Sayın toplantı katılımcıları!
Ben bugün Devlet Petrol Fonu İzleme Komitesi`ni ilk toplantıya çağırmış bulunuyorum. Bildiğiniz üzere, 1999 yılı sonunda benim kararnamem üzerine Azerbaycan`da Devlet Petrol Fonu kurulmuştur. Devlet Petrol Fonu`nun kurulması Azerbaycan devletinin 1994 yılından bu yana uyguladığı petrol stratejisi sonucunda mümkün olmuştur. Biz Azerbaycan`da petrol stratejisini hazırlayıp uygulamaya koyduğumuz sırada önümüzde temel büyük amaç olarak şu görevi belirledik: Azerbaycan`ın zengin doğal kaynaklarının bulunduğu petrol ve gaz yataklarının yabancı şirketlerle beraber onların sermaye yatırımlarının çekilmesi yoluyla değerlendirilmesini ve işletilmesini sağlamak, bunun sonucunda zengin yataklarımızdan petrol, doğal gaz üretimini temin etmek ve tabi ki, bunların hepsini Azerbaycan`ın ulusal çıkarlarını sağlamaya yöneltmek. Yani bu strateji sadece ve sadece Azerbaycan`ın ulusal çıkarlarının sağlanması için hem işlenip hazırlanmıştır, hem de uygulanmaktadır.
Tabii ki, çıkar çok kapsamlı bir kavramdır. Burada birçok konular vardır. Fakat bunların arasında ilk sırada Azerbaycan ekonomisinin geliştirilmesi, sorunların çözüme kavuşturulması, Azerbaycan nüfusunun refah düzeyinin yükseltilmesi bulunuyor. Bizim bu stratejimiz ilk günden itibaren bize çok büyük umutlar verdi. Bilindiği üzere, biz petrol stratejisini karmaşık koşullar altında uygulamaya başladık ve buna başlar başlamaz hemen ülkemize karşı sabotajlar, terör eylemleri ve darbe girişimleriyle karşılaştık. Fakat tüm bunlara rağmen, biz kendi irademizden taviz vermedik, seçtiğimiz yolda ilerledik. Şimdi artık bilindiği üzere, büyük sonuçlar elde edilmiş ve daha başarılı sonuçlara ulaşılması için olanaklar, koşullar sağlanmıştır.
Azeri-Çırak-Güneşli petrol yataklarının işlenmesine ilişkin 1994 yılında imzalanmış olan anlaşmanın uygulanmasına öncelikli olarak Çırak yatağının işlenmesi ile başlandı. Kısa zaman diliminde bu kapsamlı proje yaşama geçirildi. Çırak petrol yatağında çağdaş koşullara uygun üstün araçlara, teknolojiye sahip bir platform kuruldu ve biz 1997 yılı Kasım ayında orada erken petrolün üretimini ve ihracını kutladık.
Bakü-Supsa petrol boru hattının yapımı bir zorunluluk haline geldi. Nitekim biz petrol yatağından ürettiğimiz petrolü Bakü-Novorossisk boru hattıyla ihraç ediyorduk. Fakat bu boru hattı, ilk önce, ihraç planının tam anlamıyla ve zamanında yaşama geçirilmesini sağlayamıyordu ve biz birçok sorunlarla karşılaşıyorduk. İkincisi, biz aynı zamanda alternatif petrol boru hatlarının yapımını uygun bulduk ve bu amaçla da Bakü-Supsa petrol boru hattını inşa ettik ve Nisan 1999`da o, işletmeye alındı. Yani artık hatt petrolle dolmuştu ve Supsa`da bu hatla petrolün naklini biz kendimiz izledik ve bu olayı da kutladık.
Nitekim, petrol stratejisinin uygulanmasının ilk sonuçları ortadadır. Bunlar şu ki, biz ortak çalışma yaptığımız şirketlerle Çırak petrol yatağından petrol çıkarıyor, bunu ihraç ediyor ve bu projeden petrol geliri sağlıyoruz. İşte bu yüzden söz konusu petrol gelirinin, yani bu petrolün Azerbaycan`a kalacak kısmından sağlanacak gelirin kullanımı konusu gündeme geldi. Sadece o dönemlerde değil, önceden de bu hep gündemdeydi, biz bu konuyu araştırıyorduk. Özel bir Petrol Fonu kurmayı ve bu projelerden sağlanan gelirleri Petrol Fonu`nda biriktirmeyi, biriken kaynağı ülkenin en önemli sorunlarının çözümünde kullanmayı düşünüyorduk. Fakat ilk aşamada gelirleri biriktirip ilerisi için bir zemin oluştmamız gerekiyordu. Tabii ki, gelirler artıyor ve giderek artacaktır. Gelirler arttıktan sonra bunların kullanım olanakları daha fazla olacaktır.
