Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Büyük Britanya`nın Azerbaycan Büyükelçisi David Roger Thomas ile yaptığı görüşmeden - Cumhurbaşkanlığı Sarayı, 20 Ekim 2000


Haydar Aliyev: Anladığım kadarıyla, siz burada çalışmak istemiyorsunuz, gidiyorsunuz.

Roger Thomas: Sayın Cumhurbaşkanı, benim sürem bitiyor. Diplomatlık mesleği orduda hizmet etmek gibi bir şeydir. Büyük Britanya Dışişleri Bakanı Sayın Cook bu görevi bırakmam gerektiğini emretti. Ben de, baş üstüne bırakmaya hazırım diye cevap verdim. Galiba, Sayın Cook benim giderek bir Azeriye dönüştüğümü düşünüyor. Herhalde ben Azerilere benziyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı, benim zamanım sona erdiği için bugün Sizinle görüşüp hem bizimle şimdiye kadar yaptığınız işbirliği, hem de Büyük Britanya-Azerbaycan ilişkilerinin böylesine ileri düzeylere taşınması için yaptığınız katkılardan dolayı Size teşekkürlerimi sunmayı bir borç bildim.

Ben sizin ülkenin hemen hemen her köşesini- Quba`yı, Lenkeran`ı, Şeki`yi, Berde`yi, birçok diğer yerleri ziyaret ettim. Ülkenizin farklı köşelerinde pekçok Azeri ile biraraya geldim. Ben hatta Babadağ`ın zirvesine de tırmandım.

Size şunu da söylemeyi borç biliyorum, gezdiğim tüm bu yerlerde ne kendime, ne temsil ettiğim ülkeye, ne diğer yabancı ülke temsilcisine karşı herhangi bir düşmanca tavır görmedim. Böyle bir durumu pek çok ülkede göremezsiniz. Bu yüzden de biz Azerbaycan halkının bu özelliğini çok takdir ediyoruz.

Düşünüyorum ki, ülkelerimiz arasındaki ilişkiler oldukça iyi düzeydedir. Bizim ülkelerin işbirliğinde en çok değer verdiğim unsur şudur ki, cumhuriyetinizin bakanlarına, devlet adamlarına ne düşündüğümü açıkça söyleme fırsatım oldu, hükümetinizin temsilcileri de kendi düşüncelerini açıkça bana söylediler. Şunu söylemek isterim ki, biz her zaman anlaşırdık, aramızdaki ilişkiler hep mükemmeldi.

Bundan sonra ben San Francisco kentinde Büyük Britanya başkonsolosluğu görevinde çalışacağım. Fakat ben Azerbaycan`ın bir parçasını kalbimde götürüyorum. Ben uzaktan bile olsa, Azerbaycan`da yaşananları çok büyük ilgiyle izleyeceğim.

Büyük Britanya ve Azerbaycan ilişkilerinde çok büyük başarılar kazanılmıştır. Bunlardan biri de Sizin Büyük Britanya`ya resmi gezinizdir. Maalesef, Tony Blair`i Azerbaycan`a getiremedim. Umarım, benden sonra Bakü`de büyükelçilik görevini üstlenecek olan kişi bunu başaracaktır.

Sayın Cumhurbaşkanı, Bakü`de çalıştığım dönemde çalışan personel sayısı artmış, büyükelçiliğimiz genişlemiştir ve ben bundan çok memnunum. Şimdi burada Büyük Britanya Konseyi ve BBC kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra pekçok vatandaşımız çalışmaktadır.

Şunu da belirtmek isterim ki, Büyük Britanya`nın Azerbaycan`daki faaliyeti - ben diplomatik faaliyeti kastediyorum, - Moskova`dan sonra, Kafkasya`daki ve tüm bölgedeki faaliyetinden daha kapsamlıdır. Londra`da Azerbaycan ile ilgili bilgi edinme isteği her geçen gün daha da artıyor. Umarım, Azerbaycan`a olan bu ilgi giderek artacak ve ülkelerimiz arasındaki dostluk daha da yaygınlaşacak ve güçlenecektir. Teşekkür ederim.

Haydar Aliyev: Sayın Büyükelçi, ben sizin tüm söylediklerinizi onaylıyorum. Kendi adıma şunu da söylemek isterim ki, biz Azerbaycan-Büyük Britanya ilişkilerine büyük önem veriyoruz.

