Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Yenikent Hidroelektrik Santrali`nin açılış töreninde konuşması - 23 Mayıs 2000


Değerli kardeşler!

Sayın inşaatçılar, enerji alanı çalışanları, Şemkirliler!

Değerli dostlar!

Azerbaycan`ın hayatındaki bu büyük ve önemli bir olay - Kura Nehri üzerinde Yenikent Hidroelektrik Santralinin inşaatının tamamlanması ve hizmete girmesinden dolayı sizleri içtenlikle kutluyorum.

Azerbaycan`ın bağımsızlığını kazanmasından sonra Yenikent Hidroelektrik Santralinin inşaatı ve bugün hizmete girmesi olayı, böylesine büyük bir yapının tamamlanması ve işletmeye alınması bakımından gerçekten bir ilktir. «Büyük» derken, ben, tabii ki, bunun Azerbaycan için, devletimiz için, milletimiz, halkımız için önemini kastediyorum. Önemi ise Azerbaycan`ın enerji sistemine 112 megavatlık elektrik enerjisinin ilave edilmiş olmasıdır. Bu yapının son parçası, yani dördüncü türbinin, ekipmanların montajı tamamlandığında biz 150 megavat elektrik enerjisi sağlayacağız.

Bugün Azerbaycan`da büyük miktarda elektrik enerjisi üretilmesine rağmen ülkemizin bugünkü ihtiyacının tamamı karşılamamaktadır. Bu nedenle böyle bir hidroelektrik santralinin tamamlanması sonucu Azerbaycan`da hem sanayinin, hem yaşamın diğer alanlarının, tarımın, bu arada özellikle insanların elektrik enerjisi ihtiyacının büyük bir bölümü karşılanacaktır.

Günümüzde hiçbir toplum, hiçbir ülke, genellikle, elektrik enerjisi olmadan varlığını sürdüremez. Son 40-50 yılda elektrik enerjisi neredeyse yaşamın bütün alanlarına - ailenin evinden, mutfağından başlayarak ulaşım, sanayi, ticaret, yol, tarım, tüm üretim alanlarına girmiştir.

Eskiden insanlar elektrik enerjisini ancak aydınlatma amaçlı kullanıyorlardı. Ne var ki çok eskiden bu bile yoktu. Örneğin, 30`lu yıllara bakarsak, Azerbaycan nüfusunun yüzde 90`ı elektrik enerjisinden yoksundu, yalnız gaz lambaları kullanılıyordu. Bizzat ben o günleri yaşadım. Ben ortaokulu bitirip üniversiteye başladığım dönemde evimizde elektrik yoktu. Bütün derslerimi küçük bir gaz lambasının ışığında yapardım. Yaşlı kuşak bunu daha iyi hatırlıyor. Gençler bunu pek bilmezler. Onlar hayatın hep böyle süregeldiğini düşünürler.

Fakat sonraları elektrik enerjisi üretimi arttı ve kullanımı yaygınlaştı. Nihayet, aşağı yukarı 1950 yıllarından itibaren Azerbaycan`da elektrik enerjisi yalnız evlerde ışık ve aydınlatma amaçlı değil, başka alanlarda da kullanıldı. Yineliyorum, bugün elektrik olmadan hiçbir şey yapmak mümkün değildir. Yani toplum, insan için, ülke, devlet için elektrik enerjisi en önemli faktörlerden biridir.

Biz bunları dikkate alarak, 1970`li yıllarda Azerbaycan`ın, elektrik ihtiyacını bağımsız olarak karşılaması için çok çaba harcadık. İyi sonuçlar elde ettiğimizi bugün gururla söyleyebiliriz.

Biz aynı yıllarda Sovyetler Birliği`nin sınırları içinde bulunuyorduk. Sovyetler Birliği`nin tüm ülke genelini kapsayan bir programı, tek enerji ağı vardı. Bu programın konusu şuydu, Sovyetler Birliği`nde her bölgenin, kentin, ilçenin elektrik enerjisi ihtiyacının sağlanması gerekir, bu elektrik enerjisi çeşitli yerlerde üretilerek tek bir enerji ağıyla her yere ulaştırılabilir.

