Cumhurbaşkanı İlham Aliyev´in yemin töreninde konuşması - Haydar Aliyev Sarayı, Bakü, 24 ‎ekim 2008‎


scotch egg
scotch egg
scotch egg
temp-thumb
temp-thumb
temp-thumb

Sayın Bayanlar ve Baylar!

Sayın Konuklar!

Öncelikli olarak, bana tekrar büyük güven duymuş, beni cumhurbaşkanı görevine seçmiş Azerbaycan halkına derin şükranlarımı sunarım. Azerbaycan halkını tekrar temin ederim ki, ben Azerbaycan'ın her yönden gelişmesi için ileride de elimden geleni yapacağım. Aynı zamanda, beni aday göstermiş Yeni Azerbaycan Partisi'ne teşekkür ederim, seçim kampanyasında etkin görev aldıkları için parti militanlarına minnettarım. Ben muhalefet temsilcileri dahil, bu seçimlerde bana destek olmuş tüm siyasi güçlere teşekkürlerimi sunarım. Umarım, bu seçimler ve seçim kampanyası Azerbaycan'da yeni politika kültürünün pekiştirilmesinde kendi rolünü oynayacak, Azerbaycan'a yeni gelenekleri getirecek ve bundan sonra Azerbaycan'da siyasi mücadele sadece ve sadece uygarlık çizgisinde yapılacaktır. Bu fırsatı değerlendirerek, beni zafer nedeniyle kutlamış olan diğer cmhurbaşkanı adaylarına, yolladıkları tebrikler için teşekkür ederim.

Beş sene önce yemin töreninde ben Azerbaycan halkına Azerbaycan'ın her yönden gelişmesi için aktif çalışacağıma söz vermiştim. Söz vermiştim ki, Azerbaycan'da Haydar Aliyev politikasını uygulamaya devam edeceğim. Zira bu, Azerbaycan'ın bugünü ve yarını için, geleceği için geçerli tek politikadır. Bu politika Azerbaycan'ı büyük belalardan kurtardı. Yüce önder Haydar Aliyev'in yönetimi altında Azerbaycan hızla gelişmiştir. Azerbaycan kargaşadan, krizden, anarşiden gelişme, istikrar doğrultusunda büyük adımlar atmıştır. Sırf onun yönetimi altında Azerbaycan'da devlet gelenekleri geliştirilmiş, Azerbaycan kendi bağımsızlığını pekiştirmiş, Azerbaycan'da istikrar sağlanmış ve kalkınma başlamıştır. Bugün şunu birkez daha söylemek isterim ki, önümüzdeki beş yıl boyunca ben bu politikaya bağlı kalacağım ve bu yoldan sapmayacağım.

Son beş yılda Azerbaycan'da tüm doğrultularda büyük gelişme gözlemlendi. Azerbaycan son beş yılda bölgede kendi konumunu daha da güçlendirdi. Azerbaycan'da devlet kuruluşu süreci hızla ilerledi. Bağımsızlığımız pekiştirildi. Azerbaycan'da siyasi ve ekonomik reformlar başarıyla uygulanıyor. Demokratikleşme süreci başarıyla ilerliyor.

Azerbaycan son beş yılda büyük ölçüde güç kazandı ve bugün geleceğe umutla, büyük iyimserlikle bakan bir ülkedir. Azerbaycan bugün uluslararası alanda hak ettiği yeri daha da sağlamlaştırmıştır. Bizim bölgesel girişimlerimiz büyük başarıyla sonuçlanıyor. Bölgede yaptığımız çalışmaların hem Azerbaycan'ın güçlenmesine, hem de bölgesel işbirliğinin gelişmesine büyük katkısı oluyor. Biz kendi politikamızı başlıca temel prensiplere dayanarak kuruyoruz. Azerbaycancılık felsefesi bizim manevi dayanağımızdır. Bağımsız politika, ulusal çıkarlarımızın savunulması, milli onur, milli gurur, milli ve dini hoşgörü-bizim başarılarımızın başlıca koşullarıdır. Azerbaycan'da tüm halklar kardeşlik koşulları altında, sıcak bir ortamda yaşıyorlar. Son beş yılda bizim temel ideolojik dayanaklarımız daha da sağlamlaştırılmış, Azerbaycan'da toplumsal dayanışma, istikrar tam anlamıyla sağlanmıştır ve genel anlamda kamuoyu Azerbaycan'ın hangi yönde ilerlediğini çok net olarak görüyor, ben tüm bunlardan memnunum. Bizim politikamız açık ve nettir. Şunu birkez daha söylemek isterim ki, bu politikanın başlıca temel ilkeleri Azerbaycan devletinin ulusal çıkarlarının savunulmasıdır ve biz bu çalışmada büyük başarılara ulaşmayı başardık. Bizim tüm politikamız, tüm siyasi adımlarımız bir amacı gütmektedir. Bu da Azerbaycan'ın güçlenmesi, güçlü ekonomik potansiyelin oluşturulması, siyasi reformların derinleşmesi ve Azerbaycan halkının güvenli bir ortamda, refah içinde yaşamasıdır.

