurlarsa, onları da kutlarım.

Sayın Perina, buyurun.

Rudolf Perina (AGİT Minsk Grubunun ABD'li Eşbaşkanı): Sayın Cumhurbaşkanı, bugün bana görüşme olanağını sağladığınız için çok teşekkür ederim. New York'taki görüşmeden sonra bugün Sizinle tekrar bir araya gelmek çok hoş.

Demin Sizin kaydettiğiniz üzere, biz buraya çok önemli bayram gününde gelmiş bulunuyoruz. Bugün Dünya Kadınlar Günü'dür. Ziyaretimiz sonucunda kadınları çalışmak zorunda bıraktığımız için çok üzgünüz. Bu bayram vesilesiyle Azerbaycan'ın tüm kadınlarına mutluluklar dilemek istiyorum. Fakat bayram olmasına rağmen biz buraya olabildiğince erken gelmek istedik. Şu durumda, bizim çalışma takvimimiz bunun için uygun olduğundan biz buraya geldik ve çok önemli bir konu, uzun süredir müzakeresi yapılan konu üzerine görüşmeyi sürdüreceğiz. Bu, hem de New York'ta yaptığımız görüşmelerin devamı niteliğinde olacaktır. Biz New York'taki görüşmenin son derece önemli ve olumlu bir görüşme olduğunu düşünüyoruz. Burada bulunmamızın nedeni şudur ki, biz görüşmelere hız kazandırabilir, daha fazla çaba gösterebiliriz.

Sorunu çözmenin zamanı artık gelmiştir diye düşünüyoruz. Zira bu anlaşmazlık artık uzun zamandır çözüm beklemektedir ve burada bulunmuş olmamız bizim hükümetlerin bu konuya ne denli önem verdiklerinin bir göstergesidir.

Biz bugün sabah ülke içinde sürekli yaşadıkları yerlerden zorla göç ettirilen kişilerle - mültecilere bir araya geldik. Onların çok dokunaklı, acıklı ve karamsar konuşmalarını dinledik. Biz bu ihtilafın bu insanlara ne kadar çok acı verdiğinden emin olduk. Düşünüyorum ki, bundan daha büyük kanıt olamaz. Bu problemin kısa sürede çözülmesi gerekmektedir. Kaydettiğim üzere, biz bugün çok dokunaklı hikayeler dinledik. Temasta bulunduğumuz kişilerin büyük bir bölümünü kadınlar oluşturuyordu, onlar bu ihtilaf sırasında kocalarını, akrabalarını, yakınlarını kaybetmişler. Bu sorunun kısa sürede çözüme bağlanması için biz buraya güçlü bir istekle ve tam kararlılıkla gelmiş bulunuyoruz. Birkez daha teşekkür ederim.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim.

Vyaçeslav Trubnikov (Rusya Federasyonu Dışişler Bakanının Birinci Yardımcısı): Sayın Haydar Aliyeviç!

Başkan Putin'le görüşmenizin bir devamı olarak, Size esenliklier ve uzun ömürler için en iyi dileklerimi birkez daha ifade etmek istiyorum. Bu, yöneticilerimizin faaliyetinin temel amacıdır ve Siz iktidarda bulunduğunuz sürece ülkelerimiz arasında diyalogun çok verimli olacağını umuyoruz.

Bize gösterilmiş olan çok sıcak konukseverlik için çok teşekkür ediyoruz. Eşbaşkanların hepsi Rusça bildiği için, izninizle konuşmamı ceviri yapılmaksızın sürdürmek istiyorum.

Haydar Aliyev: Evet, herkes biliyor.

Vyaçeslav Trubnikov: Görüyorsunuz, Azerbaycan'da böylesine saygı gören Rusçaya meğerse tüm dünyada saygı duyulmaktadır. Ve birkez daha söylemek istiyorum: "Haydar Aliyeviç, burada Rusça'nın iyi, klasik, eğitim kurallarına uygun bir düzeyde sağlanmasına yönelik çalışmalara katkılarınızdan dolayı Size çok teşekkür ederim."

Şimdi ise esas konuya - burayı ziyaretimizin amacı konusuna gelince. Bizim herhangi bir olağanüstü önerimiz bulunmamaktadır ve ben zannediyorum ki, meslektaşlarım- eşbaşkanlar aynı şeyi söyleyeceklerdir, biz yalnız sürdürülen görüşmeler sürecinin kesintiye uğramamasını değil, hem de bu sürecin herhangi bir şekilde derinleşmesini istiyoruz. Biz en önemli konuları görüşebiliriz ve bu gerçekten de çok önemlidir. Biz ikincil konuları da ele alabiliriz. Onlar da iki komşu devlet arasında, iki komşu halk arasında iyi ilişkilerin olması ve kan dökülmesinin ilişkileri gölgelememesi açısından az önemli değildir.