O dönemde belki günün koşullarını da hesaba katarak şöyle düşünmüş olabilirsiniz, bize kuzeyden, Rusya`dan elektrik geliyor, ne de olsa Azerbaycan`da birkaç elektrik santrali vardır, bu yüzden endişelenmeye gerek yoktu. Ancak 1970`li yılların başında biz, bizzat ben Azerbaycan`ın istikbalini düşünerek bu önemli alanda cumhuriyetimizin bağımsızlığını sağlamak için Azerbaycan`da büyük elektrik enerjisi tesisleri ağının inşası, kurulması, hizmete girmesi için bir program hazırladık. Biz bu programı 1970-1980`li yıllarda başarıyla uyguladık. Bütün bunların sonucunda Azerbaycan`da 5000 megavatlık kurulu güce sahip bir enerji sistemi kurduk. Bu, tüm Azerbaycan`ın ihtiyacını sağlıyordu.

O sıralarda elektrik enerjisinin büyük bir bölümünü sanayi tesislerinin kullandığını, sanayiye daha fazla elektriğin gittiğini ve aynı dönemde Azerbaycan`ın enerji ihtiyacının bugünkü kadar fazla olmadığını göz önüne alırsak, elde ettiğimiz başarılar Azerbaycan`ın elektrik enerjisi ihtiyacını tam anlamıyla sağlıyordu. Hatta o yıllarda Azerbaycan`da bulunan elektrik santrallerinin kapasitesi cumhuriyetimiz dışına da elektrik enerjisi ihracatının yapılması fırsatını sunuyordu. Yani o dönemde Azerbaycan`dan 2 milyar kilovat elektrik enerjisi ihraç ediliyordu. Bu, bizim o yıllarda elde ettiğimiz büyük bir başarıydı. Bu, elde ettiğimiz başarılar arasında en değerlilerinden biridir diyebilirim. Zira o yıllarda biz bunu yapmasaydık, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra bu şekilde yaşayamazdık. Bırakın bu şekilde yaşamayı, çok daha zor durumda olurduk. Eski Sovyetler Birliği üyesi bazı cumhuriyetler zamanında bu önlemleri almadığı için - ki onların arasında bize komşu ülkeler de var - yıllardır zorlu koşullarda yaşıyorlar.

Elektrik enerjisi alanının geliştirilmesi programında büyük bir bölüm Mingeçevir`de kurulacak dev ünitelerle ilgiliydi. Demin söylediler, o dönemde bunları yapmak kolay değildi. Tüm elektrik enerjisi alanının SSCB`nin merkezi devlet bütçesinden finanse edildiğini biliyor olmalısınız. SSCB büyük bir ülke olduğundan merkezi devlet bütçesi, bir bölümü finanse ediyor, ötekisini etmiyordu. Bu konularda cumhuriyetimize kaynak tahsis etmek için çok çalışmanın yanı sıra büyük beceri sahibi olmak gerekiyordu. O dönemde biz bu anlamda bazı olanaklara sahip bulunuyorduk ve bu olanakları değerlendirerek, büyük miktarda paralar sağlayarak Mingeçevir`de 8 dev enerji ünitesi yaptırdık, bunların her biri 300 megavat kurulu güce sahipti. Dokuzuncu üniteyi de yapacaktık, ancak yarım kaldı. Bugün beyan ederim ki, biz bir şekilde kaynak bularak şu dokuzuncu üniteyi de tamamlayacak ve hizmete sunacağız.

Elektrik enerjisini üretmek için en uygun ve en ucuz yöntem nehirleri, suyu kullanmaktır. Allah, vaktiyle bu konuda bize lütufkar davrandı. Nitekim cumhuriyetimizden geçen Kura nehri Azerbaycan halkı, toprağı için eşsiz bir nimettir ve insanlar belki alışmışlar Azerbaycan`da yüzyıllardan beri var olan Kura Nehrine. Tabiatıyla eski zamanlarda insanlar Kura nehrini çeşitli amaçlar için - tarımsal ürünlerin üretimi, ev işleri ve başka amaçlar için kullanıyorlardı. Hatta önceleri Bakü`ye su temin eden Şollar su boru hattı başkent büyüdüğü için yeterli gelmeyince, biz 1970 senesinde Kura nehrinden 135 kilometre uzunluğunda su boru hattını döşedik, başkentin su ihtiyacını karşılamak için Kura nehrinin suyunu ilk kez Bakü`ye getirdik. Ardından daha iki boru hattını döşedik. Şimdi onlar Bakü`nün su ihtiyacını karşıliyor. Ancak şu anda bunun da yetmediğini görüyorum, belki başka işler de yapmak lazım.

