Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev`in Azerbaycan ve Gürcistan heyetleri arasında görüşmelerin tamamlanması ve belgelerin imzalanması üzerine Gürcistan Cumhurbaşkanı Edurard Şevardnadze ile ortak basın toplantısında açıklamaları - Tiflis, 8 Mart 1996


Sayın bayanlar ve baylar!

Benim dostum, Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Amvrosiyeviç Şevardnadze görüşmemizin ilk gününde imzalanan belgeler hakkında sizlere detaylı bilgi verdi. Dolayısıyla bu, beni herhangi bir bilgi vermekten kurtarmış oldu. Ben Eduard Amvrosiyeviç`in söylediği şeylere, yaptığı değerlendirmelere, yorumlara tamamen katılıyorum.

Bu arada Gürcistan ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında imzalanan «Dostluk, İşbirliği ve Karşılıklı Güvenliğin Pekiştirilmesi Anlaşması»nın özel önem arz ettiğini vurgulamak istiyorum. Gürcistan ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında on yıllar, yüzyıllar boyunca bulunan geleneksel dostluk ilişkilerini, iyi bir komşu ve sıkı dost olduğumuzu, ülkemizi, bölgemizi ilgilendiren bir çok konuyu hep birlikte çözdüğümüzü ve uluslararası alanlarda etkin işbirliği yaptığımızı temel alırsak, bunun müstesna bir önemi vardır.

«Kafkasya Bölgesinde Barış, Güvenlik ve İşbirliği hakkında» imzalamış olduğumuz bildiri çok mühimdir. Bence, bu, aynı nitelikte bulunan ilk ciddi, önemli siyasi belgedir. Bunun büyük önemi şu ki, Kafkasya, istikrarsızlık ve çatışmalardan dolayı acı çekiyor, uluslararası pekçok çatışma ve süreçler yüzünden muzdariptir. Onun için hepimizin, özellikle Gürcistan ve Azerbaycan devlet başkanlarının görevi Kafkasya`da barış, güvenlik ve işbirliğini geliştirmektir. İmzaladığımız belge içerik ve nitelik itibariyle bu işbirliğini sağlayacaktır. Diğerleri de buna katılabilirler. Bu yüzden umarım, diğer bölge devletleri, aynı şekilde başka devletler bu belgeye katılırlar.

Azerbaycan erken petrolünün Gürcistan üzerinden Karadeniz kıyısına sevkine ilişkin bugün imzalanan belgeler aynı şekilde büyük önem arzetmektedir. Hem Azerbaycan hem Gürcistan ekonomisi için bunun önemi, gerçekten, büyüktür. Bu, aynı zamanda dostluk, işbirliği hattıdır. Umarım, gelecek kuşaklarımız bizim bu doğrultuda yaptığımız çalışmalara hak ettiği değeri verecekler. Çünkü Azerbaycan`dan başlayarak Gürcistan üzerinden Karadeniz kıyısına kadar uzanan petrol boru hattının inşası ileride ekonomik ve sosyal anlamda büyük ilgi görecektir.

İmzaladığımız her belge, kuşkusuz, önemlidir. Bu yüzden konuştuklarımız ve imzaladığımız belgelerden, bugün burada, Tiflis`te karşılıklı ilişkilerimizde sağlanan samimi dostluk atmosferinden son derece memnunum. Gürcistan`a davet ettikleri için, bana ve heyetimizin tüm üyelerine gösterdikleri yakınlık için Sayın Eduard Şevardnadze`ye şükranlarımı sunuyorum. Biz burada kendimizi evimizde gibi, kardeşlerimizin yanında hissediyoruz, buraya da aynı duygularla geldik ve Tiflis`te, Gürcistan toprağında geçirmiş olduğumuz saatler bu duygu ve umutlarımızı boşa çıkarmadı.

Sanırım, konuşmak için çok zamanımız olacak, zira bir hayli kapsamlı gezi programım var ve muhtemelen basınla tekrar görüşeceğiz. Şimdilik söylediklerimin yeterli olduğunu düşünüyorum. İlaveten şunu söylemek istiyorum, Gürcistan Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze`yi Azerbaycan`a davet ettim ve bugün birkez daha davet ediyorum. Zannediyorum ki, burada yaptığımız birçok çalışmanın üzerine böyle bir ziyaret gerçekleşir. İlginize teşekkür ederim.

Soru: Her iki cumhurbaşkanı huzurlu Kafkasya konusuna değindiler. Bu yüzden her ikisine soruyorum: Muhtemelen, Rusya, erken petrolün Gürcistan üzerinden taşınmasına dair sözleşme nedeniyle Kafkasya`daki nüfuzunu belli ölçüde kaybetmiştir. Sizce, o, nüfuzunu nasıl artırabilir - acaba barışı sağlama girişimlerinde bulunduğu Dağlık Karabağ ve Abhazya aracılığıyla mı bunu yapmaya çalışacak, yoksa başka yöntemlere mi başvuracak?