Ben birşeyi daha vurgulamak isterim ki, şimdi sizinle birlikte yaşayan insanların, halkların bir arada yaşamak zorunda kalmalarını anlatmak moda olmuştur.

Haydar Aliyeviç, terör karşıtı koalisyonun mücadelesine katkılarınızdan dolayı Size tüm Rusya adına sonsuz teşekkürümüzü sunuyorum. Bu, oldukça büyük cesaret istiyordu ve Sizin özel, kişisel katkınıza Rusya'da çok değer veriyoruz. Bu, çok büyük bir çalışmadır ve bir çok karmaşık sorunların çözümlenmesi için yaptığınız çalışmalardan dolayı ben sizin önünüzde bir daha eğiliyorum. Bu sorunlar hâlâ devam ediyor. Fakat ben şu olaydan dolayı, polis makamlarının, özel güvenlik birimlerinin aracılığıyla yoğun işbirliği içinde bulunduğumuzdan dolayı çok memnunum. Bizim aramızda tam karşılıklı bir anlaşma söz konusudur, teröre karşı bu mücadelede omuz omuza, birlik içinde yürüdüğümüzün farkındayız. Bunun için çok teşekkür ederim. Düşünüyorum ki, Azerbaycan Güney Kafkasya'nın öyle bir ülkesidir ki, Rusya kendi antiterör savaşında ona güvenebilir. Bu, büyük bir destektir, bunun için çok teşekkür ederim.

Ben Sizin Vladimir Vladimiroviç'le Gürcistan'daki durumu görüştüğünüzü biliyorum. Ben ona değinmeyeceğim, fakat bizimle Azerbaycan arasında Sizin özel katkınız, kişisel çabalarınız ve en önemlisi ise, çok büyük vatandaşlık cesaretiniz sonucunda sağlanan bu tür işbirliğinin ve karşılıklı yardımlaşmanın Güney Kafkasya'nın diğer ülkeleri arasında da sağlanmasını isterim.

Benim söylemek istediğim ne? Eş başkanların tutumları yüzünden biz farklı görüşler söyleyebiliriz, fakat asla ne Siz, ne de Sizin Azerbaycan'daki meslektaşlarınız bizim yaklaşımımızı baskı veya herhangi bir etkileme aracı olarak değerlendirmemelisiniz.

Biz görüş alışverişinde bulunuyoruz ve bu durumdan kurtulup, barışçıl, çok ciddi bir süreç doğrultusunda ilerlemekle ilgili önerilerimizde doğru yolu izlememiz için Sizin açık, çok net düşüncelerinizi alalım diye her zaman kendi bakış açımızı ortaya koyuyoruz.

Biz şunu çok iyi anlıyoruz, hem Sizin hem Ermenistan Cumhurbaşkanı'nın kendi halklarınıza karşı ciddi, derin ve en önemlisi ise, değişmeyen yükümlülükleriniz bulunuyor. Nitekim bu sürece yardım etmenin yanı sıra biz bu yükümlülükleri göz önünde bulundurmaya çalışıyoruz. Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak Sizin de, Cumhurbaşkanı Koçaryan'ın da ülke içinde karşılaşacağınız sıkıntıları çok iyi anlıyoruz. Bunlar iç politikaya yönelik düşüncelerdir. Fakat Sizin bizim yardımımızın, rolümüzün tarafsız olduğunu düşünmenizi istiyoruz ve bu, bizim için çok önemlidir. Fakat bu tarafsızlık belli bir düzeye kadar, kan dökülmesi tekrar başlamadığı, çatışmalar yeniden alevlenmediği, acımasız saldırılar yeniden başlamadığı sürece geçerlidir. Şunu söylemek isterim ki, bugüne kadar kan dökülmemesi, üstlenilmiş yükümlülüklerin yerine getirilmesi Sizi şeref kazandıracaktır. Anlıyorum, sabrın da bir sınırı vardır. Biz bunu da anlıyoruz, çünkü halk artık usanmıştır. Bu sorunu çözmek gerekir ve ben üç eşbaşkan adına Sizi temin etmek isterim ki, biz bu sorunun çözümüne katkıda bulunmayı çok isteriz. Gama'nın da söyledikleri, genel olarak AGİT'in de söyledikleri bizim yaklaşımımızı yansıtmaktadır. Kimi zaman biz umutsuzluğa düşmesek bile, çaresizlik duygusuna kapılıyoruz. Niçin? Zira sizin güçlü desteğiniz olmaksızın, bugün hakkında konuşacağımız sürekli temaslar olmaksızın, Sizi de, Ermenistan Cumhurbaşkanı'nı da, en önemlisi ise üç eşbaşkanı, yani Rusya Devlet Başkanı'nı da, Fransa Cumhurbaşkanı'nı da, ABD Başkanı'nı da aynı düzeyde kaygılandıran bu çok karmaşık sorunun herhangi bir çözüm yolunu geliştirmek bizim için çok zordur.

