Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev´in, İslam Konferansı ‎Örgütü Devlet Başkanları 8. zirve toplantısında konuşması - 11 Aralık 1997 ‎


Sayın Başkan!

Sayın Devlet ve Hükümet Başkanları!

Değerli kardeşler!

Sizleri, İslam Konferansı Örgütü 8.zirve toplantısının katılımcılarını Azerbaycan halkı adına yürekten selamlıyorum ve Yüce Tanrı'dan başarılar diliyorum. Bize gösterilen misafirperverlik ve zirve toplantısının güzel organizasyonu için Muhammed Hatemi'ye, İran hükümetine ve halkına, İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri saygıdeğer İzzettin Laraki'ye teşekkürlerimi sunuyorum.

Azerbaycan, kendi bağımsızlığını kazandıktan sonra 1991 yılından bu yana İslam Konferansı Örgütü üyesidir ve onun çok yönlü çalışmasına etkin bir biçimde katılıyor. Biz İslam Konferansı Örgütü'nün İslam dünyasında, uluslararası alanda yaptığı çalışmalara büyük önem veriyoruz. Müslüman ülkeler arasında işbirliğini pekiştirmek, halkımızın huzurunu sağlamak, onların refahını artırmak, dinimizi, geleneklerimizi, kültürümüzü ve manevi değerlerimizi koruyup geliştirmek İslam Konferansı Örgütü'nün en öncelikli görevidir. Bu kutsal amaçları yaşama geçirmek için bizim sürekli çalışmamız gerekiyor. Ben hepinizi daha etkin işbirliği yapmaya çağırıyorum.

Müslüman halklar ve ülkeler dünyada gelişen karmaşık süreçlerle karşı karşıya kalmaktalar. Bir yandan bilim ve teknoloji büyük bir hızla gelişiyor, yeni buluşlar, teknolojiler yeryüzünün çehresini değiştiriyor, öte yandan birçok halklar açlık, yoksulluk, cehalet yüzünden acı çekiyorlar. Bu nedenle biz gelişmeye ayak uydurmalıyız, gelişmiş ülkeler düzeyine çıkmalıyız. Son yıllarda Azerbaycan müslüman ülkelerle siyasal, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkilerini önemli ölçüde geliştirmiştir. Bizim hem İslam Konferansı Örgütü hem de öteki kuruluşlar çerçevesinde işbirliğimiz verimli ve yararlı oldu.

Azerbaycan Cumhuriyeti İslam dünyasının küresel sorunlarının çözümünde çok yönlü işbirliğinin geliştirilmesi için elinden geleni yapmaktadır.

İslam Konferansı Örgütü'nün Arap-İsrail ihtilafının barış yoluyla çözümüne yönelik, Cammu ve Keşmir anlaşmazlığının adil çözümüne yönelik tüm adımlarını ve çabalarını biz yürekten destekliyoruz.

Ermenistan Cumhuriyeti'nin saldırısına uğramış Azerbaycan halkı bütün müslüman halklar gibi Afganistan'da, Somali'de, Bosna-Hersek'te, öteki devletlerde var olan durumlardan dolayı oldukça endişe duyuyor. Müslüman halkların güvenliğini ve ülkelerimizin toprak bütünlüğünü sağlamak, müslüman dünyasının istikrarlı bir biçimde gelişmesini sağlamak bizim kutsal görevimizdir. Büyük itibar sahibi olan İslam Konferansı Örgütü çabalarımızı birleştirmek ve koordine etmek için her türlü olanakları sağlamalıdır. Eminim, bizim bu zirve toplantımız buna kendi katkısını yapacaktır.

Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra birçok müslüman halklar bağımsızlığını kazanmış, onların önünde yeni olanaklar açılmıştır. Bugün onlar hem dünyanın diğer ülkeleri ve halklarıyla, hem de kendi aralarında özgür ilişkiler kuruyorlar. Ulusal çıkarlar doğrultusunda gelişen doğal entegrasyon giderek güç kazanıyor ve büyük bölgelerin kalkınan ekonomik işbirliği alanına dönüştürülmesi açısından güzel bir zemin oluşturuyor.

Değerli kardeşler!

Azerbaycan Cumhuriyeti kendi bağımsız demokratik devletinin yapılanması yolunda emin adımlarla ilerliyor. Bizim kazandığımız başarılar ortada.

Bunun yanı sıra, bizim gelişmemize engel olan, devletimizi tehlikeye sokan, hepinizin bildiği üzere, bir sorunumuz vardır. Bu sorun Ermenistan Cumhuriyeti'nin Azerbaycan'a yönelik saldırısı, topraklarımızın %20'sini işgal etmesi ve bu saldırı sonucunda bir milyondan fazla vatandaşımızın yurtlarından zorla göç ettirilmesi, göçmen ve mülteci olmasıdır.

Azerbaycan halkı, İslam Konferansı Örgütü'nün bu saldırıyı kınayan kararlarını, Azerbaycan'a desteğini çok takdir ediyor. Biz İslam Konferansı Örgütü'nün 1994 yılındaki Marakeş Zirvesi ve 1996 yılında Cakarta'da düzenlenen 24. konferansının kararlarına büyük önem veriyoruz. Özellikle AGİT Lizbon zirve toplantısında Ermenistan-Azerbaycan sorununun çözümüne ilişkin kabul edilen ilkelere destek vermesinden dolayı biz İslam Konferansı Örgütü üyesi devletlerin hepsine teşekkürümüzü ifade ederiz.