Bununla birlikte, tabii ki, uluslararası sorunların çözümünde biz çok büyük çalışmalar yaptık. Azerbaycan son beş yılda bölgede kendi konumunu güçlendirmiştir. Biz tüm ülkelerle ikili faydalı işbirliğinin derinleşmesini istiyoruz, bunu yapıyoruz ve bizim girişimlerimiz bu amaca yöneliktir. Dış politikada Azerbaycan son beş yılda büyük ölçüde kendi konumlarını pekiştirmeyi başarmıştır. Bizim bölgesel alanda girişimlerimiz hem bölgesel işbirliğinin sıkılaştırılmasına hizmet ediyor, hem de Azerbaycan'ın çıkarlarını gözetiyor. Eminim, bölgede bizimle işbirliği yapan ülkeler de bu işbirliğinden memnundur. Bizim tüm girişimlerimiz bölgede barış, istikrarın daha da güçlenmesi, ekonomik işbirliğinin hız kazanması ve bölgede bulunan tüm ülkelerin barış, istikrar, dostluk ortamında yaşamasını sağlama amacını gütmektedir.

Biz son beş yılda dünyada daha fazla sayıda müttefik edindik söyleyebilirim. Birkaç ülkeyle ilişkilerimiz yeni bir düzeye, stratejik ortaklık düzeyine yükselmiştir. İkili ilişkilerimiz çok başarılıdır. Biz tüm ülkelerle dostluk ilişkilerinin sürdürülmesini istiyoruz. Bu ilişkiler eşit haklara dayanıyor, iki tarafın da çıkarlarına hizmet etmelidir ve ediyor.

Bununla birlikte, uluslararası örgütlerle işbirliğimiz daha da gelişmiş, Azerbaycan üyesi olduğumuz uluslararası kuruluşların çalışmalarına çok aktif olarak katılmış ve nitekim uluslararası konumlarımız da güçlenmiştir. Bizim etkinliğimiz uluslararası örgütlerde konumuzun güçlenmesine, bizim çıkarlarımıza uygun olan kararların alınmasına yol açmıştır. Ben önümüzdeki yıllarda da bizim dış politikamızın çok esnek, amaca yönelik olacağından ve bunun sonucunda Azerbaycan'ın uluslararası konumunun daha da pekişeceğinden kuşku duymuyorum.

Tabii ki, dış politikamızın başlıca öncelikli konusu Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorunun çözümü oldu. Ne yazık ki, biz şimdilik bu doğrultuda herhangi sonuç elde etmiş değiliz. Fakat bununla birlikte, şunu söyleyebilirim ki, görüşmeler sürecinde Azerbaycan'ın tutumu, Azerbaycan'ın düşünceleri ve tarafımızdan öne sürülmüş olan temel ilkeler çok büyük değer kazanmıştır. Bugün söyleyebilirim ki, görüşmeler Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ilkesi temelinde yapılmaktadır, bu, hiç kimsede kuşku uyandırmamalı ve uyandıramaz. Attığımız adımların hem görüşmeler sürecinde konumumuzun güçlenmesine, hem de bu konularla ilgilenen tarafların etkinleşmesine yol açtığı kanaatindeyim. Bu bölgenin başarılı gelişmesi için dondurulmuş anlaşmazlıkların çözüm bulması gerektiği bugün dünyada pekala bilinmektedir. Bu çözüm yalnız ve yalnız uluslararası hukuk normları ve ilkeleri temelinde sağlanabilir. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü sağlanmalıdır. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü görüşmelerde tartışma konusu değil, olmadı ve asla olmayacaktır. Dağlı Karabağ'a hiçbir zaman - ne bugün, ne yarın, ne 10 sene sonra, ne 50 sene sonra bağımsızlık verilmeyecektir. Azerbaycan bunu asla tanımayacaktır. Böylece, uluslararası hukukun temel ilkeleri sorunun çözümüne yansımalıdır.

Ermenistan tarafından Azerbaycan'a karşı uygulanan işgal politikası sürüyor, bu politika ve etnik temizlik politikası sonucu topraklarımızn yüzde 20'si hâlâ işgal altında tutulmaktadır. Etnik temizlik politikası yüzünden sıkıntı çeken 1 milyon Azerbaycanlı hâlâ kendi topraklarına dönemiyor. Bu, en büyük haksızlık, en büyük cinayettir. Tabii ki, biz görüşmelerin sürdürülmesinden yanayız, umutlarımız hâlâ tükenmedi. Hâlâ görüşmelerin soruna adil çözüm getirebileceğini düşünüyoruz. Bu çözümü ise herkes biliyor ve Azerbaycan halkı bu yaklaşımı destekliyor. Şunu birkez daha söylemek isterim ki, Azerbaycan Devleti Azerbaycan'ın ezeli toprağı olan Dağlık Karabağ'ın Azerbaycan'dan koparılmasına asla izin vermeyecektir. Biz kendi bağımsızlığımızı pekiştirerek toprak bütünlüğümüzü yeniden sağlayacağız.

