Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in, Dokuz Eylül Üniversitesi tarafından kendisine Fahri Doktora unvanı verilmesi dolayısıyla yapılan törende konuşması - İzmir, 7 Mayıs 1997


Sayın Rektör!

Sayın bayanlar ve baylar!

Sayın dostlar, değerli öğrenciler!

Ben dostunuz, kardeşiniz Azerbaycan`dan sizin hepinize sıcak selamlar getirdim. Şahsınızda Türkiye Cumhuriyeti`nin tüm üniversitelerine, tüm profesörlerine, tüm bilim adamlarına, tüm öğretmenlerine, tüm öğrencilerine saygı ve sevgilerimi sunuyorum, size mutluluk ve tüm çalışmalarınızda başarılar diliyorum!

Türkiye`nin büyük ve çok güzel kenti olan İzmir'in sakinlerini, vatandaşlarını yürekten selamlıyorum. İzmir ve Azerbaycan`ın başkenti Bakü kardeş kentlerdir. Hem Bakü sakinleri adına, hem Azerbaycan vatandaşları adına İzmir kentinin tüm sakinlerini ve vatandaşlarını selamlıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, değerli dostum, kardeşim Süleyman Demirel`in resmi davetlisi olarak ben üçüncü gündür Türkiye Cumhuriyeti`nde bulunuyorum. Ben ve beraberimdeki Azerbaycan heyeti üç gün boyunca Türk kardeşlerimiz, Türk halkı, Türkiye Devleti ve hükümeti tarafından konukseverlikle ve sevgi dolu bir ortamda ağırlandık. Bu, bizim için büyük bir mutluluktur. Bu, bizim için unutulmaz günlerdir. Bu, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin hem Tük halkı için, hem Azerbaycan halkı için ne kadar değerli, ne kadar önemli ve ne kadar kıymetli olduğunu birkez daha gözler önüne sermektedir.

Türkiye`de, Ankara`da bulunduğumuz sırada biz birçok görüşmeler yaptık ve Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin genişlemesi ve geliştirilmesi alanında değerli çalışmalar yaptık, çok önemli devletler arası, hükümetlerarası sözleşmelere imza attık. Belgeler arasında, Türkiye ve Azerbaycan arasındaki stratejik işbirliğinin derinleştirilmesine ilişkin anlaşma özel önem taşıyor. Bu anlaşmayı Türkiye ve Azerbaycan Cumhurbaşkanları imzaladılar. Bu anlaşma ile Türkiye-Azerbaycan ilişkileri niteliksel anlamdam st düzeye çıkıyor ve bu ilişkilerin ileride daha hızlı, aynı zamanda geniş kapsamlı ve her boyutta gelişmesi için yeni bir aşamaya giriliyor.

Bu günler zarfında Türkiye`de yaptığımız görüşmelerden ve yaptığımız temaslardan, imzalanan belgelerden son derec memnunum ve düşünüyorum ki, bunların hepsi Türkiye-Azerbaycan dostluk ve kardeşlik ilişkilerini daha da pekiştirmektedir.

Azerbaycan heyetine ve şahsıma gösterilen bu saygı, bu sevgi, bu ilgi, bu konukseverlik için Türkiye Cumhuriyeti`ne, sayın cumhurbaşkanına, tüm Türk halkına teşekkür ve şükranlarımı sunarım.

Türkiye gezisi kapsamında İzmir`i ziyaret etmek benim için değerlidir. Ben İzmir kentini ilk defa 1992 senesinde ziyaret ettim ve dönemin Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal ve Başbakan Sayın Süleyman Demirel`in daveti üzerine ülkenize gelerek, İzmir`de yapılan 3.Uluslararası Ekonomi Kongresi`ne katıldım. Bu kongrede bana bildiri sunma, kongre katılımcılarına seslenme olanağı sağlandı. Bu, benim hayatımda, özgeçmişimde çok manidar ve fevkalade bir olay oldu. Ben o günleri hep anıyorum. İzmir'in ne kadar güzel, ne kadar gösterişli ve ne kadar sevgi dolu bir kent olduğunu hissettim. Bu, benim hep hafızamdadır.

