Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Bakü-Hazar Bitkisel Yağ Fabrikasının açılış töreninde konuşması - Nizami İlçesi, Bakü, 29 Aralık l997


Sayın Bayanlar ve Baylar!

Sayın konuklar!

Ben sizleri - bu salona toplanan herkesi, İntersun Holding Şirketler Grubunun Azerbaycan`daki faaliyetleri sonucunda elde ettiği başarılardan dolayı içtenlikle kutluyorum.

Biz bugün burada - İntersun Holding Grubunun Azerbaycan`da yaptığı ortak çalışmalardan biri, ülkemizde önceleri var olan, fakat şimdi tamamen yeniden kurularak ileri teknoloji ile üretim yapan margarin fabrikasının açılış törenine katılıyoruz. Bu, Azerbaycan`da üretim alanında dönüşümlerin, yenilenmenin parlak bir örneğidir. Azerbaycan ekonomisi, yeni bir ekonomik düzenin yerleşmesi sürecini yaşıyor ve bu, çok yönlü bir süreçtir. Mevcut üretim alanlarının modernleştirilmesi, yenilenmesi, dünya standartları düzeyine erişmesi ve halkın, toplumun, piyasanın taleplerine uygun ürün üretimi işte bu doğrultulardan birini oluşturmaktadır. Bu anlamda 1960`lı yıllarda kurulan ve Azerbaycan`da sadece margarin üretimi yapan fabrikanın yeniden kurulması ve çok kaliteli yağ ürünleri üretiminin sağlanması takdire değer bir durumdur. Ben buna çok değer veriyor ve ekonomi politikamızın uygulanmasında önemli bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Sanırım, bu, hayatın yeni koşullarına uygun üretim alanlarının oluşturulması ve kurulması için vazgeçilmez bir örnektir.

Ben bu vesileyle sizleri ve işbu üretim tesisinde, bu fabrikada çalışan tüm işçileri, çalışanları yürekten kutluyorum. Umarım, bugün sizinle yaptığınız görüşmeler sırasında ve bu kürsüden verdiğiniz sözler yerine getirilecektir. Bu tesisin, öngörülen üretim hacmine ulaşacağına ve geniş bir yelpazede yüksek kaliteli yağ ürünlerini üreteceğine inanıyorum.

İntersun Holding Şirketler Grubunun Azerbaycan`daki faaliyetleri büyük anlam arz etmektedir. Böyle büyük bir grubun kısa zamanda Azerbaycan`da birkaç alanda, özel sektörde iş yapmış olması, öncelikle, yabancı sermayeyi cumhuriyetimize çekerek yatırımlar gerçekleştirmesi ve yabancı şirketlerin ülkemizde etkin çalışmalarda bulunması için sağlanan normal koşulları gözler önüne sermektedir. Bu, son yıllarda ekonomi alanında uyguladığımız politika ve önlemlerin sonuç verdiğini göseriyor. Bu, serbest ekonomi, girişimcilik, piyasa ekonomisinin sadece lafta kalmadığını, Azerbaycan`ın çağdaş yaşamında icraata döküldüğünü ve bu yeni ekonomi ilkelerinin cumhuriyetimizde uygulandığını gösteriyor. Ben bunu çok takdir ediyorum. Sanırım, İntersun Holding Grubunun faaliyetleri bu alanda attığımız adımların başarılı sonucudur. Ayrıca İntersun Holding Grubunun çalışmaları Azerbaycan ile Türkiye ve diğer ülkeler arasında ekonomik ilişkilerin özel sektör aracılığıyla geliştiğini gösteriyor. Bu da bizim politikamızdır. Bu da bizim fiilen gerçekleştirdiğimiz önlemlerdir.