Uluslararası hukuk normları bizden yanadır. BM Güvenlik Konseyi'nin, Ermeni silahlı güçlerinin Azerbaycan topraklarından çekilmesine ilişkin 4 kararı bulunuyor. Geçenlerde BM Genel Kurulunda buna benzer karar kabul edildi. Diğer uluslararası kurumlar da kendi kararlarıyla bizim yaklaşımımızı destekliyor ve güçlendiriyor. Kısacası, uluslararası hukuk bizden yanadır, tarihi adalet bizden yanadır. Zira Dağlık Karabağ tarihen Azerbaycan toprağıdır ve bunu birkez daha vurgulamak isterim.

Ekonomik potansiyel bizden yanadır. Bölgede yaşanan siyasi süreçler Azerbaycan'ın konumunu güçlendiriyor. Zira, biz bu siyasi süreçlere aktif olarak katılıyoruz ve kimi zaman yapılan girişimlere ön ayak oluyoruz. Azerbaycan'ın katılımı olmadan bölgede ekonomik ve bölgesel işbirliğini sağlamak mümkün değil ve herkes bizim tutumumuzu biliyor: Topraklarımız işgal altında tutulduğu sürece Ermenistan ile herhangi işbirliğinin sözü bile edilemez. Düşünüyorum ki, karşı taraf tüm bu etkenleri inceleyerek gerçeğe boyun eğmelidir. Gerçek de şu ki, bugün Azerbaycan ile boy ölçüşmek çok zordur, hatta imkansızdır diyebilirim. Siyasi potansiyelimiz, ekonomik gücümüz, ordu potansiyelimiz ve uluslararası hak ve adalet ilkeleri bizim tutumlarımızı güçlendiriyor ve eminim, tüm bu faktörler ve bizim aktif ve atak politikamız sonuçta topraklarımızın işgalcilerden kurtarılmasına yol açacaktır.

Beş sene önce ben Azerbaycan halkına beş sene içerisinde Azerbaycan'da bir tane bile çadır kampı bulunmayacağına söz vermiştim ve bizim bunu 5 yılda değil de, 4 yılda başarmış olmamız beni çok mutlu etmiştir. Zorunlu göçmenlerin yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve istihdamın artırılmasına ilişkin 2004 senesinde kabul edilen Devlet Programı çok başarılı bir şekilde uygulanıyor ve bu süre zarfında 12 çadır kampı kapatılmıştır. Onların yerine çağdaş konutlar, evler, okullar, sağlık ocakları inşa edilmiştir. 36 yeni kasaba kurulmuş ve işgal yüzünden acı çeken on binlerce yurttaşımız yeni evlere taşınmıştır. Bu programı biz bundan böyle de uygulayacağız. 2007 yılında programa bazı eklemeler yapılmıştır ve eminim, bu eklemeler sonucunda biz yurttaşlarımızın yaşam düzeyinin önemli ölçüde iyileşmesini sağlayacağız.

Aynı zamanda son beş yılda ordunun kurulması süreci çok hızla ilerlemiştir. Bu da benim 2003 yılında seçim öncesindeki önerilerimden biriydi. Azerbaycan'da çok güçlü askeri potansiyelinin oluşturulması gerektiğini ve eğer Azerbaycan halkı bana güvenirse ve beni cumhurbaşkanlığı görevine uygun görürse, bu alanda emeğimi esirgemeyeceğimi söylemiştim. Son beş yılda Azerbaycan'ın askeri potansiyelinin önemli ölçüde güçlendirildiğini çok büyük gururla söyleyebilirim.

Ordumuzun eğitim, profesyonellik düzeyinde büyük gelişme sağlanmıştır. Ben askeri birliklerde, keza cephe hattında bulunan siperlerde askerlerle, subaylarla defalarca bir araya geldim. Savaşma gücünün ve moralinin çok yüksek olduğuna kanaat getirdim. Azerbaycan'da ordunun kurulması süreci bundan böyle de hızla ilerleyecektir. Aynı zamanda ordumuzun maddi ve teknik temelinin pekiştirilmesi için çok büyük işler yapılmıştır. Ben iki veriyi sizin ilginize sunmak isterim. Azerbaycan'ın askeri harcamaları 2003 yılında 163 milyon dolar iken 2008 yılında bu rakam 1 milyar 850 milyon dolara ulaşmıştır. Önümüzdeki yıllarda bu rakam daha da artacaktır. 2009 yılı devlet bütçe tasarısında orduya ayrılan miktar daha büyük olacaktır. Böylece, biz çok güçlü askeri potansiyel oluşturmak suretiyle Ermenistan-Azerbaycan, Dağlık Karabağ sorunun çözümünü hızlandırmış oluyoruz.

Tüm bu faktörler kendi etkisini gösteriyor ve karşı taraf şunu bilmelidir ve biliyor ki, Azerbaycan güçlü bir devlettir. Bizim ekonomik gücümüz var, siyasi nüfuzumuz artmıştır. Bölgede bizim katılımımız olmadan hiçbir konu - ne ekonomik, ne siyasi, ne de başka birisi çözülemez. Bunun yanı sıra Azerbaycan çok güçlü, çağdaş, düzenli bir orduya sahiptir. Tüm bunları biz Azerbaycan halkının desteği ile sağladık. Ben farklı doğrultularda atılan tüm adımları halka danışarak gerçekleştirdim. Bölgelere yaptığım pekçok geziler ve insanlarla temaslarım sırasında onların moral durumunu görme fırsatım oldu. Bölgelerdeki durumu çok iyi biliyorum ve yapılan tüm girişimler, atılan tüm adımlar Azerbaycan halkı tarafından desteklenmiştir.