Yani söylemek istediğim şu, Kura nehri Azerbaycan`ın her bölgesi, Kura`nın geçtiği veya hiç geçmediği bölgeler için faydalıdır. Demin size söyledim, - biz Bakü`den 135 kilometre mesafede bulunan Kura nehrinden su boru hattı döşeyerek başkentin su ihtiyacını karşılamak için büyük tesisler kurduk. Fırsattan yararlanarak şunu da söylemek isterim, biz Bakü`de su tesisatı ve su kalitesini iyileştirmek, eski tesisatları değiştirmek için Dünya Bankası, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası`ndan 90 milyon dolar tutarında kredi aldık. Bu, halk, millet, Azerbaycan`ın başkenti Bakü için kullanılacaktır.

Sudan elektrik enerjisinin elde edilmesi yeni bir şey değildir. Azerbaycan`da buna 1950 yıllarında başlandı ve 1954 yılında ilk defa Mingeçevir Hidroelektrik Santrali işletmeye alındı. Ancak daha sonra, 1970`li yıllarda biz elektrik enerjisini almak için Kura nehrinden faydalanma arayışlarına başladık.

Bugün ben minnet duygusuyla söylemek isterim ki, o dönemde mühendis, uzman ve proje tasarım enstitülerimiz bu alanda çok verimli çalışmalar yaptılar ve Kura nehri üzerinde birkaç hidrolik elektrik santralinin inşa edilmesi ve uzun vadeli elektrik enerjisi üretimi için bize teklifler sundular. Yani onlar bizim bu konuda bulunduğumuz girişimleri onayladılar ve bunun fiili karşılığında bazı projeler sundular. Bunlar çok değerli projelerdi. Ancak onları yaşama geçirmek için büyük miktarlarda kaynak gerekiyordu. Biz Azerbaycan`da elektrik enerjisi üretimi için nehirlerin olanaklarından faydalanma ilkesini başlıca doğrultulardan biri olarak benimsedik, bu çalışmaya başladık ve bu alanda çok işler yaptık.

Kura Hidroelektrik Santrali`ni burada anlattılar. Evet, 1970`lerde ben bu projeyi defalarca masaya yatırdım. Hatırlıyorum, bizim uzmanlar - ki Proje Tasarım Enstitüsü başkanlığını yapan merhum Bosovski`yi bugün şükran duygusuyla anıyorum - şimdi Kura kasabasının bulunduğu bölgede, nehrin kıyısında, barajın yapılacağı yerde birkaç saat boyunca bana çok detaylı bilgiler verdiler. Bu arada bugün orayı da gidip göreceğim.

Onlar buraya büyük bir baraj yapılmasının ve dev bir hidro elektrik santralinin kurulmasının mümkün olduğuna beni inandırdılar. Ben ikna oldum. Sonra önçalışmalar yapıldı. Burada belirtildiği üzere, 1975 yılında ben orayı, Kura kıyısını tekrar ziyaret ettim ve Kura Hidroelektrik Santralinin temelini attım. Şimdi orası Mingeçevir Hidroelektrik Santrali`nden daha fazla elektrik enerjisi üretiyor. Ne var ki bir zamanlar, 1950 yıllarında biz Mingeçevir Hidroelektrik Santrali`nden büyük elektrik santrali olamaz diye düşünüyorduk.

Kura Hidroelektrik Santrali, Azerbaycan halkına hizmet ediyor, 380 megavat elektrik enerjisi üretiyor. Ne var ki, Mingeçevir Hidroelektrik Santrali bugün 360 megavat elektrik enerjisi üretmektedir. İşte daha o dönemde biz ne denli büyük bir iş yaptık! Evet, daha o dönemde Kura nehrinin bir kaç yerinde, birbiri ardınca birkaç hidroelektrik santralinin kurulmasına yönelik takvim belirlendi. Onlardan biri Yenikent Hidroelektrik Santralidir.

Burada da söylendi, Kura nehrinin yukarı kesiminde Tovuz Hidroelektrik Santrali, Poylu Hidroelektrik Santrali`nin yapımına ilişkin projeler vardı. Yani, Tovuz, Kura, Yenikent hidroelektrik santrallerinin inşaatı öngörülmüştü.

