Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Büyük Britanya Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü`nde konuşması - 23 Şubat 1994 yılı, Londra


Bayanlar ve Baylar!

Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü`ne davet aldığım için ve böylesine saygın topluluk önünde konuşma yapma olanağı sağlandığı için sonsuz şükranlarımı sunarım. Ben bunu Azerbaycan hakkında, genç Azerbaycan devletinin varlığını sürdürmesi ve gelişmesi hakkında kapsamlı bilgi verme olanağı olarak değerlendiriyorum. Kaydetmek isterim ki, Azerbaycan Cumhurbaşkanı olarak ben Büyük Britanya Krallığı`na Sayın Başbakan John Major tarafından davet edilmişim. Burada bulunduğum sürece bazı şirketlerin başkanları ile görüşmelerimiz yapıldı. Dün işadamlarının önünde konuşma yapmak için bana güzel bir fırsat sağlandı, bugün Büyük Britanya Krallığı Başbakanı Sayın John Major ile resmi görüşmelerimiz oldu. Görüşmeler çok olumlu bir hava içinde geçti ve bence başarıyla sonuçlandı. Büyük Britanya Birleşik Krallığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında devletler arası ilişkilerle ilgili önemli belgelerin imzalanması bunun bir kanıtıdır. 8 belgeye imza atılmıştır, onlardan altısını Sayın Major ve ben imzaladık. Bu belgelerin arasında Büyük Britanya Birleşik Krallığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında dostluk ve işbirliği antlaşması önemli yer tutmaktadır.

Diğer belgelerin içeriğine değinmeyeceğim. Sadece şunu kaydetmek isterim ki, biz Sayın John Major ile enerji alanında, özellikle petrol endüstrisi alanında işbirliğine ilişkin bir sözleşme de imzaladık. Yaptığımız görüşmeler ve varılmış anlaşmalar Büyük Britanya Birleşik Krallığı ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında ekonomik ilişkilerin yoğun olarak gelişmesi için son derece elverişli bir ortam sağlamaktadır.

Bu, bağımsız Azerbaycan`ın Cumhurbaşkanı`nın Büyük Britanya`ya ilk ziyaretidir. Bizim açımızdan, Azerbaycan Cumhuriyeti açısından bu çok büyük önem taşımaktadır. Nitekim biz Büyük Britanya`yı dünya politikasında nüfuzlu, politik ağırlığı olan bir ülke olarak, dünya ekonomik düzeninde çok önemli bir yer edinen, zengin tarihi ve güzel gelenekleri bulunan bir ülke olarak, geniş kapsamlı işbirliği yapmak suretiyle ondan öğrenilecek pek çok şeye sahip bir ülke olarak görüyoruz.

Aynı zamanda şunu kaydetmek isterim ki, dünden beri görüşme yaptığımız Büyük Britanyalı tüm devlet adamları bize büyük konukseverlik göstermişler. Tek kelimeyle, ziyaretimizin ilk bölümünden çok memnunuz ve umarım, şu ziyaret böylece iyi bir düzeyde de sona erecektir.

Enstitü başkanı Kafkasya ötesi ve Orta Asya Cumhuriyetleri konusunda sizin önceleri pek fazla bilgiye sahip olmadığınızı kaydetti. Bu gerçekten böyledir, fakat bugün de sizin pek çok şey bildiğinizi söyleyemem. Dünden beri burada, Londra`da yaptığım temaslar vesilesiyle emin oldum ki, Büyük Britanya`da herhalde Azerbaycan`la ilgili çok az bilgi bulunmaktadır. Tabii ki, bu, bizim suçumuzdur, ülkemiz, halkımız, yaşamımız, oradaki ortam konusunda yeterli ölçüde bilgi veremiyoruzdur. Umarım, bizim ziyaretimiz ve bugünkü görüşme bu boşluğu bir bakıma ortadan kaldıracaktır.

