Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Büyük Britanya`yı resmi ziyaretinin sonuçlarıyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında açıklamaları - 24 Şubat 1994


Sayın bayanlar ve baylar!

Benim ziyaretim sona eriyor, yarın biz yurda dönüyoruz. En önemli çalışmalar yapıldı, bu yüzden bugün ben basın mensuplarıyla bir araya gelmeyi ve sizlere ziyaretimin sonuçları hakkında kısa bilgi vererek sorularınızı yanıtlamayı kabul ettim.

Bildiğiniz üzere, Birleşik Krallık`a resmi ziyaretim Başbakan Sayın John Major`un davetiyle gerçekleşti. Bugün üçüncü gündür biz Londra`da bulunuyoruz. Bu süre zarfında gezi programının hemen hemen tümü uygulanmış oldu. Bu nedenle ben ziyaret sonuçlarından memnun kaldığımı söyleyebilirim. Başbakan Sayın John Major ile yaptığımız görüşme ve toplantılar öncelikli olarak büyük önem arzetmektedir. Bundan önce biz bakanlarla, bazı büyük şirketlerin başkanlarıyla biraraya geldik. Başbakan ile görüşmede birçok konuda - gerek Azerbaycan ile Birleşik Krallık arasında ilişkiler, gerek bizim bölgede, Transkafkasya bölgesindeki durum, ayrıca günümüzün uluslararası ortamı ile ilgili konularda görüş alışverişi yapma fırsatımız oldu.

Görüşmelerimiz karşılıklı anlayış çerçevesinde, samimi ve gayet iyi bir ortamda gerçekleşti. Bu ortamı İngiltere yönetimi sağladı. En önemlisi biz Azerbaycan ile Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin düzenli bir şekilde geliştirilmesi alanında yapılacak çalışmalar konusunda anlaşmaya vardık. Burada devletlerarası ilişkiler, ekonomik işbirliği, bilim, teknik, kültür ve diğer bazı alanlarda işbirliğinden söz ediliyor.

Temaslarımızda ekonomik işbirliği, daha doğrusu, Birleşik Krallık`ın en büyük şirketleri ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasındaki işbirliği konuları önemli yer tuttu. Bu bakımdan Azerbaycan petrol yataklarının işlenmesine BP Şirketinin katılımı konusuna ve batılı petrol şirketlerinin konsorsiyumu ile imzalanmış olan anlaşmaya özel önem verildi. Burada petrol şirketleri ile anlaşmaya bilhassa büyük özen gösterilmektedir. Zannediyorum ki, görüşme ve toplantılarımızda biz bu sorunları tamamen çözdük. Görüşmelerimizin sonuçlarına dayanarak ülkelerimiz arasındaki ilişkileri düzenleyen çok önemli belgelerin imzalandığını düşünüyorum.

Bunlar, öncelikle, Birleşik Krallık ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında dostluk ve işbirliği hakkında bildiri, enerji, keza petrol endüstrisi alanında ülkelerimiz arasında işbirliği muhtırası - ki BP ile işbliği kastediliyor - ve diğer belgelerdir. Asıl bu ziyaretin Azerbaycan ile Birleşik Krallık arasında işbirliğinin temelini attığını düşünüyorum. Bu gezi sırasında işbirliğinin başlangıcı için yeterli sayıda belge - 8 belge imzalandı. İster bu belgeler, isterse aramızda yapılan anlaşmalara dayanarak Azerbaycan ile İngiltere arasındaki ilişkilerin gelişmesi için güzel perspektiflerin bulunduğunu söylemek mümkündür.

Dışişleri Bakanı Douglas Hurd, Ticaret Bakanı Michael Heseltine, enerji ve tarım bakanları, Denizaşırı Kalkınma Bakanı Baroness Chalker, Devlet Bakanı Douglas Hogg, ayrıca bazı dev şirketlerin başkanları ile çok ilginç görüşme ve temaslarım oldu. Ben ülkenizin iş dünyasının temsilcileriyle bir araya gelerek konuşma yapma fırsatı buldum. Görüşmede, Azerbaycan ile ekonomi alanında etkin işbirliği olanaklarını anlattım.