E. Şevardnadze: Zannediyorum ki, Hazar petrolünün Gürcistan üzerinden, yani Batı yönünde taşınması konusuna satır aralarında bir şey aramaya gerek yok. Bu, hem Gürcistan, hem tüm Kafkasya açısından tarihi önem arz etse de, bence bu, olağan bir karardır. Burada her hangi bir bir çelişki, ihtilaf bulunmamakta ve alınan karar herhangi bir devlete karşı değildir. Bildiğiniz üzere, bu konuda iki güzergah- Kuzey ve Batı güzergahları öngörüliyor. Şirketlerin birbirine paralel iki güzergaha sahip olma isteği tamamen doğal ve yasaldır. Başka bir deyişle, burada diğer ülkelerin, üçüncü ülkelerin çıkarları zedelenmemiştir. Aksine, zannediyorum ki, bu çıkarlar maksimum düzeyde dikkate alınmıştır.

H. Aliyev: Ben, bu durumda kimsenin kaybetmediğini, herkesin kazandığını düşünüyorum.

Soru: Sayın Cumhurbaşkanları, siz Kafkasya`da barış sağlama girişiminden bahsettiniz. «Kafkasya`da barış» formülünde gerçek payı nedir, bu bölgedeki diğer devletlerin yöneticilerinin sizin girişiminizi destekleyeceğine ne kadar eminsiniz? İkinci sorum Sayın Aliyev`e: Çeçenistan`daki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu bakımdan petrolün Kuzey yönünde naklini ne derece umut verici buluyorsunuz?

H. Aliyev: Ben imzaladığımız bildirinin önemini anlattım. Sanırım, Eduard Şevardnadze ve Haydar Aliyev çok önemli bir girişim - Kafkasya`da barışın güçlendirilmesi girişiminde bulundular. Hiçbir şey bundan üstün değildir. Bu girişimi nasıl gerçekleştireceğimize gelince, tabii ki, kolay olmayacak. Ancak her hangi kimse Kafkasya`da barışın sağlanmasına karşı çıkarsa, doğal olarak, hem Kafkasya`da, hem dünya kamuoyunda saldırgan, çatışma, istikrarsızlık yanlısı olarak nitlendirilecektir. Bu yüzden sağduyunun üstün geleceğini, Kafkasya`da çatışma ve istikrarsızlık yüzünden bugüne değin çektiğimiz sıkıntılara rağmen, Kafkasya`da emin adımlarla barışa doğru ilerleyeceğimizi düşünüyorum. Kafkasya, huzurlu, güvenli, sakin, iyi komşuluk ve karşılıklı yarara dayanan bir işbirliği bölgesi olmalıdır. Bu soruyla ilgili bunları söyleyebilirim.

Bu arada Çeçenistan`daki durumu, herhalde, benden daha iyi biliyorsunuz, zira sizin Çeçenistan ile sınırlarınız var, bizim ise yok. Ben oradaki durumu değerlendirmek istemiyorum, durum her gün değişiyor. Fakat bir tek şunu söyleyebilirim, biz her zaman bölücülüğe, teröre karşı olduk ve bugün de aynı şekilde karşıyız. Bu konuyla ilgili söyleyeceklerim bundan ibarettir. Bu durumun Azerbaycan petrolünün Kuzeye, Rusya üzerinden Karadeniz kıyısına naklini nasıl etkileyeceğine gelince, Rusya devlet ve hükümet yöneticilerinin bununla ilgileneceğini düşünüyorum.

E. Şevardnadze: Ben Haydar Aliyeviç`in söylediklerine katılıyorum. Kendisi bizim girişimimizle ilgili soruyu detaylı olarak yanıtladı. Sadece bir şeyi eklemek istiyorum. Birleşmiş Milletler, Avrupa güvenlik kurumları, Güvenlik Konseyi, BDT Kafkasya`daki durumla ilgileniyorlar. Rusya, arabuluculuk yapıyor. Mamafih, biz Kafkasya faktörünü henüz etkin hale getiremedik. Ben son yıllarda yaşanan ve çok ağır sonuçları bulunan ihtilafları kastediyorum. Bence, girişimimizin başlıca önemi, bilhassa Kafkasya faktörünün etkinlik kazanması olacaktır, ben burada Kafkasya devletlerini ve Kafkas halklarını kastediyorum.

Soru: Dağlık Karabağ, Abhazya ve Çeçenistan`daki çatışmaların ortak ve farklı yönleri ile ilgili görüşlerinizi bilmek isterim.

H. Aliyev: Bunların üçü de çok korkunç olaylardır. Ancak en vahim olanı, gelmiş geçmiş en eski ihtilafi Ermenistan ile Azerbaycan arasında yaşanan çatışmadır. Bunun sekiz yıllık tarihi geçmişi var. Sekiz yıl önce Ermenistan silahlı kuvvetleri Azerbaycan`a silahlı saldırıda bulundu ve Azerbaycan topraklarının yüzde 20`sini işgal etti. Bir milyonun üzerinde vatandaşımız işgal altındaki topraklardan göç etmek zorunda kaldı.

Bu, kuşkusuz, ne Abhazya-Gürcistan anlaşmazlığına, ne de Çeçenistan sorununa benziyor. Dolayısıyla bunların her halk, her ülke için korkunç ve trajik bir durum olduğunu düşünüyorum. Fakat her birinin kendine özgü özellikleri bulunuyor.