Azerbaycan Sovyetler Birliği cumhuriyetlerinden birisiydi - ki bildiğiniz üzere, ona 15 cumhuriyet üye idi - ve Birliğin çökmesinden sonra bağımsızlığına kavuşmuştur. Ben düşünüyorum ki, Sovyetler Birliği`nin çökmesi son on yıllarda hem Sovyetler Birliği`nin içinde, hem de bütün dünyada yaşanan toplumsal tarihsel süreçlerin meşru sonucudur. Birlik er-geç çökecekti, artık çökmüş bulunuyor ve ona üye olan cumhuriyetler bağımsızlıklarını kazanmışlar. Biz Azerbaycan`ın bağımsız bir devlet olmasından çok memnunuz. Zira halkımız on yıllar, yüz yıllar boyunca bu bağımsızlık özlemiyle yaşamıştır.

Azerbaycan yaklaşık 200 sene Rusya İmparatorluğu`nun, şunun son 70 yılını ise Sovyetler Birliği`nin yönetiminde olmuştur. Doğru, Azerbaycan kendi tarihinde kısa bir süreliğine bağımsız demokratik devletini kurduydu. Bu, 1918-1920 yılları arasında olmuştur. Fakat iki sene sonra, hem Azerbaycan`da hem de bütün Kafkasya ötesi bölgede sovyet iktidarının kurulması üzerine bu devlet kendi faaliyetini durdurmuştur.

Sovyetler Birliği`nde bulunan öteki halklar gibi, Azerbaycan halkı da söz konusu devletin varlığını sürdürdüğü 70 sene zarfında büyük ekonomik ve toplumsal gelişme yolundan geçmiştir. Aynı dönemde halkın eğitim düzeyi yükselmiş ve cumhuriyette epey güçlü bir ekonomik potansiyel oluşmuştur. Fakat buna rağmen Azerbaycan istiklale, bağımsızlığa sahip değildi. Bu yüzden de Azerbaycan halkı bağımsızlığını kazanma fırsatını memnuniyetle karşılamıştır. Şimdi Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak varlığını sürdürüyor ve sürdürecektir. Kendi bağımsızlığını pekiştirmek ve bundan böyle onu bağımsızlıktan yoksun bırakacak her hangi bir kimseye engel olmak - Azerbaycan halkının iradesi bu yöndedir.

Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak iç ve dış politikasını oluşturduğu sırada kendi çıkarlarını gözetmektedir. Şu durumda, tabi ki, Azerbaycan halkının ulusal özellikleri, tarihsel geçmişi ve ulusal geleneklerinin yanı sıra, devlet yapılanması alanında dünya birikimi, uluslararası deneyim göz önünde bulunduruluyor. Bu şu nedenle önemlidir, siz Azerbaycan`ın şimdi hangi yolda ilerlediğini bilesiniz diye. Azerbaycan komünist ideolojisini, ekonomisinde, devlet biçiminde sosyalist düzenini terk etmiş bulunuyor.

Azerbaycan`da, keza Sovyetler Birliği`nin öteki cumhuriyetlerinde sosyalist düzeninin, komünist düzeninin yeniden sağlanması olasılığına ilişkin konuşmaların, yorumların, zannediyorum hiçbir dayanağı yoktur. Nitekim ben Azerbaycan hakkında bunu söyleyebilirim. Fakat bağımsız Azerbaycan devleti henüz iki yaşında ve bu iki sene çok karmaşık koşullar altında geçmiştir.