Ben 1979 yılında Yenikent Hidroelektrik Santralinin yapımına karar verdim ve bu çalışma başlandı. Burada bu konudan bahsettiler. İnşaat çalışmaları yapılıyordu ve buraya bir hayli para yatırmışlardı. Ancak sizin de bildiğiniz nedenlerden dolayı - ki bunun nedenini demin anlattılar, bir kez daha bunu tekrarlamaya gerek yok - çalışmalar durdu.

Azerbaycan, bağımsız bir devlet oldu. Artık işlerin yapılması için para alınacak başka bir devlet yoktu. Bu nedenle biz başka yerlerden kaynak bulmaya çalıştık. 1994 yılında Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile temas kurduk, oradan 53 milyon dolar tutarında kredi aldık ve Yenikent Hidroelektrik Santralinin inşasını sürdürdük.

Dolayısıyla çalışmaların çoğu bundan yapıldı. Ben bugün büyük gurur ve sevinç içinde sizlerin huzurunuzda duruyorum. Ben 1970`lerde ektiğim tohumların meyvesini topluyorum. Ama ben bu meyveyi toplamak için bu tohum ne zaman filizlenecek, ne zaman büyüyecek, ne zaman ağaç veya bitki olacak diye bir kenarda durup beklemedim. Ona su verdim, özenle baktım, bütün işleri yaptım ve işte burada böylesine muazzam bir hidroelektrik santralinin inşasını başardım. Bu, kimin içindir? Bizim milletimiz için, Azerbaycan halkı, devleti, bağımsız Azerbaycan içindir. Biz işte bu atılımlarımız ve çalışmalarımızla Azerbaycan`ın bağımsızlığını her geçen gün güçlendiriyor, geri dönülmez bir şekilde geliştiriyoruz. Eğer biz bu işleri yapmazsak, Azerbaycan, bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdüremez. Tabiatıyla bu çalışmaları yapmak hem maharet, hem irade, hem deneyim, hem beceri ve her şeyden önce büyük bir sevgi ister.

Ben şimdiye kadar yaptığım tüm çalışmaları ve bugün yaptığım çalışmaları - halk için yaptığım işlerin hepsini sevgiyle yapıyorum. Bundan sonra da bunun böyle devam edeceğine emin olabilirsiniz.

Ben Yenikent Hidroelektrik santralinin tamamlanmasından dolayı sizleri bir kez daha tebrik ederim. 1979 yılından başlayarak burada şu hidroelektrik santralinin inşası ve hizmete girmesi için emek harcayan, hizmet eden tüm vatandaşlarımızın emeğini trakdir eder ve herkese içtenlikle teşekkür ederim. Tasarımcılara, inşaatçılara, montajcılara, enerji uzmanlarına - herkese bundan dolayı teşekkür ederim. Umarım, bu hidroelektrik santralinin tamalanmsında emeği geçen güzel personelin oluşturduğu birlik ve dayanışma diğer alanlarda da kendini gösterecek ve bu deneyimden faydalanacaklar. Burada çalışan, inşaatı tamamlayan kişilerin işsiz kalmayacğına emin olabilirsiniz.

Konuşmacılar Tovuz Hidroelektrik Santrali için bana başvurdular. Siz bu konuyu bana şimdi soruyorsunuz, oysa ben bunu 25 yıl önce düşündüm. Bu yüzden orada her şey - proje de tamam, bunu inşa etmek için çok deneyimli insanlar da tamamdır. Şimdi tek bir şey - para bulmak gerekir. Ne var ki bu şimdi hepsinden zordur.

Biliyorsunuz, geçmişte elektrik santrallerinin, özellikle hidroelektrik santrallerinin inşası, montaji ve diğer çalışmalar için genellikle Rusya`dan, diğer cumhuriyetlerden birçok uzmanlar davet edilirdi. Bunları muhtemelen hatırlıyorsunuzdur. Onlar olmadan bu işlerin yapılamayacağına dair bir telakki vardı. Mühendisler, teknisyenler, hatta işçiler, yani deneyimli işçiler bile başka cumhuriyetlerden davet edilir, onlar gelip bizim bu inşaatlarda aylarca, yıllarca çalışırlardı. Yine söylüyorum, onlar olmadan bizim bir iş yapamayacağımız, yaşayamayacağımız yönünde bir telakki oluşmuştu.