Son beş yıl içinde Azerbaycan siyasi reformların yapılmasında çok büyük mesafe almıştır. Ben defalarca söyledim ve bugün de tekrarlamak istiyorum, Azerbaycan'da siyasal sistem mükemmel duruma getirilmeli, tüm gelişmiş demokratik ülkelerin elde ettiği olumlu birikim Azerbaycan'da uıygulanmalıdır. Uluslararası örgütlerle işbirliğimizin bir yönü de bundan oluşuyor. Bizim çıkarlarımıza uygun, bizi tatmin eden, Azerbaycan halkına yabancı olmayan olumlu birikim Azerbaycan'da uygulanmalıdır.

Böylece, ülke modernleşiyor. Modernleşme, sadece altyapı projeleri veya ekonomik büyüme ile ölçülmez. Aynı zamanda bizim siyasal sistemimiz çağdaşlaşmalı, mükemmel olmalıdır. Beş sene boyunca Azebaycan'da demokrasinin gelişmesi için, siyasi reformların yapılması için çok güzel bir ortamın sağlanmış olması ve bu doğrultuda çok önemli adımların atılması beni çok memnun etmiştir. Geçenlerde düzenlenen cumhurbaşkanı seçimleri bunun açık ispatıdır. Ben bizim bu çizgideki politikamızın ileride de başarıyla uygulanacağı ve Azerbaycan'ın her yönden gelişmesinin sağlanacağı konusunda kuşku duymuyorum.

Siyasi reformlar ekonomik reformlarla tamamlanmalıdır. Azerbaycan'da hem siyasi, hem ekonomik reformlar birbirine paralel olarak yapılmaktadır ve bizim başarımızın başlıca nedeninin işte bundan ibaret olduğunu düşünüyorum. Biz siyasi reformları artık biçimlenmiş çok güçlü ekonomik bir temel üzerine yapıyoruz. Eğer bu ekonomik temel olmazsa, siyasi reformları gerçekleştirmek pek kolay olmayacaktır. Eğer demokratik gelişme bakımından en önde giden ülkelerin birikimine dikkat edersek, büyük çoğunluğunda ekonomik kalkınmanın çok ileri düzeyde olduğunu görürüz. Bizim de amacımız şudur ki - ben bunu daha önce söylediydim, bazen bu, hayret uyandırabilir, fakat ben inanıyorum,- Azerbaycan ileride gelişmiş ülkeler arasına girmelidir ve girecektir. Zira bunu gerçekleştirmek için bizim tüm olanaklarımız var: üstün yetenekli insanlar, çok açık, şeffaf bir politika, siyasi reformlar, ekonomik güç, doğal kaynaklar, bizim çoğrafi konumumuz. Eminim, şimdiye kadar izlenen politika bize bu olanağı sağlayacaktır.

Biz çalışmalı, elde ettiğimiz başarılarla yetinmemeliyiz. Bu başarıların çok büyük olmasına rağmen biz ileriye bakmalıyız, geleceğe bakmalıyız. Azerbaycan'ın başarılı gelişmesini sağlamak için, Azerbaycan'da istikrarlı gelişmeyi ileride de sağlamak için, Azerbaycan halkının gelecekte de güvenli bir ortamda yaşaması için biz hergün çalışmalıyız. Herkes - toplumun tüm kesimleri tüm Azerbaycan halkı çalışmalıdır. Bugün Azerbaycan'da böyle bir dayanışma vardır. İnsanların, Azerbaycan halkının desteği ve doğrudan katılımı olmadan biz başarılaraa ulaşamayız ve ben birkez daha söylemek isterim ki, bizim başarılarımzın başlıca kaynağını Azerbaycan halkının faaliyeti, Azerbaycan halkının iradesi oluşturmaktadır.

Kısacası, siyasi alandaki reformları bundan böyle de sürdüreceğiz ve artık son beş yılda yapılan çalışmalar bizim bu yoldan sapmayacağımızı söylememi mümkün kılıyor.

Ekonomik reformlara gelince birkez daha söylemek isterim ki, ekonomik ve siyasi reformların paralel olarak uygulanması bize büyük başarılar sağlamıştır. 2003 yılından itibaren Azerbaycan'da çok kapsamlı ekonomik projelerin gerçekleştirilmesine başlanmıştır ve bugün Azerbaycan'da kendine özgü belirli bir programı olmayan alan yok. Biz her doğrultuda belirli bir çalışma takvimine göre faaliyet gösteriyoruz, her alanla ilgili somut programlar, onların maddi güvencesi bulunuyor, çok etkin yönetim mekanizmaları bulunuyor. Sözün kısası, Azerbaycan'ın her yönden gelişmesi için tüm koşullar sağlanmıştır.