Sovyetler Birliği`nin çökmesi üzerine ve herhangi bir sosyoekonomik düzenden öbürüne geçişle ilgili Birlik üyesi bütün cumhuriyetlerde olduğu gibi, Azerbaycan`ı da sarmış olan çok yönlü derin sosyoekonomik kriz, kuşku yok ki, Azerbaycan`daki yaşamı daha da zorlaştırıyor. Azerbaycan`da durumu ağırlaştıran daha bir etken bulunmaktadır. Bu, Ermenistan ile Azerbaycan arasında süren savaş, Ermeni askeri güçlerinin Azerbaycan`a karşı saldırısıdır. Bu saldırı sonucunda Azerbaycan kendi topraklarının hemen hemen %20`sini kaybetmiştir. Bir başka deyimle, Ermeni askeri birlikleri Azerbaycan`ın aynı oranda toprağını işgal etmiştir. Ermeni askeri birliklerinin işgal altında tuttukları şu bölgelerde yaşayan bir milyondan fazla Azeri evlerini terk etmek zorunda kalmıştır ve onlar mülteci durumuna düşerek şu anda çok zor sosyoekonomik koşullar altında yaşıyorlar.

Tüm bunlar bağımsızlığını kazandığı sıralarda Azerbaycan`ın yaşamını karmaşık hale sokan etkenlerdir. Fakat bütün bu sıkıntılara rağmen biz Azerbaycan`da demokratik hukuk devletinin yapılanması yolunda ilerliyoruz ve devlet kuruculuğu konularında etkin çalışmalarda bulunuyoruz. Azerbaycan kendi devlet düzenini demokrasi ilkelerinin temelinde kurarak, öncül, gelişmiş, uzun zamandan beri demokrasi yolunu izlemekte olan ülkelerin deneyiminden yararlanmaya çalışıyor.

Bizim amacımız Azerbaycan`da demokratik bir hukuk toplumunun kurulmasıdır. Öylesine bir toplum ki, vatandaşların hepsine bütün özgürlükler - ifade özgürlüğü, vicdan özgürlüğü, girişim özgürlüğü sağlasın, insan haklarının korunması ve güvence altına alınması, ulusal kimliğine ve siyasal amaçlarına bakılmaksızın bütün Azerbaycan vatandaşlarının hukuksal eşitliğini, siyasal çoğulculuğu, çok partili düzeni, basın özgürlüğünü sağlasın. Keza Azerbaycan`da oluşmakta olan demokratik hukuk toplumunun temel unsurları bilhassa bunlardır. Azerbaycan Cumhuriyeti çok uluslu bir devlettir, ulusal kimliğine bağlı kalmaksızın tüm Azerbaycan vatandaşları eşit haklara sahipler. Azerbaycan`ın çok uluslu bir devlet olmasını cumhuriyetteki yaşamın olumlu bir unsuru olarak değerlendiriyoruz.

Söylediğim üzere, bizde çok partili düzen uygulanıyor, 40`dan fazla siyasal parti ve toplumsal kuruluş tescil edilmiştir. Bütün bu partilerin basın kuruluşları bulunmaktadır. Genel olarak Azerbaycan`da, yedi milyon nüfusu olan küçük bir devlette 600`den fazla gazete ve dergi yayımlanmaktadır.

Azerbaycan`da 40 partinin ve 600 gazetenin olması pek inandırıcı değil diyorlar. Olabilir. Zira uzun senelere dayalı demokratik geleneklere sahip olan İngiltere gibi demokratik bir bölgede toplam birkaç esas parti ve gazetelerin sayısı Azerbaycan`daki kadar fazla değildir. Fakat anlaşılan, bağımsızlık ve demokratik gelişme yoluna giren genç bağımsız devlet için böyle bir durumu bir bakıma anlamak mümkün.

Azerbaycan Avrupa ile Asya`nin birleştiği yerde bulunuyor, fakat hem Avrupa, hem Asya, hem de Batı ülkeleri ile, dünyanın bütün ülkeleri ile iyi ilişkiler kurmaya çalışıyor. Tabi ki, biz bu zaman şundan hareket ediyoruz: bu ilişkiler her hangi bir öteki devletin Azerbaycan`ın içişlerine karışmama ilkesini gözetmeli, Azerbaycan`ın bağımsızlığı ve toprak bütünlüğü, sınırlarımızın dokunulmazlığı ilkeleri ihlal edilmemelidir. Bunun yanı sıra Azerbaycan komşu ülkelerle daha yoğun ilişkilerin kurulmasına büyük önem veriyor. Kuzey komşumuz Rusya ile, bunun yanı sıra bizimle sınırdaş olan Türkiye ve İran`la aramızda normal ilişkiler bulunmaktadır. Biz Gürcistan ile normal ilişkiler kurmuşuz, fakat uzun bir sınırı paylaştığımız Ermenistan`la savaş durumundayız.