Ne var ki bu alanda o yıllarda edindiğimiz birikimler, yetişdirdiğimiz kadrolar sayesinde bugün elektrik santrallerinin inşaatında uzmanlaşan inşaatçı kadrolar - montajcılar, kaynakçılar, mühendisler, teknisyenler - bizim milli kadrolarımız oluştu. Bugün burada çalışanların hepsi yerli elemanlardır. Biz başka ülkelerden kimseyi buraya davet etmedik. Burada bulunanların hepsi bizimkilerdir - Azerbaycanlılardır, Azerbaycan milletidir. Bugün bu, bizim en büyük başarımızdır. Biz bağımsız bir devlet olarak herşeyi kendi eleman ve uzman kadrolarımızla yapıyoruz. Biz dışarıdan kimseyi davet etmiyoruz.

Size şunu söyleyebilirim, bildiğiniz üzere, biz 1994 yılından dünyanın büyük petrol şirketleri ile birlikte Hazar`ın Azerbaycan sektöründe petrol üretimi yapıyor, büyük çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Azerbaycan`da 14 ülkeden 32 şirket faaliyet göstermektedir. Cumhuriyetimize yabancı ülkelerden büyük uzmanlar gelmişler. Ancak bütün alanlarda çalışanların yüzde 90`ı Azerbaycanlılardır, bizim yerli elemanlarımızdır. Şirketler, sadece birkaç kendi uzmanını getiriyor ve bir süre sonra Azerbaycanlı uzmanların yüksek düzeyde olduğuna kanaat getirince kendi uzman sayısını azaltıyorlar. Bildiğiniz üzere, zaman zaman törenler düzenliyoruz, kendileri ile her görüşmemizde onlar Azerbaycan`da üst düzey mühendis, teknisyen, işçi ve diğer mesleklerde kalifiye kadroların bulunduğunu bilhassa vurguluyorlar. Petrol endüstrisi, elektrik enerjisi, inşaat sektöründe, her yerde bu tür kadrolar vardır. Yine söylüyorum, bu, bizim milletin en büyük başarısıdır.

Ben Tovuz Hidroelektrik Santrali hakkında görüşünüze katılıyorum. Bunun inşaatına başlamak gerekir.

Yerden sesler: Şan olsun Azerbaycan halkının kahraman oğlu Haydar Aliyev`e! Türk dünyasının Mustafa Kemal Atatürk paşası olan Haydar Aliyev`e şan olsun!

H.Aliyev : Ancak Tovuz Hidroelektrik Santralinin inşası için 220 milyon dolar hacminde kaynak gerekiyor. Elektrik enerjisi sistemini geliştirmek için son 4-5 yılda yabancı bankalardan - Japonya`dan, Dünya Bankası`ndan, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası`ndan 500 milyon dolar tutarında kredi aldık. Bu kredilerin büyük bir bölümünü çok avantajlı krediler oluşturuyor. Örneğin, Japonya`nın, Kuzey Devlet Elektrik Santralinin onarımı, yeniden yapımı ve modernizasyonu için tahsis ettiği kredinin toplam tutarı 332 milyon dolar teşkil etmektedir. Onların bize verdiği 40 yıl vadeli kredi, tabii ki, bizim için çok uygundur. Söz konusu elektrik santrali de fevkalade önemli bir santraldir. Biz orada tüm çalışmaları yapmak zorundayız.

Bakü`de 1 nolu Buhar Türbinli Termik Santral bulunuyor. Aynı santral yüzyılın başlarında inşa edilmiştir. Bunun yeniden yapımı için biz Alman Bankası`ndan bir kere 50 milyon dolar tutarında kredi aldık ve geçenlerde yine 50 milyon dolar kredi sağladık. Dolayısıyla biz bu iş için 100 milyon dolar kredi almış olduk. Ayrıca Yenikent Hidroelektrik Santrali için de kredi aldık. İşte bunların ne kadar olduğunu görüyorsunuz? Bu kredilerin tamamını geri ödeyeceğimize inanıyorum. Çünkü ülke sanayimiz gelişecek, 3-4 yıl sonra petrol sektöründen gelir sağlanacak ve biz tüm bu kredileri tam zamanında kapatacağız.