Son dört yıl boyunca Azerbaycan ekonomik büyüme hızına göre dünyada birinci ülke konumundadır. Son dört yılda ekonomik büyüme, yani gayri safi milli hasıladaki artış bakımından bizden ileride olan bir ülke yok. Bu, büyük bir başarıdır. Genel olarak, beş yılda Azerbaycan ekonomisi, Azerbaycan gayri safi milli hasılası 2.7 katı artmıştır. Ben bunun dünyada görülmemiş bir rakam olduğunu söyleyebilirim. 2008 yılının sonuçlarına göre, kişi başı gayri safi milli hasıla yaklaşık 6 bin dolar teşkil edecektir. Bu, iyi bir göstergedir, fakat ileride daha da yükselecektir. Azerbaycan'da gayri safi milli hasılanın yanı sıra, sanayi üretiminin de artması sevinç verici bir durumdur. Sanayi üretiminde son beş yılda 2.7 katı artış sağlanmıştır. Bizim devlet bütçemiz son beş yılda on katından çok artmıştır. 2003 yılında Azerbaycan'ın devlet bütçesi 1.2 milyar dolar iken, 2008 yılında konsolide bütçe 15 milyar dolar teşkil etmiştir. 2009 yılı devlet bütçesinde daha büyük artış öngörülmüştür. Azerbaycan'ın döviz rezervleri büyük oranda artmıştır. 2003 yılında bizim döviz rezervlerimiz 1.6 milyar dolar düzeyinde bulunuyordu. Bu sene Ekim ayı verilerine göre, Azerbaycan'ın toplam döviz rezervleri 17 milyar dolar teşkil ediyor. Gelecek yıllarda bu rakam artacaktır. Son beş yılda Azerbaycan ekonomisine 44 milyar dolar değerinde yatırım yapılmıştır. Bu ise tüm bağımsızlık dönemi boyunca yapılan yatırımların yüzde 77'sini oluşturuyor. Yani Azebaycan yabancı yatırımcılar için cazip bir ülkedir. Bununla birlikte Azerbaycan'da büyük oranda iç yatırımların yapılması da beni çok memnun etmektedir. Burada tabii ki kamu yatırımlarının payı daha fazladır, fakat özel, yerli şirketlerin yaptıkları sermaye yatırımları da önemli rol oynamaktadır. Bu, çok önemlidir, zira bu, ülkemizin her yönden gelişmesine, Azerbaycan'da etkin işveren kesiminin oluşmasına hizmet edecektir. Orta sınıfın oluşması artık bir gerçektir ve gelecek yıllarda Azerbaycan'ın her yönden gelişmesi bu etkenlerle ölçülecektir.

Petrol dışı sektörün gelişmesinde büyük başarılar sağlanmıştır. Bugün biz büyük gururla söyleyebiliriz ki, ekonomimiz artık pek çok dallara sahiptir. Biz kendi temel gıda ihtiyacımızı karşılıyoruz ve Azerbaycan'da işlenmiş ürünler diğer ülkelere ihraç ediliyor. Onların birçoğu uluslararası belgeler, Avrupa sertifikaları almıştır. Bu, ne anlama gelir? Bu, şu anlama gelir ki, Azerbaycan ekonomisi yalnız ve yalnız enerji kaynaklarına bağlı kalmayacaktır. Bugün de bağlı değildir ve bölgelerde yürütülen imar çalışmaları, yeni işyerlerinin açılması, yeni fabrikaların kurulması - tüm bunlar yapılan çalışmaların fiili sonuçlarıdır.

Girişimciliğin gelişmesi için her sene büyük oranda kaynakların tahsis edilmesi, avantajlı koşullarla kredi verilmesi, tarımın gelişmesi için devlet tarafından sağlanan sübvansiyonlar, alınan teknoloji, yapılan destek ve genel olarak Cumhurbaşkanı'nın girişimcilere verdiği manevi, siyasi destek ve pratik destek petrol dışı sektörün gelişmesinde çok önemli bir dönüm noktasını oluşturmuştur. Ben önümüzdeki beş yılda bu alanda çok kapsamlı işlerin yapılacağından kuşku duymuyorum. Şu son beş yılda yapılan çalışmalar, onların bir kaçı gelecek yıllarda etkisini gösterecektir.

Kısacası, biz ekonomi alanındaki bu başarılarla gurur duyabiliriz. Şimdi Azerbaycan'ın ekonomik anlamda tam bağımsız olması beni çok sevindiriyor. Gıda güvencesinin sağlanması için ek önlemler paketı hazırlanıyor. Bugün biz temel gıda ürünleri ihtiyacımızı yüzde 90-95 oranında karşılıyoruz. Önümüzdeki yıllarda, kısa süre içinde tam karşılayacağız.

Ben şuna çok seviniyorum ki, ekonomi alanında yapılan çalışmalar ve elde edilmiş başarılar tüm dünyada ve uluslararası finans kurumlarınca takdirle karşılanıyor ve destekleniyor. Bunun kanıtı dünyanın önde gelen finans kuruluşu olan Dünya Bankası'nın 2008 yılı raporudur. Aynı raporda Azerbaycan dünyanın bir numaralı reformcu ülkesi olarak belirtilmiştir. Bu, çok büyük bir nottur, bizim çabalarımıza, politikamıza biçilen değerdir. Zira bu reformlar, petrol dışı sektörde yapılmıştır. Bu reformlar iş ortamının gelişmesi için uygun koşulları sağlıyor, Azerbaycan'da ekonominin liberalleşmesine hizmet ediyor. Bu politika, reformlar Azerbaycan'da insanların daha iyi yaşamasına olanak sağlıyor. Bu yüzden de biz bu değere çok büyük önem veriyoruz.