Uluslararası İlişkiler Kraliyet Enstitüsü`nde sunum yapma fırsatına büyük önem addediyorum. Bugün ben Avrupa Bankası`nı ziyaret ettim, Yönetim Kurulu`nda konuşma yaptım. Bugün beni tekrar Birleşik Krallık Parlamentosu`na davet ettiler. Ben Başbakan Sayın John Major, parlamento üyelerinin sorularını cevapladım ve parlamentonun oturumuna katıldım. Ardından parlamento üyeleri ile, hem Muhafazakar Parti, hem İşçi Partisi temsilcilsi parlamento üyeleriyle, hem Lordlar Kamarası üyeleri, aynı şekilde Azerbaycanlılara karşı önyargılı olan Baroness Cox ile zengin içerikli sohbetler yaptık. Parlamento üyeleri ile çok ilginç bir görüşmem oldu, bana kendilerine konuşma yapma olanağını sağladılar. Birleşik Krallık Parlamentosu`nda dostluk grubunun, yahut Birleşik Krallık-Azerbaycan Parlamentolararası Dostluk Grubunun oluşturulmasını büyük memnunlukla karşıladım. Bu grup Azerbaycan parlamentosu ile, genel olarak Azerbaycan ile ilişkileri sağlıyor. Yani konu ülkelerimiz arasında parlamentolararası ilişkilerin etkin bir şekilde sürdürülmesi ile ilgilidir. Ben buna da çok büyük önem veriyorum.

Tüm düzeylerde yapılan görüşme ve toplantılarda Azerbaycan yönetiminin iç ve dış politika konularında tutumunu net ve açık bir şekilde ifade etme fırsatım oldu. Bizim iç politikamız demokratik hukuk devletinin kurulması, demokratik toplumun oluşturulması, Azerbaycan`da demokrasinin gelişmesi için her türlü ortamın sağlanması, demokratik ilkelerin, siyasi çoğulculuk ve çok partili sistemin yerleşmesi, insan haklarının korunması, kişi özgürlüğü, ifade, basın, vicdan özgürlüğü, tüm Azerbaycan vatandaşlarına ulusal köken, dini inanç ve siyasi görüşlerine bakılmaksızın eşit hakların sağlanmasına odaklanmıştır.

Azerbaycan, sosyo-ekonomik gelişme alanında piyasa ekonomisinin, özgür girişimciliğin geliştirilmesi, ekonominin liberalleştirilmesi, yabancı sermaye, yabancı yatırımların Azerbaycan`a çekilmesi, yabancı yatırımcılar için elverişli koşulların sağlanması çizgisini kararlı bir şekilde sürdürüyor. Kısacası, konu serbest piyasa ekonomisi ile ilgilidir. Ben Azerbaycan`ın her anlamda tüm dünyaya açık, özellikle yatırımlar, ekonomik ilişkiler alanında Birleşik Krallık iş dünyasına açık olduğunu ifade ederek, bu konuda Azerbaycan ile ekonomik işbirliğine ilgi gösteren herkesi cumhuriyetimize davet ettim. Ben bunları söyledim ve sizlerin huzurunda bir kez daha belirtirim ki, Azerbaycan, ekonomik işbirliği, yatırımlar açısından uygun olanaklara sahip bulunuyor, ülke yönetimi, devletimiz yatırımları, Azerbaycan ile işbirliğine başlayacak yabancı şirketlerin menfaatlerini güvence altına almaktadır.

Azerbaycan, dış politika alanında dünyanın tüm devletleri ile - hem komşu ülkeler, hem Batı ve Doğu ülkeleri, hem de bilhassa Avrupa devletleri ile karşılıklı yarar sağlayan düzenli ilişkiler kurma çizgisini izliyor. Dünya ülkeleri ile ilişkilerimiz daha önce mevcut olan her hangi ideolojik yargıya tabi tutulmamaktadır. Bağımsız devlet olan Azerbaycan, ulusal çıkarlarını temel alarak, dış politikasında kendi uluslararası konumunu ve bağımsızlığını pekiştirme amacını izleyecektir.