Ben bir kez daha belirtirim ki, İntersun Holding Şirketler Grubu, faaliyetleriyle yabancı ülkelerden olan büyük gruplara, şirketlere örnek teşkil ederek onların da Azerbaycan`a gelip iş kurması, ortak çalışmalar yapması yolunu açıyor. Biz bu tür sağlam bir temel ve ilkeler üzerine kurulan işleri hep destekledik ve destekleyeceğiz. Azerbaycan`da piyasa ekonomisi ilkeleri üzerine kurulmuş olan ekonomi politikası uygulanmaktadır. Biz bu ekonomi politikalarını yaşama geçirmek için gerekli yasaları, resmi belgeleri onayladık, kararlar ve emirler imzalandı. Biz her yabancı yatırımcının Azerbaycan`da özgür, verimli çalışmalar yapmasına güvence verdik ve İntersun Holding Şirketler Grubunun faaliyetlerinin örneğinde bu, bariz olarak görülmektedir. Biz bundan sonra da Azerbaycan`da özgür iş yapma girişiminde bulunan her yatırımcıya gerekli koşulları sağlamaya hazırız. Bence, İntersun Holding Şirketler Grubu ile ilgili bir diğer önemli unsur, onların Azerbaycan`da sağlam düşüncelerle faaliyete başlamış olmalarıdır. Benim
yaşam prensibime göre bu da en önemli koşuldur. Cumhuriyetimizin ve benzer ülkelerin ekonomisinde son yıllarda yaşanan değişiklikler sırasında olumlu sonuçların yanı sıra bazı iş adamları, yabancı şirketler, yabancı iş adamları yasaları çiğneyerk ya da yasadışı, sağlıksız yollara başvurarak, kısacası, dolandırıcılık yaparak çalışmalar gerçekleştirdiler. Bu ve benzeri olaylar günümüzde de yaşanmaktadır. Belki cumhuriyetimizde bu çalışmalara yeni başlandığı sırada Azerbaycan`da bu tür amaç ve düşüncelerle iş yapmaya başlayan insanlar veya yurtdışından ülkemize gelen iş adamları bir anlamda bunu başardılar, dolandırıcılıkla zengin oldular, para kazandılar. Onların bu çalışmaları hem ekonomimize hem toplumumuza çok zarar vedi. Bu durumlar ortadadır. Ancak artık bizim bu tür durumlara izin vermeyeceğimizi şimdi herkes bilmelidir. Bizim kanunlarımız, kararlarımız, kurallarımız bu durumların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. O yüzden de ben İntersun Holding Şirketler Grubunun başarılı çalışmalarını, bunların öncelikle sağlam temeller üzerine kurulduğunu vurgulayarak ve ileride de bunun böyle devam edeceğine dair inancımı ifade ederek, Azerbaycan`da tüm başka yollarla iş yapmak isteyenleri - hem ülke vatandaşlarını, hem yabancı vatandaşları uyarıyorum: Bu yasadışı yollardan vazgeçmek gerekir.

Yasal çerçevede, insafla, vicdanla iş yapıp para kazanmak, kazanç sağlamak bakımından Azerbaycan`ın bugünkü yaşamı çok elverişli bir ortam sunmuştur. Bu ortamdan istifade etmek gerekir. Yasal olmayan yollara başvurmamak lazım. Biz herkese özgürlük tanıdık. Biz bugün İntersun Holding Şirketler Grubunun, Zafer Meydanı yakınlarında yaptırdığı alışveriş merkezini gezerken, orada içerisi çeşit çeşit ürünlerle dolu olan dükkan ve mağazaları dolaşırken, bu dükkan sahipleri ile sohbet ederken, onların yüksek moraline tanık olurken Azerbaycan`da toplumsal, ekonomik ve ticari yaşamın ne kadar değiştiğini bir kez daha anlıyoruz. İşte, böyle sağlam bir çalışma ortamı hem insanlara, yani girişimcilere, hem onların hizmetlerinden faydalanan vatandaşlara yarar sağlamaktadır.