Aynı zamanda, Azerbaycan'da şeffaflık sağlanıyor. Petrol, gaz üreten ve ihraç eden ülke için bu, çok önemlidir. Bizim başarılı petrol stratejimizin başlıca yönlerinden birinin de asıl şeffaflık olduğunu söyleyebilirim. Geçen sene Azerbaycan Devlet Petrol Fonu, BM tarafından şeffaflık ödülü verildi. Azerbaycan halkı ülkeye para girişinin ne kadar olduğunu ve bu paranın nasıl harcandığını biliyor.

Kısacası, biz ekonom alanında bu politikayı bundan böyle de sürdüreceğiz. Tüm somut programlar kendi çözümünü bulacaktır. Bizim son beş yıl içinde edindiğimiz birikim şunu gösteriyor ki, biz ne planladıysak, ne söylediysek, hepsini gerçekleştirdik ve bazen zamanından önce yaptık. Bunun yanı sıra son beş yılda sosyal konuların çözümüne büyük önem verdiğimizi söyleyebilirim. Zira geçiş döneminin yaşandığı ülkelerde ve temel, köklü ekonomik reformların yapıldığı ortamda halkın yaşam düzeyi gerileyebilir, biz bunu tarihten de biliyoruz. Uzak ve yakın tarihten de biliyoruz ki, radikal reformlar geçici olarak insanların yaşam düzeyinin düşmesine neden olur. Azerbaycan'da ise biz bunun tersini görüyoruz. Biz köklü ekonomik reformların yanı sıra sosyal konuların çözümünde de büyük işler yaptık. Son beş yılda minimum emekli maaşı 4 katı artmıştır. Asgari ücret 8 katı, ortalama ücret 3.6 katı artırılmıştır. Bugün devletten doğrudan sosyal yardım alan insanların sayısı 600 bine ulaşmıştır. Devlet, ihtiyacı olan vatandaşlarının yaşam düzeyinin iyileştirilmesi için yardımlar yapıyor ve biz ileride de bu politikaya devam edeceğiz. Azerbaycan'da yoksulluğun azaltılması beni çok sevindiriyor.

2003 yılında yoksulluk içinde yaşayan kişilerin oranı yüzde 49 iken, 2007 yılı sonuçlarına göre, bu rakam yüzde 16'ya gerilemiştir. Bana verilen tahmin bilgilerine göre, bu sene daha da inecektir. Bu, neyi gösteriyor? Şunu gösteriyor ki, Azerbaycan'da başarılı ekonomik büyüme, ekonomik reformlar ve petrol stratejimiz, öncelikli olarak insanların yaşam düzeyinin yükselmesine hizmet ediyor. Bu, şunu gösteriyor ki, Azerbaycan'da hızla gelişen ülkelere özgü olan tabakalaşma süreci yok. Bilakis, Azerbaycan'da orta sınıf oluşuyor. Azerbaycan'da işyerleri açılıyor ve yapılan tüm çalışmalar arasında yoksulluğun azaltılmasının önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Bizim ekonomimiz çok hızlı bir şekilde büyüyor ve şunu da söylemek isterim ki, dört sene boyunca dünya çapında biz lider ülke konumunda olduk. Eminim, ileriki yıllarda bu liderliği koruyacağız.

Bizim büyük altyapı projelerimiz gerçekleşiyor. Son beş yılda 4 uluslararası hava limanı işletmeye açılmıştır. Sekiz enerji santrali yapılmıştır. Binlerce kilometre yol inşa edilmiştir. Doğalgaz boru hattı döşenmesi süreci başarıyla ilerliyor. 2003 yılında Azerbaycan'da doğalgaza kavuşturma oranı yüzde 62 iken, bugün yüzde 85'tir. Su boru hatları döşeniyor. Yani tüm bu altyapı projeleri Azerbaycan'ı güçlendiriyor. Fakat bunun yanı sıra, insanların yaşam düzeyinin yükseltilmesi, yoksulluk içinde yaşayan kişilerin durumunun iyileşmesi - bu, benim için az önem taşımamaktadır, belki daha önemlidir. Zira bizim tüm politikamız Azerbaycan halkının iyi yaşamasına, Azerbaycan'ın güçlenmesine yöneliktir.