Burada bulunduğumuz süre zarfında ben şu konuya bir kez daha kanaat getirdim: Uluslararası konularda işbirliği için Azerbaycan, Birleşik Krallık şahsında ve tabiatıyla Birleşik Krallık da Azerbaycan şahsında iyi bir ortak edinebilir. Aslına bakılırsa, biz eskiden de aynı görüşteydik.

Ermenistan ile Azerbaycan arasında süren savaş Azerbaycan için son derece acılı ve ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Altı yıldır devam eden bu savaş Ermenistan`ın Azerbaycan`a karşı silahlı saldırısının bir sonucudur. Bu savaş yapay bir nedenle çıktı, uydurma Dağlık Karabağ sorunu ile başladı ve genişleyerek büyük bir savaş halini aldı, her iki taraftan çok sayıda kişinin yaşamına son verdi. Bugüne değin devam eden bu savaşın bizim için en acılı sonucu, Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20`sinin Ermeni silahlı birlikleri tarafından işgal edimesi ve cumhuriyetin aynı bölgelerinden yaklaşık bir milyon insanın kendi ülkesinde sığınmacı durumuna düşmesi, sürekli yaşadıkları yerleri, kendi evlerini bırakmak zorunda kalması ve tüm mallarını kaybetmiş olmasıdır. Tabiatıyla tüm bunlar Azerbaycan`ı hem ekonomik, hem sosyal anlamda zayıflatıyor, en önemlisi, cumhuriyetin bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne çok ciddi zarar veriyor.

Biz, yani Azerbaycan tarafı askeri operasyonların durdurulması, savaşın bitmesi, kan dökülmesine son verilmesi ve bu sorununun müzakereler yoluyla barışçıl çözümü için uğraşıyoruz. Fakat Ermeni tarafı askeri operasyonları sürdürüyor, şiddet kullanarak, yani askeri yoldan amaçlarına ulaşmak istiyor. Dolayısıyla biz buna karşılık vermeye mecburuz. Ermeni tarafının amacı Dağlık Karabağ`ın bağımsızlığını kazanması ve Azerbaycan`ı bölmek, Azerbaycan topraklarının bir bölümünü ilhak etmektir. Biz, kuşkusuz, bunu kabullenemeyiz ve bu yüzden sorunu müzakereler yoluyla çözmeye gayret göstermekle birlikte, topraklarımızın savunması için önlemler alıyoruz. Nitekim tüm bunlar askeri operasyonlara neden oluyor ve ne yazık ki, bu operasyonlar bugün de devam etmektedir. Bu arada bir kez daha yineliyorum: Biz askeri operasyonların devam etmesini istemiyoruz, sorunun barışçı yoldan çözümünden yanayız. Sorunun barışçıl yoldan giderilmesini önermekle birlikte biz silahlı kuvvetlerimizi güçlendirmek için çalışmalar yapıyoruz. Hiç kimse, sorunu barışçıl yöntemlerle çözme isteğimizi askeri açıdan zayıf olduğumuz şeklinde algılamamalıdır. Asla, biz sadece, savaş istemiyoruz. Mamafıh Ermeni tarafı sorunun barış yoluyla çözmeyi kabul etmezse, bu takdirde Azerbaycan, tabii ki, Ermeni silahlı birliklerinin işgal ettikleri topraklardan çekilmesi ve ülkenin toprak bütünlüğü, sınırlarının dokunulmazlığı, tam egemenliği ve bağımsızlığını sağlamak için bütün güç ve olanaklarını kullanacaktır.

Bu sorunun barışçıl çözümünü önerirken bu arada biz uluslararası kurumlara, BM Güvenlik Konseyi, AGİK ve onun Minsk grubuna, diğer uluslararası kuruluşlara büyük umut bağlıyoruz. Nitekim onların büyük bir çalışmaya imza atarak bu sorunu çözmesi aslında mümkün. Bu arada biz uluslararası kuruluşların barış sürecine Birleşik Krallık hükümeti temsilcilerinin de tkin katılımını umuyoruz.

