Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları 4. Zirvesinde yaptığı konuşma -Taşkent, 21 Ekim 1996


Sayın Cumhurbaşkanları!

Bayanlar ve Baylar!

Konukseverlik ve görüşmemizi mükemmel bir düzeyde organize ettiği için Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İslam Kerimov`a yürekten teşekkür ederim. Taşkent toplantısının üst düzey katılımcılarını, saygıdeğer kardeşlerimi - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`i, Kazakistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev`i, Kırgızistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Asker Akayev`i, Türkmenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Saparmurad Niyazov`u, Özbekistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İslam Kerimov`u selamlıyorum, size ve halklarınıza mutluluk ve gönenç diliyorum.

Derin bir memnuniyet duyarak belirtirim ki, 1992 yılında Ankara`da temeli atılan kurumumuzun yüce gelenekleri devam etmekte, kardeşliğimiz ve işbirliğimiz pekişmekte ve başarılı bir şekilde gelişmektedir. Türk dili konuşan ülke cumhurbaşkanlarının zirve toplantılarının yapılmasının kaçınılmaz ve yararlı olduğunu bizzat hayatın kendisi teyit etmiştir ve ben, toplantımıza önayak olan ve amacının gerçekleşmesi için büyük çabalar harcayan kardeş Türkiye`ye, Cumhurbaşkanı, bizim dostumuz Süleyman Demirel`e bilhassa teşekkürlerimi sunuyorum.

Geçtiğimiz yılları değerlendirdiğimizde geçiş döneminin malum sıkıntılarına rağmen ülkelerimiz ve halklarımızın çok zorlu sınavları başarıyla atlattığını ve tarihi önem atfeden sonuçlara ulaştığını eminlikle söylemek mümkün. Ülkelerimizin bağımsızlığının pekiştirilmesi, demokratik hukuk devletinin kurulması, siyasi ve ekonomik reformların uygulanması, piyasa ekonomisi ilkelerinin benimsenmesi katettiğimiz yolun gerçek sonuçlarıdır.

Amaç ve görevlerimiz, çözdüğümüz sorunların benzerlikleri ülkelerimizi ve halklarımızı bağlayan güçlü bir faktördür. Bizim halklarımızın ortak tarihsel, kültürel kökleri ve gelenekleri, aynı dil ve dine sahip olması bizi daha da kenetliyor.

Memnuniyetle belirtmek isterim ki, Ankara`da düzenlenmiş olan birinci görüşmemizden sonra geçen dönem zarfında Türk dili konuşan devletlerin ikili ilişkileri daha da gelişmş, aramızda pekçok üst düzey ziyaretler, uluslararası toplantılar kapsamında görüşmeler ve temaslar yapılmıştır. Türk Dili konuşan ülke cumhrubaşkanları arasında yoğun şahsi temaslar, sıcak, güvenli ilişkiler kurulmuştur.

Bu görüşmeler ve temaslar sırasında önemli devletlerarası sözleşmeler imzalanmıştır. Onların gerçekleştirilmesi ülkelerimiz arasında işbirliğinin gelişmesine, manevi ve kültürel ilişkilerimizin yaygınlaşmasına, devletlerimizin bağımsılzığının pekişmesine katkıda bulunuyor. Bizim şahsi dostluğumuz, sık sık görüşmemiz karşılıklı anlaşmaya, en zorlu sorunların ortak çabalarla çözümüne yardım ediyor. Onun için de biz memnunlukla söyleyebiliriz ki, zirve toplantımız tam bir düzene oturmuş ve benimsenmiş, uluslararası statü kazanmıştır, iyi bir geleceği vardır.

Ülkelerimizin önemli bir jeopolitik konuma sahip olması, çok zengin doğal kaynakları, halklarımızın üstün zekası ve çalışkanlığı, bağımsızlık ve egemenlik, uyguladığımız demokratik piyasa reformları, bölgemizi dünyanın en gelişmiş ve varlıklı bölgelerinden biri yapma olanağını sağlıyor!

Değerli dostlar!