Ben Azerbaycan`da cumhurbaşkanı seçildikten sonra ilk gezilerimden birini 1994 yılının Şubat ayında Büyük Britanya`ya yaptım. Sonra da sizin söylediğiniz üzere, benim 1998 yılında Büyük Britanya`ya resmi gezim Büyük Britanya ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri çok üst düzeylere taşıdı.

Sayın Büyükelçi, galiba, siz benim söylediklerimi çeviri yapılmadan da anlıyorsunuz.

Roger Thomas: Evet, sayın cumhurbaşkanı,ben sizi çevirisiz de anlıyorum.

Haydar Aliyev: Ben 1998 yılında resmi ziyaret için Londra`da bulunduğum sırada Dışişleri Bakanı Robert Cook ile görüşmemizde o, bana söyledi: Biz Büyük Britanya`nın Azerbaycan büyükelçiliğini genişleteceğiz. Zira biz Azerbaycan`a çok büyük önem veriyoruz. O, verdiği sözü tuttuğu için ben memnunum. Bunun ne derece olduğunu bilmiyorum, fakat siz büyükelçilik kadrosunun çok genişlediğini söylediniz. Eğer Büyük Britanya`nın Azerbaycan büyükelçiliğindeki çalışan sayısı Moskova hariç tüm BDT üyesi diğer devletlerin her birinden daha fazla ise, bu, ülkenizin Azerbaycan`a ne kadar büyük ilgi duyduğu ve önem verdiği anlamına gelir. Bu, beni memnun ediyor. Zira biz Büyük Britanya ile tüm alanlarda daha geniş işbirliği, dostluk ilişkileri kurmak istiyoruz.

Azeri yetkililerin Londra`da yapılan birçok uluslararası konferanslara katılmaları da bir rastlantı değildir. Biliyorsunuz, Azerbaycan`ın yeni petrol stratejisinin uygulanması için 20 yabancı şirketle sözleşmelerimiz var. Fakat ilk sözleşmenin esas bölümünü BP oluşturdu. Daha sonra BP o kadar güçlendi ki, Amerika`nın AMOCO şirketini de satın aldı. Şimdi hem kendi payına, hem AMOCO`nun payına sahip. Bu yüzden de Azerbaycan Uluslararası İşletme Şirketi`nde BP önemli rol oynamaktadır.

Bu nedenle, biliyorsunuz, David Woodward burada herşeyi yönetiyor. Bu sizin ülkenizle ekonomik işbirliğimizin hangi düzeyde olduğunu gösteriyor. Fakat biz sadece ekonomi alanında değil, tüm diğer alanlarda da - bilim, eğitim, kültür alanlarında işbirliğimizi genişletmek istiyoruz. Bu, şimdi iyidir. Fakat biz bunun daha iyi olmasını istiyoruz. Zira defalarca söyledim, biz Büyük Britanya`yı dost, ortak ülke olarak görüyoruz ve Büyük Britanya`nın da Kafkasya`da, genel olarak, sadece Kafkasya`da değil, hem de Orta Asya`daki çıkarlarının büyük bölümü Azerbaycan ile ilgilidir. Onun için de tüm bunlar hem sizi hem bizi bu ilişkilerimize hep özen göstermeye, onları geliştirmeye zorluyor.

Siz söylediniz ki, Sayın Tony Blair`i Azerbaycan`a getiremediniz diya üzülüyorsunuz. Fakat Robert Cook da söz vermişti. O da gelmedi.

Roger Thomas: Onu gördüğümde bunu mutlaka ileteceğim.

Haydar Aliyev: Zira o, söz vermişti. Bizim komşu Gürcistan`a geldi, fakat Azerbaycan`a gelmedi.

Roger Thomas: Bana da Azerbaycan`a geleceğine ilişkin söz vermişti. Görünce hem Size verdiği sözü, hem bana verdiği sözü ona hatırlatacağım.

Haydar Aliyev: Nitekim bizim kamuoyu bu tür şeylere dikkat eder, doğal olarak gözden kaçırmaz. Fakat beni bunu son derece önemli bir olay olarak görmüyorum. Bugün gelmediyse, yarın gelir. Zaten Azerbaycan kendi kalkınması ile, jeostratejik konumuyla ve kendi bağımsızlığı ile, bağımsız, demokratik bir devlet olarak kalkınması ile hep Büyük Britanya`nın ilgisini çekecektir.