İzmir`i tekrar ziyaret etmekten çok memnunum ve özellikle sizinle görüşme benim için çok değerlidir, çok kıymetlidir.

Değerli dostlar, siz bana büyük saygı ve ilgi gösterdiniz. Bunun yanı sıra Siz bana çok büyük güven duydunuz - sizin üniveristenin fahri doktora unvanını verdiniz. Bu konuda kabul ettiğiniz kararları ve işbu kararlarda fahri doktora unvanının verilmesine yönelik uygulanan esasları büyük dikkat ve memnuniyetle okudum. Bana gösterdiğiniz bu ilgi için, benim çalışmalarıma ve özellikle Azerbaycan Cumhuriyeti devlet başkanı olarak benim yaptığım faaliyetlere bu denli yüksek değer biçtiğiniz için, bu denli saygı gösterdiğiniz için size içten teşekkür ederim. Çok sağolun. Dokuz Eylül Üniversitesi, genç bir ünivsersitedir, henüz 15 yaşında, fakat şu 15 yılda o, hızla gelişmiş, büyümüş ve burada söylendiği üzere, Türkiye'deki üniversiteler sıralamasında dördüncü sıraya yükselmiştir. Bu, çok ilginç bir göstergedir. Yani 15 yaşında olacaksın ve bu yıllar zarfında birçok eski, köklü üniversiteyi geride bırakarak dördüncü sıraya yerleşeceksin - bu, büyük bir kahramanlıktır.

Ben iyi bir eğitimin verilmesi, yüksek öğrenimde elde edilen başarıların değerlendirilmesi konusunu Türkiye`de çok ciddiye aldıklarını, çok büyük kriterilerin arandığını ve bu tür başarılara ulaşmanın, değer kazanmanın kolay olmadığını iyi biliyorum. Görünen o ki, bu, kısa sürede, 15 yılın zarfında üniversitede bir araya toplanan yüksek vasıflı öğretmenlerin, profesörlerin, doktoraların, bilim adamlarının ortak çabası ve emeği sonucu sağlanmıştır. Değerli dostlar, onun için ben kazandığınız başarılardan dolayı sizi yürekten kutluyorum, üniversitenize, tüm gelecek çalışmalarınızda başarılar diliyorum ve üniversitenizin 4.sıradan daha üst düzeylere yükselmesini, diğer üniversiteleri de geride bırakmasını temenni ediyorum.

Rekabet, her zaman insanların, aynı şekilde eğitim merkezlerinin, üniversitelerin hızla gelişme ortamını sağlar. Sanırım, sizin kazandığınız bu başarılar sizden eski, köklü Türkiye üniveristelerini biraz tedirgin edecek, onlar da kendi işlerini daha iyi yapmaya çalışacaklar. Siz, böylece, onlara yardım edecek ve kendiniz de ilerleme kaydedeceksiniz. Ben kardeş, dost Türkiye`de yüksek eğitimin daha üst düzeylere çıkmasını, Türkiye üniveristelerinin gelişmesini ve dünyanın en seçkin üniversiteleri arasına katılmalarını istiyorum.

Sanırım, sizin üniversitenin başarılarından biri de üniversitenizin "Dokuz Eylül" ismini taşıyor olmasıdır. Dokuz Eylül, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok önemli bir tarihtir, önemli bir aşamadır. Biz hepimiz çok iyi biliyoruz ki, Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra Türkiye`de çok gergin bir durum oluşmuştu ve Türkiye`nin dış düşmanları Türkiye`yi çökertme, bölme, tekrar işgal etme amacını güdüyorlardı. Türkiye`ye silahlı saldırılar yapıldı ve Türk halkının kahramanlığı, cesareti o yıllarda Türkiye`yi bu büyük tehlikelerden, büyük felaketlerden kurtardı. Türkiye`nin bu kurtuluş savaşı sırasında İzmir 9 Eylül olayları, 9 Eylül zaferi ülke tarihinde çok önemli bir yer işgal ediyor. Bilindiği üzere, Türkiye`de kurtuluş savaşının, zaferinin öncüsü ve kumandanı, kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandıran Türk halkının seçkin evladı büyük Mustafa Kemal Atatürk oldu.