Biz Yenikent Hidroelektrik Santrali için aldığımız kredinin 12 milyon dolarını geri ödedik. Yani biz bütün çalışmalarımızın, verdiğimiz sözlerin arkasındayız. Bu yüzden şimdi benim de, sizin de temennimiz, Tovuz Hidroelektrik Santralinin yapılmasıdır. Evet, bunun çok faydası olacaktır. Zira hidroelektrik santrali kadar etkin bir elektrik enerjisi kaynağı bulunmamaktadır. Örneğin, Yenikent Hidroelektrik santralinin inşası sonucunda günümüzde 112 megavat elektrik enerjisi elde ediliyor, ileride bu, 150 megavat olacaktır. Burada da belirtldiği gibi, böylece 160 bin ton yakıt tasarrufu yapılacaktır. Biz elektrik santrallerinin çalışması için yılda 4 buçuk milyon ton mazot kullanıyoruz. 4 buçuk milyon ton mazot ne kadar eder?

Yerden bir kişi: Milyar manatın üzerinde.

H.Aliyev: Şimdi bir düşünün, eğer aynı miktarda mazotu orada kullanmak yerine, en azından bir bölümünü satma fırsatımız olsaydı, o zaman iki Tovuz Hidroelektrik Santrali inşa ederdik. Ama ne yapalım, cumhuriyetimizde termik santrallerinin çalışması için ya doğalgaz ya da mazot gerekir. Bir zamanlar doğalgazımız daha fazlaydı, o yüzden doğalgaz kullanıyorduk. Şimdi doğalgaz azaldı, mazot bize çok pahalıya mal oluyor. Bunları bilin. Siz bu ayrıntıları bilmelisiniz. Anlıyor musunuz, milletimiz, halkımız bunların gökten zembille inmediğini bilmelidir.

Şimdi biz uğraşarak yeni bir doğalgaz yatağını açtık. İki-üç yıl sonra, inşallah, oradan büyük miktarda doğalgaz elde edilecektir. Biz bu doğal gazı hem ihraç edecek hem ihtiyacımızı karşılayacağız. Bunların bizim geleceğimiz olduğunu bilmelisiniz. Ne var ki bu geleceğe doğru adım adım ilerlediğimizi görüyorsunuz.

Eğer biz bu elektrik santralini bugün tamamladıysak, yarın daha birini, öbür gün yenisini yapacağız. Geçit döneminin kendine özgü zorlukları vardır, ama biz faaliyetlerimizle bu zorlukların üstesinden geliyor ve çalışmalarımızı her geçen yıl geliştiriyor, insanların refah düzeyini yükseltiyoruz.

Tovuz Hidroelektrik Santralini düşünüyorum. Biz bu alanda uğraşacağız. Ancak ben bunun yarın yada bir ay sonra olacağına söz veremem. Her halde ben size şunu söyleyeyim, bu konu bana yabancı değildir. Kura Nehrinin üzerinde birkaç hidroelektrik santralinin inşası 1970 yılında benim girişimim sonucu oluşturulan bir plandır. Bu, benim bildiğim bir çalışmadır. Allah bana 1970`lerde bunları başlatmayı nasip etti. Daha sonra buradan gittim, uzun süre Azerbaycan`da bulunmadım, bu işler durdu. Buraya geri döndüğüm için, bu çalışmaları sürdürme fırsatım olduğu için ve bunu bana nasip ettiği için şimdi Allah`a şükrediyorum.

Azerbaycan`ın elektrik enerjisi ihtiyacının sağlanması önümüzdeki öncelikli konulardan biridir. Hatırlarsanız, kışın bu konuda bir gerginlik yaşandı. Bu nedenle ben çok ciddi bir toplantı yaptım, bazı kişileri cezalandırdım. Ben talimat verdim, Bakanlar Kurulu bir program hazırladı. Azerbaycan`da sonbahar-kış mevsiminde elektrik enerjisi alanında hiçbir sorunun olmaması için bu programın sonbahara kadar uygulanması gerekir. Bu program gerçek bir programdır. Onun bazı bölümlerini bana rapor ettiler. Herhalde ilaveten 112 megavat elektrik enerjisi üretildi. Şimdi sizin, yani Azerenerji Anonim Ortraklığı`nın, enerji uzmanlarımızın görevi her hangi kayba izin vermemek, bu elektrik santrallerini verimli olarak kullanmaktır. Siz bütün bu elektrik santrallerinin kurulu gücünü değerlendirerek elektrik enerjisi üretiminin artırılması için olanaklarınızı bir araya getirmelisiniz. Özellikle sonbahar-kış aylarında Azerbaycan`da elektrik ihtiyacının sağlanması konusunda bir sorun yaşanmamalıdır. Ben burada, buraya toplananların ve bütün Azerbaycan halkının huzurunda bu konuyla ilgili size talimat vererek tüm bunların yerine getirilmesini istiyorum.