Eğer bizim ilişkilerimiz gelişmişse, yaygınlık kazanmıssa bu doğaldır,- siz büyükelçi olarak üç senedir buradasınız, yoksa...

Roger Thomas: Evet, üç senedir.

Haydar Aliyev: Üç sene içinde, doğal olarak, Büyük Britanya ile Azerbaycan ilişkilerinin geliştirilmesinde büyük hizmetlerde bulundunuz. Ben sizin bu hizmetlerinize çok değer veriyorum, size teşekkür ediyorum.

Siz Azerbaycan`ın birçok yerini ziyaret ettiğinizi söylediniz. Hatta Babadağ`a bile tırmandınız. Fakat hiçbir yerde düşmanca bir davranışla karşılaşmadınız. Ne var ki bazı ülkelerde bunun böyle olmadığını belirttiniz. Ben sizin bu sözlerinize küçük bir düzeltme yapmak istiyorum. Siz düşmanca bir davranışla karşılaşmamakla birlikte heryerde dostluk, sıcaklık gördünüz. Ben sizin gittiğiniz yerde sıcaklık, dostluk olmadığını söyleyemem. Bu, birincisi, bizim halkımızın özelliğidir. İkincisi, en önemlisi ise şu ki, dış politika alanında Azerbaycan devletinin Büyük Britanya ile ilişkileri üst düzeydedir ve bu, Azerbaycan devletinin söz konusu ilişkilere özel önem vermesinin sonucudur. Bu nedenle siz Azerbaycan`da, doğal olarak, hem ülkeniz için faydalı çalışmalar yaptınız, hem Büyük Britanya-Azerbaycan ilişkilerinin gelişmesi için kendi katkılarınızı yaptınız ve Azerbaycan`da pekçok dostlar edindiniz. Eğer bu kadar yer gezdiyseniz, gördüyseniz, bunların hiçbirinin izi kaybolmamalı. Tüm bunlar kalıyor, yaşıyor. Onun için de sizin hizmetlerinizi biz asla unutmayacağız. Halkımız da asla unutmayacaktır.

Şimdi siz San-Fransisco`ya gidiyorsunuz. Bakü ile San-Fransisco arasında farklılıkların olması doğaldır. Fakat şimdi birileri San-Fransisco`yu belki daha çok seviyordur. Fakat bizim için Bakü çok güzel bir şehirdir. Bizim ne kadar sıkıntımız, ne kadar sorunumuz olsa bile biz herşeye iyimser bakıyoruz. Bizim ülkemizin, özellikle başkentimizin, bu üç sene içinde nasıl bir gelişme kaydettiğini siz görüyorsunuz. Siz bunu 1991, 1992 yılları ile kıyaslayın.

Biz geçenlerde bağımsızlığımızın 9.yıldönümünü kutladık. Fakat biz bağımsızlık ilan ettiğimizde, yani 1991 yılının ekim ayında bağımsızlık bildirisini, Anayasa maddesini kabul ettiğimizde Azerbaycan alevler içinde yanıyordu, Azerbaycan zor durumdaydı. Bağımsızlık ilan edildi denebilir. Fakat kısa süre sonra bu bağımsızlığı yıkma, bağımsızlıktan vazgeçme eğilimleri ortaya çıktı. Biliyorsunuz ki, biz 1993 yılında tüm bunların önüne geçtik.

Ben bunu iki gün önce olimpiyat katılımcıları ile görüşmede söyledim. Azerbaycan bağımsızlığını kazandı, zira Sovyetler Birliği çöktü. Sovyetler Birliği öylesine büyük, güçlü, super bir devletti ki, onu oluşturan 15 müttefik cumhuriyet ne kadar çaba gösterse de, ne kadar uğraşsa da, onların hiçbiri bağımsızlık kazanamazdı.

Şimdi bunu nasıl yorumlarsınız bilmiyorum. Eğer İngiltere`de sömürgeçilik sistemi çökmeseydi, Hindistan, diğerleri bağımsız olur muydu? Doğru, onların bazıları Britanya Birliği`ne üyedir. Fakat İngiltere`nin dünyanın heryerinde sömürgeleri vardı.