Mustafa Kemal Atatürk`ün önderliği altında burada - İzmir`de dış düşmanları ülkeden çıkarmak için planlar yapıldı, askeri operasyonlar düzenlendi. Onun önderliği altında Türkiye`nin duşmanları 9 Eylül`de denize döküldü, İzmir kurtuldu ve Musatfa Kemal Atatürk bu askeri operasyonu bizzat yönetti, bu mücadeleden zaferle çıktı.

Tüm bunlar Türkiye Cumhuriyeti tarihinin güzel sayfalarıdır. Üniversitenizi kurduğunuzda ona "Dokuz Eylül" ismini vermeniz de 9 Eylül tarihine sizin ne kadar büyük değer ve önem verdiğinizi gösteriyor, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana kurucusu Mustafa Kemal Atatürk`ün idelerine, çizdiği yola ne denli bağlı olduğunuzun bir kanıtıdır. Üniversiteniz ileride de bu yolu izleyerek yeni başarılar kazanacaktır. Bundan böyle sizin üniversiteniz benim de öz üniversitem olacak. Zira üniversitenizin fahri doktorası olarak ben de onun çalışmalarına katılacağım ve sizin üniversitenin faaliyeti benim kendi işim niteliğini taşıyacaktır. Sizin üniversiteniz bundan böyle de yeni başarılar kazanacaktır. Ben bundan eminim.

Sayın dostlar, bugünlerde biz Türkiye-Azerbaycan dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin geliştirilmesi alanında çok ciddi adımlar attık. Bugün ben birkez daha vurgulamak isterim ki, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri her geçen gün daha da pekişiyor, gelişiyor ve bundan böyle daha hızlı gelişecektir. Bizim dostluğumuz tarihi köklerimiz, milli birlik ve beraberliğimiz, aynı dili konuşmamız, aynı dine mensup, aynı gelenek -göreneklere, aynı manevi değerlere sahip olmamız sayesinde her geçen gün daha da güçlenecek, her geçen gün gelişecektir. Biz Azerbaycan`da bu dostluğa özel önem, özel yer veriyoruz ve emin olabilirsiniz, biz bundan böyle de bu ilişkilerin daha da gelişmesine çalışacağız.

Azerbaycan bağımsız bir devlet olarak genç bir devlettir. O, bağımsızlığının 6.yılını yaşıyor. Bugün üniversitenin aldığı karardan da anladım ki, Azerbaycan`da yaşanan süreçlerden, yapılan çalışmalardan sizin haberiniz var ve bu yıllar zarfında Azerbaycan`ın bağımsızlığını pekiştirmek, Azerbaycan`ın egemenliğini temin etmek, Azerbaycan`ı Ermenistan`ın işgalinden kurtarmak için sürekli ve düzenli bir çalışma yürüttüğümüzü siz biliyorsunuz. Çalışmalarımız çok zorlu, gergin bir ortamda sürmüştür. Biliyorsunuz ki, 1988 yılından itibaren Azerbaycan, Ermenistan'ın silahlı saldırısına uğramıştır ve bazı ülkelerin Ermenistan`a sürekli yardımı ve bazı başka nedenler yüzünden bu saldırı şiddetlenmiş ve sonuçta Azerbaycan topraklarının yüzde 20`si Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından işgal edilmiştir. İşgal altındaki topraklardan bir milyonun üzerinde Azerbaycan vatandaşı kovulmuş, göçe zorlanmıştır, şimdi onlar zorlu koşullarda yaşıyorlar, çoğu 4-5 senedir çadırlarda barınıyor.

Üç sene önce biz Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan savaşı durdurduk, atşekes antlaşmasını imzaladık. Üç yıldır, savaş yok, biz ateşkes ortamında yaşıyoruz, mamafih kalıcı barış da sağlanmış değil. Azerbaycan`ın toprak bütünlüğü bozulmuştur, Azerbaycan`ın sınırları ihlal edilmiştir ve birkez daha vurguluyorum, Azerbaycan topraklarının yüzde 20`si Ermenistan silahlı kuvvetlerinin işgali altında bulunuyor. Biz üç yıldır devam eden bu ateşkes boyunca sorunu barışçıl yoldan çözmeye çalıştık ve çalışıyoruz ve bundan böyle de çalışacağız. Geçen yılın sonunda AGİT Zirvesinde kabul edilmiş belge bu sorunun çözüme bağlanması için daha iyi olanaklar sağlıyor.

AGİT Zirvesinde AGİT üyesi 53 ülkenin cumhurbaşkanları Ermenistan-Azerbaycan sorununun barışçıl yoldan çözümüne yönelik ilkeleri kabul ettiler. Biz, Ermenistan`ın ve Azerbaycan`ın toprak bütünlüğünün tanınması, Dağlık Karabağ`a Azerbaycan Cumhuriyeti'nin sınırları içinde en geniş özerklik verilmesi ve Dağlık Karabağ`ın tüm nüfusunun - hem Ermeni, hem Azeri nüfusun güvenliğinin güvence altına alınması ilkelerini onayladık, fakat Ermenistan kabul etmedi. Şimdi amaç ve AGİT Minsk Grubu üyelerinin, AGİT Minsk Grubu eşbaşkanları olan Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve Fransa temsilcilerinin görevi bu ilkeler temelinde görüşmeleri hızlandırmak ve barışı sağlamaktır.

AGİT üyesi ve AGİT`in kurduğu Minsk Grubu üyesi olarak Türkiye, Azerbaycan'a karşı silahlı saldırı başlandığı dönemden bu yana Azerbaycan ile yoğun temas içindedir, Azerbaycan`ın yanındadır, bizimle yoğun işbirliği yapıyor ve Lizbon`da bu tarihi belgenin kabulünde Türkiye Cumhuriyeti`nin ve Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel`in de çok büyük rolü oldu. Umarız, Türkiye, ileride de Azerbaycan`ın bu sorunun çözümü için, hem Azerbaycan'ın, hem Türkiye`nin büyük bir çilesi olan bu Ermeni işgaline, bu Ermeni saldırısına son vermek için çabalarını esirgemeyecktir.Umarım, biz hep birlikte, ortak çabalarımızla eninde sonunda bu sorunu barış yoluyla çözeceğiz.

Fakat aynı zamanda bilmelisiniz ki, Ermenistan yalnız Azerbaycan için değil, genel olarak Kafkasya için, keza Türkiye için büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Sizin de bildiğiniz üzere, Rusya`nın son zamanlarda Ermenistan`a bir milyar dolar değerinde ağır silahlar verdiği ortaya çıktı. Bir yandan, biz üç yıldır ateşkes ortamında yaşıyoruz, öte yandan ise Rusya, bu üç yıl boyunca Ermenistan`a bir milyar dolar değerinde silah veriyor. Kuşkusuz ki, küçük bir devlete, Azerbaycan topraklarının yüzde 20`sini işgal etmiş bir devlete, Türkiye`nin yanı başında bulunan bir devlete bu miktarda güçlü silahların verilmesi herkesi endişelendirmeli, aynı şekilde Türkiye`yi, Türk kamuoyunu da kaygılandırmalıdır. Bugün ben hepinizin dikkatini özellikle bu konuya çekiyorum ve bilin ki, bu, değil Azerbaycan`a, bölgedeki tüm diğer devletlere yönelik bir eylemdir.

Azerbaycan, tüm bu zorluklara rağmen kendi bağımsızlığını her geçen yıl daha da pekiştirmeye çalışıyor. Ne var ki bu konuda yurt içinde çok sıkıntılar yaşadık. Biliyorsunuz, Azerbaycan bağımsızlığını kazandıktan sonra ülke içinde istikrar ve huzur yoktu. Bizim diğer en büyük başarımız işte son iki üç yıl zarfında Azerbaycan`da sosyopolitik istikrarı, huzuru tesis etmemizdir. Şimdi Azerbaycan`da huzur sağlanmıştır.

Biz Azerbaycan`da demokratik hukuk devleti kuruyoruz, laik devlet kuruyoruz. Bu, bizim stratejimizdir. Biz bu strateji doğrultusunda ilerliyoruz. Biliyorsunuz ki, Azerbaycan, uzun yıllar boyunca bağımsızlıktan yoksundu.

