Haydar Aliyev: Türkiye'nin her temsilcisnin Azerbaycan'ı ziyareti bizim için çok önemlidir. Hükümet üyelerinin gelmesi ise, tabii ki, ülkelerimiz, devletlerimiz, hükümetlerimiz arasında ilişkileri daha da geliştiriyor.
Türkiye büyük bir gemicilik ülkesidir. Zira Türkiye'nin, neredeyse dört yanı denizle çevrilidir, okyanusla çevrilidir. Azerbaycan Hazar Denizi'nde her zaman gemicilik sektöründe çalışmalarda bulunmuştur. Fakat Hazar kapalı bir denizdir. Daha sonraları Hazar Denizi'nden Volga-Don kanalı aracılığı ile Karadeniz'e, başka denizlere çıkışı olmuştur. Bizim gemilerin de bir bölümü Hazar'a oranla Karadeniz'de, yahut başka denizlerde daha fazla yüzüyor. Zira burada onların taşıyacağı pek fazla yük bulunmamaktadır.
Azerbaycan gemileri Türkiye'nin limanlarını kullanıyorlar. Onun için de bu alanda da işbirliğimizin geliştirilmesi gerekmektedir.
Ramazan Mirzaoğlu: Bakü'deki temaslarımız sırasında Başbakan Yardımcısı Abit Şerifov ile, Ulaştırma Bakanı Ziya Mamedov ile, Hazar Deniz Gemciliği Başkanı Aydın Beşirov ile denizcilik alanında işbirliği konuları üzerine çok yararlı görüşmeler yaptık. Sizin gemilerin bizim limanları kullanması, bakım-onarım çalışmalarının İstanbul'daki Tuzla Tersanesi'nde yapılması yönünde ortak bir karara vardık. Bakü çok önemli bir limandır. Dilerseniz, onun genişletilmesi çalışmalarına yardımcı olabiliriz. Bizim düşüncemize göre, bunun hem Azerbaycan'a hem Türkiye'ye çok faydası olabilir.
Biz Türkiye olarak, Sizin Hazar Denizi'nin kapalı bir havza olmasına karşın Volga-Don kanalı aracılığıyla tüm dünyaya çıkışının bulunması yönündeki düşüncenize çok önem veriyoruz.
1994 yılına kadar bu yol etkin bir biçimde kullanılmış, daha sonra belli bir azalma görülmüştür. Önümüzdeki yıllarda Türkiye Hazar Denizi üzerinden yılda 2 milyon ton buğday, pamuk, metal taşıyacaktır. Bununla ilgili biz Rusya ile görüşmeler yapacağız. Rusya'nın tüm gemileri bizim Karadeniz'deki ve Marmara Denizi'ndeki boğazlardan geçiyor, Türkiye limanlarını kullanıyor. Nitekim Volga-Don kanalı da keza tüm devletlerin gemilerine, öncelikli olarak Hazar Havzası'nda bulunan ülkelerin gemilerine açık olmalıdır. Bu su yolunu kapatmak haksızlıktır. Bunu kabullenemeyiz. Bu nedenle de Türkiye bu konuda gerekli önlemleri alacaktır.
Türkiye Azerbaycan'ın işgal altındaki bölgelerinin derhal boşaltılmasını, mültecilerin kendi öz yerlerine geri dönmesini talep ediyor. Biz Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün sağlanmasına büyük önem veriyoruz ve bunun barışçı yoldan gerçekleşmesini diliyoruz.
Tüm bunların yanı sıra, Türkiye ile Azerbaycan arasında kültürel ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi gerekmektedir ve Sizin bu alanda uyguladığınız politika bizi son derece memnun etmektedir.
Haydar Aliyev: Hazar Denizi'nden Volga-Don kanalı aracılığıyla Karadenzi'e çıkış bizim için çok önemlidir. 1994 yılına kadar bu alanda hiçbir sorun olmamıştır. Sonra Rusya bu sistemi çok sertleştirdi. Rusya şimdi bir takım şartlar koşuyor.