Örneğin, Hong-kong iki yıl öncesine kadar İngiltere`nin denetimindeydi. Yani İkinci Dünya Savaşından sonra sömürgecilik sisteminin giderek çökmesi Afrika`nın, Asya`nın, diğer kıtaların halklarına bağımsızlık verdi. Başka türlü Afrika`da Uganda, yahut Nijerya, Mali kendi başına bağımsılzık kazanamazlardı. Keza Azerbaycan da. Nitekim Sovyetler Birliği güya 15 cumhuriyeti biraraya getirmişti ve bu 15 cumhuriyet eşit haklara sahip cumhuriyetlerdi. SSCB- Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği. Fakat bununla birlikte biz kendimiz özgür bağımsız olmadığımızın farkındaydık, doğru, biz bu birliğe üye olduğumuz dönemde çok büyük başarılar kazandık. Ben Moskova`da çalıştığım sırada, bu işleri yönettiğim dönemde bunlara tanık oldum. Bu yüzden de Azerbaycan`ın, sadece Azerbaycan`ın değil, tüm eski SSCB üyesi ülkeleirn bağımsızlık kazanması tarihi süreçlerin bir sonucudur. Tarihsel zorunluluktan doğdu. Şimdi bize bazı kişiler söylüyorlar ki, mücadele verdik, bağımsızlık kazandık. Onların hiçbiri bir şey yapamazdı. Zira Sovyet hükümeti öyle güçlü idi ki, hiçkimse bu hükümeti yıkmaya izin vermezdi.

Fakat dünyada yaşanan süreçler, Berlin duvarının yıkılması, Avrupa`da gelişen süreçler, Doğu Avrupa`da- Polonya`da, diğer ülkelerde yaşanan süreçler - bunların hepsi Sovyetler Birliği`nin de temelini, yani kökünü sarstı. Bu yüzden de Sovyetler Birliği çöktü ve biz bağımsızlık kazandık. Yani bu bağımsızlık Allah`ın bize verdiği bir nimettir. Ancak bu bağımsızlığı korumak çok zorlu, en karmaşık bir konudur. Düşünüyorum ki, Azerbaycan`ın son yedi yılda kazandığı en büyük başarısı, bizim bağımsızlığımızı koruyup sürdürmemiz oldu.

Zira bizim bağımsızlığımıza çok baskılar oldu. Biliyorsunuz, Ermenistan`ın Azerbaycan`a karşı saldırısında biz, ne yazık ki, bazı ülkelerin sürekli Ermenistan`a yardım ettiklerini görüyoruz. Hatta bizim dostumuz, en yakın müttefikimiz Amerika Brleşik Devletleri de Ermenistan`a her sene yardım yapıyor. Fakat Azerbaycan`a yapmıyor. Zira 907. maddeyi uyguluyor. Bunları fırsat bilen diğer devletler bizi kendilerine çekmek, bağımsızlığımızı belli bir oranda kısıtlamak istiyorlardı. Fakat biz bu bağımsız politikayı izledik. Savaşı durdurduk, ekonomiyi geliştirdik. Şimdi doğal olarak belli bir aşamaya ulaşmış bulunuyoruz. Fakat büyük ilerlemeler kaydetmek gerekir.

1994 yılında Asrın Mukavelesi`ni imzaladık. O sözleşme imzalandıkatn sonra neler çektik neler: terörler, darbe girişimleri vs. hepsi o sözleşme yüzündendi.

Ben hatırlıyorum, o anlaşmayı imzalarken burada bir başbakan vardı - Suret Huseynov, 1993 yılında Halk Cephesi iktidarını yıkmıştı. Biz anlaşmayı imzaladığımızda,- ki bu, bizim için çok önemli bir gelişmeydi - o benim yanımda oturuyordu. İmza töreninden çıktıktan sonra o, kulislerde konuşurken iki üç gün sonra anlaşmayı yırtıp atacağını söylemişti. Bunu gelip bana söylediler, ben de "Hele bir denesin bakalım." dedim. Ama böyle bir işe kalkıştı. Yani ertesi gün dört ağır suçluyu hapishaneden kaçırdılar, onların hepsi Moskova`ya kaçtı.

Ben New-York`a BM Genel Kurul toplantısına gitmiştim. Konuşma yapmak üzere kürsüye giderken bana iki politika adamına karşı terör eylemi yapıldığını haber verdiler. Parlamento Başkan Yardımcısı Afiyettin Celilov...

Roger Thomas: Bu, ne zaman oldu?