Avupa ülkeleri ile ilişkilerimiz, zannediyorum, yavaş da olsa gelişmektedir. Aralık`ta ben Fransa`ya bir ziyaret yaptım. Biz Fransa Cumhurbaşkanı Sayın François Mitterand`la, bu ülkenin devlet adamlarıyla temaslarımız oldu, görüşmeler yaptık, dostluk ve işbirliğine ilişkin belge imzaladık. Bu ise ekonomik, bilimsel teknik, kültürel ilişkilerimizin geliştirilmesi zorunluluğundan kaynaklanıyor. Bu bağlamda biz Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı ile sıkı ilişkiler kurulmasına son derece büyük önem veriyoruz. Büyük Britanya ile Azerbaycan arasında ilişklerin eskilere dayalı, çok zengin bir tarihi bulunmaktadır. Henüz 15. ve 16. yüzyıllarda İngiliz girişimcileri, tüccarları, gezginleri Azerbaycan`a gelmişler. 16.yüzyılın sonlarında - 20.yüzyılın başlarında İngiliz sermayesi etkin bir biçimde Azerbaycan`a giriş yapmış ve onun ekonomisinde, özellikle petrol endüstrisinde sağlam bir yer edinmiştir. Bu nedenle biz ülkelerimiz arasında ekonomik işbirliği alanında birikime ve oldukça eski bir tarihe sahip bulunuyoruz. Bugün biz İngiltere ile bütün alanlarda işbirliği yapmaya hazırız. Söylediğim gibi, bugün imza attığımız belgeler böyle bir işbirliği için geniş alanlar sunmaktadır.

Uluslararası ölçüde bizim için temel sorun Ermenistan`la savaşı sona erdirmek, askeri operasyonları durdurmak ve Azerbaycan Cumhuriyeti`nin toprak bütünlüğünü, onun sınırlarının dokunulmazlığını yeniden sağlamaktır. Bu sorun epey gergin bir hal almıştır.

Biz Azerbaycan`da şu sorunun barışçıl yoldan çözümlenmesi tutumunda ısrarlıyız. Bu sorunun çözümünde öncelikli olarak uluslararası kuruluşların katılımına özel bir önem vermekteyiz. Uluslararası örgütler derken ben Birleşik Milletler`i, onun Güvenlik Konseyi`ni, AGİT`i, onun Minsk Grubunu kastediyorum. Tabii ki, biz Amerika Birleşik Devletleri, Büyük Britanya Krallığı, Rusya, Türkiye gibi dünyanın önde gelen ülkelerinin, diğer ülkelerin olanaklarına da büyük önem veriyoruz. Biz, dünya topluluğunun durumu açık ve net olarak anlamasını istiyoruz. Azerbaycan savaş istemiyor. Askeri operasyonların sürmesini istemiyor. Biz askeri operasyonların durdurulmasından yanayız, ama bir şartla: Ermeni askeri birlikleri Azerbaycan`ın işgal altındaki topraklarından çekilmeliler. Biz barış görüşmelerinin bu zeminde yapılmasından yanayız. Bilindiği üzere, askeri operasyonlar Azerbaycan topraklarında yapılıyor. Karşınızda Azerbaycan`ın haritası asılı durumda. Siz burada Azerbaycan`ı, onun sınırlarını Nahçıvan Otonom Cumhuriyeti`ni açıkça görüyorsunuz. 1923 senesinden itibaren Azerbaycan`ın içinde Dağlık Karabağ Otonom İli mevcut olmuştur. 1987 yılının sonlarında - 1988 yılının başlarında yapay bir biçimde oluşturulan " Karabağ ihtilafı" denen bir anlaşmazlık ortaya çıkmıştır.

