Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in büyük Rus şairi Puşkin`in Bakü`de dikilen anıtının açılış töreninde yaptığı konuşma - 9 Nisan 2000


Sayın Büyükelçi!

Sayın konuklar!

Sayın bayanlar ve baylar!

Ben sizi, Bakü kentinin tüm vatandaşlarını bu önemli olay vesilesiyle, büyük Rus şairi, yazarı, Aleksandr Sergeyeviç Puşkin’in Bakü'deki anıt heykelinin açılışı vesilesiyle yürekten kutluyorum ve bu olayın bağımsız Azerbaycan ile Rusya Federasyonu arasında, Azerbaycan halkı ile Rus halkı arasında bulunan ilişkilerin geliştirilmesine hizmet edeceğinden emin olduğumu ifade etmek istiyorum.
Puşkin, değil Rusya’nın, tüm insanlığın seçkin insanlarından biridir. Puşkin’in eserlerinin - yaşadığı kısa ömür içerisinde yazdığı pekçok eserin dünyadaki birçok halk tarafından seve seve okunması, öğrenilmesi ve bu eserlerin insanlara manevi gıda vermesi bir rastlantı değildir.

Puşkin, Azerbaycan’a yakın bir insandır. Ne var ki daha 19.yüzyılda Azerbaycan aydınları, şairleri Azerbaycan’da Puşkin’in eserlerini öğreniyor ve çevirisini yapıyorlardı. Büyük Azerbaycan yazarı, şairi, filozofu Mirze Feteli Ahundov'un, Puşkin’in eserlerinden esinlenmesi ve Puşkin’in zamansız ölümü üzerine en değerli eserlerinden birini - "Şark Poeması"nı yazması bir tesadüf değildir.

1880 yılında Moskova’da Puşkin anıtı dikildiğinde Azerbaycan şairi Seyit Azim Şirvani büyük şiirini bu olaya ithaf etti.

Daha 20.yüzyılda Mirze Kazım Bey, Firudun Bey Köçerli Puşkin’in eserlerini Azericeye çevirerek okurlara sundular.

Azerbaycan’ın önemli ismi Abaskulu Ağa Bakıhanov’un, Puşkin’in ebeveynleri ile şahsi temasları da Azerbaycan’ın ileri düşünceli insanlarının Puşkin'e olan ilgisini, saygısını ve sevgisini gösteriyor. Hatta, malum Erzurum gezisi sırasında Abaskulu Ağa Bakıhanov ile Puşkin arasında bir görüşmenin yapıldığı söyleniyor. Bunlar geçmiş tarihin birer anlarıdır. Aynı zamanda bunlar büyük Rus yazarı, şairi Puşkin’in Azerbaycan’da ne denli büyük bir sevgiyle okunduğunu, sevildiğini gösteriyor.

Puşkin’in 100. doğum yıldönümü vesilesiyle Bakü’de, Şamahı’da, Nahçıvan’da özel törenler yapıldı. Nahçıvan’da,- ki ben bunu çocukluğumdan biliyorum,- o zamanlar, daha 1899 yılında Nahçıvan’ın en büyük caddelerinden birine, yani Nahçıvan’ın hemen hemen bir ucundan öbür ucuna uzanan geniş bir caddeye Puşkin ismi verildi. Kader öyle denk getirdi ki, ben Nahçıvan’da aynı caddede doğdum. Ben çocukken Puşkin Caddesi diyorduk, ama her nedense,- belki bilimadamlarımız bunu daha iyi bilirler,- oraya cadde demiyorlardı, Puşkin Deresi diyorlardı. Benim çocukluğum Puşkin Deresi'nde geçti. Ben çocukken Puşkin’in kim olduğunu bilmiyordum. Sadece bilinen şu ki, o, tüm Nahçıvan halkının - kimilerinde bilinçsizce- kalbinde idi. Fakat okul yıllarında, Puşkin’in eserlerini, şiirlerini okuduğum zaman ben, Nahçıvan gibi pek büyük olmayan bir kentin en önemli caddelerinden birine neden Puşkin'in adının verildiğini anladım.

20.yüzyılda Puşkin'in eserleri Azerbaycan’da çok yaygındı. Burada demin söylendi, bizim büyük şairlerimiz Puşkin’in eserlerinin çoğunu, her halde ünlü eserlerinin tümünü defalarca kez Azericeye çevirmişler ve bizim okullarda edebiyat kitaplarında Puşkin’in eserlerini okuyanlar Puşkin’i özgün bir şair, yazar olarak değerlendiriyorlar.

Rusya’nın, Rus halkının büyük bestecilerinin Puşkin’in eserleri üzerine yazdıkları operalar ve diğer sahne eserleri Azerbaycan tiyatrosunda, özellikle opera ve bale tiyatrosunda her zaman sahnelenmiştir ve bugün de sahnelenmektedir.