Aydın Beşirov: Biz üç ay önce Rusya Başbakanına bir telgraf gönderdik. Bundan böyle onlar, gemilerin isimleri belirtilmek suretiyle özel bir cetvele uygun olarak geçmesine izin veriyorlar, bu ise yılda 10 gemiyi geçmiyor. Hazar'da İran'ın toplam 4, Türkmenistan'ın 3 yük gemisi bulunuyor. Fakat onlar Karadenzi'e çıkamıyorlar. Kazakların henüz yük tankerleri yok, almayı düşünüyorlar. Rusya Astrahan limanında bulunan 6 yük gemisini Dağıstan'ın kullanımına bırakmıştır. Halihazırda Mahaçkala'dan İran'a yük taşıyorar. Şimdi onlar Ukrayna'dan satın alınan 100 bin ton metali İran'a taşıyorlar. Bu yükler sadece Rus gemileriyle taşınmaktadır. Bizim gemilere yük vermiyorlar.
Ramazan Mirzaoğlu: Türkiye'nin boğazlarından, on milyon kişinin yaşadığı İstanbul'dan Rusya'nın 150 bin tonluk tankerleri geçiyor. Bizim buna hiçbir itirazımız yok. Fakat keza Türk gemilerinin de Hazar Denizi'ne gelmesi gerek. Bu konuda adil davranmak lazım. Bu tek taraflı yapılamaz. Biz bunu talep edeceğiz, onlarla görüşmeler yapacağız. Bunu Hazar havzasında bulunan ülkeler - Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan da yapmalılar.
Haydar Aliyev: Öbür ülkelerin gemileri yok, Hazar'daki gemilerin yüzde 90'ı Azerbaycan'a aittir. Yükleri Azerbaycan gemileri taşıyorlardı. Yani gemicilik temel olarak Azerbaycan'da yapılmıştır. Hatta Astrahan'da bile o kadarı yoktu.
Şimdi durum değişti. Komşu ülkeler de gemiler alıyorlar. Fakat onların filosunun Azerbaycan'daki kadar olması için ne kadar çok gemi almaları gerek. Biz onların gemilerinin de yük taşımasına itiraz etmiyoruz. Herkes Volga-Don kanalını kullanmalıdır. Buna bir sınır koyamayız.
Referandumla ilgili iyi dilekleriniz için size çok teşekkür ederim. Bu çok önemli bir etkinlikti. Zira biz Anayasal değişiklikleri sadece referandum yoluyla gerçekleştiriyoruz. Bunu Ulusal Parlamento'da yapamıyoruz. Referandum yaptık, halk da bizi destekledi. Referanduma sunulan konuları çözdük. Ben de bundan çok memnunum. Halk bir daha Azerbaycan iktidarına yönelik kendi tutumunu, kendi güvenini sergilemiş oldu. Dağlık Karabağ konusuna gelince, Türkiye bu işte hep bizim yanımızda olmuştur. Biz de anlaşmazlığı barışçıl yoldan çözmeye, işgal altındaki toprakları kurtarmaya, mülteci durumunda bulunan bir milyondan fazla insanımızın kendi yerlerine geri dönmeleri için çalışıyoruz. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğünün sağlanması gerek. Biz bu çalışmayla ciddi olarak ilgileniyoruz. Biliyorsunuz, ben 14 Ağustos'ta Ermenistan-Azerbaycan sınırında, Nahçıvan bölgesinde Ermenistan Cumhurbaşkanı Koçaryan'la bir araya geldim. Biz 4 saat konuştuk, görüşmelerde bulunduk. Görüşmelerin sürdürülmesi gerekmektedir. Anlaşmazlığı barış yoluyla çözmek pek kolay değil, ama mümkün. Biz bu görüşmeleri yapıyoruz ve bundan böyle de yapacağız. Türkiye bu konularda Azerbaycan'ın tutumunu savunuyor, bizim yanımızdadır, Azerbaycan'ı destekliyor ve bundan ben de memnunum, halkımız da memnundur. Bu nedenle de biz Türkiye'ye hep teşekkür borçluyuz.
"AZERBAYCAN" Gazetesi, 29 Ağustos 2002 yılı.