Dağlık Karabağ nüfusunun yüzde 70`ni ermeniler, yüzde 30`nu ise Azeriler oluşturuyordu. Fakat Dağlık Karabağ`da ikamet eden bütün Azeriler, yani 50 bin Azeri, saldırgan amaçlı askeri operasyonlar sonucunda söz konusu topraklardan kovulmuştur. Ayrıca, Ermeni silahlı birlikleri askeri operasyonları yaygınlaştırarak Dağlık Karabağ Otonom İli`nin sınırlarının çok dışında bulunan Azerbaycan topraklarının büyük bir bölümünü işgal etmişler. Söylediğim üzere, bütün bu topraklarda bir milyondan fazla kişi daimi yaşadıkları yerleri terk etmek zorunda kalmış, göçmen durumuna düşmüş ve şimdi çok zor durumdalar. Burası ise İran - Azerbaycan İran`la sınır komşusudur. Fakat Azerbaycan`ın bu rayonlarının (red.rayon- idari bölge) işgali sonucunda Azerbaycan`ın İran`la sınırının büyük bir bölümü şu anda Ermeni silahlı birliklerinin kontrolü altındadır.

Bu askeri operasyonlar sonucunda 350 bin nüfusu olan Nahçıvan Otonom Cumhuriyeti tam anlamıyla ablukaya alınmıştır. Azerbaycan`ı Nahçıvan`la bağlayan ulaşım hatları - demir yolu, otoyol, telefon hatları, enerji hatları ve diğer hatlar Ermenistan üzerinden geçmektedir ve şu anda onların hepsi kesintiye uğramıştır. Nahçıvan Otonom Cumhuriyeti Azerbaycan`ın öteki bölgeleri ile yalnız hava ulaşımıyla bağlantı kurma gibi küçük bir olanağa sahiptir.

Tüm bunlar Ermenistan askeri birlikleri tarafından yapılan saldırgan operasyonların sonucudur. Bu yüden de isteklerimiz, dileklerimiz şu ki, bu saldırgan amaçlı operasyonlar durdurulsun ve aynı rayonlarda yaşamış olan kişilere ise kendi daimi yerleşim alanlarına geri dönme olanağı sağlansın. Gerçi orada artık çok şey tahrip edilmiş, yağmalanmış, kişiler kendi evlerinden, birkaç kuşağın emeği sonucu birikmiş zenginlikten, servetten yoksun bırakılmışlar. Aslında, bu Azerbaycan`ın sivil halkına karşı yapılan barbarlıktır, fakat buna rağmen biz bugün kesinlikle saldırganlık veya uzlaşmazlık tutumu sergilemiyoruz. Biz düşünüyoruz ki, Azerbaycan ile Ermenistan komşu devletlerdir, barış ve uzlaşma ortamında yaşamalılar. Biz düşünüyoruz ki, ömür boyunca birbirine düşmanca davranmak, kin tutmak, savaş yapmak mümkün değil. Kısa süre öncesine kadar mevcut olan ilişkileri yeniden sağlamak gerekiyor. Ama Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanması koşuluyla.

Dağlık Karabağ`ın ve Ermeni nüfusunun geleceğine veya sorunlarına gelince, onlar Azerbaycan vatandaşılar, bu nedenle de Azerbaycan Devleti Dağlık Karabağ`ın tüm Ermeni nüfusunun güvenliğini garanti altına alıyor. Biz Dağlık Karabağ`ın uygun statüsü konusunu görüşmeye hazırız, fakat şu koşulla: Ermeni silahlı birlikleri işgal altında tuttukları topraklardan koşulsuz, kayıtsız, şartsız çekilsinler. Bir kez daha belirtirim ki, bu konuların çözümünde biz öncelikli olarak uluslararası örgütlerin olanaklarına güveniyoruz, bunun yanı sıra dünya politikasında büyük nüfuzu olan Büyük Britanya gibi büyük bir ülkenin yardım ve desteğini, yani bu sorunun çözümünde öbjektif davranacağını umuyoruz