Ben şunu söylemek isterim ki, gerçekleştirilen çalışmaların sonucunu almak çok büyük bir mutluluktur. Ben hatırlıyorum, 2003 yılında, cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde yaptığım konuşmalardan birinde şunu belirtmiştim ki, eğer Azerbaycan halkı bana güvenirse, söz veriyorum, önümüzdeki beş yıl içinde Azerbaycan'da 600 bin yeni işyeri açılacak ve nitekim büyük sosyal bela olarak bilinen işsizlik Azerbaycan'da, neredeyse, tamamen ortadan kalkacaktır. Büyük gururla söyleyebilirim ki, son beş yıl içinde Azerbaycan'da 741 bin yeni işyeri açılmıştır, onlardan 531 bini sürekli işyeridir. Bu işyerleri hem insanların refahının artmasına hizmet edyor, hem de bölgelerde yaşanan süreçlere ivme kazandırıyor. Kimi zaman durumu tam bilmeyenler, yahut başarılarımıza gölge düşürmek isteyen güçler bizim ekonomik gelişmemizi daha ziyade petrol faktörü ile ilişkilendiriyorlar. Doğru, Azerbaycan'da petrol üretimi artmıştır ve gayri safi milli hasıladaki payı yüksektir. Her ülkenin gelişmesi için belli bir dayak noktası bulunmaktadır. Bizim için de bu, doğal kaynaklardır. Fakat bizim bölgelerimizin ekonomik rakamlarına bakın: Son beş yılda çoğu bölgede ekonomik büyüme 2 katından fazla olmuştur. Bazı bölgelerde gayri safi milli hasıla 2.5 katı, 2.7 katı, 3 katı artmıştır. Bizim bölgelerde petrol üretimi yapılmıyor. Yani neyin sayesinde artış sağlanmıştır? İşte açılan işyerleri sayesinde, yapılan yatırımlar sayesinde, kurulan fabrikalar sayesinde. Bugün Azerbaycan'da çalışmak isteyen birisi büyük ihtimal iş bulabilir.

Bugün Azebaycan'da biz bir başka sorun-yasadışı göç sorunuyla karşı karşıyayız. Bugün çalışmak için diğer ülkelerden Azerbaycan'a gelen işgücü sayısı her geçen gün artmaktadır. Özellikle bu sorunu çözmek için geçenlerde Devlet Göç Dairesi kurulmuştur. Yani, bu, Azerbaycan'ın bugünkü gerçekleridir. 2003 yılından 2008 yılına kadar aldığımız yol tüm doğrultularda kendini göstermiştir.

Ben kazanmış olduğumuz tüm başarıları bugün anlatıp bitiremem. Eğer anlatırsam, birkaç saat gerekecektir. Sadece olarak, önemli noktaları birkez daha Azerbaycan halkının dikkatine sunmak istiyorum. Son beş yılda Azerbaycan'da 1600 yeni okul inşa edilmiştir. 1600 okul! Yüzlerce okulda onarma çalışmaları yapılmıştır. Azerbaycan'da toplam 4500 okul bulunuyor. Kullanılmaz durumda olan okullar yıkılmış, onların yerine en çağdaş okullar inşa edilmiştir. Tüm okullarda bilgisayarlaşma süreci uygulanıyor ve tüm okullar internete bağlanmıştır. Beş sene önce her 1000 öğrenciye 1 bilgisayar düşüyor iken, şimdi her 29 öğrenciye 1 bilgisayar düşüyor. İşte, budur bizim geleceğimiz. Bizim genç kuşağımız geniş bilgili, eğitimli olmalı, vatansever olarak yetiştirilmelidir. Azerbaycan'ın istikbali için kalifiye, uzman, Vatanı sever, Vatana bağlı elemanların yetiştirilmesi bizim için öncelikli bir konudur.

Ben insan sağlığının korunması için yapılan çalışmaların altını çizmek isterim. Son beş yılda 240'ın üzerinde sağlık kuruluşu inşa edilmiştir ve onların büyük bölümü dünyanın en üstün standartlarına sahiptir. Yalnız Bakü'de değil, bölgelerde de çağdaş, uluslararası standartlarda sağlık hizmetinin sunulması Azerbaycan halkının sağlığının korunmasına yapılan katkıdır.

Bugün biz içme suyu problemini başarıyla çözüyoruz. Özel arıtma tesislerinin inşası, su boru hatlarının döşenmesi insanların yaşam kalitesini, sağlık durumunu iyileştirecektir. Biz soyumuza her zaman büyük özen göstermeliyiz. Azerbaycan'da insanlar sağlıklı olsunlar diye, genç kuşak hem bedenen hem manen sağlıklı olsun diye mümkün olan herşeyi yapmalıyız. Son beş yılda Azerbaycan'da tüm bölgelerde 14 çağdaş olimpik spor tesisi inşa edilmiştir. Yaklaşık 20 spor tesisi henüz yapım aşamasındadır. Tüm bu spor tesislerinde çocuklar üstün koşullarda spor yapıyorlar. Orada tüm koşullar- açık, kapalı alanlar, yüzme havuzları bulunuyor. Azerbaycan'ın geleceği işte budur. Azerbaycan'ın gençleri tüm bu olanaklardan yararlanmalıdır.

Birkez daha yinelemek isterim ki, Azerbaycan'ın her yönden gelişmesi, başarılı gelişmesi artık bir gerçektir. Hiç kuşkum yok ki, biz önümüzdeki beş yılda tüm bu olumlu eğilimleri daha da pekiştirecek ve Azerbaycan'ı yeni başarılara götüreceğiz.