Bugün işbirliğimizin sonuç vermeye başladığı cesaretle söylenebilir. Biz haberleşme sistemlerinin kurulmasına ilişkin projeleri fiilen uygulamaya başladık. Bu sistemler ülkelerimizi birbirine daha sıkı bağlayacak, ileride Avrupa`ya, Asya`ya, Yakın ve Orta Doğuya, tüm dünyaya ulaşımı sağlayacaktır. Avrupa Birliği`nin katılımıyla uygulanan, bir zamanlar Avrupa`yı Asya`ya bağlayan İpek yolunun somut örneği olan TRACECA projesi aynen böyle bir projedir. Orta Asya'yı en kısa ve güvenli yoldan Avrupa`ya bağlayacak Transkafkasya koridorunun kullanımını konu alan, Özbekistan, Türkmenistan, Azerbaycan ve Gürcistan arasında yapılan olan dörtlü Sarahs Anlaşmaları da bu amacı güdüyor. Ben Özbekistan`ın bu sözleşmeye katılmasını takdir ediyorum.

Biz ABD, Rusya, Büyük Britanya, Türkiye, İran, Fransa, İtalya, Norveç, Japonya, Suudi Arabistan ve başka ülkelerin en büyük petrol şirketleri ile birlikte Hazar Denizi`nin Azerbaycan`a ait sektöründe petrol ve doğal gaz üretimine ilişkin dev projeler gerçekleştiriyoruz.

Bilindiği üzere, Kazakistan ve Türkmenistan sektörlerinde benzer projeler yapılıyor. Bu kapsamda Kazakistan`dan, Türkmenistan`dan, Özbekistan`dan ve Azerbaycan`dan uluslararası piyasalara petrol ve doğalgaz ihracı için boru hatlarının inşası konusu öne çıkıyor. Ülkelerimiz bu çok önemli sorunun başarılı çözümü için daha yoğun işbirliği yapabilirlerdi diye düşünüyorum. Bence, boru hatlarının Orta Asya-Hazar-Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye-Karadeniz-Akdeniz güzergahı ile inşası en uygun, güvenli alternatiflerden biri olabilirdi.

Bizim ortak çabalarımız sonucu milli kültürlerimizin ve manevi mirasımızın gelişmesi alanında sağlanmış güzel işbirliği memnunluk uyandırıyor. Ünlü düşünürlerimizin çalışmaları, "Dede Korkut", "Manas", "Alpamış" gibi binyıllık tarihi geçmişe sahip destanlarımız bizim ortak kültürel zenginliğimizdir, halklarımızın yüksek ahlak ve adabının temelidir, bizim iyilik ve insanlık örf ve adetleri uyarınca gelişmemizi sağlayan ortak kaynaklardır. Ben Almatı`da büyük Kazak düşünürü ve şairi Abay`ın 150.doğum yıldönümü, Bişkek`te Kırgızların çok önemli "Manas" Destanının 1000. Yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törenlere büyük bir memnuniyetle katıldım. Düşünüyorum ki, kültür ve bilim kuruluşlarımız ileride de ilişkilerini pekiştirecek, birlikte manevi kültürümüzü inceleyip tanıtacaklar.

Taşkent Toplantımızın, Özbek halkının büyük oğlu Amir Teymur`un 660.doğum yıldönümü ile aynı döneme denk gelmesi sevindirici bir durumdur. Bağımsız Türk dili konuşan ülkelerin cumhurbaşkanlarının onu anma törenlerine katılımı manidar, tarihi bir gelişmedir, genel kutsal yerlerimize derin saygının ifadesidir, giderek güçlenen birliğimizin başarı belgesidir.

Bilindiği üzere, UNESCO kararıyla, Doğu`nun önemli aydını, Azerbaycan şairi Fuzulü`nin 500.doğum yıldönümü tüm dünyada coşkuyla kutlanıyor. Ankara`da, Tahran`da, Bağdat`ta ve Kerbela`da, Moskova`da, Paris`teki UNESCO genel merkezinde törenler yapılmıştır. Bu sene 6 Kasım`da Bakü`de Türkçe konuşan tüm halkların büyük evladı Fuzuli`yi anma törenlerinin kapanış porgramı yapılacaktır. Sayın dostlar, fırsattan yararlanarak ben sizin hepinizi Azerbaycan`da yapılacak kapanış törenlerine katılmaya davet ediyorum.