Bildiğiniz üzere, Azerbaycan geçen sene Eylül ayında Bağımsız Devletler Topluluğu`na katılmıştır. Biz Bağımsız Devletler Topluluğu`nun üyesi olarak bu sorunun çözümünde Birlik ülkelerinin etkin katılımına güveniyoruz. 24 Aralık`ta Aşkabat`ta birlik üyesi ülkelerin devlet başkanlarının toplantısı yapıldı. Orada ben Ermenistan`ın Azerbaycan`a yönelik askeri saldırısı ile ilgili resmi bir açıklamada bulundum ve Bağımsız Devletler Topluluğu üyeleri olan Azerbaycan ve Ermenistan`ın kendi aralarında savaş durumunda olmasını asla kabul edilemez ve anormal bir durum olarak değerlendirdim. Kısacası, biz bu sorunun barışçıl çözüm yollarını araştırıyor ve dünya topluluğunun etkin yardımını umuyoruz.

Bağımsız Azerbaycan devletinin halihazırda çektiği bütün sıkıntılara rağmen, Azerbaycan`da şimdi iç politik durum istikrarlıdır, iyidir. Nitekim büyük ekonomik ve sanayi potansiyeline, yer altı ve yer üstü zenginliklere, zengin entelektüel birikime sahip Azerbaycan bütün ülkelerle, aynı zamanda İngiltere ile ekonomik işbirliği alanında iyi bir ortak olabilir.

Dün ben İngiltere iş adamları önünde yaptığım konuşmamda onları Azerbaycan`a davet ettim. Aynı ricayı, aynı çağrıyı ben size bugün de yapıyorum. Azerbaycan ile işbirliğinin sadece petrol alanı ile sınırlı olmadığını dikkatinize sunmak isterim, gerçi Azerbaycan dendiğinde ilk önce onu petrol ülkesi olarak düşünüyorlar. Tabii ki, biz "BP" ve Batı`nın "Amoco", "Penzzoil", "Statoil" ve benzeri petrol şirketleri ile, Türkiye`nin petrol şirketi ile işbirliğini sürdüreceğiz. Yakın dönemlerde çalışma sözleşmesi imzalanabilir.

Bunun yanı sıra, söylediğim üzere, Azerbaycan ekonomik işbirliği açısından büyük olanaklara da sahip bulunmaktadır. Örneğin, "Kayzer Engineering" şirketine bakalım. Dün ben onun başkanıyla buluştum. Bugün ise ortak alüminyum üretimine ilişkin bir sözleşme imzalandı. Bizde çok güçlü petro-kimya kompleksi ve büyük olanaklar bulunmaktadır. Dün ben "John Brown" Şirketi`nin Başkanı ve diğer çalışanları ile bir görüşme yaptım. Bugün biz bir anlaşma imzaladık. Umarım, etkin işbirliği için bizim olanaklarımız vardır.

Azerbaycan`ın İletişim Bakanlığı ile "CPT" şirketi arasında verimli bir işbirliği sağlanmıştır. Azerbaycan büyük makine yapım kompleksine sahiptir. Bu kompleks petrol makinesi yapımı, elektroteknik ve elektronik cihaz yapımı ve makina yapımının öteki alanlarından oluşmaktadır. Üretim birimlerinin - ki şimdi onlar çeşitli nedenler yüzünden tam kapasite çalışmamaktadır- bulunması uygun ortamı sağlıyor. Azerbaycan`a gelip iyi ekonomik ilişkiler kurabilirsiniz ve ben bu konuda sizi temin ederim. Bu tür işbirliğinin güvenilir olacağına devlet, aynı zamanda cumhurbaşkanı güvence verecektir.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan - Büyük Britanya ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Avrupa