Petrol Fonu`nun oluşturulması Azerbaycan`da masaya yatırıldı. Uluslararası finans kuruluşlarında ele alındı. Biz bu konuda dünyadaki deneyimleri ayrıntılı olarak inceledik. Bütün bu çalışmaları yaşama geçirmekte bizim bir amacımız vardı: Petrol Fonu`nun kurulması, biçimi, yönetimi, kullanım mekanizması öyle belirlenmeli ki, oraya gelen gelirler ve oradan yapılan harcamalar sadece bu çalışmayla uğraşanlar için değil, bütün toplumumuz için ve hatta dünyada bununla ilgilenenler için açık olsun, şeffaf olsun.
Biz bunu hep ön planda tuttuk. İlk neden şu, eskiden – ki o sıralarda Petrol Fonu yoktu doğru - petrolden gelir sağlanmış, ama ne yazık ki, bazı durumlarda hemen harcanmıştır. İkinci olarak, cumhuriyetin bazen çok büyük ihtiyaçları oluyordu, eğer bahsettiğim yapı kurulmasaydı, birileri o ihtiyaçları karşılamak için bunu kullanma girişiminde bulunur ve başarılı olabiliridi. Bir de Azerbaycan`ın doğal kaynakları halka aittir, halkın malıdır. Halk dışında başka hiç kimsenin değildir va halkın güvendiği devlet, iktidar bu doğal kaynakların halka ait olduğunu hep göz önünde bulundurmalı ve bunları ancak halkın, sadece halkın ihtiyacını sağlamak için kullanmalıdır. İşte bu prensiplerin temelinde Petrol Fonu`nun oluşturulması için biz pek çok görüşme yaptık. Hatta kimi zaman tartışmalar oluyor, farklı görüşler ortaya konuluyodu. Fakat biz bütün uluslararası deneyimleri inceleyerek, Azerbaycan`ın özelliklerini göz önünde bulundurarak Azerbaycan`ın Devlet Petrol Fonu`nu oluşturduk ve o dönemden bu yana geçen iki sene bizim ne kadar doğru ve düzgün bir kurum, bir yapı kurduğumuzu gösteriyor.
Fonun oluşturulması sürecinde çeşitli ülkelerde bir takım güçler, güya bunun çökeceği, filan olacağı, bilmem ne ülkesinde çöktüğü yönünde dedikodular yapıyor, Azerbaycan devletinin egemen haklarını ihlal eden bazı öneriler öne sürüyorlardı.Yahut Azerbaycan`daki muhalefet güçleri hep birşeyler bulmaya, aylarca bu konuda önemsiz, anlamsız görüşmeler yapmaya çalışıyorlar. Çoğu zaman birşey bulamadıkları için,- ki zaten bulamazlardı - birşeyler uyduruyorlar.
Fakat burada, tabii ki, bir konu bulunmaktadır – petrolün üretimi, petrolün satışından sağlanan gelir. Bu gelirin kullanımı gerçekten çok ciddi bir konu. Bugün de önemli bir konudur, gelecek açısından, gelecek kuşaklar açısından da önemli bir konudur. Böylesine çok güvenilir Petrol Fonu düzeninin oluşturulması bizim şimdiki iktidar döneminde sağlanan gelirlerin Azerbaycan halkının çıkarlarına tam uygun bir biçimde kullanımını sağlar. Fakat eğer ileride bir kimse bunu, bu sistemi değiştirirse, yahut bozarsa, yıkarsa, elbette, Azerbaycan hemen çok büyük kayıplara uğrar ve halk kendisine ait servetten yoksun bırakılmış olur. Bu, çok ciddi bir konudur. Bizim kurduğumuz Petrol Fonu, bence, çok güvenlidir ve biz bu güvenin sürekliliğini sağlamalıyız. Onun için bu kurumun faaliyetlerinin güveni telkin etmesi gerek.