Burada İntersun Holding Şirketler Grubunun çalışmaları hakkında bilgi verildi. Ben şunu belirtmek isterim ki, bu grubun Azerbaycan`daki çalışmaların halkımıza, vatandaşlarımıza çok faydası dokunmaktadır. Onlar ticaretle başladılar, ardından çay fabrikasını kurdular. Demin bahsettiğim üzere, Zafer Meydanı yakınlarında kocaman bir alışveriş merkezi yaptırdılar, güzel, örnek teşkil edecek bir ticaret yapıyorlar, yağ üretimine başladılar, inşaat yapıyorlar. Kendileri burada, söylediğim gibi, sosyal alana da özel önem veriyolar. Ben bunları bir kez daha hatırlatarak belirtmek isterim ki, bu alanlar ülkemizin bugünü açısından çok önemli alanlardır. Azeriler, çok çay içerler. Azeriler kadar çay içmeyi sevenler belki dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz. Çay, bizim çok sevdiğimiz bir içecek, aynı zamanda bir gıda ürünüdür. Azerbaycan`da bu alanınn kurulması, hem cumhuriyetimizin ihtiyacının karşılanması ve üstelik ihraç edilmesi çok takdir edilecek bir durumdur. Bu arada yağ da, kuşkusuz, her insan için gerekli bir üründür. Eskiden bizde çok az kişi margarin alırdı, ne var ki alanlar da bunu sadece sınırlı yemek çeşidinde kullanırlardı. Açıkçası, zengin adamlar margarini asla kullanmazlardı, - her şeyi olduğu gibi söylemek gerekir - zira Azerbaycan`da en kaliteli yağın tereyağı olduğunu düşünürlerdi. Azeriler, genellikle, tereyağını çok severler. Hatırlıyorum, 1970`li yıllarda Azerbaycan`a bitkisel yağlar, özellikle zeytinyağı getirildiğinde pek kimse bunları almazdı, mağazalarda kalırdı. Ayçiçek yağını - buna Azerbaycan`da semiçka yağı diyorlardı - hiç kimse almazdı. Soya yağı denen bir yağın olduğunu o yıllarda Azerbaycan`da hiç bilmezlerdi. Örneğin, bazı vatandaşlarımız Orta Asya cumhuriyetlerine gidip geldiklerinde Özbekistan`da pilavı ancak pamuk çekirdeğinden üretilen yağla yaptıklarını anlatırlardı. Azerbaycanlılar şaşırıyorlardı, bu nasıl olabilir, - pilav, ancak kaliteli tereyağı ile yapılmalıdır. Bu, bizim halkımızın özelliği idi. Azerbaycan`da margarin fabrikası vardı, margarin üretilirdi, ancak yineliyorum, çok zengin adamlar asla margarin almazlardı. Fakat şimdi dünyada yaşanan süreçler, kapıların açılması dünyayı Azerbaycan`a, Azerbaycan`ı dünyaya tanıttı, artık vatandaşlarımız bitki yağlarını daha yaygın kullanıyor. Bitkisel yağlar ve şimdiki başka yağ karışımları, özellikle margarin isimli şimdiki yağlar da çok kalitelidir.