Bizim iç ve dış politikamızın başarıyla uygulanması için enerji güvenliği sorunları da çözüm bulmalıdır. Biz daha önce belirlediğimiz tüm konuları çözdük. Azerbaycan bugün enerji güvenliği sorunlarını yüzde yüz çözmüştür. Biliyorsunuz, bu, dünyada, artık çok büyük toplanılarda konuşulan ve endişe uyandıran bir konudur. Azerbaycan'da yüce önder Haydar Aliyev'in girişimi üzerine 1990'lı yılların ortalarında başlanmış ve bugün başarılı bir biçimde yürütülen petrol stratejimiz ülkemize büyük başarılar sağlamıştır. Öngördüğümüz tüm konular, pek kolay olmasa da, çözüme bağlanmıştır.

Bugün Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı işletmeye açılmıştır, tam kapasite çalışıyor. Son beş yılda boru hattının inşası tamamlanmıştır. Bugün Bakü-Tilflis-Erzurum doğal gaz hattı işletmeye alınmıştır, başarılı bir şekilde faaliyet gösteriyor. Son beş yılda Azerbaycan doğal gazı ithal eden ülkeden gaz ihraç eden bir ülkeye dönüşmüştür ve bugün biz hem kendi ihtiyacımızı karşılıyoruz, hem de başka ülkelere doğal gaz ihraç ediyoruz. Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum petrol ve doğal gaz boru hatlarının mantıksal devamı olan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu hattının inşasına başladık. Bu proje hem bizim için, hem komşularımız için, hem bölge için, hem dünya için tarihi önem taşımaktadır. Bizim öncülüğümüz ve bu projeye katılan tüm ülkelerin girişimi ve ortak çabaları sonucunda bu dev projeye başlamış olduk. Bir zamanlar Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, Bakü-Tiflis-Kars projeleri sadece kağıt üzerindeydi. Sadece bir istekti, bir düşünceydi. Bazıları buna efsane diyorlardı. Fakat bu efsane artık gerçeğe dönüşmüştür. Bunu kim yaptı? Biz yaptık! Biz kendi politikamızla, bölgesel işbirliği kapsamında ve komşu devletlerin etkin katılımıyla tüm başarılı atılımları yaptık. Bu projeler Azerbaycan'ın uzun vadeli, başarılı ve istikrarlı bir şekilde kalkınmasını sağlayacaktır.

Son beş yılda Azerbaycan'da petrol-gaz üretimi büyük ölçüde artmıştır. 2003 yılında petrol üretimi 15.4 milyon ton iken, bu sene Azerbaycan'da petrol üretimi 50 milyon tonun üzerinde olacak. 2003 yılında Azerbaycan'da 5.5 milyar metreküp gaz elde ediliyordu, bu sene sonuna kadar Azerbaycan'da gaz üretimi 20 milyar metreküpten fazla olacaktır. Bu, kısa süre zarfında önemli bir artıştır. Biz tüm olanaklarımızı-hem siyasi, hem ekonomik, hem teknik yönden harekete geçirdik ve tüm bu çalışmalarda tutarlı bir politika izledik. Biz bir amaç edindik ve bu amaca doğru ilerliyoruz. Bugün biz petrolü farklı güzergahlardan ihraç ediyoruz. Azerbaycan'ın 7 petrol ve doğal gaz boru hattı bulunuyor. Onların hepsi çalışır durumdadır ve bu hatlarla doğal kaynaklarımızı istenilen doğrultuda ihraç etmek mümkün.

Enerji politikamız bize ekonomik yönden bağımsızlık sağladı, bizim ülkede bayındırlık, altyapı projelerini başarıyla gerçekleştirmemizi mümkün kıldı. Bize güven verdi. Bugünkü başarılarımız ve tarihimiz gösterdi ki, biz bağımsız bir devlet olarak ileride de başarılı bir biçimde varlığımızı sürdüreceğiz, bundan tam eminiz. Bağımsızlık bizim için en büyük zenginliktir, en büyük değerdir. Fakat bağımsızlık elde etmek onu korumaktan, pekiştirmekten daha kolaydır. Bugün Azerbaycan, kelimenin tam anlamıyla, bağımsız bir ülkedir, biz hem yurtiçinde, hem yurtdışında bağımsız politika izliyoruz. Bizim politikamız Azerbaycan halkının çıkarlarına hizmet ediyor. Azerbaycan halkının çıkarlarının korunması, Azerbaycan devletinin güçlendirilmesi, Azerbaycan'ın bağımsızlığının pekiştirilmesi benim için ve biliyorum, her Azerbaycan vatandaşı için en önemli görevdir, en önemli amaçtır.

Değerli dostlar, ben son beş yıl boyunca bana verdiği destek, gösterdiği güven için halkıma bugün, yemin töreninde birkez daha şükranlarımı sunarım. Azerbaycan halkını temin etmek isterim ki, ben Vatanımızın bundan böyle de başarılı gelişmesi için, Azerbaycan'ın başarıyla kalkınması için elimden geleni yapacağım. Azerbaycan halkına bundan böyle de hizmet edeceğim.

Şan olsun Azerbaycan Halkına!

Yaşasın Azerbaycan!