Biz buraya turist olarak, kendi isteğimizle gelmedik, Minsk Grubu bir görev vererek bizi buraya yolladı ve bu, çok sorumluluk gerektiren bir görevdir. Haydar Aliyeviç, biz bu sorumluluğun bilincindeyiz. Biz bölgeden elimiz boş geri dönmeyi asla istemezdik. Size, fevkalade saygı duyduğum bir kişiye, üstün kişilikli politika adamına, fevkalade yetenekli bir ulusun sağduyulu yöneticisine söylemek istediğim işte bunlardır.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim, Vyaçeslav İvanoviç.

Philippe de Suremain(AGİT Minsk Grubunun Fransız Eşbaşkanı): Sayın Cumhurbaşkanı, biz çok büyük memnuniyet duygusuyla bugün Bakü'de bulunuyoruz. Biz buraya turist olarak gelmedik. Fakat sizin bu güzel kentinizde bulunmak bizde son derece güzel izlenimler bıraktı. Bu ilkbahar havası bize çok iyi geldi.

Cumhurbaşkanı Chirac en içten selamlarını Size gönderiyor. Onun Size ne kadar büyük güven duyduğunu, Size ne kadar çok inandığını biliyorsunuz. Onun şahsında Avrupa Birliği ülkelerinin bu sürece ne denli büyük önem verdiği ortadadır ve ben bundan memnunum. Sayın Gama bunu Size aktarmıştır.

Bizim Kafkasya gezimiz sona erdikten sonra Viyana'ya döneceğiz. Orada bu gezinin sonuçları ile ilgili bilgi vereceğiz. New York'ta Sizin bizi çok iyi karşılamanızdan memnun kaldık. Bu bayram günü bizi kabul ettiğiniz için Size çok teşekkür ediyoruz. Bugün pek çok kişiyi rahatsız ettik gibime geliyor. Fakat bize bu görüşmeye katılan kadınları, özellikle de Bayan Dilara Seyitzade'yi bizzat kutlama fırsatı doğdu.

Bu, son derece önemli bir görevdir. Biz ne denli bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. Biz kendi faaliyetimizi çok etkin bir biçimde sürdürmekte kararlıyız. Biliyorsunuz, acil ve adil barışın sağlanması ne denli önemlidir. Bu sabah biz yerinden edilen mültecilerin artık dayanacak güçleri kalmadığına ve onların acılarına tanık olduk. Yüz binlerce kişi evine döneceğini umuyor. Bu barışın Azerbaycan için ne denli önemli olduğunu da biliyoruz. Bölgesel ilişkilerde barış son derece önemlidir. Bölgenin istikrara kavuşması hem bölgeyi hem Sizi, tüm Azerleri, hem de bizi - hepimizi ilgilendiriyor. Biz buraya çok büyük bir inançla, umutla ve Size mümkün olabildiğince daha fazla yararlı olma isteğiyle geldik.

Sayın Cumhurbaşkanı, bizi kabul ettiğiniz için Size birkez daha teşekkür ediyorum.

Haydar Aliyev: Teşekkür ediyorum. Konuşmak isteyen başka kimse yok.

Sayın dostlar, ben Azerbaycan hakkında, benim hakkımda aktarmış olduğunuz kelimelerden dolayı her üçünüze de teşekkür ediyorum. İlk önce, şundan dolayı, siz Minsk Grubunun çalışmalarının ileride de etkinlik kazanmasını istiyorsunuz ve bu yönde gerekli önlemleri uygulamaya hazırsınız.

Şunu bilmelisiniz,- ki hiç kuşkusuz biliyorsunuzdur,- bu sene mart ayı, yani bu ay sonunda Minsk Grubu kurulalı on yıl olacak. Bir düşünün, on yıl! Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ ihtilafı bundan daha önce, yaklaşık olarak 1988-1989 yıllarında çıktı. Fakat 1992 yılından itibaren AGİT bu sorunla ilgilendi ve Birleşmiş Milletler bu sorunu AGİT'in sorumluluğuna bıraktı. AGİT de bunun için özel Minsk Grubunu oluşturdu.