Şimdi biz bağımsızız, kendi kaderimizi kendimiz belirliyoruz ve bağımsız demokratik bir devlet kuruyoruz. Biz devletimizin tam demokratik, tam laik, tam hukuk devleti olmasını istiyoruz. Bunun için de Azerbaycan`da demokrasinin yerleşmesi, geliştirilmesi, hukuk üstünlüğünün temini bizim temel görevimizdir ve bunu yerine getirmeye çalışıyoruz.

Ne var ki biz bu çizgiyi, politikayı uygularken büyük direnişler, zorluklarla da karşılaştık. Fakat biz onların önüne geçtik, üstesinden geldik. Aziz dostlar, kardeşler, şimdi Azerbaycan`da sosyopolitik durum tam istikrarlıdır, Azerbaycan halkı kendi hayatını kendisi kuruyor. Azerbaycan`ın bağımsızlığı geri döndürülemez, yok edilemez, bozulamaz. Biz Azerbaycan`ın bağımsızlığını bundan böyle gözümüzün akı gibi sakınacağız, güçlendireceğiz. Bana güvenin, Azerbaycan, uluslararası kamuoyunda kendine özgü, hakettiği yeri alacaktır.

Size bahsettiğim sorunlar nedeniyle Azerbaycan, son yıllarda büyük ekonomik kriz yaşıyor. Kuşkusuz ki, bu kriz insanların refah düzeyini çok azaltmış, toplumsal durumunu çok kötüleştirmiştir. Bununla birlikte biz ekonomide çok ciddi değişiklikler yapıyor, ekonomik reformlar uyguluyor, ekonomide piyasa ekonomisi sistemini kuruyor, girişimciliği geliştiriyoruz. Toprak reformu yasasını kabul ettik ve bunun temelinde tüm toprakların özel mülkiyete geçişini sağladık. Böylece, Azerbaycan ekonomisi gelişmiş devletlerin, ülkelerin, aynı şekilde Türkiye Cumhuriyeti ekonomisinin izlediği, ilerlediği yolu takip ediyor. Bu alanda bazı başarılar da kazandık. Umarım, bu yolu izleyerek Azerbaycan ekonomisini de geliştireceğiz ve Azerbaycan`ın büyük doğal kaynakları, ekonomik potansiyeli, bilimsel entelektüel potansiyeli halkımızın refahı için daha verimli kullanılacaktır.

Tüm bu sorunların çözümü için biz Türkiye Cumhuriyeti ile ekonomik ilişkilerin gelişmesine özel önem veriyoruz ve bundan böyle de Türkiye-Azerbaycan ekonomik ilişkileri bizim tüm dış ekonomik ilişkilerimizin merkezinde yer alacaktır.

Azerbaycan`da bu değişimleri yapmak, yeni düzen geliştirmek, yeni bir devlet kurmak için bizim yenilikçi, yüksek vasıflı uzmanlara ihtiyacımız var. Bu yüzdendir ki Azerbaycan`da bilim, yüksek öğretim ne kadar gelişmiş olsa bile, biz geleceğimiz için Türkiye`de de kadroların yetiştirilmesini gerekli gördük.

Size şunu da bildirmek isterim, 20.yüzyılda Azerbaycan`da bilim, öğretim sistemi, kültür, eğitim çok hızla gelişmiştir. Biz bağımsız olmasak da, halkımız için önem taşıyan bu alanlarda önemli başarılara ulaştık. Bizim başarılarımız şunlar oldu, başka bir düzende, başka bir ülkenin sınırları içinde yaşamakla birlikte dilimizi, İslam dinini, manevi değerlerimizi, örf-adetlerimizi koruduk, kültürümüzü geliştirdik. Azerbaycan`da tüm nüfus okuma yazma biliyor, okuma yazma bilmeyen yok. Azerbaycan`da orta, yani 10 senelik eğitim her zaman zorunlu eğitim oldu ve bugün de zorunludur. Azerbaycan`da çok sayıda üniversite bulunuyor. Bakü Üniversitesi, 77 yıllık tarihi geçmişe sahiptir. Diğer üniversitelerin 60-70 yıllık geçmişi var. Azerbaycan`ın büyük Bilimler Akademisi vardır, başkanı şu an burada bulunuyor. Bizim bazı şairlerimiz, kültür adamlarımız benimle birlikte gelmişler. Kısaca, 20.yüzyılda Azerbaycan kültürünün, biliminin, eğitiminin gelişmesinde çok büyük başarılar sağlanmıştır.