Ben bu fabrikanın geçmişini hatırlıyorum. O zaman bu fabrika pek saygılı bir işletme değildi. Oysa burada çok sayıda fedakâr insan çalışıyordu. Onların çoğu hala bu fabrikada çalışıyor ve ben buna çok seviniyorum. Ancak onların kendileri o dönemde ürettikleri ürünle bugünkü ürünü karşılaştırabilirler. Nitekim Azerbaycan nüfusunun yağ ihtiyacının, - ki tamamını söylemiyorum belli bir oranının, büyük bir bölümünün - işte Azerbaycan`da yerli üretimle karşılanması çok olumlu bir gelişmedir. Çünkü, yine söylüyorum, yağ öyle bir üründür ki, her insan yağ kullanır. Son yıllarda, özellikle dış ticaret genişledikten sonra, Azerbaycan`a yurtdışından pekçok yağ ürünü getiriliyor. Oysa biz bunu kendimiz Azerbaycan`da üretirsek, nüfusumuzun ihtiyacını karşılayabilir ve hatta bunu ihraç edecek olursak, bu, ekonomimizde sağlamak istediğimiz başarılardan biri olur. İntersun Holding Grubunun çalışmalarını görüyorsunuz, - çay, yağ üretiliyor. Bunlar toplum ve insanlar için en önemli ürünlerdir. Azerbaycan`da hem yağ hem çay insana ekmek kadar gereklidir. İntersun Holding`in bu işlerle uğraşması beni çok memnun ediyor. Ben bunu özellikle vurguluyorum, zira son yıllarda Azerbaycan`da bazı yerli iş adamları yabancı iş adamlarıyla işbirliği yaparak toplumun ihtiyaçlarını değil, kendi gelirlerini üstün tutuyorlar. Bu yüzdendir ki, son yıllarda Azerbaycan`da votka, alkol üretimi artmaya başladı. Ben birkaç ay önce bu konuda kendi fikrimi söyledim, bugün tekraren söylüyorum. Azerbaycan`da eskiden bu kadar çok votka, alkol kullanan yoktu. Nasıl oldu da halkımız bu kadar çok alkol tüketmeye başladı? Bu, bizim için zararlıdır. Bir yandan, bol olunca bunun fiyatı da aşağı düşüyor. Alkollü içecekler, özellikle votka üretimi halkımızın geleneklerini bozuyorlar. Alkollü içeceklerin, özellikle votkanın her insan için zararlı olduğunu söylemek için bir kanıt aramaya gerek yoktur. Halkımız eskiden hiç votka, alkol kullanmazdı. İslam dinimiz de bunu yasaklamıştı. Ancak yine söylüyorum, bazı iş adamları votka üretimi yaparak daha büyük kazanç elde edebileceklerini düşünüyorlar. Birileri bir yerlerde votka, alkol imalathanesi açıyor. Hatta bizim bazı devlet memurlarının bile kazanç elde etmek amacıyla votka, alkol üretimini himaye ettiği yönünde bilgiler alıyorum. Ben bugün bir kez daha beyan ediyorum: Azerbaycan`da bu tür durumlar son bulmalıdır. Ben Azerbaycan`da alkollü içecekleri yasaklamıyorum. Ancak kendi soydaşlarıma seslenerek sadece şunu söylemek istiyorum: Gelin bizim milli, dini, ahlaki gelenkelerimizi - yüzyıllardır atalarımızdan bize kalan geleneklerimizi bozmayalım. Gelin bunlara bağlı kalalım, bu votka eğilimin artmasına izin vermeyelim, hatta bunu önleyelim. Bu, benim genel düşüncemdir. Ancak somut üretime gelince şunu söylemek istiyorum: Azerbaycan`da alkol, votka, yahut alkollü içecek nüfusa yetecek kadar üretilmelidir. Diğer üretimin önüne geçilmelidir. Ben Bakanlar Kurulu, ilgili bakanlık ve komitelere bu konuya ilişkin talimat verdim. Bugün yineliyorum - bunların önüne geçilmelidir. İşte bu bakımdan ben İntersun Holding`in çalışmasını beğeniyorum, çünkü onlar votka, alkollü içecek üretimi yapmıyorlar. Sanıyorum, bundan sonra da bu işlerle uğraşmayacaklar. Yağ, çay, şeker ve diğer ürünlerin hepsi Azerbaycan için, halkımız için gerekli ürünlerdir.

Bugün biz bu şirket grubunun yaptığı çalışmalara tanık olduk, kurulmuş olan «CI bank»ı (red. Capital Investment Bank) ziyaret ettik. Bizzat ben bunun Azerbaycan`ın yaşamında önemli bir gelişme olduğunu düşnüyorum. Zira biz özel sektörü geliştiriyoruz. Özel bankalar kurulmalıdır. Ne var ki 1990 - 1991 yılları arasında Azerbaycan`da bu alanda bir hastalık ortaya çıktı: İpini koparan herkes kendisine bir banka kurmaya başladı. Bir de ne görsek, Azerbaycan`da o kadar çok banka kurulmuş ki, en büyük ülkelerde bile bu kadar fazla banka bulunur mu, bilemem. Yani kötü bir moda ortaya çıktı. Bazıları sanır ki, 3-4 kişi bir araya gelip banka kuracak ve buradan para kazanacak, banka işte böyle bir şeydir. Biz bunun da kötü sonuçlarını gördük. «Hayelbank», «Vahidbank» ve başkaları kuruldu. Onlar halkın parasını topladılar, yediler, kaçtılar, suç işlediler. Biz bankalar yasasını kabul ettik. Ve Merkez Bankamıza, Azerbaycan`da tüm bankaların yalnız kabul ettiğimiz yasalar çerçevesinde kurulması yönünde talimat verildi. Bunun yanı sıra, biz, kuşkusuz, özel sektörü geliştirerek, ağırbaşlı özel bankaların kurulmasından yanayız, biz bunu destekliyoruz. Ancak bu bankanın gerçek bir banka olması gerekir. CI Bank`ın bir diğer önemi, bunun, aynı zamanda bir yatırım bankası olmasıdır ve Azerbaycan`da çeşitli projelere finansman sağlama fonksiyonunu da yerine getiriyor. Bugün biz bankanın yeni binası ile tanıştık. Hem binanın kendisi, hem banka çalışanları, hem orada oluşmuş sistem bende çok hoş bir izlenim bıraktı. Ben bunu olumlu buluyorum. Bizim Merkez Banka`ya şunu bir kez daha söylemek isterim ki, ulusal stratejimizi benimsemeyen ıvır zıvır bankalar ortadan kalkmalıdır. Biz ağıbaşlı, köklü, iyi bazlı, üstün bilgi ve beceriye sahip banka çalışanlarının çalıştığı ve gerekli sermayesi bulunan bankaların kurulmasına öncelik vermeliyiz.