Birleşik Krallık ziyaretimin önemli sonuçlarından bir diğeri, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin gelişmesi için iyi bir zemin sağlamakla birlikte, Azerbaycan ve bölgedeki gerçek durum, özellikle Ermenistan-Azerbaycan savaşı nedeniyle oluşan durumla ilgili, pek istediğimiz düzeyde olmasa bile, her halde, yeteri kadar bilgilendirmeyi başarmış olduk. Ben Başbakan John Major`u resmi ziyaret için Azerbaycan`a davet ettim. Davet kabul edildi ve biz bu ziyaretin tarihini ve süresini belirleyeceğiz. Bu arada ben bir çok devlet başkanını, aynı şekilde Büyük Britanya Parlamentosu üyelerini de cumhuriyetimize davet ettim. Ülkenizden mümkün olduğunca fazla sayıda yetkilinin Azerbaycan`a gelmesini istiyoruz, zira bu, ülkemizdeki durumu, öncelikle Ermenistan ve Azerbaycan arasında süren savaşla ilgili konuları objektif bir şekilde inceleme, tarafsız değerlendirme olanağını sağlayacaktır.

Ben ziyaretimin sonuçlarından son derece memnun kaldım ve burada, Birleşik Krallık`ta bize gösterilen misafirperverlik için minnettarım. Güzel izlenimlerle Vatana dönüyorum.

İlginize teşekkür ederim. Sorularınız olursa, cevaplamaya hazırım.

Soru (TASS ajansı): Haydar Aliyeviç, Dağlık Karabağ konusunda Rusya`nın tutumunu yorumlayabilir misiniz? Onun tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap: Rusya, sorunun barış yoluyla çözümünü sağlamak için çaba göstermektedir. Rusya, arabuluculuk önerisini yaptı ve bunu gerçekleştirmek için birkaç girişimde bulundu. Bir girişimini 20 Kasım`da yapmış olsa gerek, o sırada bize, Rusya`nın katılımıyla Azerbaycan ve Ermenistan arasında askeri operasyonların durdurulması ve Ermeni silahlı birliklerinin işgal edilmiş topraklardan çekilmesine ilişkin bir anlaşma taslağını sundular. Fakat o dönemde bu girişim gerçeğe dönüşmedi. Özel Görevli Büyükelçi, Rusya Devlet Başkanı Özel Temsilcisi Vladimir Kazimirov, Azerbaycan`dan Ermenistan`a giderken kendisine Azerbaycan topraklarında Ermeni silahlı birlikleri tarafından ateş açıldı. Rusya yönetimi, Dışişleri Bakanı ve hatta Bakanlar Kurulu aracılığıyla çok sert açıklamada bulunarak Ermeni tarafının Rusya Devlet Başkanı Özel Temsilcisi`ne karşı, tabiri caizse, adaba aykırı davranışından dolayı özür dilemesini talep etti. Fakat Ermeni tarafı bunu yapmadı. Böylece, bu görüşme süreci yarım kaldı. Mamafih, Rusya bugün de sorunu barışçıl yoldan çözmek için çabalarda bulunuyor.

Soru (Ekonomist Gazetesi): Sakıncası yoksa, petrol endüstrisi alanında ekonomik işbirliği ile ilgili olarak birkaç kelime daha söylemenizi rica ediyorum. Siz bir muhtıra imzalandığını söylediniz, fakat anlaşma yapıldı mı, yapılmadı mı? Ayrıca, ileride yapılacak boru hattı için öngörülen güzergahla ilgili bir karara varıldı mı?

Cevap: Bence, iki ülkenin yöneticilerinin, Sayın John Major ve benim enerji alanında işbirliği hakkında, keza BP ile işbirliği muhtırasını imzalamış olmamız kendi başına önemli bir olgudur. Bunun akabinde Azerbaycan ile konsorsiyum arasında ticaret anlaşmasının imzalanması gerekir. Konsorsiyum, BP, Amoco, Statoil, Pennzoil, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ve bazi şirketlerden oluşuyor. Bunun yakında gerçekleşeceğini düşünüyorum. Petrolün taşınması için güzergaha gelince, görünüşe bakılırsa, bu konu ticaret anlaşmasının yapılması ile aynı dönemde, belki, sonbaharda çözülecektir.