Ekselansları!

20.yüzyılın sonu dünyanın jeopolitik görünümünü değiştirmiş olaylarla zengindir. Totaliter rejimlerin yıkılması, yeni ülkelerin bağımsızlık kazanması, dünyada demokratik değerlerin benimsenmesi - tüm bunlar büyük memnunluk uyandırıyor.

Fakat bununla birlikte dünyada tehlikelerin azaldığı pek söylenemez. Bölücülük, saldırgan milliyetçilik ve uluslararası terör unsurları, devletlerin mevcut sınırlarının değiştirilmesi amacıyla şiddet kullanma girişimleri uluslararası istikrar için doğrudan ve gerçek bir tehlike oluşturyor ve bu tehlike bizim bölgede de mevcuttur. Onun için uluslararası hukuk normlarını, toprak bütünlüğü ilkelerini, ülkelerimizin uluslararası kabul görmüş yasal sınırlarının ve egemenliğinin bozulmazlığını el birliği ve kararlılıkla savunmalı, bu normlara ve ilkelere sıkı sıkıya uyulmasına çalışmalıyız.

Ermenistan Cumhuriyeti'nin, bağımsız Azerbaycan Cumhuriyeti`ne karşı saldırısı sekiz senedir devam ediyor. Bu saldırı sonucunda topraklarımızın yüzde 20`si işgal edilmiştir. Bir milyonun üzerinde vatandaşımız mülteci durumuna düşmüştür ve şu anda çadır kamplarında çok zorlu koşullarda yaşıyor.

1994 yılı Mayıs ayında ateşkes sağlandı, kanlı katliam durduruldu. Fakat gerek AGİT Minsk Grubu çerçevesinde, gerek doğrudan görüşmelerde gösterdiğimiz tüm çabalara rağmen barış anlaşması henüz imzalanmamıştır. Barbarca tahrip edilmiş ve yağmalanmış Azerbaycan kent ve köyleri saldırganın denetimi altında bulunuyor.

Barışı tesis etmek için biz kendi adımıza ne gerekiyorsa yaparız. Ben defalarca bildirdim, biz Azerbaycan Devleti'nin sınırları içinde Dağlık Karabağ'da bulunan Ermenilere en geniş özerklik vermeye haızırız.

Ne var ki Ermenilerin Dağlık Karabağ`a bağımsızlık tanınması veya onun Ermenistan`a bağlanması yönündeki isteklerini biz asla kabul edemeyiz. Biz Azerbaycan`ın çıkarlarının ihlaline asla izin vermeyeceğiz. Zira bu tür girişimler mevcut tüm uluslararası normlara ve ilkelere aykırıdır. Bugünkü dünyada toprak işgallerinin meşrulaştırılmasına izin verilemez. Neresi olursa olsun hiçbir ülke bunu kabul etmemelidir.

Biz bundam böyle de Ermenistan-Azerbaycan sorununa barışçıl çözüm üretilmesi, Ermeni silahli birliklerinin işgal ettikleri tüm Azerbaycan topraklarını boşaltması, Azerbaycanlı mültecilerin doğup büyüdükleri yerlere geri dönmesi, Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasına çalışacağız. Kendi haklı isteklerimize ulaşmak için biz dünya kamuoyunun desteğine ve yardımına, sayın dostlar, sizin desteğinize ve yardımınıza umut bağlıyoruz.

İzninizle, bizim Taşkent Zirvesinin, Türk dili konuşan devletlerin işbrliğinin daha da geliştirilmesi, bölgemizde istikrar ve barışın tesisi işinde önemli bir dönüm noktası olacağından emin olduğumu birkez daha belirtirim. Ben Cumhurbaşkanı İslam Kerimov`un, kuruluşumuzun daimi sekreterliğinin kurulması konusundaki önerisini tam destekliyorum.

İlginize teşekkür ederim.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Türk Dünyası