İntersun Holding Şirketler Grubu, böylece, Azerbaycan`da artık kendi yerini bulmuştur. Sanırım, şimdiye kadar yapılan çalışmalar bu grubun gelecekte daha kapsamlı çalışmalar yapmasını teşvik ediyor. Ben bunu destekliyorum. Yani ben bu bağlamda her girişimi, her sağlıklı adımı Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak destekliyorum. Genel olarak, Azerbaycan`da bu türden olan çalışmalar çağdaş taleplere uygun güvenli özel sektörün oluşması için çok önemlidir. Biz tüm alanlarda - endüstride, ticarette, ulaşımda, tarımda özelleştirme programını uyguluyoruz. Tarımda özelleştirme, toprak reformu yasası temelinde gerçekleştirilir. Toprağın özel mülkiyete geçmesi, özel mülkiyyətçi tarafından serbest kullanım sağlayan alınmıştı. Şimdi bu süreç gidiyor. Azerbaycan`da tarım sektörün hayvancılık alanı artık tamamen özelleştirildi. Toprak düzenli bir şekilde özel mülkiyete geçiyor. Ben bunların olumlu sonuç vereceğine inanıyorum. Tüm diğer alanlarda da özelleştirme programı aralıksız olarak uygulanmalıdır. 1998 yılı, bu anlamda çok verimli bir yıl olmalıdır. Biz kendi payımıza bunun için tüm gerekli çalışmaları kesintisiz olarak yapacağız. Ancak özel sektörde faaliyet göstermek isteyen her insanın tüm yeni girişimciliğin tüm yeni yasa ve kurallarının, uluslararası alanda özel sektörün birikiminin benimsemesi gerekir. Çünkü tüm bunlar bizim için tamamen yeni olaylardır, yeni durumlardır.