Soru (Balcony ajansı): İki sorum olacak. Birincisi, eğer anlaşmanın ilk taslağı geri çevrildi ise, sıfırdan yeni bir anlaşmanın hazırlanması mümkün mü? İkincisi, Karadeniz ülkelerinin ekonomik işbirliğini geliştirme olanaklarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cevap: Öncelikle, biz anlaşmayı geri çevirmedik, ne var ki ortada bir anlaşma da yoktu. Görüşmeler yapılıyordu ve tutumlar belli ölçüde netleşmişti, bunun temelinde bir anlaşma imzalanacaktı. Biz tüm konuları derinlemesine incelemek zorundaydık. Petrolün Azerbaycan halkının, Azerbaycan devletinin başlıca zenginliği olduğu göz önüne alınırsa, yaklaşık 30 yıllık süre için öngörülen anlaşmayı imzalamadan önce her şeyin birçok kez ölçüp biçilmesi gerekirdi. Biz bunu yapmamıştık. Anlaşıldığı üzere, hiçbir şey değişmedi. Biz sadece bu konuya titizlikle eğiliyoruz. Karadeniz ülkelerinin işbirliğine gelince, biz bu işbirliğinde yer alıyoruz ve bu süreci olumlu buluyoruz.

Soru (Europian Gazetesi): Eğer yanlış söylemiyorsam, Siz dünkü konuşmanızda Azerbaycan`ın, Dağlık Karabağ`ın Ermeni nüfusunun güvenliğini güvence altına almaya hazır olduğundan bahsettiniz. Bu güvenceler konusunda kesin olarak ne gibi deliller sunabilirsiniz?

Cevap: Ne gibi deliller mi? Ben Azerbaycan Cumhurbaşkanı, devlet başkanı olarak tüm dünya kamuoyu önünde devletin, Dağlık Karabağ`ın Ermeni nüfusunun güvenliğini güvence altına almayı taahhüt ettiğini söylüyorsam, bu güvencelerin sağlanacağına ve yerine getirileceğine inanabilirsiniz. Bunun için ek delillere gerek yoktur. Bu arada söylemeliyim ki, Dağlık Karabağ Ermenileri 1988 yılına kadar, yani çatışma başlanıncaya dek Azerbaycan`ın bu bölgesinde çok iyi yaşıyorlardı.

Soru (Muslim news Ajansı): Büyük Britanya, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunun giderilmesi için arabuluculuk girişimlerinde bulunuyor mu?

Cevap: Biz uluslararası kurumlarda sorunlarımızın çözümü için yapılan çalışmalarda Büyük Britanya`nın daha aktif yer almasını isteriz ve Birleşik Krallık hükümetinin arabuluculuk girişimlerini kabul etmeye hazırız.

Soru (Pravda Gazetesi): Sayın Cumhurbaşkanı, İngiliz basınında çıkan haberlere, daha doğrusu, yorumlara göre, güya Azerbaycan yönetimi, petrol anlaşmasının hazırlanması ve imzalanması konusunu, Büyük Britanya dahil Batı birliğinin Karabağ sorununun çözümüne daha etkin katılımı konusuyla ilişkilendirmektedir. Lütfen söyler misiniz, bu iki konu arasında doğrudan bir bağ gerçekten var mı? Bu arada, Hazar`a kıyıdaş bir ülke olarak Rusya`nın Hazar Denizi`ndeki doğal kaynakların işlenmesine yönelik olanakları nedir?

Cevap: Bu şekilde doğrudan bir bağ bulunmamaktadır. Fakat biz böylesine dev bir anlaşmayı imzalamaya hazırlanırken - ki bu, çok uzun bir süre için yapılan bir anlaşmadır- Azerbaycan`a ait petrol yataklarının işlenmesi alanında bizimle uzun yıllar işbirliği yapacak ülkelerin Azerbaycan`a siyasi destek vermelerini, kuşkusuz, istiyoruz. Amacımız bu ülkelerin cumhuriyet için her hangi özel bir girişimde bulunması değildir. Biz sadece bu ülkelerin, Azerbaycan halkını ve Azerbaycan Cumhuriyeti`ni kaygılandıran bir sorunun adil çözümünde yardım etmelerini istiyoruz.

Basın toplantısına katıldığınız için teşekkür ederim, Azerbaycan`a buyrun gelin!

Bilgi notu

DEMEÇLER