Birkez daha söylüyorum, Puşkin, Azerbaycan’a yabancı bir isim değildir. Fakat şimdi, yani Azerbaycan'ın bağımsız bir devlet olduğu dönemde Puşkin'in eserlerinin incelenmesi, benimsenmesi tüm alanlarda Rusya ile bağımsız Azerbaycan arasında ilişkilerin gelişmesini sağlıyor ve sağlayacaktır.

Azerbaycan'ın birçok bilimadamı Puşkin’in eserleri üzerine büyük bilimsel eserler yazdı ve tezler savundular, o dalda akademik ünvanlar aldılar. Bütün bunlar Puşkin’in Azerbaycan’da ne kadar ünlü ve ne kadar değerli olduğunu bariz şekilde gözler önüne seriyor. Bakü’nün merkezinde büyük caddelerden biri de Puşkin ismini taşıyor ve bu, bir rastlantı değildir. Doğru, 1899 senesinde Nahçıvan’da onun isminin bir caddeye verildiğini biliyorum. Ben Bakü’yü tanıyalı Puşkin caddesini iyi bilirim. Sanırım, aynı şekilde tüm Bakülüler.. Hiçkimse bu adın ne zaman verildiğini düşünmemiştir. Bu, son derece doğal bir durum olarak değerlendiriliyor. Bu da Azerbaycan halkının Puşkin’e olan yaklaşımıdır.

Biz Azerbaycan’ın bağımsızlığının onuncu yılını kutluyoruz. İşte bu bayram günlerinde Bakü’nün merkezinde güzel bir yere Puşkin'in anıtının dikilmesi, bağımsız bir devlet olarak ulusal özgürlüğünü kazanmakla birlikte Azerbaycan’ın tüm diğer halklara, bilhassa eskiden ilişkiler içinde olduğu halklara da saygı ve sevgisinin devam ettiğini gösteriyor.

Puşkin, eseleri ile Rus ve Azerbaycan halkı arasında bulunan ilişkilerin gelişmesinde şimdiye kadar büyük rol oynadı. Fakat bence, Puşkin’in kendisi, eserleri bugün de bizim için gereklidir. Çünkü Puşkin, Rusya’nın önemli şahsiyetleri arasında öyle bir edinmiştir ki, hangi sosyo-politik düzeni savunmasına bakılmaksızın, hangi ulusal manevi değerleri benimsemesine bakılmaksızın büyük eserleri ile tüm halkları etkiliyor. Rusya Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in bu sene Ocak ayında Azerbaycan’a resmi gezisi sırasında bu konuyu görüştük ve Bakü’de, merkezde güzel bir yere Puşkin’in anıtının dikilmesinin çok gerekli olduğunu düşündük. Şimdi bu anıt dikilmiştir. Gerçekten bu, büyük bir heykeltraşlık eseridir. Sanırım, seçkin Rus heykelcisi de bunu Puşkin’e, onun eserlerine duyduğu büyük hayranlıkla yapmıştır.

Burada, Bakü’nün ve tüm Azerbaycan vatandaşlarının gözde mekanına dikilen Puşkin heykeli, Rusya-Azerbaycan ilişkilerinin, Rus halkı ile Azerbaycan halkı arasındaki ilişkilerin ne kadar önemli olduğunu ve onların sürekli geliştirilmesi gerektiğini her zaman hatırlatacak, gözler önüne serecektir diye düşünüyorum. Tüm bunlardan dolayı bugünkü töreni, bu olayı Azerbaycan’ın sosyo-politik yaşamında ve özellikle Aezrbaycan’ın bağımsızlığının onuncu yılının kutlandığı bir dönemde son derece manidar bir olay olarak değerlendiriyorum.

Ben demin söyledim, Mirze Feteli Ahundov, 1827 senesinde Puşkin yaşamını yitirdiğinde büyük bir manzume yazdı. Bu, ender bir olaydır. Puşkin’in ölümünü konu alan pek çok eser vardır. Fakat, ben bildiğim kadarıyla, onlar arasında en önemli yeri Lermontov’un Puşkin’in ölümü üzerine yazdığı şiir ve Mirze Feteli Ahundov’un “Puşkin ölümüne Şark poeması” işgal ediyor.

Mirze Feteli Ahundov, kendisi bunu Rusçaya çevirdi, o dönemlerde yayıldı ve çok takdir edildi. Bu manzumeyi okuyanlar Mirze Feteli Ahundov’un Puşkin eserlerine ne kadar büyük değer biçtiğini, sanırım, anlarlar. Zira o kadar anlamlı ifadeler kullanılmıştır ki, insan okudukça hayran kalıyor. Orada çok güzel ifadeler vardır...

Teşekkür ederim.

Çeviri 10 Nisan 2000 tarihli AZERBAYCAN Gazetesinden yapılmıştır

Kısa inceleme yazısı

KÜLTÜR

Genel tarihi bilgiler

KÜLTÜR

Bilgi notu

KÜLTÜR