Bugün biz İntersun Holding` in ticaret merkezine dolaştığımızda - ki size doğrusunu söyleceğim, bizim gibi insanlar dükkana pek sık gitmeyiz, o yüzden bazen dükkanlarda neyin olup olmadığını pek bilmeyiz, - o mağazalardaki ürünleri görünce hatta biz kendimiz bile hem seviniyor, hem şaşırıyorduk. Dünyanın bütün ülkelerinde üretilen tüm güzel ürünler Azerbaycan`da da vardır, üstelik istenilen sayıda, farklı çeşitlerde var. Ben bu ürünleri incelerken orada bana eşlik eden arkadaşlarıma sordum ve biz maziyi, 15-20 yıl öncesini hatırladık. Hatta 15 yıl değil, 10 yıl öncesinde bile dükkanların çoğu boş olurdu. O zaman «İmport mallar» (red. ithal ürünler) diye bir ifade vardı, bu ürünleri satıcılar saklardı. Satıcı bunu ya pahalıya satardı ya da sen bir tanıdık vasıtasıyla alırdın veya bazı memurlar görevini kullanarak bunu alıyorlardı. Bu yüzden de o dönemlerde hatta «defisit» kelimesi (red.kıtlık) çok sık duyulur olmuştu. Hatırlıyorum, ünlü artist Arkadi Raykin bu konuda çok komik bir deyim söylerdi: «Defisitsiz yaşanmaz, zaten mümkün değildir.» Oysa şimdi hiçbir defisit, yani kıtlık yoktur, her şey bulunur. Hangi tür, çeşit ürün istiyorsan bulabilirsin. Bu, serbest ekonomi, serbest ticaret alanında uyguladığımız politikanın bir sonucudur. Bugün ben bir şeyi de farkettim, bu dükkan sahipleri eski dükkan çalışanlarından farklıdırlar. Onların çoğu önceleri de mağazada çalışmışlar. Ben onlardan birine sordum: «Sen o dönemlerde de çalıştın, şimdi de çalışıyorsun, durum nedir?» «Hayır, asla mukayeseye gelmez.»diyor. Kişi aynı kişidir, o zaman ticaretle uğraşmış, şimdi de uğraşıyor. O dönemlerde devletin dükkanında çalıştığı sırada bazen mecburen hırsızlık yapar, bazen fiyatı artırır, pahalıya satar, bu şekilde para kazanırmış. Oysa şimdi malını özgürce, dilediği gibi satıyor ve helal kazanç sağlıyor. Buna helal para diyorlar. Oysa o dönemde onun kazancının pek helal olduğunu söyleyemeyiz. Bu tecrübe öyle bir-iki günde edinilen bir tecrübe değildir. Biz ticaret sektöründe bunu bir hayli başardık. Zira Azerbaycan`da ticaret sektörünün büyük bir bölümü, ya da tamamında özelleştirilme çalışmaları yapıldı. Azerbaycan, özellikle Bakü sokaklarında, meydanlarında, büyük caddelerinde bulunan eski dükkanların tamamen yeni bir görünüm kazandığını büyük memnunlukla belirtmek isterim. Onların hem dış görünümü değişti, hem de içerisi ürünle doldu. Elbette, onların dış görünümü hem şehre güzellik katıyor, hem alıcıları çekiyor. Bu birikim ticaret sektöründe artık benimsenmiştir. Ne var ki bu birikimi daha geniş alanlara, özellikle üretim alanına yaymak gerekir. Bu yüzden de İntersun Holding Şirketler Grubu`nun tecrübesinin incelenmesi gerekiyor diye düşünüyorum. Nitekim bu, bizim bir çok işadamımıza örnek teşkil edebilir.

Biz, böylece, bugün, 1997 yılının son günlerinde Azerbaycan`da ekonomi politikamızın ve yaptığımız icraatların küçük bir sonucunu gördük. Bu, sevindirici bir durumdur. Umarım, 1998 yılında benzer durumlarla sık sık karşılaşacağız. Özelleştirme programının düzenli bir biçimde yapılacağını ve insanlarımızın özelleştirmeden yarar sağlayacağını birkez daha vurguluyorum. Bugün gördüğümüz bu alanların bir diğer önemli unsuru, burada bizim vatandaşlarımızın, insanların yeni işyerleri bulmuş olmasıdır. Azerbaycan`a gelen her şirket veya burada kurulan her özel kuruluş yeni bir işyeri açıyorsa ve bunların sayısı giderek artıyorsa, bu, hem kendisi açısından, hem cumhuriyetimiz açısından önem taşımakta ve fayda sağlamaktadır. Bu işletmenin çalışanları söylediler ki, burada çalışanların yüzde 97`si Azerbaycan vatandaşlarıdır. Bu, çok sevinçli bir durumdur. Onların çoğu eskiden de burada çalışıyormuş. Ben imalathaneleri dolaşırken çalışanların kendileri böyle söylediler. Bu da çok sevindirici bir durumdur. Onlar artık yeni bir ortamda, yeni bir düzende, yeni tekniklerle çalışıyorlar. Onlar vasıflı elemanlara dönüşmüşler, hem ticarette, hem fabrikada, hem bankada, hem diğer yerlerde çalışıyorlar. Üstelik çalışanların çoğunun gençler olduğunu görüyorum. Ben buna çok seviniyorum. Onların maaşları da, şüphesiz, önceki maaşlarından bir hayli fazladır. Böylelikle, cumhuriyetimizde yapılan bu çalışmalar işsiz sayısını azaltıyor, insanlara yeni istihdam ve yeni kaliteli bir çalışma olanağını sunuyor. Tüm bunlar önümüzdeki sosyal hedeflerin yerine getirilmesine hizmet etmektedir. Ben bunu ayrıca çok takdir ediyorum. Goozel Bey, burada bildirdi ki, kendileri bu fabrika yakınlarında bir spor kompleksini satın almak veya özelleştirmek istiyorlar?