Genel olarak, Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ ihtilafı çok acılı sonuçlara yol açtı ve özellikle Azerbaycan'a büyük zararlar verdi. Siz bugün zaman bulup inşası henüz bitmemiş binalarda oturan mültecilerle, göçmenlerle buluşmuşsunuz ve ben bundan çok memnun oldum. Ben onların durumunun, anlattıklarının sizi gerçekten çok kaygılandırdığını farkettim. Şunu kaydetmek isterim ki, Bakü'de oturan, sizin gördüğünüz şu mültecilerin çadır kamplarında ve daha zor koşullar altında yaşayan mültecilerle kıyasladığımızda daha iyi durumda olduklarını diyebiliriz. Fakat bugün gördüğünüz manzara sizi çok etkilemiştir. Bu, devam ediyor, üstelik bir sene değil, iki sene de değil. Eğer AGİT Minsk Grubu on senedir faaliyette bulunuyorsa, bu şu demek oluyor ki, on senedir göçmen-mülteci sorunu bulunuyor ve Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ ihtilafı bulunuyor.

Minsk Grubu oluşturulduğu sırada, sanıyorum, pekçok kişi şöyle düşünüyordu ki, AGİT gibi nüfuzlu bir örgütün kurduğu Minsk Grubu - ki ona 12 devlet üyedir- bu anlaşmazlığın kısa sürede çözümüne katkıda bulunacaktır. Fakat aradan on sene geçmiştir, hâlâ bir sonuç alınamamıştır. Doğru, bu seneler boyunca Minsk Grubu ve onun eşbaşkanları çok yoğun çalışmalarda bulundular, çok çabalar harcadılar. Ben özellikle Minsk Grubu eşbaşkanlarının bu kurum içinde 1997 senesinin başından itibaren yaptığı çalışmayı değerlendirmek sitiyorum. Gerçek şu ki, bu seneler boyunca biz Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun barışçıl yoldan çözümü için Minsk Grubu ile birlikte çeşitli yolları masaya yatırdık ve farklı konularda görüşmelerde bulunduk. Yapılan her görüşme bu anlaşmazlığın ne denli derin, zor olduğunu birkez daha gözler önüne serdi, aynı zamanda bize anlaşmazlığın çözümü için yeni adımlar atılmasının mümkün olduğunu gösterdi.

Bu nedenle de biz AGİT'in Minsk Grubunun ve özellikle onun eşbaşkanlarının bu seneler içinde hiç de az çalışma yaptıklarını düşünmüyoruz. Çok iş yapmışlar ve yaptığınız bu çalışmalardan dolayı ben size teşekkür ederim. Fakat, aynı zamanda, bizim sorunun çözümünü sağlayamamış olmamız üzüntüye yol açmaktadır. Bazı durumlarda biz buna yaklaştık. Fakat herhangi kesin bir kararın alınması mümkün olmadı.

Bunlara rağmen, bizim bu çalışmayı sürdürmemiz gerektiğini söyleyebiliriz. Zira AGİT Minsk Grubu ve bu düzen içinde yer alan eşbaşkanlar Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ ihtilafının barışçıl yoldan çözüme kavuşması için en mükemmel kuruluştur. Onun için bugün de biz sizinle bundan sonra ne yapacağımız, hangi yolu izleyeceğimiz ve sonunda sorunun çözümünü sağlamak için ne yapmamız gerektiği konusunda görüş alışverişi yapmalıyız.

Bunları size aktarırken söylemek istediğim şudur ki, ben kesinlikle sorunun barışçıl çözümünden yanayım. Fakat bir tek sorunun barış yoluyla çözümünden yana değilim. Ben bu sorunun kısa sürede çözüme bağlanmasını istiyorum. Bu yüzden hepimiz - siz de, biz de çabalarımızı artırmalı ve sorunun çözümünü sağlamalıyız. Bunu sağlamak mümkün ve ben buna inanıyorum. Bu yüzden de düşünüyorum ki, sizin bu ziyaretiniz büyük önem arz etmektedir. İleri süreceğiniz önerileri de bu ziyaret sırasında ele almak mümkün olacaktır diye düşünüyorum. Burada görüşmeyi kesebiliriz. Tabii eğer itirazınız yoksa. Sonra devam ederiz. Teşekkür ederim.

Çeviri 10 Mart 2002 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır