Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev’in Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Üyesi Ülkeler Devlet Başkanları 7. Zirve Toplantısında konuşması - 18 Ekim, 2002


scotch egg
scotch egg
temp-thumb
temp-thumb

Sayın Başkan!

Sayın Devlet ve Hükümet Başkanları!

Bayanlar va Baylar!

Sizleri içtenlikle selamlıyorum. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın zirve toplantısının tüm katılımcılarına başarılar diliyorum. 7. Doruk Toplantısı’nı üst düzeyde organize ettiği ve bize gösterdiği konukseverlik için Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ekselansları Ahmet Necdet Sezer’e ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine şükranlarımı sunuyorum.

Devlet Başkanlarının son görüşmesinden sonra bu teşkilatın üyesi olan Afganistan’da yaşanan olumlu değişiklikleri takdir ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı Karzai’ye ülkenin ve halkın önünde bulunan sorunların çözümünde başarılar diliyorum.

Bu sene Kasım ayında Azerbaycan’ın, aynı şekilde Orta Asya Cumhuriyetleri’nin Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na üyeliğinin 10. yılı doluyor. Fırsattan yararlanarak bu önemli tarih dolayısıyla herkesi kutlar, ortak çabalarımızla işbirliğinin daha da yoğunlaşmasını dilerim.

Sayın toplantı katılımcıları!

İlk senelerini yaşadığımız yeni yüzyılda insanlığın önünde dünyada barışın sağlanması ve insanların huzur içinde yaşaması gibi önemli görevler bulunuyor.

Bu görevlerin üstesinden gelmek için dünya devletlerinin kendi çabalarının yanı sıra, bölgesel kuruluşların faaliyeti de önemlidir.

Bu sebepten dolayı Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’na büyük tarihi görev düşüyor. Zirve toplantısında alacağımız kararların yeni yüzyılda bölgemizin siyasi, ekonomik, manevi ve kültürel yönden gelişmesine kendi olumlu etkisini göstereceğini, onun temel doğrultularını belirleyeceğini düşünüyorum.

Bunun yanı sıra, zirvenin kararları bölgenin hızlı kalkınmasına yardım etmeli, küreselleşme sürecine daha etkin katılımını sağlamalıdır. Bölgede entegrasyonun hukuksal zemininin oluşturulması ve yönetim mekanizmasının kurulması teşkilatın başlıca faaliyet alanlarıdır.

Bugün Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın önündeki temel görevlerden biri de tüm dünyada yoksulluğun azaltılmasına yönelik çalışmalara kendi katkısını yapmaktır. 350 milyon kadar kişinin ikamet ettiği bir bölgeyi kapsayan Ekonomik İşbirliği Teşkilatı, yoksulluğun azaltılması için özellikle devletler arası işbirliğini geliştirmeli ve projelerin gerçekleşmesini teşvik etmelidir.

Bu amaçla yeni iş alanlarının açılması için bölgesel yatırım projelerinin teşvikini ve ülkelerimiz arasında karşılıklı yatırımın yapılmasının özendirilmesini gerekli buluyoruz.

Azerbaycan Cumhuriyeti adına söyleyebilirim ki, ülkemizin yabancı yatırımlar açısından daha cazip hale gelmesi için son yıllarda önemli çalışmalar yapılmış, uygun hukuki zemin oluşturulmuş, piyasa ekonomisine geçiş ve devlet mülkiyetinin özelleştirilmesi alanında fiili adımlar atılmıştır. Bu anlaşmada 1994 yılından bugüne değin Azerbaycan ekonomisine yaklaşık 10 milyar dolar değerinde yatırımın yapıldığını vurgulamak yeterli olurdu.

Bugün ülkemizde yabancı yatırımlar için elverişli yatırım ortamının sağlandığını tüm kararlılığımla söyleyebilirim ve işadamlarını Azerbaycan’da yatırım projelerinin gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalara etkin bir şekilde katılmaya davet ediyorum.

Bilindiği üzere, Azerbaycan artık Kuzey-Güney ulaştırma koridoruna katılma kararını almıştır. Bu sene Mayıs ayında İran İslam Cumhuriyeti’ni ziyaretim sırasında Sayın İran Cumhurbaşkanı ile işbirliğimizin bu önemli alanını görüştüm ve bunun Ekonomik İşbirliği Teşkilatı dâhilinde de işbirliğine olumlu katkısı olacağını ümit ediyorum.

Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın bölgesel işbirliği alanında önemli başarılar elde etmesi için tüm koşullar mevcuttur. Halklarımız arasındaki tarihi yakınlık, din, bazı durumlarda ortak dil, ülkelerimizdeki benzer yönler ve manevi kültürel bağlar bunun için güvenli bir zemin hazırlamaktadır.

Kurulduğu dönemden bu yana teşkilatın faaliyetinin daha geniş alanları kapsaması ve önünde bulunan sorunların çözümü için bir dizi belgeler imzalanmış ve ilgili kurumlar geliştirilmiştir. Bölge ekonomisinin gelişme doğrultularını belirlemek, ekonomik analizler yapmak ve ortak projeler hazırlamak için teşkilatın ekonomik araştırmalar merkezinin kurulması zorunlu hale gelmiştir. Azerbaycan’ın böyle bir merkeze evsahipliği yapmaya hazır olduğunu büyük memnuniyetle belirtirim.

Saygıdeğer zirve katılımcıları!

Bizim ülkemiz dahil bölge devletleri için Bakü-Novorossisk ve Bakü-Supsa petrol boru hatlarının işletmeye alınmasının büyük önemi oldu. Bu sene 18 Eylül’de Bakü’de bölge açısından çok büyük öneme sahip olan Bakü-Tiflis-Ceyhan ana ihraç petrol boru hattının inşasının temel atma töreni yapıldı. Törene Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer, Gürcistan Cumhurbaşkanı Sayın Eduard Şevardnadze ve Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı katıldılar.

Bu önemli olay, Azerbaycan’ın yeni petrol stratejisi uyarınca 1994 yılında Hazar’ın Azerbaycan’a ait sektöründe bulunan petrol yataklarının işlenmesi amacıyla yapılmış olan ilk hâsılanın bölünmesi anlaşması, Asrın Anlaşması ile temeli atılan dev bir projenin sonucudur.

Bugün Hazar Denizi havzasında petrol ve doğalgaz rezervlerinin işlenmesi alanında büyük çalışmalar yapılıyor. Fakat bölgenin enerji rezervlerinin daha etkin kullanımı Hazar Denizi’nin hukuksal statüsünün belirlenmesini gerektiriyor.

Bu alanda son yıllarda çok işler yapılıyor. Bu anlamda Hazar’a kıyısı olan devletlerin ilk defa bir araya geldiği Aşkabat Zirvesi çok büyük önemi arzetti. Bu sene Mayıs ayında İran’ı ziyaretim sırasında Sayın Cumhurbaşkanı Hatemi ile bu konuda da verimli görüşmeler yaptığımızı belirtirim.

Bunun yanı sıra bizim Rusya ve Kazakistan ile imzaladığımız sözleşmeler de Hazar’ın statüsü ile ilgili sorunun çözüme bağlanmasına katkıda bulunacaktır.

Sayın Başkan!

Sayın zirve katılımcıları!

Üzülerek belirtmeliyim ki, dünya, insanlığın refah ve huzur içinde yaşamasını sağlayan bu kazanımların yanı sıra yeni binyıla eski binyıldan miras kalmış bir dizi sorunlarla da girdi. Bunlardan en tehlikeli olanı etnik sorunlar ve terördür.

11 Eylül 2001’de Amerika Birleşik Devlet-leri’nde yapılmış korkunç terör olayı aslında ilerlemeci insanlığa ciddi bir sinyal oldu. Birkaç saatte tüm dünya terörün ne kadar korkunç, dünya ve insanlık için ne kadar tehlikeli ve trajik olduğunu gördü.

Bu korkunç trajedi bir çok devletin ilk defa karşılaştığı bir olaydı. Fakat ülkelerimizin çoğunda etnik sorunların ve sivil insanlara karşı yönelmiş terörün, saldırgan bölücülüğün ve şovenizmin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Binlerce kişi kendi özel hayatlarında bunun acısını yaşadı ve bugün de yaşamaktadır.

Etnik sorunlardan ve terörden zarar çeken bir devlet olarak Azerbaycan, bu sorunları daha iyi biliyor. Bu yüzdendir ki, biz anti-terör mücadelesinde ülkemizin tüm olanaklarını kullanmaya, bu korkunç facia ile savaşa hazır olduğumuzu hemen kesin bir dille ifade ettik.

Birkaç yıldır biz Azerbaycan’da etnik bölücülük ve bunun sonucunda oluşmuş teröre karşı yalnız başına mücadele veriyoruz. Komşu Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik 14 sene önce asılsız toprak talepleri ile başlattığı silahlı saldırı sonucu Azerbaycan topraklarının yüzde 20’si işgal edilmiş, bir milyonun üzerinde Azerbaycanlı kendi topraklarından göçe zorlanarak göçmen ve mülteci durumuna düşmüştür. Bu anlaşmazlık sonucu 35 bin Azerbaycanlı kendi topraklarında öldü, yahut katledildi. İşgalin sonuçları ülkeyi ciddi ekonomik ve sosyal sorunlarla karşı karşıya getirdi.

Biz Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorununun barışçı yoldan çözülmesi gerektiğini defalarca söyledik. Biz savaş istemiyoruz. Biz barıştan yanayız. Azerbaycan’da, tüm Kafkasya bölgesinde ve tüm dünyada barışın sağlanması bizim başlıca temennimizdir.

Azerbaycan, barışçı bir ülke olarak tüm devletlerle ve halklarla, bilhassa kendi komşularıyla karşılıklı anlaşma, sıcak komşuluk ve işbirliği ortamında yaşamak istiyor. Ama Ermenistan ile böyle bir işbirliği yalnız ve yalnız Dağlık Karabağ sorunu çözüldükten, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü sağlandıktan, mülteciler eskiden yaşadıkları yerlere geri döndükten sonra mümkün olabilir.

Teröre kaşı mücadele tüm devletlerin ve uluslararası kuruluşların ortak faaliyetini gerektiriyor. Bununla ilgili Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın da üstlendiği tarihi görevi yerine getirmesi ve evrensel değerler uğruna mücadeleyi bundan böyle de sürdürmesi, bu teşkilata üye olan Azerbaycan’ın haklı davasına destek olması gerektiğini düşünüyorum.

Sayın Başkan!

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Son olarak Ekonomik İşbirliği Teşkilatı İstanbul Zirvesi’nin, yeni yüzyılda bölgenin başlıca gelişme doğrultularının belirlenmesi ve önünde bulunan temel engellerin bertaraf edilmesi, halklarımızın ve devletlerimizin daha da yakınlaşması yönünde önemli bir adım olacağından birkez daha emin olduğumu belirtmek isterim.

İlginize teşekkür ederim.

Çeviri 20 Ekim 2001 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.