Ben, kararnamede belirtilen maddelerin bu çalışmanın tam açıklığını, şeffaflığını sağladığını kaydettim. Petrol Fonu, gelen kaynakla ilgili, yahut bunun herhangi bir kısmı kullanıldığı takdirde, bu konuda basını sürekli bilgilendiriyor ve bundan böyle de bilgilendirmesi gerekiyor. Fakat Petrol Fonu`nun yönetiminde de bir dizi süreçler vardır. Bu nedenle de biz benim kararnamem uyarınca o dönemde Petrol Fonu İzleme Komitesi`ni oluşturduk. İzleme Komitesini hem yürütme makamları, hem yasama organı temsilcileri, hem de bizim kamuoyu temsilcilerinden oluşturduk. Yürütme organları ve kamuoyu temsilcileri cumhurbaşkanınca atandıar. Yasama organı temsilcileri ise Milli Parlamento`nun kararıyla tayin edildiler.
Böylece, biz hem yürütme makamları, hem yasama organının bu çalışmaya katılımını sağladık. Tekrar söylüyorum, şeffaflığın sağlanması için benim kararnamemde, onaylanmış olan Tüzükte, öteki belgelerde çok önemli maddeler bulunuyor. Bunlar Petrol Fonu kaynaklarının kulanımında her hangi ihlalin yapılmasına izin vermeyecektir.
İzleme Komitesinin sürekli faaliyet içinde olması gerek. Üç aydan bir toplantısı yapılmalı ve İzleme Komitesi Petrol Fonu raporunu dinlemelidir. Sadece Petrol Fonu`nun değil, denetim yapan kuruluşların da raporunun dinlenmesi ve görüşlerini açıklaması gerekir. Bütün bu kuruluş, yapı, yine söylüyorum, sadece ve sadece Devlet Petrol Fonu`nun çalışmalarının doğru, düzgün, şeffaf olması içindir.
Benim kanımca, biz şimdiki aşamada Petrol Fonu`na gelen gelirleri toplayıp çeşitli bankalarda tutmalıyız. Petrol Fonu yöneticileri hangi bankalar olduğunu iyi biliyor. Sadece çok zor durumlarda bunları kullanabiliriz. Fakat bir, iki, üç sene sonra bizim gelirlerimiz artacak ve üstelik çok hızla artacaktır. O zaman şu konuyu ele alabiliriz, bunun hangi bölümünün saklanması, hangi bölümünü bazı sosyal sorunların, halkın sosyal sorunlarının çözümünde kullanılması gerektiği, yahut bir kısmının farklı biçimlerde sermaye yatırımı olarak değerlendirilmesi ve bundan da gelir sağlanabileceği konularını ele almak mümkün. Yani Petrol Fonu kaynaklarının aynı yerde tutulması gerekmemektedir. Bu, çok büyük bir mali rezervdir. Uluslararası finans sisteminden de bilindiği üzere, böylesine büyük bir mali rezerve sahip olan ya devlet, ya kuruluş, ya da banka o kaynağı biriktirip tutmakla birlikte bunu kullanıyor. Bu kullanımdan da gelir sağlıyor. Bu yüzden de Petrol Fonu`nun ilerideki görevlerinden biri de biriken kaynağın ülkemize ek gelir sağlaması için önlemler uygulamasıdır.
Şimdi İzleme Komitesinin ilk dönem toplantısı yapılmaktadır. İzleme Komitesi üyeleri bellidir. Bilmiyorum, bunları okumaya gerek var mı? Artur Rasizade, Arif Rehimzade, Vahit Ahundov, İlham Aliyev, Evez Elekperov, Ferhat Aliyev, Haydar Babayev, Elman Rüstemov, Ali Abasov, Mahmut Kerimov ve Petrol Fonu Başkanı Samir Şerifov. Bunun dışında, buraya Başbakan Yardımcısı Ali Hesenov, - nitekim biz Petrol Fonu`ndan ilk mali kaynağı göçmenlerin, mültecilerin sorunları için ayırmışız, bu bilinmektedir, duyurulmuştur, herhalde bu konuda onun bilgi vermesi gerkmektedir - benim yardımcım Ali Esedov, diğer yardımcım Dilare Seyitzade ve öteki çalışanlarım davet almışlar. «Ernst & Young» Denetim Şirketi`nin temsilcisi Codı Ketpbel de katılıyor. Muhtemelen kendisinin de görüşlerini alacağız.