Azerbaycan halkı, müslüman devletlerinin dayanışmasına, manevi ve maddi yardımına büyük ihtiyaç duymaktadır. İşgalci Ermenistan kendi diasporasının yardımı ile hem Amerika'dan, hem Avrupa'dan, bilhassa Rusya'dan manevi, siyasi, ekonomik, askeri destek sağlamaktadır. 1993-1996 yılları arasında Rusya Ermenistan'a yasa dışı, gizli yollardan bir milyar dolar değerinde silah, mühimmat ve askeri araçlar göndermiştir. Buna ek olarak bu sene 29 Ağustos'ta Rusya ile Ermenistan arasında, yoğun askeri işbirliğine ilişkin maddelerin de bulunduğu bir anlaşma imzalanmıştır.

Nitekim, saldırgan Ermenistan devleti askeri yönden güç kazanarak sadece Azerbaycan için değil, bölgemizdeki bütün devletler için ciddi bir tehlike oluşturabilir.

Azerbaycan Cumhuriyeti Ermenistan ile olan ihtilafı barış yoluyla çözmeyi amaçlıyor. 1994 yılı Mayıs ayında biz savaşı durdurmayı ve ateşkesi sağlamayı başardık. AGİT Minsk Grubu çerçevesinde barış görüşmeleri yapıyoruz. 1996 yılında AGİT'in Lizbon zirve toplantısında anlaşmazlığın adil çözümü ile ilgili prensipler 53 devlet tarafından onaylanmıştır. Böylece sorunun barışçıl yoldan çözümü için dünya devletleri ve uluslararası kuruluşlar tarafından desteklenen adil hukuksal bir zemin oluşturulmuştur.

AGİT Minsk Konferansı eşbaşkanları olan Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa bu sene içinde yoğun bir çalışma yaparak, sorunun iki aşamada çözümüne ilişkin yeni öneriler düzenleyip taraflara sundular: İlk aşamada Dağlık Karabağ'ın çevresinde bulunan Azerbaycan'ın işgal altındaki altı rayonunun (red. Rayon - idari bölge) boşaltılması, savaş sonucunda tahrip edilmiş yolların ve ulaşım araçlarının onarımı; İkinci aşamada Azerbaycan devletinin içinde Dağlık Karabağ'ın hukuksal statüsünü belirlenmesinin yanı sıra Laçın ve Şuşa rayonlarının boşaltılması. Biz bu önerileri tasvip ettik. Sunulan önerilerin Ermenistan'ın da ulusal çıkarları ile tamamen uyumlu olduğunu belirtmem gerekiyor. Fakat Ermenilerin inatçı, yapıcı olmayan tutumları yüzünden henüz olumlu bir sonuç sağlanmış değil. Ben birkez daha beyan ediyorum, biz anlaşmazlığın yalnız barış yoluyla çözümünden yanayız ve bunu sağlamak için bundan böyle de çalışacağız.

Ermenistan'ın saldırısı sonucunda yerlerinden göç ettirilmiş ve çadırlarda zor durumlarda yaşayan bir milyondan fazla Azerbaycanlı göçmene yapılan insani yardımdan dolayı biz Türkiye'ye, İran'a, Suudi Arabistan'a, Pakistan'a, Mısır'a, Kuveyt'e, Birleşik Arap Emirlikleri'ne derin şükranlarımızı sunarız. Onlara ve İslam Konferansı Örgütü üyesi öteki devletlere çağrıda bulunarak rica ediyoruz, bu alanda yardımlarını artırsınlar, müslüman kardeşlerinin bu beladan kurtulmasında kendi imkanlarını esirgemesinler. Gün gelecek, Azerbaycan devleti bu saldırıdan kurtulacak, kısa sürede gelişip büyüyen devlete dönüşecek ve kendi kardeşlerine yardım etme gücüne kavuşacaktır.

Bu yüksek kürsüden İslam Konferansı Örgütü yöneticilerine ve buraya katılan tüm devlet ve hükümet başkanlarına Azerbaycan'ın haklı davasında verdikleri destek nedeniyle şükranlarımı ifade ederim. Umarım, Tehran Zirvesi, Ermensitan'ın Azerbaycan'a yönelik saldırısı ile ilgili tutarlı kararlar alacak ve bir milyon Azerbaycanlı göçmen müslümanlara etkin yardım programını önerecektir.

Şundan emin olduğumu belirtirim ki, İslam Konferansi Örgütü İslam ümmetinin gönenci, mutlu geleceği, mazlum halkların refahı yolunda bütün olanaklarını kullanacaktır. Azerbaycan Cumhuriyeti de Allah'ın yardımıyla bu kutsal amaçların gerçekleşmesine kendi katkısını yapaktır.

İlginize teşekkür ederim.

Genel tarihi bilgiler

Uluslararası Ekonomi Örgütleri

Bilgi notu

EKONOMİ