Haydar Aliyev: 1994 yılında, 29 Eylül`de oldu. Biz 20 Eylül 1994 tarihinde sözleşmeyi imzaladık. 21 Eylül`de hapishaneden şu suçluları kaçırdırlar ve sonra onların hepsi Moskova`ya gitti. Suret Hüseynov anlattığım şu planları gerçekleştirdi. Ben New-York`a gittim. Zira cumhurbaşkanı olarak orada bir konuşma yapmam gerekiyordu. Ben New York`ta bulunduğum sırada konuşmak için beni kürsüye davet ettiler, kürsüye giderken koridorda bana Bakü`den böyle bir haber aldıklarını söylediler.

Sonra Azerbaycan`a döndüm. Gerekli önlemleri almaya başladım. Fakat 3 Ekim`de bu Suret Hüseynov bir darbe girişiminde bulundu. O sırada o çok güçlüydü. Bizim gücümüz azdı. Zira ordunun büyük bir kısmı onun denetimi altında idi. Ama ben geceleyin,- muhtemelen sen televizyondaki görüntüleri izlemişsindir - halka sesleniş konuşması yaptım. Halk buraya toplandı. 500 bin kişi bizi sabaha kadar savundu.

Bu konuda çokşey anlatmak mümkün. Şunu söylemek isterim ki, bağımsızlığı bize Allah verdi. Fakat bağımsızlığı koruyup kollamak bizim işimiz. Bu, çok daha zordur. Fakat biz bağımsızlığımızı sürdürüyoruz. Bağımsızlığımızı sürdürerek hem İngiltere ile, hem Fransa ile hem Amerika Birleşik Devletleri ile, yani önceleri, "soğuk savaş" sırasında SSCB`ye düşman ülkelerle, şimdi ise Rusya ile ilişkileri henüz pek iyi olmayan ülkelerle çok büyük, yakın dostluk, kardeşlik ilişkileri kurduk. Bu nedenle de şu dokuz yıllık bağımsızlık kolay olmadı. Fakat şimdi biz öyle bir durumdayız ki, bundan böyle kimse bağımsızlığımızı elimizden alamaz.

Tekrar söylüyorum, Büyük Britanya ile ilişkilerimize büyük önem veriyoruz. BP sadece o anlaşmada değil, 12 yatakta, Şahdeniz`de de başlıca rol oynuyor. O sözleşmenin başlıca katılımcısı BP`dir. Bu yüzden de eğer Hazar Denizi`nde Azerbaycan`a ait petrol, gaz yatakları ile ilgili biz 20 anlaşma imzaladıysak, bunun büyük bir kısmı İngiltere`ye ait, BP`ye aittir. Bu, bizim Büyük Britanya`ya karşı tutumumuzdur.

Kısacası, şimdiye kadar biz iyi yol adık. Bu üç sene içinde siz de büyükelçi olarak burada değerli çalışmalar yaptınız. Sanırım, bizim bu ilişkilerimiz bundan böyle daha da gelişecektir. Ben birkez daha size teşekkür ederim, size esenlikler dilerim. Size çalışmalarınızda başarılar dilerim. San Fransisco`da olduğunuz sırada aradabir Azerbaycan`ı, keza Babadağ`ı hatırlamanızı isterim.

Roger Thomas: Sayın Cumhurbaşkanı, güzel sözleriniz için teşekkür ederim. Sizin sözlerinizi kalbimde, hafızamda hep saklayacağım. Sizi temin etmek isterim ki, nerede olursam olayım Azerbaycan`ın menfaatlerine katkıda bulunmak, Size yardım etmek için çaba göstereceğim.

Siz tarihte yaşanan bir dizi olayları çok doğru değerlendirdiniz. Ben ise şunu söylemek isterim ki, biz Büyük Britanya olarak Azerbaycan`ın bağımsızlığının, özgürlüğünün, egemenliğinin korunması ve sonsuza kadar sürmesine hep destek olacağız. Siz bundan emin olabilirisniz.

BP`nin Azerbaycan`da faaliyette bulunmasından gurur duymakla birlikte, Büyük Britanya`nın Azerbaycan devletine verdiği destek hiç de bununla ilgili değildir. Biz Azerbaycan`ın özgürlüğünü hep destekleyeceğiz. Ben de Size ve Sizin ülkenize ileride çok büyük başarılar dilerim.

Haydar Aliyev: Teşekkür ederim.

Çeviri 21 Ekim 2000 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan - Büyük Britanya ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Avrupa