Fakat biz bugün bundan daha büyük gelişmeler kaydetmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Onun için biz eğitimde, yüksek öğretim okullarında reformlar uyguluyoruz. Bu bakımdan Türkiye üniversiteleri ile işbirliğine özel önem veriyoruz. Sanırım, ben sizin fahri doktorunuz olduktan sonra sizin üniversite ile daha iyi ilişkiler kurmamız gerekecektir. Bizim gençlerin Türkiye üniversitelerinde eğitim, meslek edinmesine özel önem veriyoruz.

Bu bakımdan ben Türkiye üniversitelerinde Azerbaycan gençlerine, Azerbaycanlı öğrencilere eğitim veren öğretmenlere, profesörlere ve üniversite başkanlarına teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Eminim, bizim bu işbirliğimiz bundan böyle de devam edecektir.

İzmir`de, sizin üniversitede de Azerbaycan gençleri öğrenim görüyorlar, onlardan bazıları şu an bu salonda bulunuyorlar. Onlara sesleniyorum, değerli evlatlarımız, çocuklarımız, siz bağımsız Azerbaycan`ın geleceği için çok gereklisiniz, önemlisiniz. Bağımsız Azerbaycan`ı yaşatmak, geliştirmek, daha güçlü yapmak için siz yüksek eğitim almalı, çağdaş gereksinim ve öngörüler doğrultusunda meslekler edinmelisiniz. Bunların hepsini Türkiye`de, Türkiye üniversitelerinde, aynı şekilde Dokuz Eylül Üniversitesi`nde edinme imkanı vardır. Size tavsiyem, sizden ricam şudur, burada geçirdiğiniz günleri, ayları, yılları verimli değerlendirin, iyi bir eğitim alın, Türkiye`de en güzel gelenekleri benimseyin, Azerbaycan`a götürün, Türkiye-Azerbaycan dostluğunu pekiştirin ve kendinizi bağımsız Azerbaycan`ın geleceğine hazırlayın.

Sayın dostlar, ben size birkez daha teşekkür ve şükranlarımı sunuyorum. Sizi temin ederim ki, ben Dokuz Eylül Üniveristesi`nin Fahri doktoru unvanını her zaman büyük gururla taşıyacağım ve tüm gelecek çalışmalarımızda sizin güveninizi boşa çıkarmamaya çalışacağım. Sizin üniversiteye, tüm İzmir kentine, İzmir`in sakinlerine, vatandaşlarına saadet, mutluluk dilerim. Kuşku yok ki, Türkiye Cumhuriyeti, aynı şekilde Türkiye üniversiteleri, bilim adamları büyük önder Mustafa Kemal Atatürk`ün çizdiği yolu izleyerek Türkiye`yi her geçen gün daha da güçlendirecek, onu kudretli bir devlete dönüştürecek, daha gönenç, mutlu bir ülke yapacaklar ve Türkiye vatandaşlarının refah düzeyini yükseltecekler. Bu yolda, Türkiye-Azerbaycan dostluğunun güçlendirilmesi yolunda hepinize başarılar diliyorum.

Yaşasın Dokuz Eylül Üniversitesi!

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!

Yaşasın ebedi ve sarsılmaz Türkiye-Azerbaycan dostluğu!

Teşekkür ederim.

Çeviri "Haydar Aliyev: Bağımsızlığımız sonsuza kadar sürecektir"((konuşmalar, nutuklar, bildiriler, demeçler, mektuplar, sunumlar, seslenişler, kararlar) 9.cilt, sayfa 349) kitabından yapılmıştır.

Kısa inceleme yazısı

DIŞ POLİTİKA

Genel tarihi bilgiler

Azerbaycan-Türkiye ilişkileri

Bilgi notu

Azerbaycan - Türk Dünyası