Bu gün biz, tabiri caizse, inşaatçıların, enerji çalışanlarının bayramına katılıyoruz. Bu, bizim ortak bir bayramımızdır. Çünkü, - ben demin söyledim, - bu alan her insan için önemlidir. Bununla birlikte biz Şemkir İlçesi`nde bulunuyoruz. Sanırım burada toplananların çoğu Şemkirlilerdir - yani inşaatçıların, enerji alanı uzmanlarının yanı sıra Şemkir İlçesi`nin sakinleridir. Ben şimdi gelirken farklı köylerde insanların yola çıkarak beni selamladıklarını gördüm. O yüzden de ben Şemkir İlçesi sakinlerini bir kez daha selamlıyorum. Ben Şemkir İlçesi`ne saygı ve sevgimi sunmak istiyorum.

Şemkir, Azerbaycan`ın büyük tarım bölgelerinden biridir. Biz bir zamanlar bu bölgenin gelişmesi için büyük çabalar harcadık. Burada pamuk ekimi yapılıyordu, daha sonra pamuk ekiminin yerine üzüm plantasyonları kurduk. Burada bolca üzüm üretiliyordu. Bazı sebepler yüzünden tüm bunlar kısa sürdü, değişti. Ben geçmişe dönmek istemiyorum. Muhtemelen hatırlıyorsunuz, Şemkir`de yılda 120 bin ton üzüm, 30-40 bin ton pamuk üretimi yapılıyordu. Bunların hepsini hatırlıyorum, hepsi benim hafızamda. Bunlar benim hafızamdan çıkmadı. Nitekim ben buralara gelip-gittim, bu çalışmalarla ilgilendim. Hem pamuk, hem üzüm tarlalarını ziyaret ettim. Bunlar değişti. Şimdi bunu konuşmaya gerek yoktur. Fakat toprak, insanlar hep yerindedir. Biz toprak reformu yaptık, toprağı köylülere - sahiplerine dağıttık. Şimdi Azerbaycan`da toprağın verimli şekilde işletilmesinde bir hayli gelişme sağlanmıştır.

Şemkir İlçe Kaymakamı Aslan Aslanov da burada bilgiler verdi. Bu bilgilerden anladığım kadarıyla, bazı diğer bölgelerdeki artış bundan daha fazladır. Sizde de artış var. Ancak bu, henüz tüm olanaklarınızın tam kullanıldığı anlamına gelmiyor. Her halde herkese açıktır ki, tüm alanlarda yaptığımız reformlar, özellikle toprak reformu, toprağın özel mülkiyete geçmesi 1996 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz köklü adımlardan biridir.

Eski SSCB üyesi birkaç bağımsız ülkede, devlette toprağın köylüye henüz dağıtılmadığını, bazı yerlerde kolhoz ve sovhozların hala mevcut olduğunu biliyor olmalısınız. Gelip bizimle konuşuyorlar. Biz bu alanda yaptığımız çalışmaları ve elde ettiğimiz sonuçları onlara anlattığımızda hayret ediyorlar.

Biz tüm bunları niçin yaptık? Ben 1970`li yıllarda toplumsal işletmelerde rekoltenin yoksek olması için ne kadar çok zaman harcadım. Açıkça konuşmak gerekirse, biz büyük miktarda ürün elde ediyorduk ve bu arada insanlar da iyi yaşıyordu. Şimdi Şemkir`de bir tane bile çamurdan yapılmış ev bulamazsın. Burada üç katlı evler, villalar inşa edilmiştir, üstelik hepsinin çatısı demir kaplamadır. O dönemde de bunlar vardı, fakat şimdi daha fazladır. Öyle değil mi?

Yerden bir kişi: Evet, öyledir.

H.Aliyev: Bunlar nasıl oluyor? Yani bu şu anlama gelir, biz uygun koşulları sağladık, insanların durumu iyidir, kendi çiftliklerinde ürün üretiyor, gelir ediyor ve bu tür saraylar inşa ediyorlar. Bizim amacımız işte budur.


Biz bugün piyasa ekonomisini uyguluyor, bütün alanlarda reformlar gerçekleştiriyor, özelleştirme yapıyoruz. Ancak tarım alanındaki özelleştirme çalışmalarını önceye aldık, köy halkının refah düzeyini, yaşam seviyesini bir hayli yükselttik.

Halihazırda kentlerde bir takım sorunlar yaşıyoruz. Zira sanayi işletmeleri eski kapasite ile çalışmıyor, o yüzden de işçi sayısı azaltılıyor, işsizlik ortaya çıkıyor. Ama Şemkir İlçesi`nde işsizlik yoktur. Sizin ilçenin toprağı güzeldir, herkesin kendi arazisi, çiftliği, hayvanları vardır. Kim çalışıyorsa, parasını da kazanıyor. Çalışmayan kimse doğal olarak para kazanmayacaktır. Günümzde piyasa ekonomisinin kuralı şudur: Sana sunulan olanakları - elbette, yasalar çerçevesinde, yasalara uyarak - etkin değerlendirip kendi çiftliğini, ekonomik durumunu ne kadar geliştirirsen, o kadar iyi yaşarsın, devlete de daha fazla gelir getirir, vergi ödersin. Prensip işte budur.

Ben bu prensibe uyarak, Şemkir İlçesi`nin tarım sektöründe yeni başarılar elde edeceğinizi umuyorum. Burada çeşitli sanayi tesisleri de bulunmaktadır. Bunların verimli çalışması için özelleştirmeden sonra güzel olanaklar oluşmuştur. Çünkü bu türden küçük sanayi işletmeleri devletin elinde iken büyük işletmelere göre çalışıyordu. Ancak küçük işletme özelleştirildiğinde, girişimcinin eline geçtiğinde kendisi bunu çalıştırmak, oradan gelir sağlamak için bir çok yöntemlere başvurabilir. Bu konuya da sizin özen göstermenizi ve bu olanakları değerlendirmenizi dilerim.

Azerbaycan, bağımsızlığının dokuzuncu yılını yaşıyor. 28 Mayıs`ta biz bağımsızlık günümüzü kutlayacağız. Bu yılın sonunda Azerbaycan`ın bağımsızlığının yeniden kazanmasının 9. yılı dolacaktır. Bu, büyük bir olaydır. Yani tarihi bakımdan küçük bir rakam olsa da, fakat bakın, insan ömrü bakımından bu başlı başına büyük bir tarihtir. Biz bir çok sorunun çözümü, özellikle, Ermenistan-Azerbaycan sorununun barış yoluyla çözümü için uğraşıyoruz.

Biz 6 yıldır ateşkes ortamında yaşıyoruz. Savaşı durdurduk, topraklarımızı barış yoluyla kurtarmak istiyoruz ve bunu da yapacağız, bunu başaracağız. Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiş Azerbaycan toprakları işgalden kurtulacaktır. Şemkir`de de, başka yerlerde de mülteciler yaşıyor. Yerinden yurdundan edilmiş insanlar kendi topraklarına geri dönecekler. Biz o topraklara yeniden hayat kazandıracak, bu yerleri onaracak ve Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünü sağlayacağız.

Azerbaycan, bağımsızlık yolunda güvenle ilerliyor. Azerbaycan, demokrasi yolunda güvenle ilerliyor. Azerbaycan, reformlar yolunda güvenle gidiyor. Bu, bizim stratejik yolumuzdur. Bu yoldan bizi kimse yıldıramaz, bize kimse engel olamaz.

Azerbaycan, her zaman bağımsız olacaktır. Azerbaycan, demokratik devlet olacaktır. Her Azerbaycan vatandaşının refah düzeyi her geçen gün yükselecektir.

Ben bugünkü bayramdan dolayı sizleri bir kez daha kutluyorum. Hepinize esenlik, tüm çalışmalarınızda başarılarınızın devamını diliyorum. Sağ olun.

Çeviri 24 Mayıs 2000 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştr

Genel tarihi bilgiler

EKONOMİ

Bilgi notu

Sosyoekonomik kalkınma