Abdolbari Goozel: Biz bunu yardım amaçlı kullanmak istiyoruz.

Haydar Aliyev: Peki bu bina kime ait olacak?

Abdolbari Goozel: Sayın Cumhurbaşkanı, biz bu binanın bizim yardım kuruluşuna tahsis edilmesini istiyoruz. Kompleks müdürü kendisi de bunu kanul etmiştir.

Haydar Aliyev: Öyleyse Başbakan, Bakü Büyükşehir Belediye Başkanı, Devlet Emlak Komitesi Başkanı bu konuları incelesin ve bana bilgi versinler. Ancak bu konuda şunu söylemek istiyorum, bahsettiğiniz spor kompleksi 1970 yıllarında kuruldu. Hatırlıyorum, biz bunu, galiba, Azerelektroterm fabrikasının bünyesinde yaptık. Orası çok güzel bir spor kompleksiydi. O dönemlerde ondan çok faydalandılar. Orada çok güzel koşullar sağlanmıştı. Ne yazık ki, bu bina yıllarca bakımsız kaldı. Onu birilerine vermişler, fakat o kimseler bunu kullanmıyorlar. Bu nedenle, bence, meseleyi söz konusu kompleksin etkin kullanımı ilkesine dayanarak çözmek gerekir. Eğer sorun özelleştirmekse, özelleştirin. Yok efendim, birilerinin olacak, siz bunu kullanacaksınız - ben bunu pek anlamıyorum. Biliyorsunuz, şimdi bizde özelleştirme süreci uygulandığı için devlet sektöründe pek birşey kalmayacaktır. Öte yandan siz bu spor kompleksinin müdürü ile anlaştığınızı söylüyorsunuz. Bunun müdürü de kim? Eğer bunun müdürü söz konusu kompleksi kullanıyorsa, birşey söylemeye hakkı var. Eğer kullanmıyorsa, başıboş bıraktıysa, orada müdürün hiç bir hakkı yoktur. Bu devletindir. Madem, devletindir, bu konuda ne yapacağımıza biz karar vermeliyiz. İlla özelleştirilecekse, özelleştiririz veya başka bir şekilde kullanacaksak, öyle kullanalım. Onun müdürünün orada hiçbir hakkı yoktur. Anladınız mıi? Ancak siz müdürle anlaştığınızı söylüyorsunuz.

Ben büyükşehir belediye başkanına ve Devlet Emlak Komitesi Başkanına talimat veriyorum, Başbakan bu işi denetler, siz bu konuyu araştırırsınız. Genellikle, sizin grubun sosyal konulara bilhassa önem vermesini ben takdir ediyor ve bu sosyal sorunların gelecekte de sizin ilgi odağınızda olacağını umuyorum. Ben bu başarılardan dolayı sizleri bir kez daha tebrik eder ve İntersun Holding Şirketler Grubuna başarılarının devamını dilerim.

Biz yılbaşı öncesinde bir araya geldik, 1998 yılını karşılıyoruz. 1998 yılı, Azerbaycan Cumhuriyeti için yeni başarılar yılı olacaktır. Biz Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü arifesinde buluşuyoruz. Bu bayramlar dolayısıyla - Dünya Azerbaycanlılarının Dayanışma Günü, önümüzdeki 1998 yılı, yani yeni yıl dolayısıyla hepinizi kutlar, sizeler sağlık, mutluluk, tüm çalışmalarınızda başarılar temenni ederim.

Genel tarihi bilgiler

EKONOMİ

Bilgi notu

Sosyoekonomik kalkınma